Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/845 E. 2020/572 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/845 Esas
KARAR NO : 2020/572

DAVA : Menfi Tespit
(Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2017
KARAR TARİHİ : 18/11/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında var olan ticari ilişki sebebiyle müvekkilinin, davalıdan satın alacağı mallara ilişkin olarak 1 adet çek verdiğini, bahsi geçen ticaret sebebiyle müvekkili tarafından davalıya ileri keşide tarihli (vadeli)…Bankası A.Ş. Aksaray-… Şubesi’ne ait 30.11.2016 tarih… çek seri nolu 75.000,00-TL bedelli çek verdiğini, davalı tarafça birçok kez müvekkiline çek konusu malların kendisine teslim edileceği söylenmesine rağmen, çek konusu malların teslimatının yapılmadığını, davalı tarafça malların gönderilmiş olduğuna dair fatura, teslim belgesi gibi malların teslim edildiğine ilişkin hiçbir evrakın da olmadığını, davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini. Davalı şirtetin, dava konusu çek bedeline hak kazanmadığını ve dolayısıyla alacaklı sıfatına da haiz olmadığını belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, müvekkili tarafından keşide edilen çeklerin hükümsüzlüğüne ve iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
İİK 72. maddesinde “menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir.” şeklinde düzenleme yapıldığını, müvekkili şirketin tebligat adresinin de Mersin olduğunu, müvekkilinin ikamet adresinin ve takip yapılan yerin de Mersin olduğunu, işin esasına girilmeden yetki itirazları konusunda karar verilmesini, esas yönden ise; taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince, teslim edilmesi gereken malzemelerin davadavalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir.” şeklinde düzenleme yapıldığını, müvekkili şirketin tebligat adresinin de Mersin olduğunu, müvekkilinin ikamet adresinin ve takip yapılan yerin de Mersin olduğunu, işin esasına girilmeden yetki itirazları konusunda karar verilmesini, esas yönden ise; taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince, teslim edilmesi gereken malzemelerin davacıya teslim edildiğini, davacı şirketin ise, taahhüt edilen malların teslim edilmediğini iddia ettiğini, bu iddianın gerçek dışı olduğunu, davacıya satılan ve teslim edilen tüm malzemelerin yasaya uygun olarak tarafların defter ve belgelerine işlendiğini, çekin ileri tarihli (vadeli) olarak düzenlenmiş olması, davacının çek bedelini ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağını, sözleşme gereğince malların teslim edildiğini ve bedelini de davacının ödemek zorunda olduğunu, davacı şirketin zaman kazanmak için, haksız ve kötüniyetli olarak dava açtığını, çek iptali davasının ancak yetkili hamil tarafından açılabileceğini belirterek, sonuç olarak; öncelikle yetki itirazına yönelik ilk itirazları konusundan karar verilerek dosyanın yetkili Mersin Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet-icra inkâr tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER:
Vergi Dairesi ve banka kayıtları, firma sicil bilgileri,
GEREKÇE :
Uyuşmazlık, bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, davaya konu … Aksaray şubesine ait 30/11/2016 tarihli 75.000,00 TL bedelli çekin mal teslimi karşılığı verilip verilmediği, davalının edimini yerine getirip getirmediği, senedin bedelsiz kalıp kalmadığı ve mahkememizin yetkisi kapsamında toplanmaktadır.
Davacı tarafından açılan Menfi Tespit 26/12/2018 tarihli celsesinde; gelen olmadığı için, dosyanın HMK 320/4 Maddesi uyarınca 3 ay içerisinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bilahare davacı vekilinin vekillik görevinden istifa ettiği ve istifa dilekçesi ve duruşma gününün davacı şirkete usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen 18/11/2020 tarihli celseye de tarafların mazeret bildirmeksizin duruşmaya katılmadıkları anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK 150 ve 320/4 maddeleri gereği, davanın yenilenmesinden sonra, takipsiz bırakılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-HMK 150/6 madde gereği DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan, 51,24-TL nin düşümü ile eksik kalan 3,16-Tl bakiye ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 3.400,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine

5-HMK.120 maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,

Tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.18/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır