Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1028 E. 2019/249 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1028 Esas
KARAR NO : 2019/249
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/09/2011
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS
ASIL DAVA VE BİRLEŞEN DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/09/2011 ( Asıl Dava )
20/02/2014 ( Birleşen Dava )
KARAR TARİHİ : 20/03/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 70.000 DEM tutarındaki mevduatını … şubesine yıllık %26 akdi faiz üzerinden 26/11/1999 tarihinde vadeli olarak yatırdığını, vade bitiminde davalı bankanın akdi feshetmediği için akit hükümlerinin bugüne kadar devam ettiğini, bankanın akdi faizi ile mevduatı geri ödeme yükümlülüğü olduğuna ilişkin … ATM nin … Esas … Karar sayılı kararıyla karar verildiğini, bu karara göre hesabın açıldığı tarih olan 26/11/1999 tarihinden itibaren müvekkiline ait paranın akdi faizi ile birlikte geri ödenmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 70.000 DEM den şimdilik 1.000,00 TL nin 26/11/1999 tarihinden itibaren işleyecek %26 oranındaki akdi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, mahkememiz dosyasıyla birleşen …. ATM nin … Esas sayılı dava dosyasında ise ; asıl dosyada istenen 1.000,00 TL den geriye kalan mevduatının 26/11/1999 tarihinden 02/07/2000 tarihine kadar % 26, bu tarihten sonra ise 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince EURO faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin …’ı (…) satın aldığını, davacının parasını ise … Ltd.’ye yatırdığını, … ile … Ldt.’nin farklı tüzel kişilikler olması nedeniyle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü süreninde dolduğunu, davacının serbest iradesiyle parasının … Ltd. hesabına aktarılması için talimat verdiğini, davacının parasını yatırırken ilgili finans kuruluşu hakkında gerekli araştırmayı yapmayarak kendisinden beklenen özeni göstermediğini, müvekkili bankanın … Ltd. nezdindeki mevduatlar için herhangi bir garantisinin bulunmadığını savunarak tüm bu nedenlerde davanın reddini istemiş olup, Feri Müdahil … benzer gerekçelerle davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; mahkememizin 17….2014 gün ve 2014/42-2014/349 sayılı ilamı ile; “… asıl davanın kabulü ile, 1.000,00 TL nin 26/11/1999 tarihinden itibaren %26 akti faiz oranı aşılmamak koşulu ile değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Birleşen davanın kısmen kabulü ile, 35.380,43 EURO ‘nun 02/07/2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a.maddesine göre işletilecek EURO faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, gazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir.
Verilen kararın Fer’i Müdahil … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 22/06/2016 tarih, …E., … K. sayılı ilamı ile; “… Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı … vekili ve Fer’i müdahil … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkemece asıl davada verilen kararın onanması gerekmiştir.
Dava, davacı tarafından banka hesabına yatırılan paranın …-… hesabına aktarıldığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Zaman itibariyle dava konusu uyuşmazlığa uygulanması gereken 818 sayılı BK’nın 83. maddesi uyarınca yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilir. Bu şekilde talepte bulunan alacaklının artık bu tercihinden dönerek borcun yabancı para olarak aynen ifasını istemesi mümkün değildir. Somut olayda da, davacı taraf asıl davada tercih hakkını kullanmış ve borcun Türk Lirası üzerinden ödenmesini istemiş, birleşen davada ise alacağın yabancı para üzerinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. O halde, mahkemece davacının, alacağın Türk Lirası üzerinden ödenmesi yönündeki tercihinden dönüp yabancı para üzerinden tahsil isteyemeyeceği gözetilerek hüküm kurulması gerekirken birleşen dava yönünden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Bozma sebep ve şekline göre birleşen dava yönünden davalı ve fer’i müdahil … vekillerinin faize yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı … vekili ve Fer’i müdahil … vekilinin temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan asıl davaya ilişkin kararın ONANMASINA, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle birleşen davaya ilişkin hükmün davalı ve fer’i müdahil … yararına re’sen BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ve fer’i müdahil … vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,…” gerekçesi ile kısmen bozma kararı verilerek, dosya mahkememize gönderilmiştir.
Fer’i müdahil … vekilinin karar düzeltme istemi üzerine, aynı dairenin 01/10/2018 tarih, 2016/11024 E., 2018/5811 K. Sayılı kararı ile; ” Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl ve birleşen davada davalı vekili ve fer’i müdahil … vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddine” karar verilerek, dosya mahkememize iade edilmiştir.
Bozma sonrası yeniden yapılan yargılama neticesinde; usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmış, usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmuştur.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı tarafından devredilen … şubesine 26….1999 tarihinde yatırmış olduğu 70.000,00- DEM tutarlı mevduatın … hesabına aktarılmış gibi gösterildiği, ancak söz konusu paranın gerçekte Kıbrıs’ta mukim … Ltd. Şirketine gönderilmediği, olayın havale görünümlü mevduaat toplama olarak değerlendirilmesi gerektiği, … yöneticileri hakkında açılan ceza davası her ne kadar zamanaşımı nedeni ile ortadan kaldırılmış olsa da banka yöneticilerinin … ismini kullanmak suretiyle kişilerden mevduat topladıkları, sözkonusu eylemlerinin banka aracı kılınmak suretiyle dolandırıcılık olarak kabul edilmesi gerektiği, … çalışanlarının ise davacıyı yönlendirme ve ikna suretiyle parasının …-… hesabına aktarılmasını sağladıkları, bu nedenle davalı bankanın ödenmeyen mevduattan dolayı davacıya karşı BK.nun 41. ve 55. Maddelerine göre sorumlu olduğu, anılan yasa maddeleri gereğince davacının … şubesine yatırmış olduğu 70.000,00- DEM’ in işleyecek faizi ile birlikte talep etme hakkı bulunduğu ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacı taraf asıl davada tercih hakkını kullandığı ve borcun Türk Lirası üzerinden ödenmesini talep ettiğinden, birleşen davada ise alacağın yabancı para üzerinden talep etme hakkı bulunmadığı bu itibarla hükme esas alınan 11/07/2014 tarihli bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere 70.000,00-DEM’in dönüşüm kuru Euro karşılığı 35.790,43-Euro olduğu, dava tarihi itibariyle TCMB efektif satış kuru karşılığı ise 88.098,15-TL olarak hesaplandığı, asıl davada talep edilen 1.000,00-TL mahsup edildikten sonra bakiye kalan 87.098,15-TL miktar üzerinden 26/11/1999 tarihinden itibaren % 26 akdi faiz oranının aşılmaması koşulu ile değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmek suretiyle birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Asıl dava yönünden verilen karar Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 22/06/2016 tarih, …E., … K.
sayılı onama ilamı ve karar düzeltme talebinin reddine ilişkin ilamı uyarınca kesinleştiğinden, asıl dava yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Fon bankası iken … A.Ş.’ne devredilen … A.Ş.’nin eylemlerinden dolayı açılan davada bu bankayı devralan … A.Ş.’nin 5411 Sayılı Yasanın Bankacılık Kanununun 140.maddesi uyarınca harçtan muaf tutulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Asıl Dava Yönünden Verilen Karar Kesinleştiğinden Yeniden Hüküm Kurulmasına Yer Olmadığına,
2-Birleşen Dava Yönünden Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE
87.098,15 TL’nin 26/11/1999 tarihinden itibaren %26 akdi faiz oranının aşılmamak koşulu ile değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davalı vekilinin sunmuş olduğu ihbar dilekçesinin ihbar olunan …’a ihbarına, Masrafın davalının yatırdığı avanstan karşılanmasına,
4-Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı bankadan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.717,84 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen miktar üzerinden davalı yararına tayin ve takdir edilen 2.725,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı bankaya verilmesine,
7-Birleşen dosya yönünden davalının yapmış olduğu davetiye ve posta giderinden oluşan 291,00-TL yargılama giderinin kabul/red oranı üzerinden hesaplanan ( % 87,09 ) 37,60-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
8-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı, davalı ve feri müdahil vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır