Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1065 E. 2020/184 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1065
KARAR NO:2020/184

DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/11/2018
KARAR TARİHİ: 04/03/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında var olan ticari ilişki sebebiyle müvekkilinin, davalıdan satın alacağı mallara ilişkin olarak 1 adet çek verdiğini, bahsi geçen ticaret sebebiyle müvekkili tarafından davalıya ileri keşide tarihli) 1 adet çek keşide edildiğini, bahsi geçen çeklerin, … Bankası A.Ş. … Subesi’ne ait … tarih, çek seri no: … çek seri no.lu 138.000,00- TL bedelli çek olduğunu, davalı tarafın, birçok kez müvekkiline çek konusu malların kendisine teslim edileceği söylenmesine rağmen, çek konusu malların teslimatının yapılmadığını, kaldı ki, davalı tarafça malların gönderildiğine dair fatura, teslim belgesi gibi malların teslim edildiğine ilişkin hiçbir teslim evrakının olmadığını, davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı şirketin, dava konusu çeki diğer davalı bankaya teminat için verdiğini, davalının, dava konusu çek bedeline hak kazanmadığını ve dolayısı ile de alacaklı sıfatına haiz olmadığını belirterek, sonuç olarak; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığının tespiti ve dolayısıyla dava konusu çekten doğan borcunun bulunmadığının tespiti ile, dava konusu çekin hükümsüzlüğü ve iptali yönünde karar verilmesini, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında var olan ticari ilişki sebebiyle, davacı şirketin, müvekkili şirketten mal aldığını ve karşılığında müvekkiline çek verdiğini, ancak davacının iddialarının aksine müvekkili şirketin, işbu ticari ilişki gereği malları teslim etmiş olmasına rağmen, malların karşılığını çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle davacıdan alamadığını, çeklerin karşılığının bulunmaması sebebiyle alacağını tahsil edemeyen müvekkilinin mağdur olmuş olmasına karşın, akabinde işbu haksız davayla karşı karşıya kaldığını, davacının müvekkile borçlu olmadığının tespiti iddiasıyla açmış olduğu işbu haksız davanın, davacının, müvekkilinin alacağına ulaşmasını geciktirmek ve imkansız hale getirmeye çalıştığının göstergesi olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, bu hususun, tarafların ticari defter, belge vs. kayıtları incelendiğinde görüleceğini belirterek, sonuç olarak; haksız ve hukuksuz olarak ikame edilen davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletinin davalı/borçlu üzerine tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Bankanın merkezinin …’de olduğunu, iş bu dava … Mahkemelerinin yetki alanında kaldığını, esas yönden ise, diğer davalı … Ltd. Şti., Müvekkili Banka … Şubesinin kredili müşterilerinden olduğunu, adı geçen davalının 16.05.2017 tarihli ve 5.000.000,00 TL limitli Genel Kredi sözleşmesine istinaden Müvekkili bankaya gönderdiği 23.05.2018 tarihli talimat ile 120.000,00-TL bedelli kredi kullandığını, davaya konu senedin, iş bu krediye teminat olarak müvekkili bankanın … Şubesine tevdi edildiğini, ancak iş bu çeklerin vadesi gelmesine rağmen, karşılığının olmadığının tespit edildiğini, müvekkili bankanın, davaya konu senedin iktisabında iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, çekin lehtarı ile keşidecisi arasındaki iç ilişkinin müvekkili bankaya karşı ileri sürülmesi mümkün olmadığını, müvekkili bankanın, davacı ile diğer davalı arasındaki ticari ilişkinin tarafı olmadığını, bu nedenle, çekin kendisine verilmesi ile var olduğu iddia olunan ticari ilişki arasında hiç bir hukuki ve fiili bağ bulunmayan müvekkili bankanın dava tarihinden önce çeki iktisap eden iyi niyetli hamil konumunda olduğunun ortada olduğunu, davanın, iyi niyetli 3. kişi konumunda bulunan müvekkili banka yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı yanın, işbu davaya yönelik taleplerinin gerekçesi olarak, diğer davalı şirket ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında anlaşmaları neticesinde, diğer davalı şirketten satın alınacak mallara ilişkin olarak davaya konu çekin verilmesine rağmen, satışa konu ürünlerin davalı şirket tarafından kendilerine teslim edilmediğini beyan etmiş ise de “çek” olgusunun dayandığı hukuki işlemden bağımsız olarak üzerinde taşıdığı hakları barındırdığı gerçeğini göz ardı ettiğini, sonuç olarak müvekkili banka aleyhine ikame olunan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun, kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı yana tahmilini savunmuştur.
DELİLLER :
Tarafların ticari defter ve belgeleri, 16.05.2017 tarihli genel kredi sözleşmesi, 23.05.2018 Kredi kullanım talimatı, davalı … Ltd. Şti’nin hesap hareketlerini gösterir hesap ekstresi, davaya konu çek fotokopisi, davaya konu senetlerin, davalı şirket tarafından teminat olarak davalı bankaya tevdii edildiğini gösterir çek çıkış bordroları, bilirkişi incelemesi.
GEREKÇE :
Dava, bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, uyuşmazlık çeke konu malların tesliminin yapılıp yapılmadığı, çekin bedelsiz kalıp kalmadığı, çek hamili …’in çekin iktisabında iyi niyetli olup olmadığı ve çekin teminat amaçlı verilip verilmediğinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Tarafların yasal ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak; defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia , savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek davaya konu çekin tarafların defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, çekin mal alışveriş karşlığı yapılıp yapılmadığı, malların teslim edilip edilmediğinin belirlenmesi noktasında mali müşavir bilirkişisinden alınan raporda özetle; tarafların incelenen ticari defterleri tablo halinde bildirilmiş olup, davacı ve Davalı … Ltd. Şti. Ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini haiz olduğunu, davacı defterlerine göre davalının 31.12.2018 tarihinde 1.760.470.-TL alacaklı olduğu, davacı ve davalı yasal defterleri karşılaştırıldığında, davalı yasal defterlerinde kayıtlı tüm faturaların davacı defterlerinde de var olduğunu ve kayda alındığını, sonuç olarak; dava konusu olan çekin, … çek no.lu, 30.11.2018 vadeli, … Bankasına ait olduğunu ve 135.000,00-TL tutarlı çek olduğunu, ilgili çeke konu malların teslimatı yapıldığına dair davalı şirket tarafından sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, teslim tesellüm belgesi vb. belgeler ibraz edilmediğini, bu sebeple davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği hususları rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden davalı …’dan satın alacağı malların bedelinin ödenmesine yönelik 135.000,00-TL tutarlı çek verdiğini, ancak davalının satışa konu malı teslim etmemesi nedeniyle senedin bedelsiz kaldığını ileri sürerek çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiş; davalı …. satışa konu malların teslim edildiğini, diğer davalı iyi niyetli hamil olduğunu savunmuştur.
İspat yükü 6100 sayılı kanunun 190. Maddesinde düzenlenmiş olup, ilgili maddede İspat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu ve kanuni bir karineye dayanan tarafın, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altında olduğu ve kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı tarafın, kanuni karinenin aksini ispat edebileceği düzenlenmiştir.
Dosyaya sunulan ve davalı tarafça da itiraz edilmeyen bilirkişi raporunda davalı yasal defterlerinde kayıtlı tüm faturaların davacı defterlerinde de var olduğunu ve kayda alındığı ve ilgili çeke konu malların teslimatı yapıldığına dair davalı şirket tarafından sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, teslim tesellüm belgesi vb. belgeler ibraz edilmediği rapor edilmiştir. YHGK’nın 2017/19-823 Esas 2019/553 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi hiçbir tacir kendi defterine aleyhe kayıt düşemeyeceğinden faturaların davacı defterinde kayıtlı olması faturalar içeriğindeki malın davacıya teslim edildiğine karine oluşturur. Bu karinenin aksini bir başka deyişle faturalar içeriği emtianın teslim edilmediğini ispat yükü davacı tarafta olup davacı tarafça karinenin aksi ispatlanmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40-TL red harcından peşin alınan 35,90-TL nin düşümü ile eksik kalan 18,50-TL bakiye ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 17.060,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/03/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır