Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/893 E. 2019/577 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/893 Esas
KARAR NO : 2019/577
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2017
KARAR TARİHİ : 12/06/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında, davalıya ait araçlara ücret karşılığı servis hizmeti verilmesini içeren 15.3.2016 tarihli Servis Bakım ve Onarım Sözleşmesi akdedildiğini, söleşme kapsamında müvekkili şirket tarafnıdan filo müşterisi davalı şirketinsahip olduğu araçlara bakım ve oranım hizmeti sağlanacağını, ayrıca yedek parça değişimi ve işçilik hizmetisağlanacağını, davalı şirketin ise tüm bu mal ve hizmetlerin karşılığı olarak düzenlenen faturaları, fatura tarihinden itibaren 30 günü geçmeyecek şekilde ödeneceğininkararlaştırıldığını, müvekkili şirket tarafından davalıya muhtelif tarihlerde çok sayıda servis hizmeti, yedek parça hizmeti, bakım-onarım hizmeti ve işçilik hizmetleri verildiğini, verilen hizmet bedelleri için davalı şirkete faturalar düzenlendiğini, davalı şirketin, cari hesap borcuna karşılık bir kısım ödemeler yapmış sie de takip tarihi itibariyle ödenmemiş borcunun 87.255,01-Tl olduğunu, bu alacağın tahsili için davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, davalının takip dosyasında yetki itirazında bulunarak ayrıca borcun tamamına ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, sözleşmenin 6. Maddesinde ihtilaf halinde İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığını, borçlunun likit alacağa ilişkin itirazlarının icra takibinin sonuçlanmasını ertelemek ve zaman kazanmak amaçlı olduğunu, davalı şirketin faize ve faiz oranına ilişkin itirazlarının da yerinde olmadığını, tarafların tacir olduğ3unu, ve taraflar arasındaki ilişkinin ticari ilişki olduğunu, ayrıca sözleşmenin 3.12. Maddesinde; ödenmeyen borçlar için aylık % 4 gecikme faizi ödeneceğinin kararlaştırıldığıın belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ile davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinın zamanaşımına uğradığını, davayı iddiaları kabul anlamına gelmemek kaydıyla öncelikle davanın zamanaşımı nedeni ile reddininin gerektiğini, taraflar arasında var olan ticari ilişki ile ilgili olarak davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığını, müvekkili şirketin davacıya olan borcunun tamamını ödendiğini, davacının kendisine, iddia etmiş olduğu söz konusu miktarda veya başkaca bir borcu bulunmayan müvekkili şirket aleyhine açmış olduğu iş bu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, alacaklının faiz talebinde bulunabilmesi için öncelikle, müvekkil şirkete ihtar ile durumu bildirmesi ve temerrüde düşürmesi gerektiğini, ancak alacaklı icra takibi ile birlikte faiz talebinde bulunmuş olduğundan temerrüt şartlarının oluşmadığını, iş bu nedenden dolayı alacaklının takip öncesi için asıl alacağa faiz işletmesi ve faiz talebinde bulunmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı yanın dilekçesinde sözleşme ile kararlaştırılan aylık %4 gecikme faizi haklarını da saklı tuttuklarını beyan ettiğini, ancak sözleşme ile belirlenen aylık %4 gecikme faizi isteminin usul ve yasalara aykırı olduğunu, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 25.02.2015 Tarih ve 2015/1513 Esas,2015/1862 Karar sayılı ilamından bahsetmiş, TTK 8. maddesi her ne kadar “Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.” demişse de TTK 9. maddesi “Ticari işlerde kanuni, anaparayla temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.” şeklindedir. Türk Borçlar Kanunu’nun Türk Medeni Kanunu’nun tamamlayıcısı, Türk Ticaret Kanunu’nun da, Türk Medeni Kanunu’nun ayrılmaz bir parçası olduğuna ilişkin yasal düzenlemeye göre, TBK emredici nitelik taşıyan temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinin, ticari işlerde de uygulanması gerektiği aşikardır. Söz konusu madde bu açıdan TTK’nın 8. maddesini sınırladığını, müvekkilleri açısından faiz sorumluluğu varsa bu da kanun gereğince belirlenmiş olan avans faiz oranının üstünde olamayağını, davacının %20 tazminat talebinde bulunmasının Usul Ve Yasaya Aykırı olduğunu, müvekkili şirket’in davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin davacıya sözleşmeden kaynaklanan borcunun tamamını ödediğini, icra takibinin açılmasına sebebiyet vermediğini, davacı, alacağının tamamını aldığını, davacının müvekkili şirketten alacağı bulunmadığı gibi davacının iddia ettiği faiz alacağının olmadığının alacak konusunda bir ihtilaf olduğunun kanıtı olduğunu, likit olmayan bir alacak için tazminat talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının icra takibindeki faiz talebi ile davadaki faiz ve gider vergisi talebi arasında fark olduğunun aşikar olduğunu, davacının alacağının likit olmadığının da sabit olduğunu, davacının, müvekkili şirketten 87.255,01- TL gibi bir alacağı olmadığı halde başlatmış olduğu icra takibi ile bu bedeli talep ettiğini, davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağının olmamasına rağmen bu bedeli talep etmesinin haksız ve açıkça kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, sonuç olarak; öncelikle zamanaşımı itirazının kabulü ile davanın zamanaşımı yönünden reddine, davacının davasının reddini ile davacı aleyhine % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini savunmuştur.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacağına dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasın tetkikinde davacı tarafından davalı aleyhine cari hesaptan kaynaklanan faturalara istinaden toplam 73.669,28-TL asıl alacak, 13.585,73-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 87.255,01-TL nin avans faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, davalı şirketin süresi içerisinde borca itiraz ederek takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın ve ekli icra dosyasının tetkikinden davacı-alacaklı tarafça yapılan ilamsız icra takibine davalı-borçlu tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde dayanmış olduğu sözleşme, faturalar dosyaya ibraz edilmiştir.
Tarafların yasal ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak; defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia , savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek varsa takip tarihi itibariyle davacı alacağının saptanmasına ilişkin mali müşavir …’den alınan raporda özetle, davacı ile davalı arasında bakım sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede her iki tarafın kaşe ve imzasının yer aldığını, sözleşmenin feshine ilişkin dosya muhteviyatı itibari ile herhangi bir belge olmadığını, dava konusu cari hesap alacağını oluşturan faturaların bakım,işçilik,yedek parça bedellerinden oluştuğunu, dava konusu alacağı oluşturan faturaların hizmet içeriği ile uyumlu olduğunu, davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturaları muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2015 yılı defter kayıtlarına işlediği, davacı icra takibine konu ettiği asıl alacağı 73.669,28 TL olduğu, 13.585,73 TL’sinin ise faiz faturasından oluştuğu, eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalar ve ödemelerden sonra oluşan 31.12.2017 tarihi itibariyle 87.255,01 TL defter ve kayıtlarında alacaklı olduğunu, bu rakamın 2018 yılına devrettiğini, başkaca ödeme olmadığını, davacının icra takip tarihinde 27,07.2017 vadeli alacağına işlenmiş faiziyle birlikte talep ettiğini, taleple bağlılık ilkesi gereği, davacının alacağının varlığına karar verilmesi halinde bu alacağa ödeme tarihinden itibaren vade tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte (73.669,28 fatura bedeli+10.965,08 TL işlemiş Faiz=84.634,36 TL) (27/07/2016) 84.634,36 TL olduğu hususları rapor edilmiştir.
Davalının mahkememize sunmuş olduğu 30/03/2018 tarihli dilekçesiyle davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının şirket merkezinde incelenmesi talep edilmiş olmakla bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak ek rapor düzenlenmesi talep edilmiş ise de; bilirkişi tarafından davalı şirket adresine gidilmiş ancak davalı şirketin adreste olmadığı, adresten taşındığı, dosya içerisinde başkaca adres olmadığından ve davalı vekilince davalı şirketin ticari defter ve kayıtları talep edilmiş olmasına rağmen temin edilememesi nedeniyle davalı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında 15/03/2016 tarihinde onarım sözleşmesi imzalandığı, sözleşme konusunun 2. Maddede belirtildiği üzere müşterinin araç filosundaki araçların servis tarafından verilecek bakım hizmeti, yedek parça değişimi, işçilik hizmetinden oluşacağı kararlaştırıldığı, dava konusu cari hesap alacağını oluşturan faturaların bakım, işçilik, yedek parça bedellerinden oluştuğu, dava konusu alacağı oluşturan faturaların hizmet içeriği ile uyumlu olduğu, davalı tarafça verilen hizmete yönelik itirazın olmadığı, ödeme iddiasında bulunulmuş ise de faturalardan kaynaklanan asıl alacak toplamı olan 73.669,28-TL borcun ödendiği davalı tarafça ispata elverişli yasal delillerle kanatlanamadığından davalının takip dosyasına yaptığı itirazın asıl alacak yönünden reddi ile takibin 73.669,28 TL miktar üzerinden devamına karar verilmiştir. Davacı tarafça 28/07/2017 tarihinde 6.778,91 TL ve 6.806,83 TL olmak üzere iki adet toplam 13.585,75 TL faiz faturası düzenlenmiş ve bu miktar üzerinden temerrüt faiz talep edilmiş ise de takip tarihinden önce davalı temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faize yönelik itirazın kabulü ile işlemiş faiz yönünden takibin iptaline karar verilmiştir. İtiraz edilen alacak faturalara dayalı likit alacak olduğundan, davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiş olup, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İle
Davalının … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak olarak 73.669,28 TL miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
Asıl alacak tutarı olan 73.669,28 TL’nin %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 5.032,34-TL karar ilam harcından peşin alınan 1.053,82-TL sinin düşümü ile eksik kalan 3.978,52-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Davacının yatırmış olduğu 1.053,82-TL peşin harç, davalı tarafından alınması gereken karar ilam harcından düşüldüğünden, bu miktarın 1.053,82-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 36,00-TL ( başvurma ve vekalet harcı ) davetiye, posta gideri: 160,75- TL, bilirkişi ücreti: 600,00-TL, olmak üzere toplam: 796,75- TL yargılama giderinden kabul/red oranı (%84,45) üzerinden hesaplanan 672,00- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 8.453,50-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır