Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/277 E. 2022/212 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1173 Esas
KARAR NO :2022/213

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/12/2018
KARAR TARİHİ:16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ” … Köyü … Mevkii, 189 ada, 5 pafta, 3 parselde kayıtlı …/… ” adresinde bulunan akaryakıt istasyonunda “…” markası altında bayilik yürütülebilmesi için; taraflar arasında muhtelif sözleşmeler imzalanmış ve davalı şirket ile bayilik dikey ilişkisi kurulmuş olduğunu, bu kapsamda; taraflar arasında 16.01.2015 tarihinde 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve Bayilik Protokolü akdedilmiş olduğunu, davalı …’in müvekkili şirket ile imza ettiği sözleşme ve protokolde, müvekkili şirketin tüm hak ve alacaklarının garantörü sıfatıyla da taahhüt ettiğinden iş bu huzurda ki davanın bu yönü ile de tarafı olduğunu, müvekkili şirketin beş yıl boyunca kendi logosu ve markası altında satış yapılacağı inancı ile, sözleşmeden ve bayilik ilişkisinden kaynaklanan edimlerini tam ve gereği gibi yerine getirmiş olmasına karşın davalı yan bayilik sözleşmesinin 3. yılından sonra istasyonu kapalı tutarak satış gerçekleştirmediğini, davalı yanın müvekkili şirket ile imza altına aldığı sözleşmenin devamına kusurlu davranışları ile imkân vermemiş olup, taraflar arasındaki sözleşmenin zamanından önce sona ermesine sebebiyet verdiğini beyanla sözleşmeden ve kanundan kaynaklanan her türlü zarar ziyanın tazmini haklarımız ile fazlaya ve hataya ilişkin tüm talep ve dava haklarımız saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile; davalı bayinin kusuru neticesinde bayilik sözleşmesinin tarafından süresinden önce erkenden sona ermesine sebebiyet verilmesi nedeniyle 50.000 USD cezai şart bedelinin işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle: Sözleşmede matbu olarak İstanbul Mahkemeleri sözleşmenin tatbiki açısından yetkili kılınmış ise de davanın cezai şarta dayalı talebe ilişkin olması nedeniyle mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, Davalı ikametgahı/adresi …/… olup davanın usul-yetki hükümleri gereğince … Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, talep zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı hükümleri gereğince ilk itiraz gözetilerek reddi gerektiğini, öncesi itibariyle … Belediyesine ait bulunan ve ilgili Belediye tarafından işletilen akaryakıt istasyonu tüm taşınır ve taşınmaz mallarla birlikte … İl Özel İdaresinin mülkiyetine geçmiş olduğunu, … ili Genel Meclisinin 05.09.2014 tarih ve 9/5-338 karar sayılı taşınmaz tahsisine ilişkin kararları gereğince işbu akaryakıt istasyonu … Köyü tüzel kişiliğine 3 yıl müddetle tahsis edilmiş akaryakıt istasyonu 01.11.2014 tarihinde 3 yıl süre ile taraflarınca kiralanmış olduğunu, akaryakıt istasyonunun 3 yıl süre ile kiralanmasından sonra davacı şirket ile … Köy Tüzel kişiliği arasındaki sözleşme feshedilmiş ve davacı şirket ile yapılan görüşme neticesinde akaryakıt istasyonunun 3 yıl süre ile kiralandığı belirtilerek ve kira kontratı davacıya ibraz edilerek akaryakıt bayilik sözleşmesi 16.01.2015 tarihinde akdedilmiş olduğunu, bu tarihten itibaren akaryakıt istasyonu taraflarınca işletilmeye başlanmış olup gerek tahsis gerekse kira süresinin bitmiş olması ve … İl Özel İdaresi tarafından 2886 sayılı yasa kapsamında bulunan taşınmazın yeniden kiralama ihalesine çıkılacak olması nedeniyle “idareye taşınmazın iade edilmesi gereği üzerine “faaliyet sonlandırılarak yasal prosedürler tamamlanarak 22.01.2018 tarihinde taşınmaz, İstasyon ve demirbaşları … İl Özel idaresine teslim/iade edilmek durumunda kalındığını beyanla itirazlarının kabulü ile öncelikle ilk itirazları gözetilerek davanın reddine karar verilmesini, haksız ve yersiz davanın reddi ite yargılama giderleri ile vekil ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle: Taraflar arasında akdedilen 16/01/2015 tarihli bayilik sözleşmesinin 54. Maddesinde sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili bulunduğunun düzenlendiğini bu nedenle mahkemenin yetkili olduğunu, davalının tacir olduğunu ve basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünün bulunduğunu, kendi iradesi ile 5 yıllık satış taahhüdünde bulunduğunu ileri sürerek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı ikinci cevap dilekçesinde özetle: davacının cevaba cevap dilekçesi ile sürülen iddiaları kabul etmediğini, … mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, talebin zaman aşımına uğramış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, akaryakıt istasyonunun 3 yıl için kiralandığını ve bu durumun sözleşme akdedilirken davacı tarafça da bilindiğini, davacının taşınmazdaki hukuki durumu ve kira kontratını bilerek sözleşme yaptığını, davacının basiretli ve özenli davranmadığını, lisansın sona erme nedeni olarak gösterilen istasyonu kapalı tutma, mal satmama durumlarının kendisinden kaynaklanmadığını ve kusurunun bulunmadığını, taşınmazın kamu malı olması ve kamu tüzel kişiliklerinin kira sözleşmesi sonunda bu taşınmazları tahliye ve teslim alacak olması nedeniyle cezai şart talebinin geçersiz olduğunu, davacının hukuken korunabilir haklı bir güven ve iyi niyeti bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER
Akaryakıt bayilik sözleşmesi, Bilirkişi raporu, Epdk cevabi yazısı, … İl özel idaresi cevabi yazısı, … vergi dairesi cevabi yazısı.
GEREKÇE
Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağı istemine ilişkin olup, sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi nedeniyle davacının cezai şart alacağının doğup doğmadığı, var ise alacak miktarının belirlenmesi noktasındadır.
Dosyanın bir finans uzmanı , bir sektör bilirkişisi ve bir akaryakıt sözleşmeleri alanında uzman bilirkişi olmak üzere bilirkişi heyetine tevdi ile tarafların iddia ve savunmaları ile tespit edilen uyuşmazlık noktasında rapor alınmasına karar verilmiş olup 29/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: sadece 3 yıl için kira sözleşmesi yapılmış olması, kaideten o taşınmaz üzerinde 5 yıllık bir süre için akaryakıt bayilik ilişkisi tesis edilmesine engel olmadığını, davalı, kira sözleşmesinin sonunda, kira ilişkisinin devamını sağlamak yükümünü kaideten deruhte ettiğini, ancak, eğer davalı bunun için -yani: sözleşmesel ilişkinin 3 yılın sonunda devamını temin icin tüm çabayı gösterdiğini ispat ederse ve buna rağmen uzamamanın, somut olayda davalının savunduğu gibi, ilgili Kamu İdaresi’nin dosyasında mahiyeti görülen durumdan kaynaklandığı, bunda davalının kusuru olmadığı ve somut durumun “sözleşmenin yapılmasından sonra ortaya çıkan bir objektif kusursuz imkânsızlık” olduğu, mahkemece benimsenecek olursa, bu şeçenekte, davanın reddi gündeme gelebileceği, kuşkusuz bu noktada, … Köyü Muhtarı …’ün … Kaymakamlık Makamına yazdığı 21.11.2017 tarihli, huzurdaki davalının kira paralarının ödenmesini aksattığı, Eylül 2016 tarihinden itibaren ödemediği, akaryakıt tedarikinde aksamalara sebep verdiği yolundaki yazısının, davalının savunması yönünden takdirinin mahkemeye ait olduğunu, buna karşılık, eğer “sonradan ortaya çıkan objektif kusursuz imkansızlık” kuramının davalı yararına somut çekişmede uygulanamayacağı, davacının (mevcut ve sözleşmeden doğan bir hakkı kötüye kullanmadığı), sözleşmede/sözleşmelerde kira süresinin daha kısa olmasının sözleşmenin 5 seneden önce bitmesine davalı yararına imkan vereceği yolunda bir kloz olmadığı; bu meyanda, davalının “davacı kira ilişkisinin 3 yıl olduğunu zaten biliyordu” savunmasının ispatlanmış sayılmayacağı, bu seçenekte davacının müterafik kusurundan da söz edilemeyeceği sayın Mahkemece benimsenecek olursa, mezkur durumda, davacının cezai şart isteyebileceği kabul edilmek gerekeceğini, davacının cezai şart isteme koşullarının. mevcut olduğu benimsendiği seçenekte, ikinci etap davacının 50.000,- USD cezai şart isteminin tamamen kabul koşullarının oluşup oluşmadığının olduğu, eğer bu miktarın tamamının ödenmesi hüküm altına alınacak olursa, davalı yanın iktisaden mahvı olacaksa sayın mahkeme, mukarrer cezai şartı resen tenkis edebileceği ve buna göre ödenecek miktarı belirlenebileceği, görüş ve kanaatini bildirmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi raporu ile tespit edilen cezai şartın davalının mahvına sebep olup olmayacağı hususunun değerlendirilmesi için mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasının istenilmesine karar verilmiş olup 25/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: davalı tarafından 2016-2017-2018 yıllarına ait yasal ticari defterleri inceleme için sunulduğunu, sözleşme ve protokolün yapıldığı 2015 yılına ait yasal ticari defterleri ise sunulmadığını, incelemenin 2016-2017-2018 yıllarına ait ticari defterler üzerinden yapıldığını, sunulan davalı ticari yasal defterleri üzerinde yapılan incelemelerde davalı ticaretinin ortalama %90 nın sözleşme ve protokol kapsamında akaryakıt alış satışından oluştuğu, 2018 yılında tamamen akaryakıt alış satışı faaliyeti bulunduğu başkaca bir faaliyetin olmadığı, 2018 yılı akaryakıt alış satışının önceki yıllar ile kıyaslanmasında 43 seviyelerine düştüğü neredeyse faaliyetin durma noktasına geldiğini, davalı defter kayıtlarına göre 29.09.2020 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilen cezai şartın davalının mahvına sebep olacağı kanaatine varıldığı yönündeki görüşlerini bildirmiştir.
… Asliye hukuk mah ne yeniden talimat yazılarak davalının aktif ve pasifleri ile bilançoları değerlendirilerek şirket özvarlığı da belirlenmek suretiyle cezai şart alacağının davalının mahfına sebep olup olmayacağı hususunda ek rapor alınmasının istenmesine karar verilmiş olup bilirkişi raporunda özetle: 25.03.2021 tarihli kök rapor hazırlanırken davalı bilanço kayıtlarına ulaşılamamış olup davalı defter kayıtlarına göre alış satışları değerlendirilmek suretiyle kök raporun düzenlendiği, … Vergi Dairesi Müdürlüğünce dosyaya sunulan davalıya ait 2015, 2016, 2017 (2018 yerine 2015 sunulmuş) gelir vergisi beyannamelerinin incelenmesi suretiyle davalı bilançolarına ulaşıldığı ve davalı işletmesinin kayıtlı ödenmiş sermayesinin 35.000 TL olduğu, 2015 yılı özvarlığının 82.614,60 TL, 2016 yılı özvarlığının 175.410,63 TL, 2017 yılı özvarlığının 114.829,23 TL olduğu belirlendiğini, davalının aktif ve pasifleri ile bilançolarının değerlendirilerek şirket özvarlığının belirlenmesi neticesinde cezai şart alacağının davalının mahfına sebep olmayacağı yönündeki görüşlerini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamından davacı ile davalı arasında 16/01/2015 tarihinde 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesinin imzalandığı, davalının yıllık en az 700 metreküp/yıl davacı tarafından dağıtımı yapılan beyaz ürünün ve sair ürünleri davacıdan alarak satmayı taahhüt ettiği, bayilik protokolünün 4. Maddesinde ” gerek İş bu protokolün gerekse taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin ve/veya akaryakıt bayilik sözleşmesi eklerinin ve gerekse de T.C. Mevzuatının istasyonlu özellikle istasyonlu akaryakıt bayii sıfatıyla BAYİ’e yüklemiş olduğu yükümlülüklerinden herhangi birinin kısmen dahi olsa ihlali halinde; …, akaryakıt bayilik ilişkisini feshetme hakları saklı kalmak üzere, söz konusu ihlal yaratan her bir BAYİ eylemi için 50.000 USD (elli Bin Amerikan DOLARI) tutarında olmak üzere, BAYİ’e (hiçbir kanuni merasim yürütmesine gerek olmaksızın) tek taraflı olaral şartı ceza uygulama ve tahsil etme hakkına sahiptir. Taraflar bu hususta mutabıktır” şartının bulunduğu görülmüştür.
… İl Özel İdaresi’nin 15/05/2019 tarihli cevabi yazısından köy muhtarının 21/11/2017 tarihli …’in akaryakıt istasyonu kirasının ilk yıllarda aksatmalı olarak ödediğini, Eylül 2016 tarihinden itibaren kirasını ödemediği ve kira süresinin dolmuş olması, zaman zaman istasyonda benzin, motorin ve gaz bulunmamış olması nedeniyle vatandaşlar mağdur edildiğinden akaryakıt istasyonunun köy muhtarlığına teslim edilmesinin talep edildiği, … tarafından … İl Özel idaresine 12/01/2018 tarihli dilekçe ile başvuru yapılarak kiralama süresi sona erdiğinden faaliyetinin durdurulması talebinde bulunduğu, İl özel idaresinin 16/01/2018 tarihli yazısı ile … in taşınmazı teslim etmek istediği anlaşıldığından akaryakıt istasyonunun teslim alınması yönünde … Kaymakamlığı’na yazı yazıldığı ve taşınmazın 22/01/2018 tarihinde davalıdan teslim alındığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça 5 yıllık bayilik sözleşmesinin imzalanması sırasında akaryakıt istasyonunun 3 yıl süre ile kiralanmış olduğu, kira süresinin sonunda kira sözleşmesinin yenilenmeyebileceği ihtimali bilinmesine rağmen 5 yıllık süre için taahhütte bulunulmuş olduğundan davalı TBK 112 maddesi gereğince borcun ifa edilmemesinden sorumludur. Dosya kapsamından ayrıca davalının bayilik sözleşmesinin devamı süresince idareden kiralamış olduğu taşınmazın kira bedelini düzenli olarak ödemediğinin köy muhtarlığınca tespit edilerek kaymakamlığa bildirilmesine ilişkin yazısı göz önünde tutulduğunda, davalının kira sözleşmesinin süresinin uzatılmaması ve bayilik sözleşmesinin devamının kendisi için imkansız hale gelmesinde kusurunun bulunmadığı da ispat edilemediğinden davalının bayilik sözleşmesinin süresinden önce sona erdirilmesi nedeniyle cezai şart bedelinden sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Davalının öz varlığının belirlenmesine ilişkin alınan bilirkişi raporundan davacının öz varlığının sözleşme de öngörülen cezai şart bedelinin altında olduğu anlaşılmakla TBK 182/3. Maddesi kapsamında 5 yıllık sözleşmenin ifa edilme süresi, tarafların ekonomik durumları, davalının kusur durumu gözetilerek takdiren 5.000 USD cezai şart bedelinin dava tarihinden itibaren kamu bankalarınca USD cinsinden açılan 1 yıllık mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanarak tespit edilecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce talep edilen tazminat miktarından takdiri indirim yapılmış olması ve reddedilen miktar yönünden davacının kusurunun bulunmaması nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmeyerek yargılama giderlerinin tamamı davalı tarafa yükletilmiştir.
HÜKÜM
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
5.000-USD’nin dava tarihinden itibaren kamu bankalarınca USD cinsinden açılan1 yıllık mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanarak tespit edilecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.837,16-TL harcın peşin alınan 4.542,62-TL’den mahsubu ile fazla alınan 2.705,46-TL harcın davacıya istek halinde iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.837,16-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL ilk gider, 254,35-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 2.900-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.190,25-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası resen davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2022

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)