Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/37 E. 2020/440 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/37 Esas
KARAR NO : 2020/440
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2018
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı-borçlu … arasında Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, iş bu sözleşmenin 4. Maddesi uyarınca davalının, müvekkili şirketin, “… kendi dağıtım kanalları aracılığı ile müvekkili şirket tarafından kendisine bildirilmiş il/ilçelerde ürün/ürünlerin abonelik işlemlerini, dağıtımını ve sözleşmede belirtilen diğer hizmetlerini yerine getirmekle yükümlü” olup Düzce İli/İlçesi Kaynaşlı Sınırları içerisinde abone bayisi olduğunu, davalının işe başlaması müvekkili ile sözleşme akdedilmesine müteakip olup, taraflar arasında imzalanmış bir sözleşmenin mevcut olduğunu, taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin “Ödeme” Başlıklı 6.4. maddesinde belirtildiği gibi “… davalı bayi, aldığı ürün/ürünlerin bedelini komisyon tutarını mahsup ettikten sonra … Medya’nın belirlediği ödeme günlerinde yapmalıdır. Davalı bayi iş bu sözleşme kapsamında doğmuş ve doğacak borçlarını … Dağıtım Baş Bayisine süresinde yapmaması halinde, … ödemeyi yaparak bu alacağa halef olacaktır…” hükmü gereğince, takibe konu borcun doğumunun gerçekleştiğini, işbu ticari ilişki çerçevesinde davalının, müvekkili şirkete 29.287,62-TL borcu bulunmakla birlikte; davalının borcunu ödemesi hususunda yapılan yazılı ve sözlü görüşmelerin neticesiz kaldığını, davalı tarafından müvekkili şirkete ödemede bulunulmaması üzerine, davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili zımnında icra takibine geçildiğini, davalıya ilamsız icra takibine ilişkin ödeme emri gönderildiğini, davalının soyut ve haksız itirazları neticesinde takibin durduğunu, müvekkili şirket’in alacağı her türlü ticari kayıt ve belge, itiraz edilmeyen fatura ve irsaliyeler ile sabit olduğunu, davalının, vadesinde yapması gereken ödemeyi yapmadığını, likit alacağın tahsilini geciktirmek için takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, sonuç olarak; … İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın asıl alacak üzerinden iptaline, alacaklarına ticari avans faizi uygulanmasına, davalı hakkında % 20’den az olmayacak şekilde icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin kendisinin yerleşim yeri olan … Asliye Hukuk Mahkemeleri (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini, ayrıca, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacı yanın dilekçesi ekinde sunmuş olduğu 7.500,00 TL bedelli senedin tarafınca davacı yana sözleşme gereği teminat senedi olarak verildiğini, bu senedin tarih ve diğer kısımları davacı yanca haksız ve kötü niyetli olarak doldurulduğunu, buna rağmen tarafına hiçbir ihtar gönderilmeksizin değiştirilen senedi 10.000,00-TL bedeli olarak takibe koyarak, tarafından haksız olarak tahsil etttiklerini, icra dosyasına ait borcun tarafıma ait bir borç olmadığını, aksine bu, dönemin … Gazetesi tarafından yapılan satışlarla ilgili olduğunu, davacının o dönem Düzce’ye kurumsal gazete satacaklarını, bu gazetelerin kendi tarafı adına gönderileceğini, ancak dağıtım ve tahsilat sorumluluğunun kendilerine ait olduğunu beyan ettiğini, bunun üzerine davacı yanın, resmi kurumlara ve … Belediyesine toplu gazete satışı yaptığını, gönderimi ise kendi firması üzerinden gösterdiklerini, bu nedenle tarafınca yapılmış herhangi bir satış ve buna bağlı olarak ödenmesi gereken bir borcunun bulunmadığını, davacı ile kurumlar arasında yapılan bu satışlardan, görüşmelerden ve tahsilatlardan kendisinin kesinlikle haberinin dahi olmadığını, davacı yana böyle bir borcunun olmadığını, bahsi geçen gazetelere ait irsaliye ve faturaları imza karşılığında kimin teslim aldığına ilişkin davacı yanca hiçbir belge ve kayıt sunulmadığını, hâl böyle olunca, tıraj kaygısı ile karşılığı olmayan gazete yollanıp fatura edildiğinin düşünüldüğünü, bayi olarak bununla ilgili hiçbir yetki ve sorumluluğunun olmadığını, kaldı ki; bayilik feshi ile ilgili kendisi ile hiçbir görüşme yapılmadığını, direkt haksız ve dayanaksız icra takibine başlanıldığını, bu takibin ve borcun kabulünün mümkün olmadığını, … ‘de kurumlara ve Belediye’ye yapılan tahsilatlar yapıldı mı, yapıldı ise kendi hesabından düşürülüp düşürülmediğinin araştırılması gerektiğini, bayisi ile ilgili olmayan … Gazetesi abone departmanı ve bölge sorumlularının yapmadığı tahsilatlardan dolayı haksız olarak hakkında başlatılan icra takibi ile tahsil yoluna gidilmesinin dayanaksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, sonuç olarak, kötü niyetli açılan davanın reddine, İİK.67 maddesi uyarınca, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER :
İcra dosyası, bayilik sözleşmesi, fatura ve irsaliyeler, bilirkişi incelemesi, Bölge Sorumlusu ile Bayi arasındaki tutanak, davalıya ait 2016 yılına ait BA-BS formları, bilirkişi incelemesi,
GEREKÇE :
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı takibe yapılan itirazın iptaline ilişkin olup, davacının takip tarihi itibariyle alacağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
… İcra Müdürlüğü’nün 2017/… esas sayılı takip dosyasın tetkikinde davacı şirket tarafından davalı aleyhine 29.287,62-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren icra giderleri , vekalet ücreti ve asıl alacağın % 9,75 faizi ile birlikte BK 100 .maddesine göre tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresi içerisinde takibe, borca ve tüm fer’ilerine itiraz ederek takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın ve ekli icra dosyasının tetkikinden davacı-alacaklı tarafça yapılan ilamsız icra takibine davalı-borçlu tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Tarafların dayanmış olduğu bayilik sözleşmesi, fatura ve irsaliyeler, dosyaya ibraz edilmiştir.
Mahkememizce oluşturulan 15/10/2018 tarihli ara kararı ile; tarafların yasal ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak; defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia, savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan davacının alacağı olup olmadığı, davalı tarafından ne kadar gazete siparişi verildiği, davacı tarafından ne kadar gazete gönderildiği, yapılan satışlar, davacıya iade edilen ürünler, davalının komisyon tutarı tespit edilerek davacının takip tarihi itibariyle fatura alacağının bulunup bulunmadığı hususlarında bir mali müşavir bir gazetecilik ve basın yayın alanında sektör bilirkişisi vasıtası ile inceleme yaptırılarak, varsa takip tarihi itibariyle davacı alacağının saptanmasına ilişkin rapor alınmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir bilirkişi … ile Yazar ve Marmara Üni. Öğretim Görevlisi … tarafından sunulan 21.01/2019 tarihli raporda özetle; rapor içerisinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı yana ait incelenen 2016-2017 yılı davalı yana ait incelenen 2014-2015-2016 ticari defterleri incelemeleri çıkan veriler ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme neticesinde; davacı tarafından incelemeye sunulan 2016-2017 yıllarına ait davalı yan tarafından incelemeye sunulan 2014-2015-2016 yıllarına ait ricari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönürjıden usulüne uygun tutulmuş olduğunu, davacı şirketin baş bayisi tarafından, davalı yana düzenlenen cari hesaba konu faturaların davacı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, çünkü baş bayinin ayrı bir tüzel kişilik olduğunu ve baş bayinin ticari defterlerinde kayıtlı olması gerektiğini, davacı yan’ın alacak hakkının temlik yolu ile doğduğunu, dosyaya sunulu faturaların içeriği olan ürünlerin davalı yana teslim edilmesi ile ilgili belgelerin dosyaya sunulmadığını, 4.1.2 maddesinde belirtilen davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmayan faturalara ait irsaliyelerin davalıya teslimi ile ilgili belgenin dosyaya sunulması gerektiğini, davacı tarafından davalı yana düzenlenip, davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı bulunmayan faturalar toplamının 24.367.44 TL olduğunu, bu faturalara ait ürünlerin davacı tarafından irsaliye teslim suretleriyle ispata muhtaç olduğunu, davacı tarafın kendi ticari defterlerinde davalı yandan takip tarihi olan 30.05.2017 tarihi itibariyle davalıdan 36.787,62 TL alacaklı olduğu, ancak işbu davaya konu icra takip talebinin 29.287,62 TL ile sınırlı tutulduğu, diğer bakiye 7.500,00-TL’nin diğer takip dosyasında yasal işlem gördüğünü, teminat senedinin davalının beyan ettiği gibi 10.000,00- TL olarak değil, 7.500,00- TL olarak takibe verildiğini, davacı şirket tarafından inceleme sırasında sunulan Yayın Genel Ödeme Raporuna göre tespit edilen, davalı yandan yapılan tahsilatların toplamının 22,765,67 TL olduğunu, ancak banka dekontu vs. belgelerle tahsilatların doğruluğunun tespit edilemediğini, davacı yanın tahsilat yazdığı kayıtların dayanağı olan; banka dekontu vs. belgeleri, davalı yanın da yaptığı ödemelere ait banka dekontlarını dosyaya sunmalarının gerektiğini, davacı raporlarına göre tespit edilen tahsilatlar doğru kabul edildiğinde, davalı yanın kayıtlarına göre, davalının, davacıya borcunun 10.975,31 TL hesaplandığını, 7.500,00- TL’lik teminat senedi tahsil edildiğinde borcunun 3.475,31- TL kaldığını, taraflar arasında cari hesap farklılıklarının mevcut olduğunu, aradaki cari hesap farklılığın (28.642,75-TL-3,475,31-TL) 25,167,44-TL hesaplandığını, bu farkın 24.36,44- TL’sının davalı ticari defterlerinde bulunmayan faturalardan kaynaklandığını, 800,00-TL nin de, davacı şirketin dosyaya sunduğu cari hesap ekstresinde açıklama yapılmadan davalı yana borç kaydedilen tutardan oluştuğunu, bu borçla ilgili bir belge ve açıklamanın dosyaya sunulması gerektiğini, davalı vekilinin 25.06.2018 tarihli cevaba cevap dilekçesinde, taraflar arasında akdedilmiş “borcu yoktur” tutanağının bulunduğunu, bu evrakı da yine mahkemeye Düzce Mahkemeleri Ön Bürosu’ndan muhabere yoluyla ileteceklerini belirttiğini, ancak sozkonusu belgeye dosya içeriğinde rastlanmadığını, davacı yanın yaptığı tahsilatların belgelerini, net olmayan 800,00- TL’lik borç kaydının belgesini ve davalı kayıtlarında görünmeyen faturalara ait irsaliyelerin davalı tarafından teslim alındığını belgelerle ispatlaması durumunda, davacı yanın davalı yandan alacağının 36.142,75- TL olarak hesaplandığını, bu tutarın 7.500,00- TL’sinin teminat senedinin tahsil edilmesiyle, davacının alacak bakiyesinin 28.642,75 TL olarak kalması gerektiğini, davacı lehine karar verilmesi halinde, davacı şirket, 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 30.05.2017 tarihinden itibaren asıl alacağına, davacının takip talebinde ve dava dilekçesinde belirtmiş olduğu gibi, %9.75 ticari avans faizi uygulanabileceğini ancak fazlaya ilişkin faiz talep etme haklarından dolayı 29.06.2018 tarihine kadar %9.75, 29.06.2018 tarihinden sonra %19,50 ticari avans faizi uygulanabileceğini ve bu faiz tutarının, 6.212,73-TL olarak .toplam alacağın İse 28.642,75+6.212,73 TL=34.855,48-TL olarak, toplam alacağın ise 28.642,75-TL+6.212,73-Tl =34.855,48-TL olarak hesaplandığını, tarafların, inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin takdiri içinde kaldığı hususları rapor edilmiştir.
Davacı vekiline, bilirkişi raporunda davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilen faturalar ait tebliğ belgesi ve irsaliyeleri sunması için süre verilmiş, davacı vekili, 16/09/2020 tarihli celsede davalı defterlerinde kayıtlı olmayan fatura ve irsaliyelerin kendilerinde mevcut olmadığını, 23/09/2020 tarihli beyan dilekçesi ile de, 7.500,00-TL lik teminat senedi borcunun davalı tarafından haricen ödendiğini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında yapılan bayilik sözleşmesi ile … adına … Baş Bayi tarafından davalı bayiye ürünlerin satışının yapılacağı, bayinin sözleşme kapsamında süresi içinde borçlarını … Baş Bayi’ne ödememesi halinde , … ‘nın ödeme yaparak bu alacağa halef olacağının kararlaştırıldığı, taraflarca sunulan ticari defter ve belgelerin incelenmesinde, bayilik sözleşmesi kapsamında davalının teminat senedi bedeli haricinde 10.975,31-TL borcunun bulunduğunun tespit edildiği, 7.500,00- TL’lik teminat senedinin de tahsil edildiği davacı vekilince bildirilmiş olduğundan; davalının bakiye borcunun 3.475,31- TL olduğu tespit edilmiş olup, bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı tarafından irsaliye ve benzeri delillerle ispatlanamayan fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İtiraz edilen alacak faturaya dayalı likit alacak olduğundan, davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiş olup, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçeyi yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İle, davalının … İcra Müdürlüğünün 2017/… esas nolu dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 3.475,31 TL asıl alacak yönünden devamına,
Alacağın %20 si olan 695,06 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 237,39-TL karar ilam harcının peşin alınan 353,72-TL den düşümü ile arta kalan 116,33-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacının yatırmış olduğu 353,72-TL peşin harç, davalı tarafından alınması gereken karar ilam harcından düşüldüğünden, peşin harç olan bu miktarın 353,72-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 41,10-TL ( başvurma ve vekalet harcı ) davetiye, posta gideri: 168,00- TL, bilirkişi ücreti: 1.500,00-TL, olmak üzere toplam: 1.709,10- TL yargılama giderinden kabul/red oranı (% 11,86) üzerinden hesaplanan 202,80- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 3.871,85-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır