Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/821 E. 2020/142 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/821 Esas
KARAR NO : 2020/142
DAVA :Ortaklıktan çıkma, Ayrılma Akçesi Ödenmesi, Şirket zararının şirket yöneticisinden tahsili,
karşı dava şirket ortaığının uğrdaığı zararın diğer ortaktan tahsili, şirketin uğradığı zararının diğer ortaktan tahsili
DAVA TARİHİ : 29/01/2013 – 26/02/2013
KARAR TARİHİ : 20/02/2020
YAZIM TARİHİ : 28/02/2020

ASIL DAVA : Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile , davalı şirketin iki ortaklı limited şirket olup, ortaklardan birinin müvekkili diğerinin ise davalı şahıs olduğunu, davalının 10 yıl için şirkete müdür olarak atandığını, davalının hem şirket ana sözleşmesinde ön görülen yükümlülüklerinin ifasında ve kanunen kendisine yüklenmiş olan görevlerin ifasında kusur ve ihmal gösterdiğini, bu nedenle şirketin zarar ettiğini, bu durumun müvekkili açısından ortaklıktan çıkmak için haklı neden oluşturduğunu, şirketin borca batık hale gelmesinde davalı şirket yetkilisinin kusurunun olduğunu, davalı tarafça müvekkiline gönderilen ihtarnamede müvekkilinin hukuki dayanakları bulunmayan ithamlar altında bırakıldığını, müvekkilinin şirket çalışmalarını iştirak etmemek , şirketin maddi ve manevi tüm yükünün davalı ortak üzerinde kalması bu nedenle şirketin zarar ettiği iddialarının müvekkilinin yöneltildiğini, oysaki davalının şirketi temsille görevli olduğunu, müvekkilinin şirket çalışmalarını iştirak etmek gibi bir zorunluluğunun bulunmadığını , tüm bunlara rağmen müvekkilinin şirketin bazı borçlarını üstelenerek şahsen ödediğini, bazı kredilere kefil olduğunu ve bir çok kalem harcama yaptığını, tüm bunların ortaklıktan ayrılmak için haklı neden oluşturduğunu, şirketin mali durumunun tespit edilerek, ayrılma akçesinin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, davalı temsilcinin kusurlu hareketleri nedeniyle şirketin zarara uğratıldığını, bu kapsamda 1.000 TL nin davalı …’dan tahsili ile davalı şirkete ödenmesine ayrıca yine şirket müdürünün kusurlu eylemleri nedeniyle müvekkili ortağın zararının tespit edilerek şimdilik 1.000 TL nin davalı … ‘den alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA : Davalılar vekili ibraz ettiği cevap dilekçesi , davacının hamileliğini bahane ederek şirketin hiçbir işiyle ilgilenmediğini, müvekkilinin tüm sorunlara karşı tek başına bıraktığını, müvekkilinin ticari şirketin tüm sorumluluğunu üstlendiğini, ve şirketin üçüncü şahıslara borçlanmaması için şirket kasasında bir gelir olmamasına rağmen şahsi gelirininden ciddi miktarda para ödemek zorunda kaldığını, davacının ortaklıktan çıkmasını gerektirecek haklı sebep olmadığını belirterek asıl davanın reddine karar verilmesini istemiş, karşı davasında ise, müvekkili şirketin üçüncü şahıslara zarar vermemesi ve her iki tarafında itibar kaybına uğramaması için bu güne kadar ciddi ödemeler yaptığını , şimdilik 1.000 TL nin …’dan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine , …’ın kusurlu eylemleri nedeniyle müvekkili …’nin uğramış olduğu zararların tespit edilerek şimdilik 1.000 TL den …’dan alınarak müvekkili …’a ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, Ortaklıktan Çıkma ,Ayrılma Akçesi Ödenmesi, Şirket zararının şirket yöneticisinden tahsili , ortağın uğradığı zararın şirket yöneticisinden tahsili ve şirket feshi istemine ilişkindir.
DELİLLER: davalı şirkete ait sicil dosyası, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler , bilirkişi incelemesi.
… Asliye Ticaret Mahkemesine …Esas nolu dosya mahkememiz dosyası ile birleştirilmiş olup davacı … tarafından … ve … Ltd. Şti hakkında haklı nedenlerle şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, şirkete kayyum atanması, TTK 438. Maddesi gereğince müvekkilinin şirkete yaptığı ödemelerin araştırılması ve tespiti amacıyla özel denetçi atanmasına karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 15/10/2015 tarihli karar ile iddia, savunma, bilirkişi raporu toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu şirketin sermayesini kaybettiği, şirket ortaklarının birbirlerine karşı olan güveninin kalmadığı, birlikte çalışma iradesinin bulunmadığı bu haliyle şirketin fesih ve tasfiyesi gerektiği, ayrıca şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiğinde, diğer ortağın çıkma ve ayrılma akçesi ödenmesi talepleri konusuz kalacak olup, tasfiye neticesinde alacak borç durumları tasfiye memurunca hesaplanacağı, birleşen dava şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik olup, davayı açan, iki ortaklı limited şirketinin yetkili temsilcisi … olup, fesih ve tasfiye davasının şirket aleyhine açılması gerekmekte ise de, temsilci olan ortağın davacı olduğu dikkate alınarak, diğer ortağın fesih ve tasfiye davasında, şirketi temsil etmesi gerekmesi nedeniyle, diğer ortak olan …’a husumet yöneltilmesinde sakınca olmadığı, ancak fesih ve tasfiyeye yönelik olan birleşen davada davalı gösterilen …’ın şirket temsilcisi olarak kabul edilmesi nedeniyle, birleşen davada … aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, yine denetçi atanmasını talebinin ise bu talebin genel kurulda değerlendirilmeksizin mahkemeden istenemeyeceği gibi, davacı …’ın şirket yöneticisi olması nedeniyle şirketin tüm kayıt ve belgelerine ulaşabileceği, tüm incelemeleri yapabileceğinden talebin reddine karar verilmiş; hem asıl dava, hem de karşı davada, gerek şirketin gerekse ortakların uğradıklarını iddia ettiklerini zararları ispat edememeleri nedeniyle tazminat taleplerinin de reddine karar verilmiştir
Mahkemizce verilen karara karşı asıl davada davacı- karşı davalı birleşen davada … vekili davalı karşı davacı ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesince 19/06/2017 tarih … Esas … Karar nolu ilamı ile mahkememiz kararı bozulmuştur.
Bozma ilamında “Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, asıl davada davacı …’ın zararının ispatlanmamış olmasına ve karşı davada ise mahkeme gerekçesi yerinde değil ise de; şirketin ödediği borçların ortaklardan rücuen tahsilini talep edemeyecek olmasına göre, mahkemece karşı davanın reddinde bir usulsüzlük bulunmadığından davalılar – karşı davada davacılar … ve … Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Asıl, karşı ve birleşen dava ortaklıktan çıkma, zararın tahsili ve fesih ve tasfiye istemlerine ilişkindir. Mahkemece, birleşen limited şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin davanın asıl davadaki çıkma ve ayrılma akçesine yönelik talepleri konusuz bırakacağından öncelikle görülmesi gerektiğinden bahisle toplanan delillere göre mahkemece şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir. Ancak, şirketin fesih ve tasfiyesi konulu dava 10 yıl süreyle tekbaşına şirketi temsile yetkili kılınan … tarafından yönetici sıfatı bulunmayan … ’a ve tasfiyesi talep olunan şirkete karşı açılmış olup, davalı …’ın yönetici sıfatı olmadığından şirket davada temsil edilmemiştir. Şirketin tek temsilcisi davada davacı sıfatını haiz olduğundan mahkemece davada şirketin temsili amacıyla kayyım atanmak suretiyle davalı şirkete savunma hakkı tanınarak toplanan deliller ışığında karar verilmesi gerekirken, mahkemece aktif husumet ehliyetine yönelik bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi hatalı olduğu gibi, şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik davada husumetin ortağa yöneltilememesine rağmen davalı ortak …’a dava açılamayacağının gözetilmemesi de doğru olmamış, birleşen davada kararın bozulması gerekmiştir.” denildiği görülmüştür.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek birleşen fesih ve tasfiye davasında şirketin temsili amacıyla kayyum atanmasına karar verilerek belirlenen ücretin yatırılması istenilmiştir. … vekili birleşen dosya yönünden açmış oldukları davadan feragat ettiklerini 06/12/2018 tarihli duruşmada bildirmeleri nedeniyle … tarafından … ve şirket hakkında açılan şirketin fesih ve tasfiyesi davası ana dosyadan tefrik edilerek mahkememizin 2018/1174 esas nolu dosyasına kaydı yapılarak 13/12/2018 tarihinde feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve karardan bir suret iş bu dosya içerisine bırakılmıştır.
Davacı … tarafından ayrılma akçesi ödenerek şirketten çıkma talebinde bulunması nedeniyle ayrılma akçesinin rapor tarihi itibariyle rayiç değerinin hesaplanması ayrıca ortaklıktan çıkma şartlarının oluşup oluşmadığının tespiti amacıyla dosya bilirkişiye tevdii edilerek alınan rapor dosyaya bırakılmıştır. Rapora göre en son ibraz edilen 31/12/2013 tarihli bilanço verilerine göre 126.483,51 TL negatif öz kaynağın bulunduğunu bu bilançoya göre sadece demirbaşlar ile yazılım lisans bedelleri kalemlerine ilişkin olarak muhtemel rayiç değerden söz edilebilecek ise de yaklaşık 6 yıl öncesine ilişkin olarak raporlanan bu varlık kalemlerinin 2019 yılı itibariyle fiziken var olduklarının kabulü halinde dahi değerlerinin hurda değerini aşamayacağı özellikle lisans yazılım bedellerinin ise muhtemel satış değerleri hesaplanacak varlıklar olduğundan söz edilemeyeceğini söz konusu şirketin 2013 yılından sonraki faaliyet dönemlerine ilişkin herhangi bir ticari defter ve belgenin bulunmadığı, taraf vekillerince şirketin son finansal durumunu gösterir herhangi bir ticari defter ve kayıt ibraz edilmediği, gayri faal durumda bulunduğu anlaşılan şirketin varlık ve kaynaklarını güncel durumu gerek fiziki varlıkları gerekse değerleri itibariyle belirsiz durumda göründüğü 30/06/2019 tarihi itibariyle yaklaşık 128. 107,72 TL tutarında borca batık olduğu, çıkma payı olarak talep edilebilecek pozitif bir öz kaynak bulunmadığı bildirilmiştir.
Bozmadan önce alınan raporlara göre şirket ortaklarının birbirlerine karşı olan güveni ve birlikte çalışma iradesinin kaybedildiği tespit edildiğinden davacının çıkma talebinde bulunmakta haklı olduğu ancak en son raporda da belirtildiği üzere ayrılma akçesi olarak hesaplanabilecek pozitif bir öz kaynak bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yargılamanın ilerleyen aşamalarında …’ın şirket temsilciliğinin sona erdiği bildirilerek ilgili belgeler dosyaya bırakılmıştır. Bu nedenle yine şirket açısından şirketin temsilinin sağlanması için kayyum atanması zorunlu hale gelmiştir. Mahkememizce, İstanbul Adalet Komisyonu bilirkişi listesine bulunan … davalı şirkete temsil kayyumu olarak atanmış ve tebligatlar çıkartılmıştır.
Toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davacı taraf çıkma talebinde haklıdır ancak ayrılma akçesi olarak talep edebileceği bir değer bulunmadığı bilirkişiler tarafından saptanmıştır. Davacının diğer talebi davalının kusurlu hareketleri nedeniyle şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla 1.000,00 TL’nin davalıdan alınarak şirkete ödenmesi ayrıca müvekkilinin uğradığı zarar kapsamında 1.000,00 TL’nin … dan alınarak kendisine ödenmesi talebine ilişkin olup Yargıtay İlamında da belirtildiği üzere asıl davada …’ın zararının ispatlanamadığı yine davalı …’ın şirketi zarara uğrattığı iddiasını da ispatlamaması nedeniyle davacının bu taleplerinin reddi gerekmiştir. Karşı dava yönünden ise müvekkilince şirket borçlarından dolayı ödemeler yapıldığı bildirilerek 1.000,00 TL’nin … …’dan alınarak şirkete ödenmesi istenilmiş ise de Yargıtay İlamında da belirtildiği üzere şirketin ödediği borçların ortaklardan rücuen tahsilini talebin mümkün olmaması nedeniyle bu talebin reddine yine …’ın kusurlu eylemleri nedeniyle şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla talep edilen 1.000,00 TL’nin …’dan alınarak kendisine ödenmesini istemiş ise de karşı davacının bu iddiasına ispatlayamaması nedeniyle bu talebinin de reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN :
1-Davacı … ‘ın şirket ortaklığından çıkma talebinin kabulü ile , …’ın davalı … San Tic Ltd Şti’den çıkmasına, davalı şirketin borca batık olması nedeni ile davacının ayrılma akçesinin ödenmesine ilişkin talebinin reddine,
2-Davacı …’ın kendisinin uğradığı şahsi zararları nedeni ile … hakkında açılan davanın reddine,
3-Davacı …’ın, şirketin uğradığı zarar iddiası nedeni ile davalı …’a kaşrı açmış olduğu davanın reddine,
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan bozmadan önce 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, bozmadan sonra 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 976,70 TL tebligat tezkere gideri olmak üzere toplam 4.276,70 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
8-Bu dava sebebiyle 54,40 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 34,20 TL’nin mahsubuyla kalan 20,20 TL karar ve ilam harcının davalı şirketten alınarak hazineye irad kaydına,
B- KARŞI DAVA YÖNÜNDEN :
1-Karşı davanın reddine,
2-Karşı davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı-karşı davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar-karşı davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Bu karşı dava sebebiyle 54,40 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden 34,20 TL’nin mahsubu ile kalan 20,20 TL karar ve ilam harcının davalılar-karşı davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı,, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/02/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır