Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1119 E. 2019/968 K. 25.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1119 Esas
KARAR NO : 2019/968

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2018
KARAR TARİHİ : 25/11/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından, davalı şirketten, bordrolama işlemleri için geliştirilen …Programının kullanım hakkı ve veri tabanı satın alındığını, müvekkili şirketin, iş bu yazılım hizmetine ait tüm bedeli ödediğini, ancak davalı firmadan satın alınan programların hiçbir zaman gereği gibi çalışmadığını, davalı firmanın kendisine bildirilen teknik sorunlara ilişkin kalıcı çözümler üretemediğini, yazılım programının hiçbir zaman doğru bordrolama yapmadığını, dava konusu program ile hiçbir zaman iş takibi ve kontrolü yapılamadığını, puantaj kayıtlarının her ay tek tek elle girilmek suretiyle kaydedildiğini ve ciddi ek iş yükü ve maliyetler yüklediğini, müvekkilinin dava konusu yazılım programından yararlanamamasının süreklilik kazanması sebebi ile karşı tarafa sözleşmeden dönme ihtarnamesi gönderildiğini, ödedikleri ücretin iadesinin talep edildiğini, ancak davalının bu ihtarnameye de bir geri dönüşü olmadığını, davalı firmadan satın alınan yazılım programındaki ayıbın, hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacak ölçüde olduğunu, zira satın alman program toplam 6 paket ve modül içermekte olduğunu, yaşanan teknik sorunlar nedeni ile müvekkili tarafından sadece ilk modül kullanılmaya çalışıldığını, bunun da hiçbir zaman doğru bordrolama hesaplaması yapmadığını, diğer modül ve paketlere hiç geçilemediğini, yargıtayın bu hususta, yazılım programı satışlarını eser sözleşmesi kapsamında değerlendirdiğini ve yazılım programının ayıplı olup olmadığının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi gerektiğini, eserin ayıplı olduğunun anlaşılması halinde yüklenicinin iş bedeline hak kazanmayacağının kabulünün gerektiğine değindiğini beyan ederek fazlaya dair haklan saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ile müvekkilinin ayıplı mal için ödemiş olduğu 147.300,00 Türk Lirasının sözleşmenin kurulduğu 21.11.2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, mahkeme dava konusu yazılım programının bedelin tamamının iadesini gerektirmeyecek derecede ayıplı olduğu kanaatinde ise ayıp oranında bedelin iadesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın, yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu yetkili mahkemenin, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin dava konusu …programın üreticisi değil, çözüm ortaklarından sadece biri olduğunu, bu nedenle müvekkilinin dava konusu yönünden pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, husumet ehliyeti bulunduğu varsayılsa dahi davanın programı üreten … şirketi ile çözüm ortaklarından “… Bilgisayar” şirketine de yönetilmesi ya da ihbarı gerektiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete iletilen sorunlar ayıp niteliğinde olmamakla birlikle ayıp ihbarı olarak düşünülse dahi ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, davacı şirket tarafından ilk sorunun, sözleşmenin akdedilmesinden 5 ay sonra yapılmış olduğunu, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, davacının ayıp beyanına rağmen müvekkili ile ek kullanıcı sözleşmesi akdettiğini ve extra hizmetler satın almayı tercih ettiğini, davacının iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, iletilen sorunların tamamen kullanıcı hataları ve bilgisizliklerden kaynaklandığını, davacının sözleşme gereğince bakım anlaşması yapması … satın alması gerekirken bundan kaçınarak hizmet almayı durdurduğunu, bu durumda programın gerekli şekilde kullanımını imkansız hale getirdiğini, davacının, müvekkili şirketten program için ek modüller aldığı sırada başka bir şirketten farklı bir program satın aldığını ve bu süre içinde bu programı satın aldığını, müvekkili ve diğer çözüm ortaklarından gizlediğini, sözleşmeden sebepsiz ya da ayıp niteliğinde olmayan ve her zaman her programda olması mümkün olan bir takım sebeplerden dolayı dönmek vc bedel iadesi talep etmenin hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesinin mümkün olmayan bir tutum olduğunu, diğer yandan sözleşme gereğince ve hizmetin doğası gereğince yükümlülük olan müvekkilinin uzak masaüstü bağlantısı kunılma talebine de uzun bir süre kayıtsız kalındığını, eğitim alan ve almayan çalışanlar tarafından bozulan program üzerinde müvekkili şirket çalışanlarının gerekli müdahaleleri yapmasının mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Davacının davalıdan bordrolama işlemleri için geliştirilen logo programının kullanım hakkı ve veri tabanının satın alınıp bedelinin ödenmesi ancak söz konusu hizmetin doğru çalışmaması, teknik sorunlara davalı tarafça kalıcı bir çözüm bulunamaması ve ayıplı yazılım programı nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi, bedelin tamamının iadesini gerektirmeyecek derecede ayıplı olduğunda ise ayıp oranında bedelin iadesi talepli davadır.
Deliller; Dosya Münderecatı, bilirkişi incelemesi.
Mahkememiz dosyasından 05/11/2019 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Raporda; Dosya üzerine yapılan incelemede davalı tarafından 27/10/2016 tarihli fiyat teklifi sonrası 22/11/2016 tarihli 521033 no KDV dahil 147.300,00 TL fatura ile davacıya … isimli yazılımının modül satışı yapıldığı anlaşılmıştır. Yapılan teklif dokümanı üzerinde yapılan incelemede, genel ifadelerle birlikte “ödenecek olan toplam ücrete ilk yıl … ücreti dahildir. İlk yıldan sonra her yıl sahip olunan modüllerin … YAZILIM ‘ın belirtmiş olduğu sahip olduğunuz güncel lisans bedeli üzerinden %13 ‘ü kadar …bedeli ödenecektir…” ifadesi yer almaktadır. (… -… Membership-… Yazılım’ın Kurumsal Üyelik anlamına gelmektedir. … mevcut yasal mevzuatla uyumlu olarak geliştirilen güncelleme ve özelliklerden faydalanmayı sağlayan bir üyelik yapısıdır. … güncel…, kullanıcıların yeniliklere sahip olmasını sağlamaktadır.) Bu kapsamda davacının 22/11/2017 tarihine kadar… ücretini de ödemiş olduğu, Taraflar arasında yapılan satışa istinaden, davalı tarafından kesilen 22/11/2016 tarihli fatura bedelinin, davacı tarafından 02/12/2016 ve 02/03/2017 tarihlerinde iki eşit taksit olmak üzere ödenmiş olduğu dosya içerisinde yer alan banka dekontlarından anlaşılmakladır. Aynı zamanda davacının talebi üzerine davalı tarafından 28/07/2017 tarihinde modül üzerinde 200 çalışan artırımı için ek bir ürün teklifinin de yapılmış olduğu, Davacı tarafından 03/07/2017 tarihinde Kartal … Noterliği ‘nin … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalıya gönderilerek; “satın alınan programların hiç bir zaman düzgün çalışmadığı, iş takibi ve kontrolünün yapılamadığı, puantaj kayıtlarının her ay elle girilmek suretiyle kaydedilmek zorunda kalındığı, ihtarnamenin tebliğinden itibaren üç gün içerisinde programdaki teknik sorunların giderilmesi aksi takdirde sözleşmeden dönme haklarını kullandıkları beyanlarının ihtar edildiği görülmüştür. Sonrasında yine davacı tarafından 03/07/2018 tarihinde Gebze … Noterliği ‘nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığının ihtar edildiği, söz konusu… isimli yazılım … A.Ş. tarafından geliştirilen ve bir çok farklı modülü olan bir yazılımdır, davalı firma, … yazılımın yetkili satıcısı durumundadır. Bu yazılım paket program olarak hazırlanmakta olup, her bir…kullanıcısı için ayrı ayrı hazırlanmamaktadır. Ancak bazı noktalarda kullanıcıya uyarlama söz konusu olmaktadır. Bu nedenle yazılımın kullanımı öncesinde gerekli eğitimin alınarak kullanım sağlanması gerektiği, Dava konusu yazılım hizmeti ile ilgili olarak dava dilekçesinde belirtildiği üzere “mahallinde inceleme” yapabilmek için davacı vekili ile irtibata geçildiğinde, yazılımın üzerinde çalıştığı sunucu kapatılmış olduğu ve kullanılmadığı ifade edildiğinden, yazılım üzerinde herhangi bir inceleme yapılamamıştır. Bu nedenle bilirkişi tarafından değerlendirme yalnızca dosya içerisinde yer alan dokümanlar üzerinden yapıldığı, Davacı tarafından dosyaya sunulan dokümanlar üzerinde yapılan incelemede; taraflar arasında çok sayıda e-posta yazışmasının olduğu ve davacı tarafından dava konusu yazılımla ilgili çok sayıda destek kaydının açılmış olduğu görülmektedir. Bu destek kayıtlarına çoğunlukla uzaktan bağlantı ile çözüm sunulmuş olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu yazılımla ilgili olarak belirli tarihlerde davacı firma ve davalı firma yetkililerinin katılımı ile toplantılar gerçekleştirilmiş olduğu da görülmüştür. Destek taleplerinin bir bölümünün, söz konusu yazılıma ait bilgi eksikliği nedeniyle açıldığı, bir bölümünün söz konusu yazılımla ilgili talepler nedeniyle açıldığı (rapor vs.), bir kısmının ise davacı firma personel niteliğinin farklılığı (yabancı personel, saatlik personel vs.) nedenleriyle açılmış olduğu, bir bölümünün ise dava konusu programın asli kullanım nedeni olan bordrolama

işlemlerinde yaşanan sorunlar nedeniyle açılmış olduğu, bu destek taleplerinin; Davacı tarafından 03/07/2017 tarihinde gönderilen ilk ihtarname ile sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığı 03/07/2018 tarihli ihtarname arasında geçen sürere de açılmış ve davalının bu sürede de destek taleplerine çözüm sunmuş olduğu görülerek, taraflar arasında 05/04/2018 tarihinde yapılan toplantıda bordrolama işleminin davacı personeli tarafından yapılmış olduğuna dair ifadenin yer aldığı anlaşılmıştır. Ayrıca 05/04/2018 tarihli toplantıda, davacı tarafından talep edilen bazı isteklerin, dava konusu yazılımın ürün geliştirme ekibine iletileceğine dair notların alınmış olduğu da görülmüştür. Bu kapsamda taraflar arasında 05/04/2018 tarihli toplantı tutanağında yer alan ifadelerden söz konusu programın asli kullanım nedenini yerine getirmediğine dair bir sonuca ulaşılamamıştır. Taraflar arasında 05/04/2018 tarihli toplantı tutanağında yer alan ifadelerden, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasını gerektiren bir bulguya rastlanılmadığı, taraflar arasında borç alacak bakiyesinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
04.02.2011 tarih, 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nun 219. Maddesinde satıcı, alıcıya karşı herhangi bir suretle bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebi ile sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan, maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur, satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.
6102 sayılı yasanın 23. Maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”hükmü yer almakta olup, bu kapsamda; davalı tarafından 27/10/2016 tarihli fiyat teklifi sonrası 22/11/2016 tarihli …no KDV dahil 147.300,00 TL fatura ile davacıya … isimli yazılımının modül satışı yapıldığı,davacının 22/11/2017 tarihine kadar … ücretini de ödemiş olduğu, Taraflar arasında yapılan satışa istinaden, davalı tarafından kesilen 22/11/2016 tarihli fatura bedelinin, davacı tarafından 02/12/2016 ve 02/03/2017 tarihlerinde iki eşit taksit olmak üzere ödenmiş olduğu, davacının talebi üzerine davalı tarafından 28/07/2017 tarihinde modül üzerinde 200 çalışan artırımı için ek bir ürün teklifinin de yapılmış olduğu, Davacı tarafından 03/07/2017 tarihinde Kartal … Noterliği ‘nin … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalıya gönderildiği, ihtarnamenin tebliğinden itibaren üç gün içerisinde programdaki teknik sorunların giderilmesi aksi takdirde sözleşmeden dönme haklarını kullandıkları beyanlarının ihtar edildiği, sonrasında yine davacı tarafından 03/07/2018 tarihinde Gebze … Noterliği ‘nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığının ihtar edildiği, davacı tarafından 03/07/2017 tarihinde gönderilen ilk ihtarname ile sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığı 03/07/2018 tarihli ihtarname arasında geçen sürere de açılmış ve davalının bu sürede de destek taleplerine çözüm sunmuş olduğu, taraflar arasında 05/04/2018 tarihinde yapılan toplantıda bordrolama işleminin davacı personeli tarafından yapılmış olduğu, taraflar arasında 05/04/2018 tarihli toplantı tutanağında yer alan ifadelerden söz konusu programın asli kullanım nedenini yerine getirmediğine dair bir sonuca ulaşılamadığı, programdaki sorunlarda dava konusu yazılımla ilgili olarak belirli tarihlerde davacı firma ve davalı firma yetkililerinin katılımı ile toplantılar gerçekleştirildiği, destek taleplerinin bir bölümünün, söz konusu yazılıma ait bilgi eksikliği nedeniyle açıldığı, bir bölümünün söz konusu yazılımla ilgili talepler nedeniyle açıldığı (rapor vs.), bir kısmının ise davacı firma personel niteliğinin farklılığı (yabancı personel, saatlik personel vs.) nedenleriyle açılmış olduğu, bir bölümünün ise dava konusu programın asli kullanım nedeni olan bordrolama işlemlerinde yaşanan sorunlar nedeniyle açılmış olduğu, bu kapsamda davacının ayıplı hizmet/ mal olgusunu ispat edemediği alınan teknik bilirkişi raporuyla anlaşılmış olup, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.515,52 TL’den mahsubu ile artan 2.471,12 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 14.534,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır