Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/148 E. 2019/468 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/148 Esas
KARAR NO : 2019/468
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2018
KARAR TARİHİ : 15/05/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri hakkında alacaklı olduğunu iddia eden … A.Ş. tarafından 10.06.2014 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklanan 18.729.59..TL. asıl alacak, 878,44.TL. %60 İşlemiş faiz, 43,92.TL. Faizin %5 BSMV’si, 615,77.TL. ihtarname ve sair masraf, 928,94-TL pos bedeli olmak üzere toplamda 21.196,66-TL. için 13.06.2016 tarihinde … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından Örnek No 7 ödeme emrinde takibe dayanak olarak 10.06.2014 tarihli kredi sözleşmesi gösterildiğini ancak her iki müvekkilinde de 10.06.2014 tarihli bir genel kredi sözleşmesinde imzalarının bulunmamadığını belirterek, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 30.01.2013 tarih ve 2012/15421E, 2013/1789 K. sayılı kararından bahsetmiş, müvekkilinin, evli olduğu için eşinin rızası alınmaksızın kefil işlemi tesis edildiği düşünüldüğünde işbu kefilliğin geçersiz olduğunu, ayrıca kefillik için gerekli koşullarda sağlanmamış olup, el yazısıyla kefillik işlemi tesis edilmediğini, el yazısının müvekkiline ait olmadığını, kefaletin verildiği anda belirlenebilir olması halinde geçerli olduğunu, davalının, hukuka ve tbk. 88. ve 120. maddeye aykırı olarak takip konusu alacağa %96 oranında fahiş bir şekilde temerrüt faiz uygulanmasını talep etmiş olmakla, bu hususun yargıtay kararları gereğince süresiz şikayete tabii olduğunu, ödeme emrinin iptalini gerektirdiğini, bugün itibariyle 18.657,75.tl. haksız ve fahiş işlemiş faiz bulunduğunu belirterek, sonuç olarak, müvekkilleri teminatsız olarak durdurulmasına, müvekkillerinin, 10.06.2014 tarihli genel kredi sözleşmesinde imzası bulunmaması sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, aksi taktirde müvekkil … ‘ın hem eşinin rızasının alınmaması hem de kefillik için gerekli diğer koşulların sağlanmamış olması sebebiyle kefilliğinin geçersiz olduğunun ve borçlu olmadığının tespitine, 15.02.2018 tarihi itibariyle takip sonrası 18.657,75.TL. haksız ve fahiş faiz işletildiği dikkate alınarak Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa haksız şart niteliğinde ve fahiş şekilde takip öncesi ve takip sonrası uygulanan %60 temerrüt Faizi ile işlemiş faize faiz uygulanmasına, faize %5 BSMV uygulanmasına ilişkin itirazları dikkate alınarak bu kalemler bakımından müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20 oranından az olmamak üzere inkar tazminatı ödemekle yükümlü tutulmasına, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalı alacaklı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile 13.06.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi akdedilerek kullandırılan kredinin ödenmemesi sebebi ile davacılara ihtarname ve keşide edildiğini, ihtarname tebliğine rağmen de borcun ödenmemesi sonucu … İcra Müd. … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış ödeme emri ve ekleri tebliğ edilerek itiraz olmaksızın takibin kesinleştiğini, ödeme emri ile tebliğ edilen GKS’de doğru tarih yazmakta iken o dönemde takibe herhangi bir itiraz olmadığını, sözleşmede faizine işletilecek oranın %60 olarak belirlendiğini, şirket sahibi, ortağı ve yöneticisi tarafından şirket ile ilgili verilecek kefaletler bakımından yeni düzenleme uyarınca eş rızası aranmadığını, davacı kefil şirket ortağı ve yetkilisi olması sebebi ile kefaletinin geçerli olduğunu, sözleşmedeki imzanın kefile ait olmadığı iddiasını kabul etmediklerini, davacının bu iddiasını ispatla mükellef olduğunu belirterek, öncelikle tedbir talebinin reddine, haksız ve kötüniyetle açılmış olan davanın reddine, karşı tarafın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemekle yükümlü tutulmasına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini savunmuştur.
Taraf vekillerinin mahkememize karşılıklı sunmuş oldukları dilekçede, tarafların anlaşmış olduğunu, davacının davasından feragat ettiğini, davalı vekilinin ise yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
15/05/2019 tarihli celsede; davacı ve davalı vekilinin, tarafların anlaştığını ve sulh olduklarını, davanın konusuz kaldığını, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan ettikleri bu nedenle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Dava Konusuz Kaldığından Esas Hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40.-TL karar harcından peşin alınan 319,86 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 275,46-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Taraf vekilleri karşılıklı olarak yargılama giderleri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden, bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-HMK.120 maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yanlara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır