Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1200 E. 2019/675 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1200 Esas
KARAR NO: 2019/675

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/12/2018
KARAR TARİHİ: 09/07/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında 2056 sözleşme nolu 4.000,00TL bedelli ingilizce dil eğitim hizmeti sözleşmesi imzaladığını, toplam sözleşme bedelinin sözleşmenin 2.4.maddesinde ve ödeme protokolünde belirtildiğini, davalının sözleşmeye dayanak fatura bedelini ödemediğini, davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve icra dairesine yetkisine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ingilizce dil eğitimi almadığını, alınmayan bir hizmetin bedelinin talep edilemeyeceğini, itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının alacağının zamanaşımına uğradığını beyan ederek, davanın reddine ve davacı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizce İstanbul …İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş ve incelenmiştir. İş bu takip dosyasının incelenmesi sonucunda, davacının davalı aleyhine takip başlattığı, davalının ödeme emrine yasal süresi içerisinde itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüş ve ayrıca davalının itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
İtirazın iptali davasında alacaklı-davacı itirazın kendisine tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde bu davayı açmış olmalıdır. Bu süre hak düşürücü süredir. Bir yıllık sürenin başlangıcı “itirazın alacaklıya tebliğ tarihidir. Borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Somut olay açısından da davalının itirazı, davacıya tebliğ edilmediğinden, davalının davacının süresinde açılmadığına yönelik itirazı yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce tarafların yasal ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Alınan raporda özetle; davacı ile davalı arasında 2056 nolu bir kişinin 12 aylık ingilizce eğitimi için bir sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 2.4.maddesine göre sözleşme bedelinin KDV dahil 4.000,00TL olarak belirlendiği, davalının davacı tarafından sözleşme gereği tanzim ettiği 06/01/2010 tarihli … nolu faturayı yasal defterlerine kaydettiği, davacının davalı tarafından 07/10/2011 tarihinde yapmış olduğu ödemeyi yasal defter kayıtlarına işlediği, davalının takip tarihi itibari ile 4.000,00TL borcu olduğu, davalının 07/10/2011 tarihinde 4.000,00TL ödeme yaptığı, davalının takip durduktan sonra dava konusu borcu ödediği, bu halde davacının davalıdan dava konusu asıl alacak olarak 4.000,00TL talep edemeyeceği, itirazın iptaline karar verildiği takdirde, davacının takip tarihi olan 20.04/2011 ile davalının ödeme tarihi olan 07/10/2011 tarihine kadar işlemiş ve işleyecek olan faizi isteyebileceği ifade edilmiştir.
Uyuşmazlık esas itibariyle icra takibinden sonra ancak itirazın iptali davası açılmadan önce yapılmış olan ödemeler nedeniyle ödenen kısım yönünden davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı dönemde, borçlunun itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür, bunu engelleyen herhangi bir yasa maddesi bulunmamaktadır. Takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle, icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Yani, takipten sonra, ancak davadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır.(HGK’nın 19.10.2011 gün ve 2011/532-640 E.K. Sayılı ilamı). Bu itibarla, mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davalının icra takibinden sonra, ancak davadan önce yapmış olduğu ödemeler nazara alınarak davacının 6098 sayılı TBK’nın 100. maddesi uyarınca ne miktar bakımından hukuki yararının bulunduğu tartışılıp, değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar vermek gerekir(Yargıtay 11. HD.nin 11.03.2015 tarih,2014/17299E, 2015/3353K Sayılı İlamı)
Bu kapsamda öncelikle, takip tarihi itibariyle tesbit edilen alacak tutarına, takip tarihinden sonra ,takip ile birlikte temerrüdün başladığı kabul edildiğine göre, ödeme tarihine kadar işleyen faiz tutarı, icra vekalet ücreti, icra masrafları eklenmek suretiyle bulunacak toplam alacaktan,TBK.nun 100 maddesi gereği kısmi ödemelerin öncelikle fer’i alacaklardan düşülerek, davacının itirazın iptali davası açmakta ne miktar bakımından hukuki yararının bulunduğunun tespiti gerekecektir.
Bilirkişi hesaplamasında TBK 100 gereği kısmi ödemelere dair hesaplama yapılmadan rapor düzenlenmiş olsa da bu kısımdaki hesaplamaya ilişkin eksiklik Mahkememizce hesaplama yapılarak giderilmiştir ve davalı tarafça yapılan ödemenin ferileri karşılamadığı tesbit edilmiştir.
Davalının; takip tarihi ile takibe konu borca dair ödeme yaptığı gün tarihi arasında 169 gün olduğu, tarafların tacir olması nedeniyle ticari faiz talep edileceği görülerek, bu tarihler arasında davacının 277,81TL işlemiş faiz alacağının olduğu tespit edilmiş, yapılan ödemenin ETBK m.84(yeni TBK m.100) gereği alacağın ferilerinden düşülmüş olup, faize faiz işletilemeyeceği göz önünde bulundurularak ödeme tarihinden itibaren talep doğrultusunda faiz işletilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Öte yandan İİK’ nın 67/2.maddesinde itirazın iptali davasında borçlu- davalının itirazın haksızlığına karar verildiği taktirde borçlunun diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumu ve davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre hükmolunan meblağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edileceği düzenlenmiş olup, somut olayda takip konusu alacak likittir. Bu nedenle davalı aleyhine asıl alacak miktarının %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile
Davalının İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 277,81TL üzerinden devamına,
Asıl alacak olan 277,81TL tamamen ödeninceye kadar, ödeme tarihi olan 07/10/2011 tarihinden itibaren asıl alacağa %15 reeskont avans faizi uygulanmasına,
Asıl alacağın %20 si olan 55,56TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli olan 44,40-TL karar ilam harcından, peşin alınan 68,31-TL nin mahsubu ile artan 23,91- TL bakiye ilam harcının karar kesinleştiğinden talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 109,41- TL, davetiye posta gideri: 73,50-TL, bilirkişi ücreti: 750,00TL olmak üzere toplam: 932,91-TL. yargılama giderinin kabul/red oranı (%7) üzerinden hesaplanan 66,00TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 13/2.maddesi uyarınca 277,81-TL vekalet davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 13/2.maddesi uyarınca 2.725,00-TL vekalet davacıdan alınarak davalıya verilmesine
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır