Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/842 E. 2019/415 K. 06.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/842 Esas
KARAR NO : 2019/415
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/09/2017
KARAR TARİHİ : 06/05/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı araç ile … plakalı aracın 25/12/2010 tarihinde kazaya karıştığı, söz konusu kaza sonucunda … plakalı araç da yolcu …’in ve …’in yaralandığı ve maluliyet uğradığını, dava dışı … tarafından maluliyet/iş görmezlik zararının tazmini için … plakalı aracın ZMMS sigortacısı müvekkili şirket ile … plakalı araç ZMMS(trafik sigortası) … Sigorta AŞ aleyhine …Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını dava dışı … tarafından da …Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığı, her iki dava dosyasının … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında birleştirildiğini, dosyada alınan raporda müvekkili şirketin sigortalısı olan … plakalı aracın kazanın meydana gelmesinde %60, … plakalı aracın sürücüsünün ise %40 kusurlu olduğu tespit edildiği, mahkemece … ve … lehine tazminata hükmedildiğini, hükmedilen tazminatın müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacılara ödenmesine karar verildiğini, bu kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 14/05/2015 tarihli … E. … K. Sayılı ilamı ile kazaya karışan … plakalı aracın trafik sigortacısı … Sigorta AŞ hakkında davacının reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğunu, ilk derece mahkemesince bozma ilamına uyularak … Sigorta AŞ yönünden davanın reddine karar verildiği, verilen kararın icraya konulduğunu, … icra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına 30/05/2017 tarihinde 22.153,00TL ödeme yapıldığını, müvekkil şirketin %60 kusurlu olduğu, yapmış olduğu ödemenin %40 lık kısmının, kusurlu araca zorunlu taşımacılık sigortasına ve araç maliki ve sürücüsüne rücu hakkı bulunduğuna, davalı …nın tazminatın %40 dan sorumlu olduğu, ödenen rakamın %40 olan 8.861,20TL nin …nın sorumluluğunda olduğunu, bu hususta …na 07/06/2017 tarihinde başvurulduğu, …na 12/06/2017 tarihinde başvuru ulaştığını, talebin reddedildiğini beyan ederek 8.861,20TL nin 20/06/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihinde sigortasız olduğu iddia edilen … plakalı aracın işleteni/sürücüsü olan … ‘a davanın ihbar edilmesini, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. ve … K. Sayılı Kararı İle Yargıtay … Hukuk Dairesi … E. – … K. sayılı bozma ilamına uygun olarak karar verildiğini ve işbu karar kesinleşmiş olsa bile, bu kesinleşmenin sorumluluk davasına ilişkin olduğunu, sorumluluğu katiyen kabul etmemekle birlikte; söz konusu kararın, huzurdaki rücu davasında yani borçlular arasındaki iç ilişkide bir hüküm ifade etmediğini, … plakalı aracın taşımacılık yaptığına dair herhangi bir somut delil bulunmadığını, bu nedenle söz konusu aracın taşımacılık amacı ile kullanılıp kullanılmadığını, taşımacılık amacı ile kullanılıyor olsa dahi söz konusu trafik kazasının meydana geldiği anda ticari amaçla taşımacılık yapılıp-yapılmadığını; taşımacılık yapması için gerekli izin ve yetki belgelerinin bulunup-bulunmadığı hususlarının ispatlanması gerektiğini, somut olayda aracın taşımacılık yapmadığının tespiti halinde, ZKTMMS’dan …’nın sorumluluğu değil, ZMMS’dan aracın trafik sigortası olan davacı şirketin sorumluluğunun söz konusu olacağını, … plakalı aracın, kaza anında ticari amaç ile taşımacılık yaptığının kabulü halinde dahi müvekkil kuruma aracın ZKTMMS olmadığından bahisle husumet yöneltilemeyeceği, trafik kazasına karışan … plakalı araç ile yapıldığı iddia edilen taşımacılığın Şanlıurfa istikametinden Adıyaman istikametine yapıldığı belirtildiğini, yolculuğun kalkış ve varış noktaları dosyaya sunulan evraklarda belirtilmediğinden öncelikle yolculuğun il içi yahut şehirlerarası olup olmadığının tespiti gerektiğini, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli zorunlu karayolları taşımacılık mali mesuliyet sigorta poliçesinin olup olmadığının tespiti gerektiğini, Davaya konu kazaya ilişkin kusur oranlarının tespiti ve davacının daimi maluliyet durumunun tespiti gerektiğini, davaya konu maluliyet tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, yapılacak yargılama neticesine aleyhe hüküm kurulması halinde, …’nın sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası teminat limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkil kurumun herhangi bir şekilde temerrütünden söz edilemeyeceğini, aynı şekilde müvekkil kurum açılmasına sebebiyet vermediği bu dava nedeniyle, yargılama gideri ve avukatlık ücretinden de sorumlu tutulamayacağını, … aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek; açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 05/07/2018 tarihli, maddi hatanın düzeltilmesi talebi konu açıklamalı dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde 8.861,20TL nin … sorumluluğunda olduğunun ifade edildiğini, ödediklerini ifade ettikleri 22.153,00TL nin … için olduğunu ve …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına müvekkili şirketçe, … için 28.045,00TL ödeme yapıldığını, yani toplamda 50.198,00TL ödeme yapıldığını, davalı …nın ödenen rakamın %40 olan bedelden sorumlu olduğunu, maddi hatayı düzelttiklerini, davalıdan taleplerinin 20.079,20TL olduğunu ifade etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Mahkememizce 25/12/2010 tarihinde meydana gelen kazada, …Asliye Hukuk Mahkemesince kusura yönelik alınan rapor hüküm kurmaya elverişli görülmüş ve davacı tarafından yapılan ödeme nedeniyle rücuen alacağının olup olmadığının hesaplanması için aktüerya hesap uzmanından bilirkişi raporu alınmıştır. Alınan raporda özetle; davacının 22.153,00TL tutarının 30/05/2017 tarihinde … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ödendiğinin makbuzdan anlaşıldığını, ancak dava dışı … için yapıldığı iddia olunan 28.045,00TL ödemeye dair dosyada ödeme makbuzunun mevcut olmadığını, bu nedenle 2 seçenekli hesaplama yapıldığını, birinci seçenekle sadece dava dışı …’e yapılan ödemenin dikkate alındığını ve davacının bu hesaplamaya göre 8.861,20TL alacağının olduğunu, ikinci seçenekte ise yapıldığı iddia olunan tüm ödemeler üzerinden hesaplama yapıldığı ve bu hesaplamaya göre davacının 20.079,20TL alacaklı olduğu, temerrüt tarihinin başvuru tarihi olan 12/06/2017 tarihinin 8 iş günü sonrası olan 23/06/2017 tarihinin olduğu ve işleyecek faiz nev’inin yasal faiz olduğu tespit edilmiştir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesine göre, “Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’ndan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına karar temin eder.“ 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadır. Anılan Kanunun 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.8. maddeleri hükümlerine göre, meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur.
Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak limit aşımında sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
… Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesi; “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için …’na başvurulabilir” düzenlemesini yapmıştır.
Açıklanan yasal düzenleme gereği dava konusu olaya karışan … plakalı aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası yaptırma mecburiyeti bulunmasına rağmen bu sigortanın yaptırılmadığı mahkememizce celp edilen … Asliye Hukuk Mahkemesi”nin … Esas sayılı dosyasından anlaşılmaktadır. Kaza tarihi itibari ile davalının teminat limitinin kişi başına 175.000,00 TL ile sınırlı olduğu dosyaya sunulan belgelerden anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı tarafın husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun maddi hatalarının düzeltilmesi başlıklı 183.maddesinde ” Tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hataları, karar verilinceye kadar düzeltilebilir. Taraflardan birinin yazı veya hesap hatasını düzeltmesi sonucu yargılama uzamışsa, yargılama giderlerinin belirlenmesinde bu durum da dikkate alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Maddi hatanın düzeltilmesi, tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hatalarının düzeltilmesini amaçlayan bir prosedürdür. Bu noktada vurgulamak gerekir ki, ıslahtan farklı olarak, maddi hataların düzeltilmesi, iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağını bertaraf etmek için kullanılabilecek bir usuli imkan değildir. Bu maddenin uygulanmasına imkan tanıyacak maddi hatanın “açık” ve “yazı yahut hesap” hatası şeklinde olması gerekecektir. Ez cümle; maddi hata ile kastedilen, açık, ilk bakışta anlaşılan bir hata olması ve düzeltilmesi ile ortaya çıkan durum (yani gerçek) hususunda herhangi bir tartışma veya çekişmenin söz konusu olmamasıdır.
Dava dosyasına davacı vekilince sunulan 05/07/2018 tarihli dilekçenin konu kısmında ” maddi hatanın düzeltilmesi hakkında” açıklama bulunsa da davacı vekilince 06/07/2018 tarihli harç yatırma dilekçesine ilişkin dosyada bulunan sayman mutemedi alındısında harç türünün ıslah harcı olarak yer alması, davacı vekilinin dava dilekçesindeki talebinin arttırdığı göz önünde bulundurulduğunda dava vekilince sunulan dilekçesinin ıslah dilekçesi olduğu kanaatine varılmıştır.
HMK’nın ıslah başlıklı 176.maddesinde ” (1) Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir.
(2) Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı vekilinin dava dosyasına dava dilekçesine ekli olarak sunmuş olduğu delilleri incelendiğinde; 07/07/2017 tarihli ihtarnamede; ” şirketinize, 07/06/2017 tarihli talep yazımız ile zorunlu taşımacılık sigortası bulunmayan … plaka sayılı aracın kazanın meydana gelmesinde %40 kusurlu olması nedeniyle ödenen rakama isabet eden 8.861,20TL nin (22.153,00TL x%40) şirketimize ödenmesini talep etmiştir…
… ödenen rakama isabet eden 8.861,20TL nin (22.153,00TL x %40) iş bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde şirketimize ödenmesini, aksi takdirde aleyhinize yasal takip yapılacağını ihtaren bildiririz.” ifadelerine yer verilmiştir.
Davacı vekilince dava dilekçesine ek olarak sunulan ödeme belgesi 1 adet olup, 22.153,00TL miktarındadır. Davacı vekili bu ödemeyi dava dışı … için yapıldığını beyan etmiştir.
Davacı vekilince, 05/07/2018 tarihli dilekçesi ile dava dışı …’e yapılan ödemenin %40 oranına tekabül eden 11.218,00TL’ninde davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Islah müessesi 6100 sayılı HMK’nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup usule ilişkin işlemlerin kısmen veya tamamen ıslahı mümkündür. Islah ile dava sebebinin değiştirilmesi veya başlangıçta saklı tutulan kısmın talep sonucuna ilave edilmesi mümkündür. Başkaca bir ifade ile davacı netice talebin ıslah suretiyle dava kapsamına alınması mümkün değildir. Islahla kastedilen dava konusu edilen hususların değiştirilip genişletilmesidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/1-364 esas 2011/453 karar sayılı kararı da bu doğrultuda olup, dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal olanak bulunmadığı belirtilmiştir. (bu yöndeki kararlar için bkz. 6.HD, 29/01/2013, 18397/1205, 1.HD, 13/10/2011, 8072/10277, 21. HD, 15/05/2007, 4261/8109)
Olayımızda davacının dava dışı …’e yapmış olduğu ödemenin davalıya rücusuna yönelik istemi konusu olup, dava dışı …’e yapılan ödemenin davalı tarafa rücusuna yönelik istemi dava konusu edilmeyen bir hususun dava kapsamına alınması niteliğinde olup bu talep kabule sayan bir talep olarak nitelendirilemez. Bu nedenle mahkememizce sadece dava dilekçesindeki talep yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava öncesinde …na başvurulmuş, başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası olan 23/06/2017 tarihi temerrüt başlangıç tarihi olarak kabul edilmiş ve davalının sorumluluğu yasal sorumluluk olduğundan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizin nevi yasal faiz olarak kabul edilmiştir.
Mahkememizce yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacının dava dilekçesindeki talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ayrıca davacının …’e yapmış olduğu ödemenin rücusu için talep etmiş olduğu 11.218,00TL ayrı bir müddeabih olmakla ıslah dilekçesi ile davaya katılamayacağından bu hususta usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İle
8.861,20 TL nin 23/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının …’e yapmış olduğu ödemenin rucüsu için talep etmiş olduğu 11.218,00 TL hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Alınması gerekli olan 605,31-TL karar ilam harcından, peşin alınan 31,40TL ile 38,31-TL ıslah harcının mahsubu ile noksan kalan 535,6-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına
3- Davacılar tarafından yapılan dava açılış gideri: 67,40- TL, ıslah harcı: 38,31-TL davetiye posta gideri: 155,80TL, bilirkişi ücreti: 500,00-TL olmak üzere toplam: 761,51-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine
4- Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır