Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/303 E. 2018/1412 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/303
KARAR NO : 2018/1412
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 27/03/2015
KARAR TARİHİ : 27/12/2018

DAVA : Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile, davalı şirketin elektrik abonelikleri nedeniyle düzenlediği faturalar ile kendisinden hukuka aykırı olarak kayıp-kaçak bedeli ile bu bedel üzerinden TRT Payı, Belediye Vergisi ve KDV tahsil ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 494.310 TL’nin ödeme tarihlerinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 19.01.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini işlemiş faiz dahil olmak üzere 550.144,60 TL’ye artırmıştır.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesi ile, istirdadı istenilen bedelin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedeli ile bu bedel üzerinden alınan TRT Payı, Belediye Vergisi ve KDV’nin istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce, davanın kısmen kabulü ile 494.310 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesince 07/11/2017 tarih … esas … karar nolu ilam ile mahkememiz kararı bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamında ,” Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedeli ile bu bedel üzerinden alınan TRT Payı, Belediye Vergisi ve KDV’nin istirdatı istemine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile kayıp-kaçak bedelinin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, uyuşmazlığın temyiz yolu ile Dairemize geldiği aşamada 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren (geçmişe etkili) 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak bedeli ile ilgili olarak açılan davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir. ” denilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak dosyanın en son rapor veren bilirkişiye tevdi suretiyle uyulan bozma ilamı doğrultusunda Yargıtay bozma ilamının 2. Sayfasında bahsedildiği gibi mahkemelerin yetkisinin , bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, bu nedenle mahkemelerin araştırma yetkisinin sadece dağıtım, sayaç okuma , perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp- kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerini uygunluğunu denetimi ile sınılanmış olduğu belirtildiğinden bilirkişiden bu hususta Yargıtay bozma ilamında belirtildiği gibi ek rapor tanzim edilmesinin istenilmiştir.
Alınan ek rapor incelendiğinde , davalı tarafından alınan , dağıtım , sayaç okuma, perakente satış hizmeti iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlere uygun olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Toplanan tüm deliller Yargıtay bozma ilamı alınan ek bilirkişi raporu doğrultusunda konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm vermek gerekmiş ayrıca davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği dikkate alınarak davacnın yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline, ayrıca davacı lehine maktu vekalet ücretinin davalıdan alıranak davacıya verilmesne aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir .
HÜKÜM : Yukarıda izah edilen sebep ve gerekçelere göre;
1-Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı vekille temsil edildiğinden 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 1.581,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın ilgilisine iadesine,
6-Davalı tarafından bozulan ilam doğrultusunda yatırılan 24.371,21 TL Bakiye karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde talep halinde davalıya iadesine,
7-Bu dava sebebiyle 35,90 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan ( Davada 8.441,58 TL, Islahla: 953,52 TL ) 9.395,10 TL den mahsubu ile fazla alınan 9.359,20 TL nin talep halinde davacıya iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ‘a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/12/2018

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

HARÇ BEYANI
9.395,10 P.H.
35,90 İ.H.
9.359,20 TL İadesi gereken harç

DAVACI SARFI
31,80 TL İlk Masraf
1.100,00 TL Bilirkişi
450,00 TL Tebligat ve tezkere
1.581,80 TL