Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/343 E. 2019/1063 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/343 Esas
KARAR NO : 2019/1063
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 18/04/2018
KARAR TARİHİ : 12/12/2019

DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ile müvekkilinin … Holding A.Ş’de ceo olarak çalıştığını ve holdinge bağlı şirketlerde yönetim kurulu üyelikleri bulunduğunu, müvekkilinin eski eşi …’ın 20/03/2018 tarihinde intihar girişiminde bulunması nedeniyle eşinin tek yetkili ve tek ortağı olduğu … A.Ş ünvanlı şirketin piyasaya yüklü miktarda borçlu olduğunu eski eşinin beyanıyla öğrendiğini, müvekkilinin eşinden boşanmasının ardından müvekkili hakkında ihtiyati haciz işlemi gerçekleştirildiğini ihtiyati haciz sırasında “Avalindir …” yazı ve imza örneklerinin bulunduğu … A.Ş tarafından keşide edilmiş çekten haberdar olduğunu, çeklerde yer alan yazı ve imzaların müvekkiline ait olmadığını sahteciliğe konu çekler nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduklarını belirterek … A.Ş tarafından keşide edilmiş … şubesine ait 26/04/2018 tarihli 170.000,00 TL tutarlı, 14/05/2018 tarihli 175.000,00 TL tutarlı, 15/05/2018 tarihli 180.000,00 TL tutarlı çekler nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve 3 adet çekin davacı yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; müvekkili dava dışı … Ltd. Şti arasında 01/04/2015 tarihide faktoring sözleşmesi imzalandığını bu sözleşmeye istinaden şirket yetkilisi tarafından dava dışı … A.Ş’den kaynaklanan alacağa ilişkin olan faturaların dayanak gösterilerek müvekkili şirkete dava konusu çeklerin verildiğini, davacının da çekleri avalist olarak imzaladığını, davacının … A.Ş’nin yetkilisi olan …’ın eşi olduğunu davacının iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava menfi tespit istemine ilişkindir.
DELİLLER: … İcra Müdürlüğüne ait … E. Nolu dosya, … İcra Müdürlüğüne ait … E. Sayılı dosya, çek asılları, davacıya ait imza ve yazı örnekleri, bilirkişi incelemesi.
… İcra Dairesine ait … E. Nolu dosya alınıp incelendiğinde; … A.Ş tarafından … Lojistik, …, … ve … A.Ş hakkında … Kavacık şubesine ait 175.000,00 TL ve 180.000,00 TL’lik iki adet çekten dolayı kambiyo senetlerine dayalı takip başlatıldığı, … İcra Müdürlüğün ait … E. Sayılı dosya incelendiğinde … Faktoring A.Ş tarafından … Lojistik ve … hakkında … şubesine ait 170.000,00 TL’lik çek nedeniyle kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı görülmüştür.
Davacının çek keşide tarihlerinden önceye ait resmi kurumlardaki imzalı evrak asılları toplanarak dosyaya bırakılmış ayrıca mahkeme huzurunda imza ve yazı örnekleri alınmıştır. Çek asılları da getirtilerek çeklerdeki avalist imzasının davacıya ait olup olmadığı konusunda alınan bilirkişi raporu incelendiğinde dava konusu çeklerdeki avalist imzasının davacının eli ürünü olmadığı sonucuna varıldığı tespit edilmiştir.
Davacı vekili 12/11/2019 tarihli dilekçesiyle mahkemece verilen tedbir kararına rağmen tedbire konu çekleri davalı tarafın takibe koyduğunu ve icra işlemleri başlattığını belirterek kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Çeklerdeki avalist imzasının davacının eli ürünü olmadığı bilirkişi raporuyla subut bulunduğundan davacının menfi tespit davasının kabulü gerekmektedir.
Menfi tespit davası 18/04/2018 tarihide açılmış olup davacı tarafın ihtiyati tedbir talep etmesi üzerine mahkememizce 20/04/2018 tarihli tedbir kararı ile İİK 72/2 Maddesine göre icra takibinden önce açılan menfi tespit davası nedeniyle teminat karşılığında söz konusu çeklere dayalı olarak davacı hakkında yapılacak icra takiplerinin İİK 72/2. Maddesi gereğince durdurulmasına karar verilmiş, … Faktoring A.Ş tarafından ihtiyati tedbir kararından sonra yukarıda özetlendiği üzere kambiyo senetlerine dayalı takip yapıldığı görülmüştür.
İİK 72. Maddesine göre “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) “yüzde yirmiden” aşağı tayin edilemez.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) “yüzde yirmisinden” aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” denilmektedir.
İİK 72. Maddesine göre borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir takdir edilecek zarar haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olamaz. Davaya konu çekler incelendiğinde keşidecisinin … A.Ş olduğu avalist olarak davacının isim ve imzasının atıldığı, lehtarın ise … Lojistik olduğu, lehtar tarafından yapılan ciro neticesinde faktoring şirkete geçtiği görülmektedir. Davalı … şirketine yapılan cironun … Lojistik tarafından yapılması nedeniyle, faktoring şirketinin avalist imzasının davacıya ait olup olmadığı bilebilecek durumda olmadığından takibin haksız ve kötüniyetli olduğu söylenemeyeceğinden davacının kötüniyet tazminat talebinin reddi gerekmektedir.
Toplanan tüm deliller, alınan bilirkişi raporu ve yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda menfi tespit davasının kabulüne, kötüniyet tazminat talebinin ise reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle
1-Davacının menfi tespit davasının kabulü ile ;
… Şubesine ait 26/04/2018 tarihli … nolu 170.000,00TL bedelli,
… Şubesine ait 14/05/2018 tarihli … nolu 175.000,00TL bedelli ,
… Şubesine ait 15/05/2018 tarihli … nolu 180.000,00TL bedelli çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 34.950,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 8.965,69 TL peşin karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk masraf, 435,00 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 476,10 TL Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Gider avansından kullanılmayan kısmın ilgilisine iadesine,
8-Bu dava sebebiyle 35.862,75 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 8.965,69 TL’nin mahsubuyla kalan 26.897,06 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/12/2019

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır