Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/971 E. 2020/207 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/971 Esas
KARAR NO : 2020/207
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2017
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilince farklı tarihlerde davalı şirkete çeşitli çeşitli mal ve hizmetler sunduğunu, davalı tarafça alınan mal ve hizmetlerinin karşılığının ödenmediğini, müvekkilince ödeme yapılması için davalı şirkete ihtarnameler ve mail gönderildiğini, davalı tarafça ödeme yapılmadığını, müvekkilince davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2012/19181 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, 30.367,22TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişkinin 09/07/2020 tarihli satın alma sözleşmesine dayanıldığı, taraflar arasındaki sözleşmede ödeme şeklinin, SAT-ÖDE prensibine dayanıldığını, sözleşme hükümlerine göre vadesi gelmiş bir borç olmadığını, borca bu nedenle itiraz edildiğini, sözleşmeye uygun olarak 26/12/2012 tarihinde müvekkili tarafından, davacıya ihtarname gönderildiğini, 18.974,51TL+KDV tutarındaki ürünün mağazalardan alınmasını talep ettiğini, davacının ürünleri olmadığını, alınmayan ürünlerin mülkiyetinin müvekkiline geçtiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Mahkememizce … İcra Müdürlüğünün 2012/19181 esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmiş ve dosyasına konulmuştur.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının 2011-2012-2013-2014-2015-2016-2017 yılı ticari defter ve kayıtlarını ibraz ettiği, davacının ibraz ettiği kayıtların kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmadığı, defter kayıtlarının birbirlerini doğruladığı, …. İcra Müdürlüğünün 2012/19181 esas sayılı dosyasına konu ettiği, cari hesaba dayanarak teşkil eden faturaların ticari defterlere usulüne uygun olarak kaydedildiğini, icra takip tarihi itibariyle davalıdan 25.441,81TL alacaklı olduğu, davalı tarafın 2011-2012-2013-2014-2015-2016-2017 yılı ticari defterini ibraz ettiği, ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdikleri yaptırıldığı, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, mevcut tespitlere göre davalının ibraz edilen ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfı taşıdığı, davalının ibraz ettiği ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfı taşıdığı, davalının ibraz ettiği ticari defterlere göre icra takip tarihi itibari ile davacıya 24.076,72TL borcu olduğu, davalının, davacıya sözleşmenin 4.maddesi uyarınca 18.974,51TL + KDV tutarındaki malın alınması yönünde iadeli taahhütlü mektup gönderdiği, mektubun 02/01/2013 tarihi itibari ile davacıya tebliğ edildiği, davacının 30 gün içerisinde malları iade aldığına ilişkin belge ve bilgi ibraz etmediği, sözleşmenin feshedildiğine ilişkin bir belge ve beyanın olmadığı iade edilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davaya konu alacak iddiasına dayalı olarak dava tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, davacının bu dosyanın ilişiği olan … İcra Müdürlüğünün 2012/19181 esas sayılı takip dosyasından dolayı takipten sonra davalı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne kadar yapıldığı, dava tarihinden sonra davalı tarafça ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne kadar yapıldığı hususunda aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi ek raporunda özetle; davacının takip tarihi olan 14/12/2012 tarihi ile dava tarihi olan 06/11/2017 tarihi arasında davalıdan 18.278,37TL tahsilat ve mahsup yaptığı, dava tarihi itibari ile davacının, davalıdan 8.089,33TL alacaklı olduğu, davalının defterlerine göre dava tarihi itibari ile davacıya 4.606,24TL borcu olduğu ifade edilmiştir.
Mahkememizce davacı tarafından, davalıya gönderilen ihtarnamelerin incelenmesi sonucunda; davalıdan ilk ihtarname ile 24.041,00TL, ikinci ihtarname ile toplamda 33.761,44TL talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizce davalı tarafından, davacıya gönderilen iade edilecek ürünlere ilişkin, 26/12/2012 tarihli belgenin incelenmesi sonucunda; davalının, davacıdan 18.974,51TL +KDV bedelli ürünlerin iade alınmasını talep ettiği görülmüştür. İş bu belgenin davacı tarafa tebliğ olunduğu görülmüştür.
Dosyaya ibraz edilen sözleşmesinin incelenmesi sonucunda; Davacının satıcı, davalının ise alıcı taraf olarak yer aldığı, satıcının davalı firmaya satacağı ürünler ve bu ürünlerle ilgili ifa etmek zorunda olduğu sorumluluklarının ‘satıcının yükümlülükleri’ ve davalının sorumluluklarının ise ‘…’in Yükümlülükleri’ başlıkları altında sıralandığı, sözleşmenin “Siparişler ve Fiyatlandırma’ bölümünde 4.maddenin 2.bendinde “….Davalının satış devir hızları islenilen düzeye ulaşmayan ürünleri veya mevsimsel ürünleri islediği zaman, nakliye bedelleri satıcıya ait olmak üzere iade etme ve bedellerini satıcının piyasada geçerli olan son satış fiyatları üzerinden geri fatura etme hakkına sahip olduğu ve satıcının bu hususu kabul ve taahhüt ettiği…”, sözleşmenin 4.maddesinin 4. bendinde “….Satıcının satılmayan ve …’in yazılı ihbarına rağmen satıcı tarafından 30 gün içerisinde marketlerden geri alınmayan ürünlerinin mülkiyetinin …’e geçeceği hususunu kabul ve taahhüt ettiği…”, hususlarının kararlaştırıldığı görülmektedir.
Davalı taraf,18.974,51-t KDV TL tutarındaki alacak ile ilgili olarak 26.12.2012 tarihli bir ihtar mektubunu davacıya göndererek “…Listede belirtilen toplam 18.974,51-t KDV TL tutarında olan ve davalı tarafça belirlenen malların iade alınmasını…” talep ettiği, bu yazının iadeli taahhüt mektupla davacı şirkete gönderildiği, bu durumda davalının sözleşmenin 4.2 maddesindeki yükümlülüğünü yerine getirdiği ve 18.974,51-t KDV TL tutarındaki mal iadesini yaptığı ancak davacının sözleşmenin 4.4 maddesi uyarınca 30 günlük süre içinde malları geri almadığı anlaşıldığından sonuç olarak bu ürünlerin mülkiyeti davalıya geçmiş olduğuna karar verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/2 maddesi gereğince ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması ile aynı maddenin 3. fıkrası gereğince ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği belirtilmektedir.
Yukarıda açıklandığı üzere; taraflar arasında sözleşmeye dayalı olarak mal alış verişinin yapıldığı, ticari ilişkinin bulunduğu, sözleşmenin 4. Maddesinde özel hükümler getirildiği ve 4.2 maddesinde davalıya “satılmayan, az satılan ürünleri istediği zaman satış fiyatı üzerinden davacıya iade etme” hakkı tanındığı ve “iade sırasındaki nakliye bedellerinin davacıya ait olacağının” kararlaştırıldığı, 4.4 maddesinde “30 gün içinde teslim alınmayan ürünlerin mülkiyetinin davalıya geçeceğinin” kabul edildiği, davacının kayıtlarına davalıdan dava tarihi itibari ile 8.089,33-TL alacaklı göründüğü, davalının kayıtlarına göre ise 4.606,24 TL alacaklı göründüğü, ancak davalının 18.974,51-t KDV TL miktar ürünü davacıya iade etmek istediği, ihtarname çektiği ancak ihtara rağmen 30 günlük süre içinde teslim alınmayan ürünlerin mülkiyetinin davalıya geçtiği, bu miktarın kayıt altına alınmadığı görülerek, davacının davalıdan alacağının bulunmadığına kanaat edilerek, davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE
2-Alınması gereken 54,40-TL red harcından peşin alınan 518,60TL peşin harçtan düşülmesi ile arta 464,20TL karar ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan4.555,08-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/03/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır