Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/130 E. 2022/618 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/130 Esas
KARAR NO : 2022/618

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 28/02/2013
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

DAVA: Davacı vekili tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine verilen 28/02/2013 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin her türlü bina, işyeri, yol köprü, kanal, tünel fabrika binaları ile turistik tesis binalarının inşaat taahhüdü işlerin yapımı, yaptırılması, yurt içinde ve yurt dışında proje ve inşaat taahhütleri işinde bulunması işleri ile iştigal etmek amacıyla 1996 yılında kurulduğunu, inşaat işleri alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin…A.Ş:nin mülkiyetinde bulunan İstanbul Bayrampaşa… pafta … ada,… parsel ile … ada… parsel üzerinde 2008 yılında yapımına başlanan ve 360.000 m2 inşaat alanına sahip … Merkezi projesi için bankadan kullandığı yatırım kredisinin kefili olduğunu, aynı zamanda… Eğlence merkezine ilişkin genel müteahhitlik hizmetleri ve ince inşaat işlerini üstlendiğini, …A.Ş.nin proje finansman kredi sözleşmesi uyarınca temerrütte olmamasına rağmen … bankası tarafından hesabın kat edildiğini, projede hizmet veren yüklenici , işletmeci ve tedarikçilerin ödemelerin yapılamadığını, merkezin öngördüğü gelirlerin elde edilemediğini, merkezin kapandığını ve piyasa borçlarının ödenmez hale geldiğini ve bunun sonucunda Kapatılan ist… ATM.nin …E.sayılı dosyası ile…A.Ş.nin iflas erteleme talebinde bulunduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin de alacaklarını tahsil edemediğini , … bankası tarafından İst… ATM:nin … D.iş sayılı dosyası ile müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı alındığını, müvekkili şirketin menkul, gayrimenkulleri ile banka hesaplarına ve tüm mal varlığına ihtiyati haciz konulduğunu, İst… ATM.sindeki…E.sayılı dosyasında görülmekte olan iflas erteleme davasındaki iyileştirme projesi kapsamında 13/11/2012 tarihinde …bankası ile…AŞ:nin anlaştıklarını, bu protokol uyarınca …A.Ş.nin merkezin tanıtım ve tamamlama işleri ve işletme sermayesi için ek kredi sağladığı, bunun yanı sıra … Bankasının, …A.Ş.ye piyasa borçlarını ödemesi için 30 aylık ödemesiz dönem sağladığını, sağlanan ek kredi ile projenin en geç temmuz ayında yeniden işletmeye açılacağını ve gelir elde edeceğini, sağladığı gelir ile müvekkili şirketin alacaklarını tahsil imkanına kavuşacağını, …Aş: ile müvekkili şirket arasında alacak mutabakatı sağlandığını, 30 aylık ödemesiz dönem içinde borçların ödeneceğine ilişkin sözleşme imzalandığını, müvekkili şirketin 31/12/2012 tarihi itibariyle borca batık durumda olduğunu, bu durumun yönetim kurulu tarafından tespit edildiğini, müvekkili şirketin projeye olan inancı ve iyileştirme planında sunduğu çözümle bu dar boğazı aşacağını, TTK nun 377 maddesi uyarınca yönetim kurulunca iflasın ertelemesinin talep edilmesine karar verildiğini, şirketin mali durumunun iyileştirilmesi için öngörülenlerin tahsil edilemeyen alacakların en kısa zamanda tahsilinin sağlanması, sermaye arttırımı, şirkete yeni ortak alınması, işletmenin devamındaki ekonomik yararlar, tasarruf tedbirleri, alacaklılarla ortakların mali durumunun düzeltilmesine imkan verilecek bir ödeme planı ve şartları konusunda anlaşılması, 3.kişilere faaliyet konusuna ilişkin kar getirecek yeni iş bağlantılarının kurulması yönünde çalışmalarına devam etmek olduğu bildirilerek TTK 376 ile İİK.179 maddeleri gereğince müvekkili şirketin borca batıklığının tespiti ile müvekkili şirketin iyileştirme projesi dahilinde mali durumunun düzeltilmesi amacıyla iflasın 1 yıl Süre ile ertelenmesine karar verilmesini ayırca müvekkili şirketin iflas erteleme talebinin kabulünün süreç alacak bir yargılamaya tabi olduğunu, müvekkili şirket hakkında takipler başlatıldığını, ayrıca İstanbul … Asliye ticaret Mahkemesinde … Esas sayılı itirazın kaldırılması ve iflas davası nedeniyle müvekkili şirketin varlığını alacaklı baskısı altında daha fazla sürdüremeyeceğini belirterek iyileştirme planının uygulanabilmesi için HMK 389. Maddesi ile İİK 179/b maddesi kapsamında ihtiyati tedbir kararına hükmedilerek takiplerin durdurulması hususunda iflas erteleme tedbirlerine hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Müdahale talebinde bulunanlara ait dilekçeler incelendiğinde, iflas erteleme talebinde bulunan şirketten alacaklı bulunduklarını belirterek müdahil sıfatıyla duruşmalara katılma talebinde bulundukları görülmüştür.
Davacı vekilince dava dilekçesinde bahsi geçen İstanbul Kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas nolu dosyasından dava dilekçesi ve duruşma tutanakları alınıp incelendiğinde, davacısının …Ltd. Şti, davalısının …A.Ş olduğu, dava konusunun ise İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas nolu takip dosyasına yapılan itirazın İİK’nun 156/3. Maddesine göre kaldırılmasına ve borçlunun iflasına karar verilmesine yönelik olduğu, söz konusu dosyanın Ticaret Mahkemelerinin heyetli mahkemeye dönüşmesi nedeniyle İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Nolu esasına kaydının yapıldığı ve dosyanın derdest olduğu görülmüştür.
Davacı vekilince dava dilekçesi ekinde sunulan 27/02/2013 tarihli iyileştirme projesi incelendiğinde; tahsil edilemeyen alacakların en kısa zamanda tahsilinin sağlanması başlığı altında davacı şirketin …A.Ş’den olan alacağının 30/09/2012 tarihi itibariyle 22.821.973,00 TL olduğunu, müvekkili şirketi ile …A.Ş arasında yapılan protokol uyarınca tarafların borç miktarı ve ödeme tarihi konusunda mutabakata vardıklarını, 2007 yılında yapımına başlanılan…Projesi kapsamında alıcılar ile imzalanan İnşaat Yapım ve Taşınmaz Satış Vadi Sözleşmesinden kaynaklanan tahsili gerçekleşmemiş 135.000,00 TL tutarında KDV , iskan giderleri ve abonelik giderleri bulunduğunu, sermaye arttırımı başlığı altında sermaye arttırımına gidilmesinin planlandığını, şirkete yeni ortak veya ortaklar alınmasının hedeflendiğini, işletmenin devamında ekonomik yarar bulunduğunu, tasarruf tedbirleri sağlanacağını, müvekkili şirketin hali hazırda alacaklılarının %27’si ile anlaşma sağladığını ve borçlarını yapılandırdığını, 3.kişiler ile kar getirecek yeni bağlantıların kurulmasının hedeflendiği görülmüştür.
Dava dilekçesi ekinde şirket yönetim kurulunca borca batıklık nedeniyle iflas erteleme davası açılması konusunda karar alındığı ve davacı vekiline verilen vekaletnamede iflas erteleme davası açılması yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekili şirket ait bilanço ile alacak-borç listesini 14/01/2014 ekinde dosyaya sunmuştur.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesince alınan 05/03/2013 tarihli ara kararı ile, davacı şirkete ait demirbaşların şirketin merkez bina ve/veya işyerlerinde keşfen incelenerek satış değerlerinin belirlenmesi , borca batık olup olmadığının tespiti ve iyileştirme projesinin uygun olup olmadığı konusunda rapor tanzim edilmesini istenilmesi üzerine 12/04/2013 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde; istanbul Bayrampaşa’da 2008 yılında yapımına başlanan 360.000 m2 inşaat alanına sahip … Merkezi Projesi için dava dışı … ile …Bankası arasında 01/11/2010 tarihinde 270.000.000 Euro limitli kredi kullanım hususunda sözleşme imzalandığını, söz konusu sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla davacı …A.Ş’nin kefil olduğunu, … Bankası tarafından hesabın kat edilerek asıl borçlu ve kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı alındığını, …A.Ş tarafından … Bankası ile yapılan görüşmeler neticesinde kredi borcunun yapılandırılması hususunda anlaşmaya çalışıldığı bu amaçla …A.Ş adına kayıtlı gayrimenkullerin vefa hakkı ile … Bankasına verileceği, karşılığında da…A.Ş’nin tekrar kredi kullanılacağı hususunda anlaşma yapılmak üzere olduğunu, davacı …A.Ş’nin iflas erteleme talebinin değerlendirilmesi için ön koşulun söz konusu şirketin borca batık olması gerektiğini, davacı şirket tarafından sunulan bilançoya göre şirketin pasifinin aktifinden 2.490.295,98 TL daha fazla olduğunu, 31/12/2012 tarihi itibariyle borca batık olduğunu, 28/02/2013 tarihli ara bilanço da borca batıklık kaydının devam ettiğini, borca batıklık durumunun davacı şirketin sunmuş olduğu bilançoya göre değil, bilirkişiler tarafından rayiç değer esasına göre tekrar yapılması gerektiğini, davacı şirketin aktif stoklarında yer alan … Projesiyle ilgili 20 konut ve 9 dükkanı rayiç değerleri belirleyecek teknik bilirkişinin heyette bulunmadığını, talepte bulunan şirketin en büyük alacağının olduğu şirketin …A.Ş olduğunu, …AŞ’nin cari hesap hareketlerinin incelenmesinde 31/12/2012 tarihi itibariyle şüpheli ticari alacaklar hesabından 9.128.789,20 TL olmak üzere toplam 18.912.168,56 TL borçlu olduğunu, ayrıca henüz fatura edilmemiş ve ticari alacaklar hesabına kaydedilmemiş olan %18 KDV hariç 6.988.811,87 TL’lik hakediş bulunduğunun tespit edildiğini, şüpheli alacaklarla ilgili 213 sayılı Vergi Usul kanunun 323. Maddesinde “Ticari ve Zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle ilgili olmak şartıyla dava ve icra safhasında bulunan alacaklar, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılır” denildiğini, şüpheli alacakların pasifte gösterilmesi gerektiğini, bu şartların gerçekleşmemesi halinde ise şüpheli alacak kaydına imkan bulunmadığını, İİK’nun 179/b maddesinin alacaklıların icra takibene yasal olarak engellediğinden iflas erteleme kararı, alacağın şüpheli hale geldiği tevsik eden bir belgeye haiz olduğunu, yani iflas erteleme kararı verildiği durumlarda şüpheli alacak karşılığının ayrılabilmesi için, alacaklıların dava açmalarına ve icra takibi yapmalarına gerek bulunmadığını, konuyla ilgili olarak Maliye Bakanlığınca verilen bazı özelgelerin raporun 10. Sayfasında özetlendiğini, talepte bulunan şirketin vergi günceli konulu özelgeleri dayanak göstererek… İstanbul…..A.Ş ile aralarında imzalan 19/12/2012 tarihli protokol kapsamında “Yüklenici faiz, amortisman , vergi öncesi kar toplamları ile toplam alacakların 31/12/2015 tarihine kadar en az kesin hesap tutarının %60’ını almış olmak ve bu alt sınıf farklı kalmak kaydı ile ödenmeyen bakiye %40 ile ilgili işverini gayrikabile rücu ibra edecektir ” şartına göre 30/09/2012 tarihi itibariyle … İstanbul….A.Ş’den alacağı olan 14.575.169,28 TL’sini %18 KDV dahil 8.246.798,00 TL henüz fatura edilmemiş ve ticari alacaklar hesabına kaydedilmemiş olan ¸
hakediş bedelini de ilave etmek suretiyle toplam 22.821.967,28 TL X %40 = 9.128.789,20 TL karşılık ayırdığını, Maliye Bakanlığı Özelgesine göre “iflası ertelenen şirketten tahsil edilmeyen ve kanunen takibine de imkan olmayan alacaklar için mahkemece iflasın ertelenmesine ilişkin kararın verildiği hesap döneminde şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır” ilgili dönemde karşılık ayrılabilmesi için …A.Ş hakkında iflas erteleme kararının verilmiş olması gerektiğini, dosyada böyle bir belge bulunmadığını, davacı şirket ile …A.Ş arasında 19/12/2012 tarihinde imzalanmış olan “Hesap mutabakatnamesi ve borç yapılandırmasına ilişkin protokol”deki yüklenici faiz, amortisman , vergi öncesi kar toplamları ile toplam alacakların 31/12/2015 tarihine kadar en az kesin hesap tutarının %60’ını almış olmak ve bu alt sınır saklı kalmak kaydıyla ödenmeyen bakiye %40 ile ilgili işverenin gayrikabili rücu ibra edecektir , şartına göre 30/09/2012 tarihi itibariyle …A.Ş den alacağı olan 11.757.950,34 TL + 2.817.218,94 TL (hakedişlerden kesilen teminat) = 14.575.169,28 TL’sini %18 KDV dahil , 8.246.798,00 TL henüz fatura edilmemiş ve ticari alacaklar hesabına kaydedilmemiş olan hakediş bedelinin de ilave etmek suretiyle toplam 22.821.967,28 TL X %40 = 9.128.789,20 TL karşılık ayırdığını, Maliye Bakanlığının özelgesine göre “……….İflası ertelenen şirketten tahsil edilmeyen ve kanunen takibine de imkan olmayan alacaklar için mahkemece iflasın ertelenmesine ilişkin kararın verildiği hesap döneminde şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır” ilgili dönemde karşılık ayrılabilmesi için, … A.Ş hakkında iflas erteleme kararı verilmiş olması gerekmektedir. Dosyada böyle bir bilgi ve belge bulunmamaktadır ayrıca davacı şirket ile …A.Ş ve …A.Ş ile alacaklı banka arasında imzalanmış olan ve yukarıda açıklanan protokollerin işlerlik kazanmasının da iflas erteleme kararına bağlı olduğu yine davacı şirketin protokol gereği %40 alacağının değersiz hale gelmesinin kalan %60 alacağının 31/12/2015 tarihine kadar tahsil etmek olması şartına bağlı olduğunu, bu şartın da henüz gerçekleşmediğini, bu şartın gerçekleşmemesi nedeniyle vazgeçeceği %40 alacak tutarı kadar karşılık ayrılmış olması , aynı zamanda ticari alacaklara kaydedilmemiş ve henüz fatura edilmemiş olan %18 KDV dahil 8.246.798,00 TL hakediş bedeli üzerinden %40 karşılık ayrılmasının uygun olmadığını, …A.Ş hakkında iflas erteleme kararı bulunmaması ve protokol şartlarının henüz gerçekleşmemiş olması nedeniyle şüpheli ticari alacaklar karşılığı hesabındaki 9.128.789,20 TL’lik şüpheli alacağın iptal edilerek, henüz fatura edilmemiş %18 KDV dahil 8.246.798,00 TL’lik hakediş bedeli hariç tutulması sebebiyle yapılan hesaplama sonunda talepte bulunan şirketin ticari alacaklarının 15.931.229,16 TL olduğunu, bu durumda talepte bulunan şirketin 31/12/2012 tarihi itibariyle aktifinin 74.954.795,48 TL , pasifinin 71.615.021,46 TL, 28/02/2013 tarihi itibariyle de aktifinin 83.981.510,42 TL, pasifinin 79.072.138,77 TL olduğunu, her iki tarihte de aktifinin pasifinden fazla olduğunu, borca batık olmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Alınan rapora karşı davacı vekilince itiraz dilekçesi sunulmuştur. Mahkemece alınan 16/04/2013 tarihli ara kararı ile 29/04/2013 tarihli duruşma tutanağında itirazlar doğrultusunda önceki bilirkişi heyetinde ek rapor alınması, bu süre zarfında inşaat bilirkişi tarafından davacının aktifinde görülen gayrimenkulün değerlerinin tespitine ve rapor hazırlanması ilişkin ara karar kurulduğu görülmüştür. Gayrimenkullerle ilgili olarak dosyaya sunulan tapu kayıtları incelendiğinde, tapu kayıtlarının tamamen şahıslar adına kayıtlı olduğu, davacı şirket adına kayıtlı gayrimenkul bulunmadığı, yine davacı tarafça sunulan “Hasılat paylaşımı karşılığı inşaat sözleşmesi” incelendiğinde , tapu malikleri olan … , …, …ile…A. Ş arasında imzalandığı, sözleşmenin konusunun …Bayrampaşa Sağmalcılar Mah. …, …, …pafta … numaralı parsel olarak kayıtlı taşınmazın imar yasasının elverdiği oranda konut ve dükkanlardan oluşan … Evleri Projesinin inşa edilmesinin amaçlandığı, davacı şirket olan … A.Ş’den müteahhit olarak bahsedildiği, diğer şahıslardan ise tapu maliki olarak bahsedildiği, hasılat paylaşımı, arsa bedeli başlıklı maddede ise müteahhit tarafından inşa edilecek bağımsız bölümlerin tapularının arsa sahiplerine tescil edileceği, arsa sahipleri tarafından verilen yetki ile müteahhidin bağımsız bölümleri satacağı, satış bedelinin bir kısmını arsa sahiplerine bırakacağı, bir kısmının da müteahhide bırakılacağı yönünde anlaşma sağlandığı görülmüştür. Mahkemece alınan ara karar üzerine inşaat mühendisi tarafından hazırlanan 03/06/2013 tarihli raporda davacı şirketin nizam tablosunda belirttiği taşınmazların 20 adet
Miyasere evlerinde bulunan daire ile 9 adet dükkan olduğu belirtildikten sonra tapu kaydı bilgilerine de yer verildiği , tapu maliklerinin biraz önce de belirtildiği üzere davacı şirket olmadığı, şahıslara ait olduğu belirtilerek dükkan ve dairelerin rayiç değerlerinin tespitinin yapıldığı ve toplam 6.774.684,90 TL olarak değer biçildiği görülmüştür. İnşaat bilirkişisinden alınan rapordan sonra daha önce rapor veren bilirkişilerden ek rapor istenilmiş olup , 26/06/2013 tarihli ek rapor incelendiğinde, davacı tarafın rapora itirazları özetlenerek (bu itirazlar: bir şirket hakkında iflas erteleme davası açılmasa bile bu şirketten alacaklı olan şirketler alacaklarını şüpheli alacak haline gelmesi yeterlidir, davacı şirket …A.Ş’nin…Bankasından kullandığı krediye müteselsil kefildir, kefaletten doğan yükümlülükler pasifte gösterilir şeklindedir) kök raporda olduğu şekilde şirketin …A.Ş’den olan 14.575.169,28 TL ‘sini , %18 KDV dahil 8.246.798,00 TL henüz fatura edilmemiş ve ticari alacakları hesabına kaydedilmemiş olan hakediş bedelini de ilave etmek suretiyle, toplam 22.821.967,28 TL X %40 = 9.128.798,20 TL karşılık ayrıldığı belirtilerek ayrılan bu karşılık tutarın kök raporda açıklanan nedenlerle rayiç değer bilançosunda dikkate alınmadığı belirtilerek borca batıklık bilançosunun çıkartıldığı, buna göre rayiç değerleme ile yapılan hesaplama sonucunda 24/06/2013 tarihi itibariyle toplam aktiflerin toplam borçlarını 1.513.523,48 TL tutarında aştığı dolayısıyla davacı şirketin borca batık olmadığı sonucuna ulaşıldığını, davacı şirketin borca batık olmamasına rağmen …A.Ş tarafından… Bankasından kullanılan 270.000.000 Euro limitli genel kredi sözleşmesine 310.000.000 Euro bedelle müteselsil kefil olduğu, kullandırılan kredinin kat edilmesi nedeniyle kefiller hakkında … Bankasınca ihtiyati haciz kararı alındığı, davacı şirketin…A.Ş’ne kefil olması nedeniyle davacı şirketin borca batık hale geldiği, bu kefalet hesaba katıldığında bu defa davacı şirketin borca batıklık tutarının 788.986.467,52 TL olarak hesaplandığı, iyileştirme projesi incelendiğinde; davacı şirketin iyileşmesinin …A.Ş’nin iyileşmesine bağlı olduğu, iki şirketin birlikte değerlendirilmesi gerektiği yönünde rapor verildiği görülmüştür.
Alınan rapor üzerini İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesince 19/07/2013 tarihinde alınan ara karar ile İİK 179/a maddesi hükmü gereğince ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edilerek kanunda yazılı iflas erteleme tedbirlerine karar verildiği ve şirkete kayyım atandığı görülmüştür.
Tek hakimle bakılan ticaret mahkemelerinin heyetli ticaret mahkemesine dönüşmesi nedeniyle İstanbul… Asliye Tİcaret Mahkemesine ait dosya İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Nolu esasına kaydının yapıldığı ve mahkemece söz konusu dosyanın …A.Ş tarafından açılan iflas erteleme davasının görüldüğü İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas (öncesi İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas) sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesince birleştirilen dosya Ana dosyadan 08/02/2018 tarihli duruşmada ayrılarak birleşen dosya Mahkememizin … nolu esasına kaydedilerek yargılama devam edilmiştir. Mahkememizce … Esas nolu dosya üzerinden yürütülen dosyada 11/07/2019 tarihinde alınan 1 nolu ara kararı ile “Dosyanın rapor veren bilirkişi heyetine tevdi sureti ile, takdiri mahkemeye ait olmak üzere bir sureti dosyaya bırakılan Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2016/570 esas 2017/2910 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, grup şirketlerde borcun asıl borçlu şirket pasifinde gösterilmesi, ayrıca borca kefil olan grup şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verlimeden borca batıklık hesabının yapılması gerektiği dikkate alınarak, daha önce rapor veren bilirkişiler tarafından davacı şirketen rapor tarihi itibari ile güncel, rayiç değer esasına göre ve grup şirketlerine olan kefaletleri dahil edilmeksizin davacı şirketin borca batık olup olmadığnıın tespit edilmesine, borca batık ise rapor tarihi itibari ile rayiç değer ve güncel tarih dikkate alınarak iyileştirme projesinin uygulanabilir olup olmadığı yönünde gerekçeli ve denetime el verişli ek rapor hazırlanmasının , ayrıca şüpheli alacak var ise bununla ilgili olarak gerekçeli ve denetime elverişli ayrıntılı açıklama yapılması” istenilmiştir. 04/12/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu incelendiğinde; tapuları şahıslar adına olan , tapu malikleri ile…AŞ arasında yapılan “Hasılat paylaşımı karşılığı inşaat sözleşmesi” nedeniyle davacı defterlerinde kayıtlı olan 19 adet daire ile 9 adet dükkanın rapor tarihi itibariyle rayiç değerlerinin yeniden belirlendiği, buna göre rapor tarihi itibariyle bunların değerinin 14.795.911,82 TL olduğu, ayrıca daha önceki kök ve ek raporlara da atıf yapılarak davacı şirketin alacaklı olduğu …A.Ş hakkında verilmiş iflas erteleme kararı bulunmaması ve protokol şartlarının henüz gerçekleşmemiş olması nedeniyle davacı bilançosundaki şüpheli ticari alacaklar karşılığı hesabındaki 9.128.789,20 TL’lik şüpheli alacağın iptal edilerek , henüz fatura edilmemiş %18 KDV dahil 8.246.798,00 TL’lik hakediş bedeli hariç tutulmak suretiyle ve Yargıtay 23. HD’nin 2016/570 Esas 2017/2910 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere , …AŞ nin borcuna kefil olan davacı şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verilmeden yapılan hesaplama sonucunda rapor tarihi itibariyle yeniden hesaplanan borca batıklık bilançosunda davacı şirketin toplam aktiflerinin toplam borçlarının 16.121.306,84 TL tutarını aştığı, dolayısıyla borca batık olmadığı yönünde rapor verildiği görülmüştür.
Rapordan sonra dosyaya kayyım raporu sunulmuş olup, kayyım … 04/12/2019 tarihli raporunda; davacı şirketin envanterinde kayıtlı … evlerindeki 19 konut ve 9 adet dükkandan elde ettiği kira gelirine … Bankasının talebi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına istinaden bloke konulduğunu ,bu nedenle şirketin kira gelirinden mahrum edildiğini bildirmiştir.
Bilirkişi heyetince düzenlenen 05/12/2019 tarihli rapora davacı vekilince itiraz edildiği, itiraz dilekçesi incelendiğinde, müvekkili şirketin mali tablolarında şirket aktifinde kayıtlı taşınmazların değerinin tespit edilerek aktife ilave edildiğini oysa söz konusu taşınmazların kefalet borçları ile ilgili olarak … Bankasınca yapılan takipler sonrası ihalelerle satılmasına rağmen müvekkili şirketin stoklarında yer alan … evlerindeki 20 konut ve 9 adet dükkanın değerlemesinin yapıldığını, şirket aktifinden çıkan taşınmazlar için değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce 17/09/2020 tarihli duruşmada alınan ara kararı ile davacı şirketten en son güncel bilançosunu sunması , sunulduktan sonra da davacı vekili de rapora karşı yapılan itirazlar irdelenerek rapor tarihindeki rayiç değer dikkate alınarak aynı bilirkişi heyetinden ek rapor istenmiştir. Davacı vekili ara karar gereğince güncel bilançoyu dosyaya sunmuş daha sonra da aynı bilirkişi heyetinden alınan 28/01/2021 tarihli 3.ek bilirkişi raporu incelendiğinde; davacı şirketin …İstanbul….A.Ş’den alacağı olan 11.757.950,34 TL + 2.817.218,94 TL (hakedişlerden kesilen teminat) = 14.575.169,28 TL ‘sına , %18 KDV dahil 8.246.798,00 TL henüz fatura edilmemiş ve ticari alacaklar hesabına kaydedilmemiş olan hakediş bedelini de ilave etmek suretiyle , toplam 22.821.967,28 TL X %40 = 9.128.789,20 TL karşılıklı ayrılmıştır, ayrılan bu karşılık tutarı önceki raporlarda belirtildiği gibi (kök raporun 10 ve 11. Sayfaları ile 2.ek raporun 8 ve9.sayfalarında belirtildiği üzere Maliye Bakanlığının özelgesine göre……iflası ertelenen şirketten tahsil edilemeyen ve kanunen takibine de imkan olmayan alacaklar için mahkemece iflasın ertelenmesine ilişkin kararın verildiği hesap döneminde şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır, dolayısıyla ilgili dönemde karşılık ayrılabilmesi için …A.Ş hakkında iflas erteleme kararı verilmiş olması gerekmektedir, henüz bu yönde verilmiş bir karar bulunmamaktadır) rayiç değer bilançosunda ticari alacaklar hesabına dahil edildiği ayrıca hakedilmiş alacak olmasına rağmen fatura edilmemiş ve ticari alacaklar hesabına kaydedilmemiş olan KDV hariç 6.988.811,86 TL tutarındaki hakediş bedelinin de ticari alacaklar hesabına dahil edildiğini, Yargıtay 23. HD’nin 2016/570 Esas 2017/2910 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere …A.Ş’nin borcuna kefil olan davacı şirketin pasifinde kefil olunan 310.000.000 Euro borca da yer verilmediğine, davacı vekilinin 13/10/2020 tarihli dilekçe ekindeki yazılı beyanına göre stoklar/mamuller hesabında… Evleri- Dükkanlar başlığı altında görülen ve defter değeri 7.803.394,18 TL olan 19 Daire ve 9 adet dükkanın cebri icra yoluyla satıldığı , İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyada derdest olan yolsuz tescilin kaldırılması ve tapu kaydının iptali davalarının derdest olduğunun anlaşıldığı, halen bu daire ve dükkanların davacı bilançosunun aktifinde kayıtlı olduğunu, davacı vekilinin yazılı beyanında söz konusu taşınmazların tapu devirlerinin yapılmış olduğu anlaşılmakla borca batıklık hesabının iki ihtimal dahilinde değerlendirilmesi gerektiği, söz konusu dükkan ve dairelerin rayiç değeri esas alındığında iş bu rapor tarihi itibariyle davacı şirketin aktiflerinin toplam borçlarının 32.709.610,92 TL tutarında aştığı, dolayısıyla davacı şirketin borca batık olmadığı, söz konusu dükkan ve dairelerin rayiç değerleri dikkate alınmadan yapılan hesaplamada ise rapor tarihi itibariyle davacı şirketin toplam aktiflerinin toplam borçlarının 9.478.643,92 TL tutarında aştığı bu ihtimalde de davacı şirketin borca batık olmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür .
Miyasere evlerinin üzerinde bulunduğu Bayrampaşa Sağmalcılar Mah. … nolu parsele ait tapu kayıtları alınarak dosyaya bırakılmış, incelendiğinde, hiçbir bağımsız bölümün davacı …A.Ş adına kayıtlı olmadığı görülmüş, ayrıca …Sicil Müdürülüğünün 14/09/2022 tarihli yazı cevabında …A.Ş adına bu parselde davacı adına aktif veya pasif olarak herhangi bir taşınmaz kaydına rastlanmadığı bildirilmiştir. Mahkememiz uyap sisteminde yer alan “… Malvarlığı Sorgu” ekranında yapılan araştırma da davacı şirket adına kayıtlı hiçbir gayrimenkul bulunmadığı görülmüştür. İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinden … Esas nolu dosya uyap vasıtasıyla alınmış , incelendiğinde; davacıların …, …, … , …, … Ltd. Şti , davalılarının ise … Bankası A.Ş, …, …, … olduğu, dava konusunun ise İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasından yürütülen ihalenin feshi talebine ilişkin olduğu ve yargılamanın devam ettiği görülmüştür.
Mahkememize ait … Esas (daha önceki esas numaraları … Esas ve bir önceki esas numarası İstanbul Kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas) sayılı dosya incelendiğinde davacı şirketin … A.Ş olduğu dava konusunun ise davacı şirketin borca batık olduğu iddiasıyla açılan iflas erteleme talebine dair olduğu görülmüştür. Bu dosyadan yapılan yargılama sonunda İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar nolu ve 08/02/2018 tarihli karar ile ,…A.Ş’nin borca batık olması nedeniyle iflasına karar verilmiş, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2018/1590 Esas 2018/5523 Karar ve 28/11/2018 tarihli ilamı ile Mahkememiz kararı onanmıştır. Onama kararında “Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, bilirkişi ve kayyım raporları, sunulan yeni iyileştirme projesi ve tüm dosya kapsamından; davacı şirket hakkında 27.08.2012 tarihinde iflas erteleme tedbirlerine hükmedilmiş olup, karar tarihine kadar geçen 5 yıl 5 ay boyunca davacı şirketin iflas erteleme tedbirlerinden faydalandığı, bu sürenin İİK’nın 179/b maddesi gereğince erteleme ve uzatma sürelerinin toplamı olan 5 yıldan daha fazla olduğu, bu süreç içerisinde iyileştirme projelerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, şirket ortaklarına ait gayrimenkullerin sermaye artırımında kullanılamadığı, nakit girişi olmadığı için inşaat eksikliklerinin tamamlanamadığı bu nedenle tesisin faaliyete geçmediği, yeni ortak alınamadığı, şirkette hisse satışı yapılamadığı gerekçesiyle iflas erteleme talebinin reddi ile davacı şirketin iflasına, verilen tedbir kararlarının da kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, hükmü temyiz eden davacı vekili ile bir kısım müdahiller vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.” denildiği görülmüştür. Onama kararına karşı davacı vekilince karar düzeltme yoluna müracaat edilmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2019/1116 Esas 2019/3288 Karar ve 04.07.2019 tarihli karar düzeltme ilamı ile mahkememiz kararı bozulmuştur. Karar düzletme ile yapılan bozma ilamında; “Dava, iflas erteleme istemine ilişkindir. İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur. İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir (Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın m. 377, İİK’nın m.179 vd.). Borca batıklık, 6102 Sayılı TTK’nın 377. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Somut olayda, Dairemiz bozma ilamından önce alınan 09.07.2013 tarihli bilirkişi heyet raporunda, 31.03.2013 tarihi itibariyle, davacı şirketin rayiç değerler üzerinden -7.433.715,38 TL düzeyinde borca batık olduğu tespit edilmiştir. Kayyım raporlarında borca batıklık incelemesi kaydi değerler üzerinden yapılmış olup, mahkemece borca batıklık yönünden kaydi değerlere göre inceleme yapan kayyım raporu esas alınarak, hükmün gerekçesinde; en son kayyım raporunda şirketin 31.12.2017 tarihi itibariyle borca batıklık miktarının 118.819.163,05 TL olduğu belirtilmiştir. Aradan geçen uzunca süre dikkate alınarak, şirketin güncel durumu itibariyle rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadığı kesin olarak tespit edilmeden sonuca varılması doğru olmamıştır. Davacı şirket vekili, karar düzeltme dilekçesinde, şirketin aktifinde bulunan taşınmazların aradan geçen zamanda çok fazla değerlendiğini, böylelikle şirketin borca batıklıktan kurtulduğunu ileri sürmüş ve bu husustaki uzman mütalaası ile gayrimenkul değerleme raporlarını dosyaya sunmuştur. Bu durumda, mahkemece, konusunda uzman yeni oluşturulacak bir bilirkişi kurulundan alınacak raporla, yukarıda açıklanan ilkeler çereçesinde davacı şirketin, son durumu itibariyle rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, borca batıklıktan çıkmış olduğunun tespiti halinde davanın reddine karar verilmesi borca batıklığın devam ettiğinin tespiti halinde ise; dosyada mevcut raporlar kapsamında iyileştirme projesinde yer almakla birlikte ortaklara ait gayrimenkullerin satılarak şirkete nakdi sermaye olarak konulmadığı, sermaye konulmadığı için inşaat eksikliklerinin giderilmediği, şirketin tek malvarlığı olan tesisin bu nedenle faaliyete geçirilmediği, hisse satışlarınında yapılmadığı nazara alınıp, karar tarihine kadar gerçekleşen değişikliklerde değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Dairemizce, yukarıda açıklanan sebeplerle yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla, davacı şirket vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile onama kararının kaldırılması ve kararın davacı şirket yararına bozulması gerekmiştir.” denilmiştir. Mahkememizce karar düzeltme ilamıyla yapılan bozma ilamına uyularak bilirkişi heyetinden davacı şirketin borca batık olup olmadığı hususunda tekrar rapor alınarak davcı …A.Ş’nin borca batıklıktan çıkması nedeniyle Mahkememizce … Esas 2022/508 Karar ve 16/06/2022 tarihli ilam ile davacı …A.Ş’nin iflas erteleme talebinin , iflas ertelemeye ilişkin dava şartı olan borca batıklık şartının gerçekleşmemiş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Söz konusu mahkeme kararının bir sureti ile en son bilirkişi heyetinden alınan raporun bir sureti alınarak mahkememizin … Esas nolu dosyasına bırakılmıştır.
…A.Ş tarafından açılan ve mahkememizin… Esas sayılı dosyasından görülen dava nedeniyle verilen gerekçeli kararın 41. Sayfasında da belirtildiği üzere …A.Ş’nin … Bankasından kullanmış olduğu kredi nedeniyle açılan icra dosyaları , itirazın iptali ile ilgili dosyaların numaralarını bildirmeleri için taraf vekillerine süre verilmiş ve ilgili evraklar alınarak dosyasına bırakılmıştır . İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas nolu takip dosyasından alınan ödeme emri incelendiğinde alacaklının …Bankası, borçluların …A.Ş , …, …, …, …, …ltd. Şti olduğu, takip talebi ile 649.183.468,81 TL asıl alacak, 61.373.083,83 TL işlemiş faiz, 3.068.654,19 TL BSMV olmak üzere toplam 713.625.206,83 TL alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek %22,10 faiziyle birlikte tahsili için takip başlatıldığı, borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine …Bankası A.Ş tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine 14/01/2013 tarihinde … Esas no ile itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece deliller toplanarak bilirkişi raporu alındığı, bilirkişi raporu ile davacı bankanın alacağının takip tarihi itibariyle 649.183.468,81 TL asıl alacak, 61.373.083,83 TL temerrüt faizi, 3.068.654,19 TL BSMV olmak üzere toplam 713.625.206,83 TL olduğunun belirlenmesi nedeniyle davacının davasının kabulü ile davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile takibin aynı şartlarla devamına, asıl alacağın %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının borçlulardan alınarak bankaya verilmesine karar verildiği, kararın temyiz edildiği, Yargıtay 11. HD’nin 2020/4768 E, 2020/5966 Karar nolu ilamı ile mahkemece verilen kararda hesaplanan banka lehine belirlenen vekalet ücreti miktarı düzeltilerek (7.200.952,07 TL vekalet ücreti) kararın diğer kısımlarının ise aynen onandığı görülmüştür. İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi 07/01/2022 tarihli cevabi yazısında mahkemelerine ait … Esas … Karar sayılı dosyasında kesinleşme işlemi yapılmadığını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/5766 Esas sayılı dosyasında karar düzeltme incelemesinin devam ettiğini bildirmiştir. … Bankası tarafından davacı şirkete verilen krediyi kefil olanlar hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas (önceki esası İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas) sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlattığı, kefiller tarafından takibe itiraz edilmesi nedeniyle banka tarafından kefiller … A.Ş , …ltd. Şti, …A.Ş, …, …, …, …, …, …, … hakkında 26/04/2012 tarihinde İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine …Esas no dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece bilirkişi incelemesi yapılarak 24/12/2013 tarih … Karar nolu ilamı ile “Davanın kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıların takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin 648.969.988,04 TL asıl alacak 2.788.768,25 TL faiz alacağı, 139.438,41 BSMV olmak üzere toplam 651.898.194,70 TL alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %22,10 üzerinden temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanması şeklinde takibin devamına” karar verildiği, temyiz edilmesi üzerine kararın Yargıtay 19. HD’nin 25/06/2015 tarih 2015/6028 Esas 2015/9501 Karar nolu ilamı ile onandığı, karar düzeltme yoluna gidilmesi üzerine Yargıtay 19. HD’ince 24/12/2015 tarih 2015/13042 ESas 2015/17582 Karar nolu ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verildiği ve kararın 24/12/2015 tarihi itibariyle kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememize ait… Esas nolu dosyasından alınan kayyım raporunda ve raporlarda…A.Ş’nin ortaklık yapısı tablo halinde verilmiş olup buna göre …A.Ş’nin 30,115 oranındaki hissesinin …, 1,0 hissesinin …, 24,115 hissesinin …, 26,491 hissesinin …, 18,279 hissesinin ise …Ltd. Şti’ne ait olduğunun belirtildiği görülmüştür. …Esas nolu dosyaya ait dava dilekçesinde ise iflas erteleme talebinde bulunan …A.Ş’nin ortaklık yapısı açıklanmış olup buna göre %25 hissesinin …Ltd. Şti, %20 hissesinin …, %5 hissesinin …, %40 hissesinin … , %10 hissesinin ise …’a ait olduğu bildirilmiştir.
Dava dilekçesinde de açıklandığı üzere …A.Ş’nin grup şirketi niteliğinde olan davacı …A.Ş’nin …nın …Bankasından kullanmış olduğu krediye kefil olduğu görülmektedir. Davacı şirketin borca batık olup olmadığı yönünde hesaplama yapılır iken bilirkişilerce verilen raporda …A.Ş’nin kefaletinden kaynaklı borcun şirketin pasifine aktarıldığı tespit edilmiştir. Bunun üzerine mahkememizce 11/07/2019 tarihinde alınan ara kararı ile dosya tekrar bilirkişi heyetine tevdi edilerek bir sureti dosyaya bırakılan Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/570 Esas 2017/2910 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere , grup şirketlerinde borcun asıl borçlu şirket pasifinde gösterilmesi, ayrıca borca kefil olan grup şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verilmeden borca batıklık hesabının yapılması gerektiği dikkate alınarak hesaplama yapılması istenilmiş ve söz konusu Yargıtay ilamı doğrultusunda bilirkişiler davacı şirketin borca batıklık hesabını yaparken, …A.Ş’ne kefaletinden kaynaklı borcun davalı şirketin pasifinden çıkartılmasına yönelik rapor verdikleri görülmüştür.
Mahkememizce alınan tüm rapor ve ek raporlarda belirtildiği üzere davacı …A.Ş’nin…A.Ş’den olan alacakları ile ilgili değerlendirme yapıldığı buna göre 12/04/2013 tarihli raporda da belirtildiği üzere davacı …A.Ş’nin …A.Ş’den 22.821.967,28 TL alacağı bulunduğu , bu alacak miktarının %40’ı olan 9.128.789,20 TL’nin davacı … tarafından şüpheli alacak olarak bilançonun pasifinde gösterildiğini, bununla ilgili olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 323. Maddesinde; ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla dava ve icra safhasında bulunan alacaklar, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacakların şüpheli alacak sayılacağı ve bu şüpheli alacakların pasifte gösterilebileceğini, ancak dava konusu olayda bu şartları yerine gelmediğini dolayısıyla şüpheli alacak sayılarak pasifte gösterilemeyeceğini, gerekçeleri ile birlikte detaylı olarak açıkladıkları görülmüştür. Karar verilen 15/09/2022 tarihli duruşmada davacı vekili beyanında müvekkilinin …A.Ş’den olan alacağı ile ilgili olarak müvekkili ile …A.Ş arasında uyuşmazlık olmadığını, uyuşmazlık olmaması nedeniyle de söz konusu alacakla ilgili …A.Ş’ne karşı açmış oldukları dava ve icra takibi bulunmadığını, alacak ve miktarı ile ilgili …A.Ş ile uyuşmazlık bulunmadığını bildirdiği görülmüştür. Bilirkişi raporlarından ve davacı vekilinin son duruşmadaki beyanından da anlaşıldığı üzere davacının…A.Ş’den olan alacağı ile ilgili olarak taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını ve bu alacakla ilgili olarak açılmış dava ve icra takibi bulunmadığını ayrıca yukarıda da belirtildiği üzere…A.Ş’nin borca batık olmadığının anlaşılması nedeniyle açmış olduğu iflas erteleme davasının dava şartı yokluğundan reddedildiği hususu da dikkate alınarak, davacının …A.Ş’den olan alacağının şüpheli alacak sayılarak pasifinde gösterilmesi doğru olmadığından tüm rapor ve ek raporlarda da belirtildiği üzere bu alacak davacının pasifinden çıkartılmıştır.
Tüm toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/570 Esas 2017/2910 Karar nolu ilamında da belirtildiği üzere grup şirketlerde borcun sadece asıl borçlu şirketin pasifinde gösterilmesi gerektiği (Olayımızda asıl borçlu …A.Ş’nin pasifinde) bu borca kefil olan grup şirketi yani …AŞ’nin pasifinde gösterilmemesi gerektiği, ayrıca davacı şirketin …A.Ş’den olan alacağının şüpheli alacak kapsamına girmediği ve bu alacağın davacı şirketin pasifinde yer almasının mümkün olmadığı anlaşıldığından tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı şirketin borca batık olmadığı subut bulmuştur.
Davacı şirketin bilançosunda “Hasılat paylaşımı karşılığı inşaat sözleşmesi” nedeniyle tapu malikleri olan … , …, … ile…A. Ş arasında imzalanan ve sözleşmenin konusunun İstanbul Bayrampaşa … Mah. …, …,…, … pafta 19.039 numaralı parsel olarak kayıtlı taşınmazın imar yasasının elverdiği oranda konut ve dükkanlardan oluşan …Evleri Projesinin inşa edilmesinin amaçlandığı, davacı şirket olan …A.Ş’den müteahhit olarak bahsedildiği, diğer şahıslardan ise tapu maliki olarak bahsedildiği, hasılat paylaşımı, arsa bedeli başlıklı maddede ise müteahhit tarafından inşa edilecek bağımsız bölümlerin tapularının arsa sahiplerine tescil edileceği, arsa sahipleri tarafından verilen yetki ile müteahhidin bağımsız bölümleri satacağı, satış bedelinin bir kısmını arsa sahiplerine bırakacağı, bir kısmının da müteahhide bırakılacağı yönünde anlaşma sağlandığı belirtilerek Miyasere evleri denilerek 19 adet daire ve 9 adet dükkandan bahsedilmesi nedeniyle bilirkişiler tarafından bu evler ve dükkanlar için rayiç değer hesabı da yapılmış olup daha sonra davacı vekilinin rapora itiraz ederek söz konusu taşınmazların …A.Ş adına kayıtlı olmadığı ve…Bankası……A.Ş tarafından başlatılan icra takibi sonucunda söz konusu taşınmazların tapu maliki olan şahısların mülkiyetinden çıktığının belirtilmesi üzerine , bilirkişiler tarafından en son ek raporda ihtimalli olarak hesaplama yapılmış, söz konusu dükkan ve dairelerin davacı adına kayıtlı olması ihtimalinde ve kayıtlı olmaması ihtimalinde borca batıklık hesapları ayrı ayrı yapılmış ve her iki ihtimalde de davacı şirketin borca batık olmadığı bildirilmiştir. Mahkememizce de söz konusu gayrimenkullerin tapu kayıtları alınarak dosyaya bırakılmış, söz konusu gayrimenkullerin malikinin hiçbir zaman …A.Ş olmadığı, … , …, … adına kayıtlı olduğu ancak bu şahısların da …A.Ş’nin borcuna kefil ya da ipotek vermeleri nedeniyle …Bankası A.Ş tarafından başlatılan takip ve akabinde yapılan ihale neticesinde taşınmazların el değiştirdiği ve Ağaçkakan……A.Ş adına kayıtlı olmadığı, …A.Ş adına kayıtlı hiç bir gayrimenkul bulunmadığının bildirildiği görülmüştür. Yukarıda da belirtildiği üzere en son bilirkişi raporunda söz konusu taşınmazların davacı adına kayıtlı olması ihtimali ve kayıtlı olmaması ihtimali dahilinde ikili hesaplama yapılmış ve taşınmazların davacı adına kayıtlı olmaması ihtimalinde dahi davacı şirketin borca batık olmadığı tespit edilmiştir.
En son duruşmaya katılan …Bankası dışındaki müdahil vekilleri beyanlarında, davacı şirketin borca batık olmadığının subut bulduğunu bu nedenle davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini ve tedbirlerin de kaldırılması istenilmiş , … Bankası vekili ise tedbirlerin kaldırılarak iflas kararı verilmesini istemiştir.
İş bu dosyada 19/07/2013 tarihinde alınan ara karar ile İİK 179/a maddesi hükmü gereğince ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edilerek kanunda yazılı iflas erteleme tedbirlerine karar verildiği tespit edilmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 22/10/2020 tarih 2018/221 Esas 2020/4458 Karar nolu ilamda “…………davacı yararına ilk tedbir kararının hükmedildiği 30/11/2012 tarihinden itibaren 5 yılın dolmasına yaklaşık 2 aylık bir süre kaldığı, yerleşik yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere iflas ertelemeden yararlanma süresinin ilk tedbir kararının verilmesinden itibaren (4+1=) 5 yılı geçemeyeceği……..) denilmektedir. 19/07/2013 tarihinde tedbir kararı verilmiş olup söz konusu tedbir kararı 15/09/2022 tarihine kadar yaklaşık 9 yıldır davacı şirketin iflas erteleme tedbirlerinden faydalandığı, yukarıda belirtilen yargıtay içtihadında belirtildiği üzere iflas erteleme tedbirlerinin 5 yılı geçemeyeceği hususu da dikkate alınarak , toplanan tüm deliller alınan bilirkişi raporları ve yukarıda yapılan açıklamalar gereğince davacı şirketin borca batık olmaması nedeniyle , davacı şirketin iflas erteleme talebinin iflas ertelemeye ilişkin dava şartı olan borca batıklık şartının gerçekleşmemiş olması nedeniyle reddine ve davacı şirketin borca batık olmadığının anlaşılması ayrıca yukarıda belirtilen Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2018/221 Esas 2020/4458 Karar nolu içtihadı da dikkate alınarak , iflas erteleme tedbirlerinin 15/09/2022 tarihi itibariyle kaldırılmasına aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı şirketin iflas erteleme talebinin, iflas ertelemeye ilişkin dava şartı olan borca batıklık şartının gerçekleşmemiş olması nedeniyle reddine,
2-Dosya içinde mevcut olan ve halen devam eden tedbirlerin tamamının 15/09/2022 tarihli iş bu hüküm ile birlikte kaldırılmasına,
3-Davacı şirket hakkındaki iflas erteleme davasının dava şartı yokluğundan reddedildiğinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılacak yazı ile resen bildirilmesine,
4-Kayyımın görevinin 15/09/2022 tarihli iş bu hüküm ile birlikte sona erdirilmesine,
5-Kararın İİK 164. Maddesi uyarınca resen taraflara tebliğine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen yazı işleri müdürlüğünce ilgilisine iadesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 15.000,00 TL iflas avansının karar kesinleştiğinde resen yazı işleri müdürlüğünce davacıya iadesine,
9-Bu dava sebebiyle 80,70 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 24,30 TL’nin mahsubu ile kalan 56,40 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/09/2022
Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır