Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1156 E. 2019/1001 K. 02.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1156 Esas
KARAR NO : 2019/1001
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :10/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/12/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10.10.2018 tarihinde sürücü … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Çorlu’dan Marmara Ereğlisi istikametine seyir halindeyken aynı istikamette önde seyreden sürücü … ‘ın sevk ve idaresindeki …- ve arkasındaki … plakalı dorse araca arkadan çarpması sonucu çift taraflı, ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilleri … ile …’ın babaları, …’ün oğlu …’ın vefat ettiği, müvekkillerinin, bu kazanın oluşumunda herhangi bir kusurları bulunmadığını, … plakalı aracın …’ye ait … numaralı KZMMS poliçesi ile sigortalandığı, söz konusu poliçenin kaza tarihi (10.10.2018) itibariyle kişi başına ölüm halinde 360.000,00-TL teminat sağladığını, sigorta şirketine yapılan başvuruya, cevap verilmediğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve ek dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla maddi zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 45.000,00- TL (oğlu … için 15.000,00-TL, kızı … için 15.000,00-TL, anne … için 15.000,00-TL olmak üzere) maddi tazminat bedelinin (destekten yoksun kalma tazminatı) temerrüt tarihi olan 22.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerisinde TBK’nun 61, KTK’nun 88/1, HMK m. 107, TBK’nun 163. maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile her bir davacı için ayrı ayrı hesaplanacak vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde KZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde, teminatının, sigortalısı araç sürücünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirketin yalnızca temerrüt tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olması gerektiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderlerine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmamasını, sonuç olarak; dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi, haksız davanın reddi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini savunmuştur.
Davacı vekili UYAP’dan gönderdiği 07/11/2019 ve 02/12/2019 tarihli dilekçeleri ile; davalı Şirket ile sulh olunduğunu ve müvekkilinin zararının davalı yanca karşılandığını, işbu maddi tazminat talepli davanın konusuz kaldığını, davalı yan ile yapılan protokol gereği tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin de bulunmadığını, dava konusuz kaldığından, dosya hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği ve 02/12/2019 tarihli dilekçesinin ekinde 30/10/2019 tarihli ” İbraname, Feragatname ve Makbuz ” başlıklı belge fotokopisini sunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili ise UYAP’dan gönderdiği 28/11/2019 tarihli dilekçe ile; davacı taraf ile sulh olunduğunu, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini, ayrıca davanın reddedilmesi halinde tarafları lehine hükmedilecek vekalet ücretinden feragat ettiklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
6100 Sayılı H.M.K’ nun 313. maddesinde sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme olup, HMK 315 md si uyarınca kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı ve taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre, sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verileceği, düzenlenmiştir.
Açıklanan yasal hükümler ışığında tarafların sulhün usulüne uygun olduğu ve taraf vekillerinin vekaletnamesinde sulh yetkisinin bulunduğu anlaşılmış ve sulh nedeniyle HMK 315/1 maddesi uyarınca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Dava konusuz kaldığından, karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli olan 44,40-TL karar ilam harcının peşin alınan 153,70-Tl. den düşümü ile arta kalan 109,30-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Talep edilmediğinden davalı vekili lehine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır