Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/824 E. 2018/112 K. 09.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/824 Esas
KARAR NO : 2018/112
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/09/2017
KARAR TARİHİ: 09/02/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların 23.5.2017 tarihinde vefat eden … isimli kişinin yasal miraçıları olduğunu, murisin sağlığında dava dışı … aldığı iki ayrı nakit kredi dolayısı ile banka tarafından 30.3.2016 ve 10.1.2017 tarihli iki ayrı hayat sigortası sözleşmesi kapsamında davalı şirkete sigorta ettirildiğini, buna göre taraflar arasında ” AzalanTeminatlı Kredi Hayat Sigortası ” sözleşmesi imzalandığını, sözleşmelere göre, davalı şirketin ” sigortalının ölümü anındaki bakiye kredi borcu ile bu borca ait faiz masraflarının toplamını geçmemek kaydı ile o anda yürürlükte bulunan sigorta teminat tutarı kadar ödeme yapma ” borcu altına girdiğini, murisin 23.5.2017 tarihnide vefat ettiğini, ölüm gününe kadar bütün taksitlerin zamanında ödendiğini, geriye ise ölüm tarihi itibariyle 20.3.2016 tarihli sözleşme kapsamında 9.714,76-TL, 10.1.2017 tarihli sözleşme kapsamında ise 13.969,85.-TL bakiye kredi borcu bulunduğunu, ölüm anı itibariyle yürürlükte bulunan teminat tutarları, bu miktarların üzerinde olduğundan, davalı şirketin ödemesi gereken tazminat miktarının bu iki kredi toplamı olan 23.684,61-TL olduğunu, ancak davalının, dava dışı bankaya gönderdiği 10.7.2017 tarihli yazıda, ” göndermiş olduğunuz evrakların incelenmesi neticesinde sigortalımıza sigorta başlangıç tarihinden önce ” kanser hastalığı ” teşhisi konulduğu ve bunun başvuru formunda beyan edilmediği anlaşıldığından ” şeklinde gerçek dışı mesnetsiz bir gerekçe ileri sürerek tazminat ödemeyi red ettiğini, bu iddianın gerçek dışı ve mesnetsiz olduğunu, murise sigorta bsaşlangıç tarihinden önce kanser teşhisi konmadığını, kaldı ki, sözleşmenin yapılması sırasında beyan yükümlülüğünün ihlali halinde kasıt yoksa tazminatın reddi değil, indirim yapılması gerekeceğini, davanın dava dışı … Bankasına ihbar edilmesini ve kendi yanlarında asli müdahil oılarak davaya müdahil olması gerektiğini belirterek, sonuç olarak, davacıların murisinin dava dışı…Bankasından kullandığı iki ayrı kredinin ölüm tarihinden sonraki taksitlerinin ve bu kredilere ait faiz ve masrafların davalı şirket tarafından ödenmesi gerektiğinin tespitine, dava tarihine kadar ödenmiş olan taksitler ile bilirkişi raporu ile yargılama sırasında ödendiği belirlenecek miktarın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı tarafından davacılara iadesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı varislerin sigorta poliçesinin lehtarı olmamaları nedeni ile dava açma haklarının bulunmadığını, sigortalı müteveffanın, sigorta poliçelerinin imzalanmasından evvel mevcut olan hastalığı konusunda bilgi vermeyerek, müvekkili şirkete gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, bunun tespiti üzerine poliçe sebebi ile 6102 sayılı TTK hükümleri uyarınca herhangi bir tazminat ödemesi yapılmadığını belirterek, haksız olarak açılan davanın sıfat yokluğundan reddine, aksi takdirde esasa ilişkin itirazları doğrultusunda reddine, vekalet ücretleri ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.
İhbar olunan.. Bankası, mahkememize sunmuş olduğu beyan dilekçesinde, davacıların murisi …’un … Emeklilik A.Ş. Tarafından düzenlenen Hayat Sigortası Katılım Sertifikalarında bankanın ” dain ve mürtehin ” sıfatını taşımakta ve söz konusu poliçelerle teminat altına alınan kredilere ilişkin olarak bankanın alacağı bulunduğu, riskin gerçekleşmesi halinde sigorta bedellerinin sigorta şirketinden talep edilmesi yetkisi bankalarında olmakla birlikte müşterinin mirasçıları tarafından açılan davaya muvafakatlarının bulunduğunu, sigorta tazminatı üzerinde bankanın rehninin ise devam ettiği bildirilmiştir.
Davaya konu hayat sigortası ile kredi sözleşmesi celp edilmiştir.
Davacıların murisi …’un, ihbar olunan bankadan kullanmış olduğu kredinin tüketici kredisi olduğu, davalı … Emeklilik A.Ş. ile tüketici kredilerine yönelik azalan teminatlı hayat sigortası sözleşmesi akdedildiği bu itibarla uyuşmazlığın: hayat sigortası sözleşmesi kapsamında ihbar olunan bankada kredi kullanan davacılar murisinin, ölüm tarihi itibariyle muaccel kredi borcunun bulunup bulunmadığı, ölüm tarihinden sonraki bakiye kredi borcundan davalı sigort şirketinin sorumlu olup olmadığının tespiti ile kredi borcuna istinaden yapılan ödemenin istirdadı istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK nun 4/1-a maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesinde, kanunun kapsamı, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar olarak belirtilmiştir. 73. maddede, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğuna yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlığın taraflar arasındaki tüketici kredilerine yönelik azalan teminatlı hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklandığı davacıların miras bırakanı …’un dava dışı bankadan kullanmış olduğu tüketici kredisinde ölüm tarihinden sonraki bakiye kredi borcundan davalı sigort şirketinin hayat sigortası poliçesi kapsamında sorumlu olduğu iddiası mevcut olup, tüketici ile sigorta şirketi arasındaki uyuşmazlıkta görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-1-HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE
2-İstanbul Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde davacı tarafın müracatı halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde davacı tarafın müracat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır