Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/222 E. 2020/102 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/222 Esas
KARAR NO : 2020/102
DAVA : Muarazanın Giderilmesi
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 06/02/2020

DAVA: Davacı vekilinin mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde; müvekkili … Ticaret AŞ’ nin 28.12.2015 tarihli genel kurul toplantısından önceki yönetim kurulunun …, … ve … isimli üç kişiden oluştuğunu, yönetim kurulu üyelerinden … un, herhangi bir engelleme yapılmamasına karşılık ve özellikle kendisinin yönetimde olduğu dönem içinde yer alan 10 yıl geriye yönelik bir çok evrakı ve belgeyi incelemek istediğini beyan ettiğini, müvekkili şirketçe davalının bu talebine şirkette çalışan herhangi bir işçinin olmaması, aslında davalının kendi döneminde düzenlenen ve çoğunda kendi imzası bulunan evrakların fiziken çıkarılmasının çok zaman alabileceği yönünde cevap verildiğini, bunun üzerine … un … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … sayılı dosyasından açtığı dava ile yönetim kurulu üyesi sıfatı ile bilgi alma hakkının engellendiğinden bahisle TTK 392/4 maddesine dayalı olarak şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteme, soru sorma ve herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belge üzerinde inceleme yapma hakkını kullanabilmesi için mahkeme tarafından izin verilmesi talebinde bulunduğunu ve mahkemece “İstemin kabulü ile, TTK 392/1,3 ve 4.bendi gereğince davacı yönetim kurulu üyesi …’un şirketin tüm iş ve işlemleri ile ilgili yönetim kurulu toplantısı veya toplantı dışında bilgi alma ve inceleme yapmaya yönelik kanuni hakkının engellenmesine ilişkin her türlü muarazanın önlenmesine ve giderilmesine,” şeklinde karar verildiğini, davalının bu ilamı … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına ibraz ettiğini, şirketin olağan genel kurulunun 28.12.2015 tarihinde toplanarak yeni yönetim kurulu için seçim yaptığını ve üç yıl süreyle vazife görmek üzere …, … ve … un yönetim kurulu üyeliklerine seçildiklerini, davalının 28.12.2015 tarihinden itibaren yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğini, dolayısıyla bu tarihten sonra TTK 392. Maddesindeki yetkiler ile bir ilgisinin kalmadığını, icra emrine karşılık …. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin … sayılı dosyasına itiraz ettiklerini, mahkemece taleplerinin reddedildiğini, icra mahkemesince verilen karar yönünden müvekkili şirketçe istinaf mahkemesine yapılan başvuru da … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 15.11.2017tarih … E. … K sayılı kararı ile aynı gerekçe ile yani ilamın yorumlanmasının icra mahkemesinin görevi olmadığı gerekçesi ile reddedildiğini,bunu takiben … vekilinin icra dosyasındaki 14/08/2017 ve 15/08/2017 tarihli taleplerinin icra müdürlüğü tarafından kabul edilmesi üzerine … icra hukuk mahkemesniin … esas sayılı dosyasının taraflarınca yapılan şikayet üzerine mahkeme tarafnıdan 30/12/2017 tarih ve … karar sayılı kararı ile taleplerinin aynı gerekçe ile red edildiğini, bu karara karşı da istinaf yoluna müracaat ettiklerini, sonuç olarak davalı …’un 28.12.2015 tarihi itibariyle yönetim kurulu üyeliğinin sona ermesine karşılık … Asliye Ticaret Mahkemesi hükmünün açık olmamasından yararlanarak bu hüküm ile belirlenen ve ancak sona eren haklarını açıkça kanuna aykırı olarak kullandığını, TTK 391. Maddesi sadece yönetim kurulu üyelerinin hakları ile ilgili olduğunu, hissedarların TTK 391. Maddesindeki haklarının kullanmalarının mümkün olmadığını ve yönetim kurulu üyeliği sona eren …’un bu hükmün icra edilmesini talep etme hakkının olmadığını ve hükmün infaz kabiliyetinin kalmadığını belirterek … Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyasından verilen kararda bahisle geçen TTK 391. Maddesindeki yetkilerin 25/12/2015 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeliği sona eren … tarafından kullanılamayacağına, hükmün … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasının müvekkil şirket yönünden icra kabiliyetinin kalmaması nedeniyle iptaline ve bu şekilde muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişitr.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesinde; 28/12/2015 tarihli genel kurul toplantısının dayanağı olan yönetim kurulu kararının batıl olduğunu, dolayısı ile genel kurul kararının da sakat olduğunu, yönetim kurulu üye sayısının 3 olup toplantı yeter sayısının yarıdan 1 fazlası olması kuralı gereğince 3 olacağını bu nedenle alınan yönetim kurulu kararının gerekli yasal çoğunluk sağlanmadan alındığını, … Asliye Ticaret Mahkemesine ait … esas sayılı dosyadan verilen kararın kesinleştiğini, 28/12/2015 tarihli genel kurulun iptali için … Asliye Ticaret Mahkemesinde iptal davası açtıklarını, davacı tarafın talebinin … İcra Hukuk Mahkemesince red edildiğini, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamlı icra takibinin sürümcemede bırakılması maksadı ile davacı taraf ile aynı mahiyette davalar açılığını belirtilerek takip dayanağı hakkında kesin hüküm bulunması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava yönetim kurulu üyesi olmadığı iddia edilen davalı hissedarın TTK 392/1,3 ve 4.maddelerindeki hakları kullanmasına yönelik muarazanın giderilmesi talebine ilişkindir.
Deliller ; … Asliye Tİcaret Mahkemesine ait … esas – … karar nolu dosya, mahkememizin … esas – … karar nolu dosyası, … İcra müdürlüğüne ait … esas nolu dosya fotokopisi,
… Asliye Tİcaret Mahkemesine ait … esas – … karar nolu dosya inceleniğinde; davacı … tarafından davalı … Aş hakkında yönetim kurulu üyesinin bilgi alma hakkının engellenmesine yönelik muarazanın önlenmesi amacıyla dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 03/09/2015 tarihinde verilen karar ile istemin kabulü ile, TTK 392/1,3 ve 4.bendi gereğince davacı yönetim kurulu üyesi …’un şirketin tüm iş ve işlemleri ile ilgili yönetim kurulu toplantısı veya toplantı dışında bilgi alma ve inceleme yapmaya yönelik kanuni hakkının engellenmesine ilişkin her türlü muarazanın önlenmesine ve giderilmesine karar verildiği, kararın davalı şirket tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 11 Hukuk dairesince 14/03/2017 tarihli karar ile kararın kesin olması nedeni ile temyiz isteminin reddine karar verildiği, davalı şirket vekilince aynı mahkemeye müracaat edilerek yargılamanın iadesi talebinde bulunulduğu, mahkemece 02/10/2017 tarihinde alınan ara kararı ile HMK 374 ve devamı maddelerine göre usulünce açılmış yargılamının iadesi davası bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verildiği, bunun üzerine davalı vekilince aynı mahkemeye müraacat edilerek, 28/12/2015 tarihli genel kurul toplantısında yeni yönetim kurulu üyelerinin seçildiğini, davalının yönetim kurulu üyeliği sıfatının sona erdiğini belirterek davalının yönetim kurulu üyesi sıfatı ile bilgi alma ve inceleme hakkının engellenmesine karar verilerek söz konusu kararın tavzih edilmesi talebinde bulunulduğu, mahkemece tavzihi gerektirecek bir durum olmadığı, talebin hükmün icrasına ilişkin takip hukukuna dayalı infaz sorunu olduğu belirtilerek tavzih talebinin red edildiği, tavzih talibine karşı istinaf yoluna gidildiği, istinaf talebinin usulden reddine karar verildiği tespit edilmiştir.
Mahkememize ait … esas – … karar nolu dosya incelendiğinde davacı şirket vekilince aynı nedenlere dayalı olarak … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icranın geri bıkarılması kararı vrelimesini, yönetim kurulu üyesi sıfatı bulunmayan davalının TTK 392/1,2,3,4maddelerindeki yetkileri kullanmasının önelenmesinin ve bu hususta verilen … Asliye ticaret mahkemesince verilen … esas sayılı dosyasında verilen kararın kaldırılmasını talep etmiş, mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, davacı taraf talep dilekçesinde icranın geri bırakılması talebinde bulunulmuş isede İİK 233/1 maddesine göre, bu talebin icra mahkemesinde dile getirilmesi gerekmektedir. Davacının diğer talebinin … ATM tarafından verilen kararın kaldırılarak , yönetim kurulu üyeliği sona eren …’un TTK 392/1 , 3 ve 4 maddelerindeki yetkinin kullanılmasının önlenmesi talebine ilişkin olup, bir mahkemenin verdiği kararın aynı düzeyde başka bir mahkemece kaldırılması mümkün olmayıp kaldı ki, davacı tarafça da … ATM tarafından verilen hükmün infazda tereddüt oluşturması nedeniyle tavzihinin talep edildiği, mahkemece tavzih talebinin reddedildiği, bu ret kararına karşı istinaf yoluna gidildiğinden istinaf sonucunun beklenilmesi gerekmektedir. Bir mahkeme tarafından verilen karar ancak istinaf ve temyiz suretiyle bozulup yada kaldırılması mümkündür, verilen kararın aynı düzeyde başka bir mahkeme tarafından kaldırılması mümkün olmadığından davacının davası aşağıdaki şekilde reddedilmiştir.
… İcra Müdürlüğüne ait … esas nolu dosya incelendiğinde, … tarafından … AŞ hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesince verilen … esas … karar sayılı ilamı infazı için ilamlı icra yoluyla icra emri başlatıldığı, takip tarihinin 03/06/2016 olduğu görülmüştür.
… İcra Hukuk Mahkemesinin … Aş vekilince takibin taliki veya iptali talepli dava açıldığı mahkemece … esas … karar nolu ilam ile hükmün içeriğinin aynen infazı zorunlu olduğundan ilamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemeyeceğinden şikayetin reddine karar verildiği, kararın şirket vekilince istinaf edildiği, … Mahkemesinin … Hukuk Dairesinin … esas … karar sayılı ilamı incelendiğinde, hükmün infaz edilecek kısmının kararın hüküm bölümü olup, icra mahkemesinin kararı yorumlama yetkisi bulunmadığı belirtilerek , istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir bunun üzerine şirket vekilince … ATM ye … esas nolu dosyadan verilen kararın yargılamasının iadesinin yapılması talepli müracaatta bulunulmuş mahkemece HMK 374 ve müteakip maddelerine ve usulüne uygun açılmış yargılamanın iadesi davasının bulunmadığından dilekçe hakkında işlem ve karar tesisine yer olmadığına dair dosya üzerinden kesin olarak karar verildiği görülmüştür.
Dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacı şirket vekilince … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile, haklarında … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak takibe dayanak yapılan Ticaret Mahkemesi ilamından sonra …’un 30/02/2015 tarihinde yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğini, kararın infazının bu aşamadan sonra mümkün olmadığının belirterek icra müdürlüğünün 14/08/2017 ve 15/08/2017 tarihli kararlarının iptalini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı şirket tarafından istinaf yoluna gidilmiş, … Mahkemesi … Hukuk Dairesi 20/03/2018 tarih , … esas,… karar sayılı ilamı ile TTK’nın 392.maddesinde hakkın kullanılmabilmesi için kişinin yönetim kurulu üyesi olması ve hükmün infazına değin bu sıfatı taşıyor olması koşuluna bağlı olduğunu, artık bu sıfatın kalmaması halinde ise hükmün sıfat yokluğundan dolayı infazı kabil olmaktan çıktığını, bu nedenle davacının talebinde haklı olduğunu, bu nedenle … İcra Hukuk Mahkemesinin ilamının ortadan kaldırılması ve şikayate konu icra dosyasındaki müdürlüğün 14/08 ve 15/08/2017 tarihli işlemlerinin iptaline karar verildiği, karara karşı davalı vekilince temyiz yoluna gidildiği, Yargıty … Hukuk Dairesinin 02/12/2019 tarih … esas, … karar nolu ilamına göre Hukuk Genel Kurulu’nun 08/10/1997 tarih, 1997/12-517 esas, 1997/776 karar yine HGK’nın 2009/12-239 esas, 2009/268 karar sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere; ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur, icra müdürlükleri ilamın hüküm kısmını dikkate alarak aynen infazı ile görevlidir, sınırlı yetkili icra mahkemesinin hükümde yer almayan bir hususu yorum yolu ile ilama eklemesi yada var olan hususu çıkarması olanağı yoktur, ayrıca icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmı yorum yolu ile de belirlenemez denilerek İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin kararı bozulduğu görülmüştür.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin yukarıda da özetlenen bozma ilamında da belirttiği üzere … Asliye Ticaret Mahkemesine ait … esas … karar nolu ilamı kesin hüküm mahiyetinde olup, icra müdürlüğünün görevinin kesin hükmü aynen infaz etmek olup, mahkememizce, başka bir ticaret mahkemesince verilen ve kesinleşen ilamın iptali sonucunu doğruacak şekilde karar verilmesi mümkün olmadığından davacının davasını reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden 3.400,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından kullanılmayan kısmın ilgilisine iadesine,
5-Bu dava sebebi ile 54,40TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 35,90TL’nin mahsubu ile kalan 18,50TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 06/02/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır