Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/235 E. 2020/705 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/235 Esas
KARAR NO : 2020/705
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/09/2009
KARAR TARİHİ : 21/12/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında mal alımı konusunda 3 adet sözleşme yapıldığını müvekilinin sözleşmeye istinaden soya fasulyesi, ham soya yağı ve rafine soya yağını ithal ederek teslime hazır hale getirdiğini, davalının malları teslim almaktan kaçındığını,bu konuda davalıya ihtarda çekildiğini,davalının bu malları almaması nedeniyle piyasa rayiçinden satmak zorunda kaldığını zira malların elde tutulması bozulma riski ve muhafaza ve depolama külfeti nedeniyle mümkün olmadığını, satış anına kadar muhafaza ve depolama masrafı yapıldığını beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak şartıyla 96.000-TL nin zararın doğum tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davayı kabul etmediklerini zira alıcını temerrüdünün oluşmadığını çünkü sözleşme teklifinin en geç sözleşmenin 6.8.2008 tarihinde imzalanması halinde geçerli olabileceğini, sözleşmenin süresinde imzalanmadığını buna rağmen müvekkilinin iyiniyetli olarak 63 ton malı aldığını,
06.10.2008 tarihinde mutabık kalındığı şeklinde şerh düşülmesine rağmen sözleşme süresinde imzalanmaması nedeniyle tarafların iradeleri ile tadil edildiğini, tarafların iradeleri ile sözleşmenin tadil edilmesi nedeniyle temerrüdün oluşmayacağını, bu haliyle sözleşmenin tadil nedeniyle kısmen yürürlüğe girdiğini, 15 metrik ton soya fasulyesi ile ilgili malın 1.6.2008-1.9.21008 tarihleri arasında çekileceğinin kararlaştırıldığını, davalının bu maldan çekmediği miktarın 1001 merik ton soya fasulyesi olduğunu bununda davacının deposunda bulunduğunu, bunun her zaman eder fiyatından satılabileceğini, bekletilen malın hangi tarihte hangi fiyattan satıldığı hususunun belirsiz olduğunu ispata muhtaç bulunduğunu, malın yerli mal olduğunu ve davacının iyiniyetli olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Davacı satıcı ile davalı alıcı arasında aktedilen Ham Soya Yağı, Soya Fasulyesi, Rafine Soya Yağı satım sözleşmesi nedeniyle davalı alıcının taahhüt ettiği ürünlerin bir kısmını teslim almaması nedeniyle davacı satıcının bu ürünleri piyasada daha düşük bedellerle satmak zorunda kalması nedeniyle oluşan zarar ve malların depoda muhafaza edilmesi nedeniyle ödemiş olduğu kira bedellerinin tazmini talepli davadır.
Deliller; Dosya Mevcudu, Bilirkişi İncelemesi.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/… esas sayılı dosyası aktarılarak … … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/… esas numarasını almıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/… Esas 2013/… Karar sayılı 11/09/2013 tarihli kararı ile Davalı vekili alıcını temerrüdünün oluşmadığını çünkü sözleşme teklifinin en geç sözleşmenin 6.8.2008 tarihinde imzalanması halinde geçerli olabileceğini, sözleşmenin süresinde imzalanmadığını buna rağmen müvekkilinin iyiniyetli olarak 63 ton malı aldığını,6.10.2008 tarihinde mutabık kalındığı şeklinde şerh düşülmesine rağmen sözleşme süresinde imzalanmaması nedeniyle tarafların iradeleri ile tadil edildiğini, tarafların iradeleri ile sözleşmenin tadil edilmesi nedeniyle temerrüdün oluşmayacağını, bu haliyle sözleşmenin tadil nedeniyle kısmen yürürlüğe girdiğini,15000 M ton soya fasulyesi ile ilgili malın 1.6.2008-1.9.21008 tarihleri arasında çekileceğinin kararlaştırıldığını, davalının bu maldan çekmediği miktarın 1001 Mton soya fasulyesi olduğunu bununda davacının deposunda bulunduğunu, bunun her zaman eder fiyatından satılabileceğini, bekletilen malın hangi tarihte hangi fiyattan satıldığı hususunun belirsiz olduğunu ispata muhtaç bulunduğunu, malın yerli mal olduğunu ve davacının iyiniyetli olmadığını savunduğu görülmektedir. Taraflar arasında Ham Soya Yağı alım satımı, Soya Fasulyesi alım satımı, ve Rafine Soya Yağı alım satımı konusunda bir sözleşme yapıldığı gerek dosya kapsamı gerek davacı vekilinin beyanı ve davalı vekilinin tevilli beyanı ile sabittir. Davalı vekili bir kısım ürünleri teslim almadığını cevap dilekçesi ile örtülü olarak kabul ettiği anlaşılmaktadır. Davalı alıcı vekili sözleşmenin tadil edildiğini savunmaktadır. Öte yandan teslim alınmayan ürünlerin satışının ne zaman ve ne miktarda gerçekleştiğinin ispata muhtaç olduğunu savunmaktadır. Somut olayda dosyada bulunan sözleşmelere göre davacı ile davalı arasında ürünlerin alım ve satımı ile ilgili olarak sözleşmeler yapıldığı bilirkişilerin gerek dosya kapsamı ve gerek ticari defter ve kayıtlar ile dosyaya sunulu bulunan fatura ve belgelerden Ham soya yağı konusunda sözleşme ile kararlaştırılan 600 Mton üründen davalı alıcı tarafından 56,94 tonunun teslim alındığı, kalan 543,06 Tonun teslim alınmadığı, soya Fasulyesi satımı konusunda da taraflar arasında 18.2.2008 tarihinde sözleşme imzalandığını sözleşmeye göre 15.000 Mton soya fasulyesinin alıcının … depolarında teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, alıcının sözleşme gereğince malı 1.6.2008 ila 1.9.2008 tarihleri arasında çekmeyi kabul ettiği, 15.000 M tonun 13.838,60 M tonunun teslim alındığı, ancak 1.161,40 Mtonunun teslim alınmadığı, yine rafine Soya yağı satımı ile ilgili taraflar arasında 1.8.2008 tarihli sözleşme imzalandığı sözleşmeye göre 77Mton soya fasulyesinin alıcının Bolu fabrikalarında teslim edilmesinin kararlaştırıldığı 77 Mtonun 49,68 tonunun teslim alındığı, 27,32 Mtonunun teslim alınmadığı, davacı şirketin teslim alınmayan ürünleri 23.02.2009 tarihli ihtarname ile teslime hazır olduğunu belirttiği, teslim yeri, miktarı ve zamanının bildirilmesini davalıdan talep ettiği, ancak davalının bu konuda bir bildirimde bulunmadığı, bu halde davacı satıcının elinde dilerse malı hakim kararı ile BK:91. Göre bir yere tevdi edebileceği gibi bunu yapmadığı BK:92 ve TTK:25 göre malı sattığı ancak bu malın bedelini tevdi ettiğine dair dosyada delil bulunmadığı, ancak taraflar arasındaki sözleşmenin satım sözleşmesi olduğu tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olduğu, malı teslim almanın alıcı yönünden bir hak olduğu gibi aynı zamanda borçta olduğu, alıcınında malın bedelini ödeme yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda malın bir kısmının teslim alınmadığı ve bedelininde ödenmediği, davacı davalıya çekmiş olduğu ihtarname ile açıkça ifa talebinde bulunmuş ve davalıya mehil vermiş olduğu, ihtarnamenin tebliğ ile 3.3.2009 tarihinde borçlu … in temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, bu halde davacının BK:106 maddesindeki haklardan yararlanması ve uğramış olduğu zararları talep etme hakkı doğduğu, davacının alıcının teslim almaktan imtina etmesi nedeniyle bu malların piyasada satış rayicinden daha düşük bedellerle satımı nedeniyle uğradığı zararın bilirkişi raporuna göre davalının eksik mal çekişi veya çekmediği mallar nedeniyle davacının Ham Soya Yağı nedeniyle 153.113,04-USD eksik alınan ve çekilen Soya Fasulyesi nedeniyle ortaya çıkan zararın 144.576,30-USD ve eksik çekilen Rafine Soya yağı nedeniyle oluşan zararın 20.192,02-USD olduğu malların eksik alımı nedeniyle davacı satıcının bu malları depoda tutması nedeniyle depoya ödediği kira bedelinin ise 1.190-USD olduğu bu bedellerin TL karşılığının ise toplamda 480.744,80-TL olduğu davacının davasını ıslah etmekle meydana gelen bu zararın tamamını davalıdan istemekte haklı olduğu anlaşılmakla davanın asıl ve ıslah edilen miktarlar itibariyle kabulüne kabul edilen bu bedele dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/… Esas 2013/… Karar sayılı 11/09/2013 tarihli kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 05/12/2017 tarih ve 2016/… Esas 2017/… Karar sayılı ilamıyla bozularak mahkememiz esasına kaydı yapılmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 05/12/2017 tarih ve 2016/… Esas 2017/… Karar sayılı ilamında “Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından davacının 3. kişilere yaptığı satış fatura bedelleri zarar hesabına esas alınmıştır. Mahkemece gerekçeli kararda her ne kadar zararın belirlenmesinde rayiç fiyatların esas alındığı belirtilmiş ise de bilirkişi heyeti tarafından malların rayiç bedelleri değerlendirilmediği gibi mahkemece getirtilen ve dosya içerisine konulan Türkiye Yem Sanayicileri Birliği fiyatları da değerlendirilmemiştir. Dava konusu malların 3. kişilere satış tarihindeki rayiç değer saptanıp bu şekilde davacının gerçek zararının tazminine karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş olup, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekirken Dairemizin 16/02/2016 gün ve 2015/… -2016/… E.-K. sayılı ilamı ile onandığı anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü dairemizin 16/02/2016 gün ve 2015/… -2016/ … E.-K. sayılı onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının BOZULMASINA,” karar verilmiştir.
Mahkememizce bozmaya uyulmuş, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 05/12/2017 tarih ve 2016/… Esas 2017/… Karar sayılı ilamı göz önüne alınarak 27/05/2019 havale tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Davacı tarafın dava konusu 2008-2009 yılları defterlerinin açılış tasdikleri süresinde yapılmış ancak ilgili yıllara da yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 69-70 maddeleri gereği kapanış mecburiyeti olan Yevmiye ve envanter defterlerinin kapanışlarının yaptırılmadığı, görülerek sahibi lehine delil teşkil etmeyeceği, davacı tarafın şirket merkezinde yapılan incelemede, davalı tarafla cari hesapla ilgili borç alacak bakiyesi bulunmadığı, davanın davalı tarafın almadığı mallardan dolayı davacının uğradığı zarar tazmininden ibaret olduğu,
Türkiye Yem Sanayicileri Birliği tarafından Dava dosyasına sunulan 17.05.2017 tarihli yazıda 2003 yılı Eylül ayına ait dava konusu emtia fiyatları Ham Soya Yağı: 1200 USD, Rafine Soya Yağı: 1400 USD, Soya Fasulyesi (İthal): 630 USD olarak bildirildiği,
Türkiye Yem Sanayicileri Birliği, yem ve yem hammaddeleri fiyatları ile ilgili önemli bir otorite olup, internet üzerinde yapılan araştırmada bildirilen fiyatların ilgili tarihteki fiyatlar ile uyumlu olduğu, dosyada başkaca da rayiç bedel ile ilgili bir veriye rastlanmadığı,
Bildirilen birim bedeller dolar üzerinden bildirilmiş olduğu için 2018 yılı eylül ayı İle fatura tarihleri arasındaki süre arasında ürünlerin dolar cinsinden bedellerinde anlamlı bir farklılık olmadığı değerlendirildiğinden 3. Şahıslara satış yapılan tarifeler için Türkiye Yem Sanayicileri Birliği’nin bildirdiği fiyatlar esas alındığında Ham soya yağında 5.464.32 Usd zarar, Soya fasulyesinde 27.476.45 USD kâr, Rafine soya yağında l 3.730.56 Usd zarar olmak üzere toplam 8.281,57 USD kâr tespit edilmiştir.
Mahkememizin 14/10/2019 tarihli duruşmasında taraf vekillerinin bilirkişi raporuna beyan ve itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından hazırlanan ek rapor 02/09/2020 tarihinde mahkememize sunulmuştur.
02/09/2020 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; mevcut durum itibari ile Bilirkişi Heyeti 27/05/2019 tarihli Kök Rapordaki görüş ve kanaati değiştirecek herhangi bir bilgi ve bulguya rastlanmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı, mahkememiz dosyası arasına alınan tüm bilgi, belgeler üzerinden Yargıtay bozma kararı doğrultusunda tanzim olunan bilirkişi heyeti raporunda davacı tarafın davalı tarafın almadığı malları 3. kişilere satmasından dolayı toplam 8.281,57 USD kâr da olduğu tespit edildiğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL red harcının, peşin alınan 1.296,00 TL + ıslah harcı 6.570,50 TL olmak üzere toplam 7.866,50 TL ‘den düşümü ile arta kalan 7.812,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 13.070,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 183,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır