Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1 E. 2019/857 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1 Esas
KARAR NO : 2019/857

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 02/01/2018
KARAR TARİHİ : 17/10/2019
DAVA: Davacı vekili Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; 16/10/2017 tarihli genel kurul toplantısının çağrının usulsüz şekilde yapıldığını, ticaret sicil gazetesinde yayımlanan genel kurul ilanının asgari yasal içeriğe sahip olmadığını, müvekkiline tebliğ edilen toplantı çağrı metninde ve ticaret sicil gazetesinde yayımlanan genel kurul ilanında şirket esas sözleşmesinin değiştirilmesin ön gören sermayeye ilişkin değişiklik tasarısının bulunmadığını, TTK 453.maddesinin delaletiyle 414.madde hükmünün açık olduğunu, yönetim kurulunca karara bağlanmış bulunan değişiklik taslağının değiştirilecek mevcut hükümlerle birlikte TTK’nın 414. Maddesinin 1.fıkrasının 1.cümlesinde belirtildiği şekilde ilanı gerektiğini, ancak ilanlarda yeni şekil taslağın bulunmadığını, müvekkilinin bu konuda bilgi sahibi olmadan toplantıya katılmak durumunda kaldığını, bu durumu iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, genel kurul toplantısı öncesinde müvekkilinin, şirketin finansal durumunu anlayabilmek adına talep ettiği belgelerin davalı şirketçe reddedildiğini, böylece müvekkilinin sermaye arttırımı kararı ve gerekliliği hakkında herhangi bir finansal bilgiye sahip olmasının engellendiğini, şirket yetkililerinin müvekkilini şirkete sokmadıklarını ve finansal belgelerin incelemesine müsade etmediklerini, bu durumun noter marifetiyle tespit edildiğini, müvekkilince yasal süresi dahilinde davalı şirketten talep edilmiş olmasına rağmen kendisine verilmeyen, saklanan finansal tabloları nihayet müvekkilince TTK 437.maddesi uyarınca açmış olduğu bilgi alma ve inceleme talepli davanın görüldüğü İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/10/2017 tarihli kararıyla müvekkilinin incelemesine sunulmasına karar verildiğini, ancak genel kurul toplantısının anılan mahkeme kararının ihdasından önce gerçekleştiğini ve müvekkilinin olumsuz oyuna rağmen oy çokluğuyla sermaye arttırım kararı alındığını ve ön görülen sermayenin 1/4’lük kısmının ortaklarca şirkete ödendiğini, davalı şirket sermaye arttırımı ihtiyacında samimi olmadığını, sırf azınlıkta kalan pay sahiplerinin paylarını sulandırmak, onlara zarar vermek amacıyla gerçekleştirildiğini, müvekkilinin muhalefet şerhini tutanağa yazdırdığını, davalı şirketin hali hazırda herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığını, davalı şirketin faaliyete geçerek çaba sarf etmektense kurulduğundan bu yana sermaye arttırımı cihetine gittiğini, davalı şirketin 31/12/2016 tarihli bilançosunun tetkikinden görüleceği üzere sermaye arttırımı öncesi TTK’nun 376.maddesinin 3.fıkrası uyarınca borca batık durumda olduğunu, TTK’nun 376.maddesine göre “Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar. Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer. Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister. Meğerki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur. ” denildiğini, buna göre şirketin TTK 376/3.maddesinde anılan önlemleri alması gerektiğini, bu madde hükmünün yerine getirilmemesi nedeniyle sermaye arttırımına ilişkin kararın iptali verildiğini, müteveffa …’ın miras ortaklığının paylaşılmadığını, dolayısıyla müteveffanın sahip olduğu payların terekenin taksirine kadar el birliğiyle mülkiyet konusu olduğunu, mirasçıların oy birliği sağlanmadan münferiden kullandıkları oyların geçersiz olduğunu, genel kurul tarihinin tereke mümessil atanmadığından ötürü …’ın paylarına ilişkin oy haklarının bütün mirasçıların oy birliğiyle veya yine oy birliğiyle seçilmiş bir temsilci vasıtasıyla kullanılması gerektiğini, davalı şirket ortaklarından …’ın İstanbul… Asliye Hukuk Mahkemesinin… E. Sayılı dosyasından devam eden davanın konusu oluşturan Bodrum … Noterliğince düzenlenen 24/07/2014 tarih ve… yevmiye numaralı vasiyetnamesine dayanılarak davalı şirketteki paylarının şirket ortaklarından … adına şirket pay defterine kaydedilmesi ve bunun üzerine geçersiz oy dağılımı sonucunda alınan kararların iptale mahkum olduğunu, vasiyetnamenin kesinleşmiş olduğu varsayımında bile bu durumun sadece mirasçı pay sahiplerinin pay oranlarında değişiklik yaratıp, … hisselerinin terekenin taksimine kadar ki el birliğiyle mülkiyet konusu olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini, öte yandan davalı şirketin 07/03/2016 tarihli yönetim kurulu toplantısında ölü …’ın vasiyetnamesi uyarınca mirasçıların ortaklık payları belirlenerek pay defterinde değişiklik yapılmasına karar verildiğini, taraflarınca İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esasında bu konuda açılan davanın derdest olduğunu, İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesinde açtıkları aynı konulu davada ise mahkemenin 14/12/2017 tarihli kararı ile yönetim kararının hükümsüzlüğünü ve şirket pay defterinin eski hale dönüştürülmesine karar verildiğine, İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesindeki… E.nolu davadaki talebin İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesindeki taleple aynı olduğundan mahkemece İstanbul … ASliye Ticaret Mahkemesine ait davanın soncunun beklenmesi gerektiğini belirterek davalı şirketin 16/10/2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2 nolu gündem olan sermaye arttırımı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirket tarafından daha önce alınmış olan sermaye arttırım kararı ile ilgili davacının İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile iptali için dava açtığını, davanın mahkemece reddedildiğini, şirketin…vefat etmeden önce bu kişiye borçlanarak mevcudiyetini sürdürdüğünü, şirketin üzerinde kayıtlı yalnızca bir arsa bulunduğunu, bu arsanın bizzat kendisinin veya kat karşılığında yapılar yapılması halinde şirketin gelir sağlamaya başlayacağını fakat o duruma gelene kadar sabit giderlerin sürdüğünü, arsa nedeniyle şirketin… Belediyesine her yıl 154.103,04 TL emlak vergisi ödediğini, kat karşılığı inşaat için araştırmaların yapıldığını, arsanın teminat gösterilerek bankadan kredi sağlanabileceğini ancak bu durumda bankaya ödenecek faiz ile şirketin daha fazla zarara uğrayacağını, davacının dilekçesinde bahsetmiş olduğu bilgi istenmesine yönelik İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. Sayılı dosyasında verilen kararın dava dışı … A.Ş ile ilgili olduğunu, sermaye arttırmanın yasal bir zorunluluk olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava genel kurulu toplantısında alınan sermaye arttırımı kararının iptaline ilişkindir.
DELİLLER: 16/10/2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, toplantıya davet ile ilgili belgeler, davalı şirkete ait ticari sicil dosyası, davalı şirket tarafından vergi dairesine sunulan beyannameler, davalı şirketin ticari defter ve belgeleri, bilirkişi incelemesi.
16/10/2017 tarihli toplantı tutanağı incelendiğinde; esas sözleşmenin 6. Maddesinin tadil edilmiş yeni halinin görüşülmesi ile ilgili olarak mukabil…’ın söz alarak şirketin tek malvarlığının Mecidiyeköy’deki arsa olduğunu, şirketin kar elde etme amacıyla kurulduğunu ancak bu amaca ulaşmak için ne gibi faaliyetleri yapıldığından bilgi sahibi olmadığını, sermaye arttırımının gizli niyetinin küçük hissedarları yutmak olduğu şeklinde açılmak yaptığı, yönetim kurulu başkanının ise hiç bir geliri olmayan ve tek varlığı arsa olan şirketin gelen yüklü emlak vergisini ödeyebilmek için tek seçeneğin sermaye arttırımı olduğunu, arsanın bulunduğu bölgenin yıldan yıla kıymetlendiğini belirttiği, daha sonra da yapılan oylama neticesinde şirket sermayesinin 500.000,00 TL’den 1.200.000,00 TL’ye çıkartılmasının hissedarların 21351073 adet olumsuz oyuna karşılık 28648927 adet olumlu oy ile kabul edildiği mukabil …’ın karara muhalif kaldığı ve muhalefet şerhini tutanağa yazdırdığı görülmüştür.
TTK 445.maddesine göre, TTK 446.maddede belirtilen kişiler kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kurulana aykırı olan genel kurul kararları aleyhine karar tarihinden itibaren 3 ay içerisinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde iptal davası açabilirler. Bu maddeye göre dava süresinde açılmıştır.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanarak davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde yerinde inceleme yetkisi de verilerek mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan rapor dosyaya bırakılmıştır. Davalı şirketi merkez adresi itibariyle mahkememiz yetkilidir. Davalı şirketin pay sahipleri …, …, …, …, … A.Ş’dir. Ticari defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde kaydi değerlere göre öz kaynakların 2015 yılında -76.313,46 TL, 2016 yılında -142.105,32 TL, 2017 yılında -159.774,66 TL olduğu ve her dönemde borca batık olduğu tespit edilmiştir. Ancak bilirkişi heyeti raporunda şirketin Şişli Kuştepe Mah. Kain …Ada, … parselde kayıtlı arsasının bulunduğu, şirket adına kayıtlı bu arsanın şirketin bilançosunda sadece 23.631,23 TL olarak kaydının yer aldığı, …Belediye Başkanlığıca verilen cevapta ilgili arsanın kamu hizmetine ayrılmadığı, …Toplu Konut İdaresince gecekondu önleme alanı olarak ayrıldığı ve çok katlı bina yapılmasının planlandığı ifadelerine yer verildiğini, arsanın güncel değerinin onlarca milyon TL değerinde olabileceğinin düşünüldüğü, davalı şirkete ait bu arsanın Şişli Belediyesince 2015 yılı emlak vergi değerinin 21.877.703,75 TL olarak kabul edildiğinin görüldüğünü, emlak vergi değerinin, güncel rayiç olarak kabul edilse bile şirketin 2015,2016 ve 2017 yıllarında borca batık olmadığının görüldüğünün, şirketin ana gider kaleminin şirket aktifinde kayıtlı arsanın emlak vergisi olarak görüldüğünü, 2015 ve 2016 yılında sadece 1 çalışan bulunduğunu, 2017 yılında çalışan bulunmadığının, şirketin sermaye arttırımına gitmesinin gerekli olup olmadığının tespiti açısından şirketin likitide yapısının incelenmesi gerektiğini, arttırıma gitmesi için öncelikli nedenin nakit kaynak sıkıntısı olarak görüldüğünü, bu nedenle şirketin 31/12/2016 tarihli bilançosu üzerinde “oran analizi” yapılmak suretiyle likitide yapısına ilişkin finansal analiz sonuçlarının bilirkişilerce tablo halinde gösterildiği, hiç bir ana faaliyet ve diğer gelirleri olmayan davalı şirketin 2015,2016 ve 2017 yılında gerçekleşen ve katlanılmak zorunda olduğu bilirkişilerce tespit edilen toplam genel giderlerinin 580.301,36 TL olarak gerçekleştiği, gerçekleşen genel yönetim giderlerinin karşılanmasının dışarıdan sağlanacak kaynaklar veya sermaye artışıyla mümkün olabileceği, şirketin son 3 yıldır faaliyetinin olmamasına rağmen ayakta kalmak ve genel yönetim giderlerine katlanmak yönünde irade ortaya koyduğu dikkate alındığında, sermaye artışıyla karşılanmasının daha doğru bir çözüm olarak kabul edilebileceği, bu nedenle davalı şirket sermayesinin 500.000,00 TL’den 1.200.000,00 TL’ye arttırılmasının gerçekleşecek genel yönetim giderlerinin karşılanması için zorunluluk olduğunu, belirttikleri görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre şirketin borca batık olmadığı, işletme giderlerini karşılamak ve varlığını sürdürmek bakımından sermaye arttırımına ihtiyaç duyulduğu tespit edildiğinden sermaye arttırım kararının dürüstlük kuralını ihlal ettiğine dair bir veriye rastlanmadığından dolayısıyla iptal koşulları oluşmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından kullanılmayan kısmın ilgilisine iadesine,
5-Bu dava sebebiyle 44,40 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubuyla kalan 8,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/10/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır