Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1092 E. 2022/85 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1092 Esas
KARAR NO : 2022/85
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2018
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan aralarındaki ticari ilişkiden dolayı 152.534,47TL alacak ve 25.000,00TL tutarındaki 15 adet bonodan dolayı alacaklı olduğu, alacağın ödenmemesi üzerinde davalı aleyhine ….İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı takip dosyası üzerinden takip başlattığını, davalının ödeme emrine kısmi itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve ekleri 19/12/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafça herhangi bir cevap dilekçesi dosyaya sunulmamıştır.
Davacı vekilince sunulan 25/02/2020 tarihli dilekçe ile işlemiş faizlerin harca esas değer üzerinden gösterildiği, ancak itirazın iptali davasının itiraz edilen asıl alacak üzerinden açtıklarını, davalarının itiraz edilen 177.534,47TL asıl alacağa ilişkin olduğu beyan edilmiştir.
Mahkememizce ….İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, dosyanın incelenmesi sonucunda davacının davalı aleyhine takip başlattığı ve davalının ödeme emrine itiraz ederek takibin durduğu görülmüştür. (iş bu icra dosyası yargılamanın devamı sırasında … ATM’nin 2017/… Esas sayılı dosyasına gönderildiği görülmüştür.)
Mahkememizce Sultanbeyli Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacının BA-BS formları celp edilerek, incelenmiş dosyasına konulmuştur.
Mahkememizce tarafların yasal ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak; defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia , savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek varsa takip tarihi itibariyle davacı alacağının saptanmasına ilişkin mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına ve davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporlarında özetle; davacının 2013-2014-2015 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan 527.534,47TL alacaklı olduğu, davalı tarafın inceleme gününde defterlerini ibraz etmediği, davalının davacı şirketin düzenlemiş olduğu 2015 yılında 29 adet KDV hariç toplam değeri 395.049,00TL ve 2016 yılında ise 32 adet KDV hariç toplam değeri 260.424,00TL tutarında mal ve hizmet alımı yaptığını, bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirdiği, davacının takip tarihi itibariyle davalı şirketten 152.534,47TL bakiye alacağının bulunduğu, takibe konu senetlerin ticari defterler içerisinde değerlendirilmesi halinde toplam alacağın 527.534,47TL olduğu, işlemiş faiz alacağının 19.647,18TL olduğu, protesto masrafının ise 1.501,32TL olduğu alınan raporlarda ifade edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/2 maddesi gereğince ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması ile aynı maddenin 3. fıkrası gereğince ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği belirtilmektedir.
İtirazın iptali davaları takip ile sıkı sıkıya bağlı olup, dava konusu icra takibine konu edilen faturalara konu malın teslimi olgusunu satıcının tek taraflı düzenlediği faturalar ile ispatı mümkün olmayıp, teslime dair alıcı tarafça imzalı irsaliyeleri de sunması gerekmektedir. Bununla birlikte, mal tesliminin ispatının tek yöntemi bu olmayıp, imzalı irsaliye sunulmamakla birlikte eğer bahse konu faturalar benimsenerek bizzat alıcının ticari defterlerine kayıt edilmiş ise bu durumda artık satım sözleşmesinin yapıldığının, satıma konu fatura içeriklerinin ve malların teslim edildiğinin kabulü zorunlu olup, bu husus Yargıtay’ ın yerleşmiş içtihatları ile de istikrarlı bir şekilde vurgulanmaktadır. (Bu yönde bknz…Yargıtay 19.HD. 2016/5355 E.-2017/2575 K., 2016/3391 E.- 2016/14472 K., 2016/4293 E.-2016/15075 K…)
Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda ve davacı vekili tarafından sunulan 25/02/2020 tarihli dilekçe de dikkate alınmak suretiyle, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen faturaların davalı tarafça bağlı olunan vergi dairesine bildirildiği görülmekle davacının fatura alacağı yönünden toplamda takip tarihi itibariyle davalıdan 152.534,47TL alacaklı olduğuna ve davalı tarafça icra takibine sadece 25/04/2016 keşide tarihli ve 10/12/2016 vade tarihli bonodan dolayı itiraz edildiği ve davalı tarafça davanın devamı esnasında kıymetli evraktan dolayı borçlu olunmadığına yönelik herhangi bir delil de dosyaya getirilmediğinden bu senet yönünden de davacının davalıdan alacaklı olduğuna karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Ayrıca davacı vekilince dava dilekçesi ile toplam 198.683,24TL üzerinden takibin devamına karar verilmesi istenilmiş ancak, 25/02/2020 tarihli dilekçesi ile dava konusunun sadece asıl alacak miktarı olan 177.534,47TL’ye ilişkin olduğu beyan edilmiş ve mahkememizce bu talep doğrultusunda HMK’nın 26.maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi de göz önünde bulundurularak karar verilmiş ve dava dilekçesine konu edilen fazlaya ilişkin talep yönünden ise HMK’da talebin daraltılması ve benzeri anlama gelebilecek herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği görülerek fazlaya ilişkin bu talebin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Öte yandan İİK’ nın 67/2.maddesinde itirazın iptali davasında borçlu- davalının itirazın haksızlığına karar verildiği taktirde borçlunun diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumu ve davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre hükmolunan meblağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edileceği düzenlenmiş olup, somut olayda takip konusu alacak likittir. Bu nedenle davalı aleyhine alacak miktarının %20 ‘si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının Davasının KISMEN KABULÜ İLE (Davalının Borca Kısmi İtirazda Bulunduğu da dikkate alınmak sureti ile)
Davalının …. İcra müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 152.534,47TL fatura alacağı ve 25.000,00TL bono alacağı (25/04/2016 keşide tarihli ve 10/10/2016 vade tarihli bonodan dolayı) olmak üzere toplam 177.534,47TL üzerinden takibin devamına,
Asıl alacak miktarı tamamen ödeninceye kadar alacak miktarına takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
Alacak miktarının %20 si olan 35.506,89TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli olan 12.127,38TL karar ilam harcından peşin alınan 649,60-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 11.477,78-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 649,60-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 41,10-TL ( başvurma, vekalet harcı) davetiye, posta gideri: 201,70-TL, bilirkişi ücreti 1.10,00TL olmak üzere toplam: 1.342,80-TL yargılama giderinin %89 kabul-red oranı üzerinden hesaplanan 1.195,09-TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerine bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 20.815,77TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT 13/2 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır