Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/290 E. 2019/121 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/290 Esas
KARAR NO : 2019/121
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2018
KARAR TARİHİ : 13/02/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- alacaklı … tarafından, dava dışı borçlular … Ltd. Şti ve … Ltd. Şti. hakkında 20.02.2018 tarihinde … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip çıkışı 10.710,07-USD olan kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibi henüz kesinleştirilmeden … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını, alınan bu kararın infazı doğrultusunda haciz işlemleri tesis edildiğini, dava dışı borçlu şirketlerin borcundan dolayı … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasından, dosya borçlusu olmayan müvekkili şirketin Ticaret Sicil adresi olan ” … Mah. … Sk … No:… Fatih/İst” adresine 13.03.2018 tarihinde ihtiyati hacze gelindiğini, alacaklı ile hiç bir ticari ilişkisi bulunmayan, borçlular ile hiç bir organik ilişkisi bulunmayan müvekkililerinden, borçlu olmamalarına rağmen; haciz ve muhafaza tehdidi ile 13.03.2018 tarihli protokol ve bu protokolde belirtilen 10.500,00-TL nakit para ve 15.04.2018 vade tarihli, 13.03.2018 tanzim tarihli, 10.000,00-TL bedelli 15.05.2018 vade tarihli, 13.03.2018 tanzim tarihli, 10.000,00-TL bedelli 15.06.2018 vade tarihli, 13.03.2018 tanzim tarihli, 10.000-TL bedelli 15.07.2018 vade tarihli, 13.03.2018 tanzim tarihli,10.000,00-TL bedelli
toplam 40.000,00-TL bedelli dört adet bono alındığını, müvekkilinin haciz tehdidi ile müzayaka halinde imzalamak mecburiyetinde bırakılmış olduklarını 13.03.2018 tarihli protokol gereği sorumlu olmadıklarını ihtiyati haciz esnasında alınan senetlerin vade tarihleri çok yakın olduğundan müvekkilinin haksız yere icra takibine muhatap olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, haciz mahallinde müvekkilinin, nakliye şirketi olması sebebiyle, yurt dışına göndereceği, 3. kişilerden satın almış olduğu 3 kamyon dolusu mal bulunduğunu, müvekkilinin … Ltd Şti’den satın almış olduğu 13.03.2018 fatura tarihli, 25.443,72-TL bedelli, deri malzemeleri, müvekkilinin … ‘dan satın almış olduğu 13.03.2018 fatura tarihli, 16.200.00-TL bedelli baskılı kumaş malzemelerinin, müvekkilinin … Limited Şirketinden satın almış olduğu 09.03.2018 fatura tarihli, 3.197,84- TL bedelli malların, müvekkilinin … Ltd Şti’den satın almış olduğu 01.03.2018 fatura tarihli, 6796,90-TL bedelli toka malzemelerinin, müvekkili … Ltd Şti’den satın aldığı 02.03.2018 fatura tarihli, 1141,06-TL bedelli mallar, ayrıca bu malların dışında mahalde bulunan ve müvekkilinin işi gereği kullanımında olan toplam bedeli yaklaşık 7.867,95-00-TL olan mallar olmak üzere haciz mahallinde toplam 60.647,47-TL lik mal bulunduğunu, davalı tarafın tüm malları muhazafa edeceğini söyleyerek müvekkilerine gözdağı verdiğini, bu denli yüksek bir miktarın haczedileceğinden ve yurt dışına gönderemeyeceğinden, müşteri kaybı yaşayacağından büyük korku duyan müvekkillerinin de mecburen borçlu olmadıkları halde davalı ile protokol yapmak durumunda kaldığını, müvekkillerinden alınan protokol, nakit para ve bonoların haciz ve muhafaza tehdidi ile alınmış olduğunu, ikrah ile iradesi sakatlanan müvekkilinin bu protokol ile sorumlu olduğunun düşünüldüğünü, davalının, dava dışı şirketlerin adreslerine hacze gitmek yerine, haksız şekilde müvekkilinin ticaret sicil adresine hacze gelindiğini, müvekkili ile borçluların hiç bir bağı bulunmamasına rağmen davalı, müvekkillerinin 60.647,47- TL lik malını haciz ve muhafaza etmek istediğini, davalı vekili muhafaza için araç getirdiklerini söylediğini, müvekkilinin de malların kaldırılacak olması tehdidi ile karşı karşıya bırakılmış olmasının vermiş olduğu korku ve endişe ile adeta çaresizlik içinde davalının dayattığı her belgeyi imzalamak mecburiyetinde kaldığını, müvekkillerinin iradesi ikrah suretiyle sakatlandığını ve müvekkillerinin sağlıklı düşünemeyerek, sırf muhafaza tehlikesinden kurtulabilmek için davalıya protokol isimli bir belge, nakit para ve bono vermek mecburiyetinde kaldığını, üstelik bu protokol hem müvekkili şirket hem de şirketin yetkilisi … tarafından imzalandığını, müvekkillerinin dava dışı borçluların bakiye borçlarının dahi ne kadar olduğunu bilmeyerek, bu hususta aydınlatılmayarak bu belgeyi imzalamak durumunda kaldıklarını, müvekkillerinin protokol ile imzaladıkları borç miktarını davalı vekili ile müzakere edemediğini, bu miktarı sorgulayamadıklarını, hâlbuki takip talebi incelendiğinde 20.02.2018 tarihli takip çıkışının 10.710,07- USD (41.707,15-TL ) olduğu net olarak görüldüğünü, yani hâlihazırda takip tarihinin üzerinden 20 gün geçmişken ve henüz takip kesinleşmemişken müvekkilinin müzayaka halinden faydalanılarak müvekkillerine (50.500,00-TL) lik fahiş miktarlı bir protokolün imzalatılmasının kabul edilemez olduğunu, ağır ve yakın haciz tehdidi ile karşı karşıya kalan müvekkillerinin, malların kaldırılacağı korkusu ile davaya konu protokolü imzalamak zorunda bırakıldığını, 13.03.2018 tarihli protokolün ikrah sebebiyle geçersiz olduğunu, sonuç olarak; protokole konu dört adet bononun vade tarihlerinin gelmesine çok az bir zaman kaldığını, müvekkillerinin borçlu olmadığı bu bonoların icra takibine konulmasının an meselesi olduğunu, dava sonuçlanıncaya kadar ilgili bonoların icra takibine ve diğer geçici koruma tedbirlerine muhatap olmaması için öncelikle teminatsız aksi halde teminat mukabilinde tedbir kararı verilmesinii, 13.03.2018 tarihli haciz esnasında “haciz ve muhafaza tehdidi” ile müvekkilinden alınan; 13.03.2018 tarihli protokol isimli belge, bu protokole istinaden verilen 10.500-TL nakit para ve toplam 40.000-TL bedelli dört adet bonodan dolayı toplam 50.500-TL, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalıya ödenen 10.500-TL ‘nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek mevduata uygulanan en yüksek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalıya verilen toplam 40.000,00-tl bedelli dört adet bononun iptaline, müvekkiline iadesine, şayet bonolar devam eden süreçte davalılarca tahsil edilir ise bono, bedellerinin vade tarihinden itibaren işletilecek mevduata uygulanan en yüksek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, haksız ve kötüniyetli davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin 4. sayfasında da yurtdışına taşınacak mallara ait olduğu iddia edilen faturaların sunulduğunu, bu faturalar incelendiğinde davacının taşımayı üstlendiği malların, deri malzemesi, kumaş, toka malzemeleri gibi malzemeler olduğunun görüldüğünü, ancak 23.02.2018 tarihli haciz zabtı incelendiğinde ise; haczedilen eşyaların büroda kullanılan bilgisayar, büro masası, klasör dolap, koltuk takımları olduklarının görüleceğini, görüldüğü gibi haciz zabtındaki mallar ile davacının taşımayı üstlendiği mallar aynı mallar olmadığı gibi benzer bile olmadıklarını, …204. maddesine göre kesin delil niteliğindeki haciz zabıtları, davacının korkutma iddialarının gerçek ve samimi olmadığını açıkça gösterdiğini, mahkemeye bile gerçek dışı iddialarda bulunan davacının, samimi olmadığını ve kötünıyetli olduğunun açık olduğunu, borçlu … İnş… Ltd,Şti”nin tek ortağı ve yetkilisi … ‘ın davacının kardeşi olduğunu, yine borçlu şirket ile davacı şirketin merkez adresinin de aynı adres olduğunu, borçlu şirket ile davacı şirketin aynı işi yani nakliyat işi yaptıklarını, öncelikle haczedilen büro malzemeleri ile davacının müşteri kaybı korkusu yaşadığını iddia malların ayrı mallar olduğunu, davacının taşınmayı üstlendiği 3. şahıslara ait hiçbir mal haczedilmediğini, davacının müşteri kaybı korkusu yaşayabileceği bir mal haciz edilmediğine göre ortada bir baskının var olmasının da mümkün olmadığını, buna karşılık davacının haczcdilen büro malzemelerinin muhafaza altına alınması ihtimali nedeniyle bir korku yaşamamış olduğunu, bu nedene haciz ne muhafaza baskısının bulunmadığını, protokol ve bonolar haciz tarihinden 20 gün sonra yapıldığından, haciz baskısı olmadığını, ilk haczin 23.02.2018 tarihinde yapıldığını, davacının istihkak iddiası ileri sürmesi üzerine … İcra Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile takibin devamına karar verildiğini ve bu mahkeme karan üzerine 13.03.2018 tarihinde muhafaza işlemi için gidilmiş ise de, mahcuzların muhafaza altına alınmadığını ve davacı taraf ile protokol yapıldığını, ilk haciz işleminin 23.02.5018 tarihinde yapılmış olmasına rağmen, protokolun ise 13.03.2018 tarihinde yapıldağını, bu iki tarih arasında 20 gün gibi uzun bir süre olduğunu, bu süre içinde davacı tarafın istihkak davası açmadığını ve tedbir de talep etmediğini, haciz ve muhafaza baskısı altında olan kişinin, bu baskıdan kurtulmak için bu kadar beklemeyeceğini, protokol ile muhafaza işleminin aynı tarihli olmasının, protokolün haciz ve muhafaza baskısı altında yapıldığını göstermeyeceğini, 13.03.2018 tarihli muhafaza zabtında, haciz veya muhafaza baskısı bulunduğuna ilişkin bir kayıt da olmadığını, HMK. 204. maddesine göre kesin delil niteliğinde olan 13.03.2018 tarihli muhafazaya başlandığına, protokolün zorla imzalattığına ilişkin bir kayıt da bulunmadığını, haciz, mahkeme kararına dayandığından , hukuka aykırı da olmadığını, davacı hakkında ilk haciz işleminin 23.02.2018 tarihinde yapıldığı ve davacı tarafın istihkak iddiası üzerine hacze devam edip edilmeyeceğinin İİK.96 -97. maddelerine göre … İcra Mahkemesine sorulduğunu, … İcra Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı karan ile takibin devamına, bu karar üzerine haciz adresine 13.03.2018 tarihinde muhafaza işlemi için gidildiğini, ancak muhafaza işlemi yapılmadığını, dava konusu edilen haciz işlemi sırasında haczedilen malların toplam kıymetinin 6.860.00-TL iken davacının 40.000.00.TL borcu üstlenmesi haciz baskısının bulunmadığını gösterdiğini, davacının, bir şirket olması nedeniyle tacir olduğunu, basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorunda olduğunu, İİK 263. maddesine göre hıaciz değeri olan 6.860.00-TL teminat göstermek suretiyle iddia ettiği baskından kurtulabilme ve İİK 96-99 maddelerine göre de istihkak davası açma hakları bulunduğunu, davacının 6.860,00-TL mahcuz mal bedeli ödemek yerine borcun tamamı olan 40.000,00-TL üstlenmesinin de haciz baskısının bulunmadığını gösterdiğini, davacı ile borçlu arasında organik bağ olduğunu, davacı ile borçlu şirketin tek ortaklarının kardeşler olduğunu ve aynı adreste bulunduklarını, ikisinin de nakliyat işi yaptıklarını, davacı şirketin, borcun doğum tarihinden kısa bir süre önce, borçlunun adresinde yine borçlu şirketle aynı işi yapmak üzere kurulduğunu, davacı tarafın üstlendiği borcun doğum tarihinin 20.11.2017 yılı olduğunu, oysa davacı şirketin kuruluş tarihinin ise 20.07.2017 tarihi olduğunu, yani davacı şirketin, borcun doğumdan kısa bir süre önce kurulduğunu, çeklerin vadeli olarak düzenlendiğini dikkate aldıklarında ise davacı şirketin borçun doğumdan sonra kurulduğunun görüleceğini, aynı alanda faaliyet gösterdiği için birbirine rakip olması gereken iki şirketin aynı adresi paylaşması, iki kardeşe ait olan şirketlerden birinin borca batık olmasına rağmen diğerinin ekonomik durumunun ise iyi olmasını dikkate aldıklarında, davacı şirketin , alacaklılardan mal kaçırmak için paravan olarak kurulduğunu ve davacı şirketin tüzel kişiliğinden yararlanarak alacaklılardan mal kaçırılmak istendiğinin açık olduğunu, haciz ve muhafaza işleminin BK.38/2. maddesi anlamında bir korkutma sayılmayacağını belirterek, sonuç olarak, açılan davanın reddine, davacıların % 20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Uyuşmazlık; dava dışı borçlular aleyhine başlatılan takip dosyasında yapılan haciz sonrası düzenlenen protokol uyarınca verilen bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile yapılan ödemelerin istirdadı istemine ilişkin olup, davacı şirket ile dava dışı borçlu şirketler arasında organik bağ olup olmadığı, potokolün haciz baskısı altında düzenlenip düzenlenmediği, protokol uyarınca verilen senetlerden dolayıborcu olup olmadığının belirlenmesi ve yapılan ödemelerin istirdadı gerekip gerekmediğinin tespiti noktasında toplanmaktadır.
… İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası celp edilmiş, tetkikinde; davalı … tarafından dava dışı borçlular … Şti. İle … Şti. aleyhine toplam 10.710,07-USD tutarında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Taraf vekillerince delil listesinde belirtilen davaya konu 13/03/2018 tarihli protokol sureti, haciz mahallinde bulunan mallara ilişkin faturaların ve vergi levhası fotokopisi, haciz tutanakları, şirketlerin ticari kayıtları ve firma sicil bilgileri dosyaya ibraz edilmiştir.
Davacı şirket ile dava dışı borçlu …Şti. ile … Şti.’nin ticaret sicil kayıtları ile … İcra Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası UYAP’dan celp edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacılar vekili, düzenlenen protokolün haciz baskısı altında düzenlendiği, davacı şirket ile borçlu şirketler arasında organik bağ bulunmadığını iddia etmiş ise de; 23/02/2018 tarihli haciz zabtı incelendiğinde; haczedilen eşyaların büroda kullanılan büro malzemeleri olduğu, haczedilen toplam mallara 6.860,00-TL kıymet takdir edildiği, iddia edildiği gibi yurt dışına ihraç edilecek mallar olmadığı görülmüştür. Davaya konu protokolün haciz işlemi yapıldıktan yaklaşık 20 gün sonra muhafaza işlemi yapılacağı, 13/03/2018 tarihinde düzenlendiği, taraflar arasında protokolün düzenlenmesi ile 13/03/2018 tarihli haciz tutanağına göre her hangi bir işlem yapılmadığı, bu itibarla büro malzemelerinden oluşan 6.860,00-TL kıymet takdir edilen haczedilen mallar için davacılar tarafından 50.500,00-TL tutarındaki borcun kabul edilmiş olması ve 4 adet toplam 40.000,00-TL senet verilmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu, haciz tehdidi için haklı ve makul gerekçe olmadığı, kaldı ki; teminat gösterilerek haciz tehdidinden İİK 263. madde gereğince kurtulabilecek ve İİK’nun 99. maddesi gereğince istihkak davası açılabilecekken bu işlemin yapılmadığı, icra takibine konu borcun davacılar tarafından üstlenildiği, söz konusu protokolün baskı altında ve zorla imzalattırıldığına dair kayıt ve delil bulunmadığı, ayrıca davacı şirket ile borçlu şirketlerden … Şti.’nin tek ortakları olan davacı … ile … ‘ın kardeş oldukları, şirketlerin faaliyet konusu ile şirket adreslerinin ve haczin yapıldığı adresin aynı olduğu, bu itibarla davacı şirket ile borçlu şirket arasında fiili organik bağ bulunduğu kanaatine varılmakla, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İİK 72/4. maddesi uyarınca, davanın alacaklı lehine neticelenmesi halinde alacaklının ihtiyati tedbir dolayısı ile alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarının tazmini için icra inkâr tazminat talep etme hakkı bulunduğundan, tedbir talep edilen 4 adet bonodan kaynaklanan toplam 40.000,00-TL nin % 20 oranında davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-İİK 72/4 Maddesi uyarınca tedbir talep edilen 4 adet bonodan kaynaklanan toplam 40.000,00- TL’nin %20 oranında icra inkar tazminatının davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
3-Mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına,
4-Alınması gereken 44,40-TL red harcının peşin alınan 853,88-TL den düşümü ile arta kalan 809,48-TL harcın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
5-Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ uyarınca hesap ve takdir olunan 5.905,00- TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine
7-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacılar vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır