Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/19 E. 2018/709 K. 06.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/19 Esas
KARAR NO : 2018/709

DAVA :Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2015
KARAR TARİHİ : 06/06/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi … ‘ın davalı bankanın teşviki ve yönlendirmesi ile … Bank A.Ş. … Şubesine 30.000 DM mevduatını 29/05/2000 tarihinde vadeli olarak yatırdığını, henüz paranın vadesi gelmeden 21/10/1999 tarihinde BDDK tarafından banka yönetimine el konulması sonucunda , davacının parasının dava dışı … .. Ltd. Adlı … ‘de kurulan paravan banka hesabına aktarıldığını ve … Bank ‘ın TMSF ‘ye devredildiğini daha sonra …bank ile birleştirildiğini , … Bank ‘a satıldığını, … Bank ‘ın ise … Bank ‘a satıldığını, müvekkilinin mevduat hesabında bulunan paranın iade edilmediğini ve müvekkillerinin murisinin kandırıldığını, iradesinin fesada uğratıldığını belirterek, muris … tarafından yatırılan 30.000 DM karşılığı 15.339 Euro ‘nun, paranın bankaya yatırıldığı tarihten itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Bank vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkillerinin davada husumetlerinin olmadığını, zira müvekkili banka ile ….. Ltd Şti.’ nin farklı tüzel kişiliklere sahip kuruluşlar olduklarını, davacıların serbest iradesiyle daha fazla faiz getirisi sağlayan bir yatırım alternatifi olan kıyı bankacılığını tercih ettiğini, nimete sahip çıkıp külfeti kabul etmemenin adalete uygun düşmediğini, davacıların parasını yatıracağı finans kuruluşu hakkında gerekli araştırmayı yapmak suretiyle özenli davranış sergilemesi gerekirken bunu yapmadığını, müvekkili bankanın … nezdindeki mevduatlar için her hangibir garantisinin bulunmadığını, davacının talebi doğrultusunda bankanın , havale işlemini yerine getirdiğini, vekalet görevini kötüye kullanmadığını , … Bankalarının Bankalar Kanununa tabu olmadıklarını, faiz talebinin usulüne uygun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizden verilen 09/11/2015 tarih ve … Esas, … karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. H.D. ‘nn 27/09/2017 tarihli ilamı ile ” ….Dava, … hesaba yatırılan paranın istirdadı istemine ilişkindir. Dava tarihi olan 4/2/2015 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı kanunun 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Buna göre, mahkemece, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esası hakkında kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. ” gerekçesi ile bozma kararı verilmiş ve dosya mahkememize gönderilmiştir.
Bozma sonrası yeniden yapılan yargılama neticesinde; usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmış, Usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmuş, bozma yönünde işlem
yapılarak Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmiş aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE
2-İstanbul Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde davacı tarafın müracatı halinde dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde davacı tarafın müracat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay (Temyiz ) yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır