Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/809 E. 2018/245 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/809 Esas
KARAR NO : 2018/245
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/07-2014
KARAR TARİHİ: 14/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının … adlı firmanın sahibi olduğunu, davalının siparişi üzerine kurdele üzeri baskı fason işi yaptığını, bir kısım faturalar kestiğini, faturaların bir kısmının ödendiğini, ancak 03/03/2014 tarihli … nolu ve 4980,20 TL tutarlı fatura ile 21/03/2014 tarihli ve … nolu 3.290,22 TL miktarlı faturanın 90 TL ‘sinin ödenmediğini, bunun üzerine İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas nolu dosyası ile icra takibi başlattıklarını davalının süresinde itiraz ettiğini, takibin bu nedenle durduğunu, faturaların irsaliyeli olarak düzenlendiğini, davalı-borçlu firma tarafından imza karşılığında teslim alındığını, davalı firmanın Bakırköy … Noterliğinin 22/05/2014 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 5,070,20 TL ‘lik iade faturası gönderdiğini, davacının iade faturasını kabul etmediğini, icra dosyasında davalı itirazının haksız olduğunuı, alacağın likit olduğunu belirterek davanın kabulüne , icra dosyasındaki davalının itirazının iptaline , alacak likit ve haksız olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davancıya ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ile ; müvekkili firmanın müşterisi … Matbaası isimli şirketin talebi üzerine .. üzerine baskı yapma işi için 201.500 Metre grogren alarak numune işlemesi için, davacıya ait firmaya 12/02/2014 tariinde teslim ettiğini, taraflar arasındaki anlaşma gereğince bu iş nedeniyle davalının davacıya 13.057,20 TL ödemeyi taahhüt ettiğini, ürünler teslim edildiğinde ödemelerin yapıldığını, bir kısmı için çek verildiğini, ürünlerin verilen numuneye aykırı olarak ayıplı ifa edildiğini, ayrıca olağandan fazla miktarda teslim edilmek istendiğini , bu nedenle müvekkilinin bedel ödenmekten kaçındığını, asıl müşteriye gönderilen davacı tarafından gönderilen grongrenlerin hatalı imal edilmesi nedeniyle müvekkillerine geri gönderildiğini, müvekkili şirketin bu şekilde zarara uğradıklarını, ayıplı ifaya dair zararlarının tazmini yönündeki haklarını saklı tuttuklarının müvekkili davalının fazladan kendisine teslim edilmek istenen grongrenler ve hatalı üretim için iade faturası kesitiğini, iade faturasının kargo ile gönderildiğini, bu sebeple müvekkili firmanın davacı şirkete borçlu olmadığnı belirterek davanın reddine takibin iptaline, %40 ‘tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce 23/06/2015 tarih 2014/230 Esas, 2015/442 Karar sayılı karar ile, davalı şirketin ayıba ilişkin iddiaları süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı için kabul görmediğinden, davanın kabulüne, İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasındaki davalının itirazı ile takibin devamına karar verilmiştir.
Verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 12/06/2017 tarih 2016/1037 Esas, 2017/2513 karar sayılı ilamı ile ” … Eser sözleşmelerinde ayıp, eserin sözleşme ile işin niteliğine göre bulunması gereken bazı vasıfların bulunmaması ya da olmaması gereken bazı bozuklukların bulunması olarak tanımlanır. Ayıp ihbarının yapılması ve eserin teslim ya da iadesi, maddi vakıa niteliğinde olduğundan bunların Dairemiz uygulama ve içtihatlarında her türlü delil ve tanık beyanı ile ispatlanabileceği kabul edilmektedir. Davalı tarafça ayıplı olduğu ileri sürülen ürünler 13.02.2014 tarihinde teslim alınmış olup, 15.02.2014 tarihli e-mail ile ayıp ihbarında bulunulduğu gibi yeminle dinlenen davalı tanıkları da davacıya ayıp ihbarında bulunulduğu ve davacı şirket yetkililerinin gelip ayıplı ürünleri geri aldıklarını beyan etmişlerdir. Davalı tanıklarının beyanları ve e-mail yazışmalarından 22 Mayıs 2012 tarihli ihtarnameden çok önce süresi içinde davalı tarafça ayıp ihbarı yapıldığı ve ayıplı olduğu ileri sürülen ürünlerin davacı tarafından geri alındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda ayıplı mallar davacı tarafça geri alındığından mahkemece, ayıplı ürünlerin halen davacı elinde bulunup bulunmadığı sorulup mevcut ise konusunda uzman teknik bilirkişi marifetiyle üzerinde inceleme yaptırılarak ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği ve ayıplı ise işin yapıldığı ileri sürülen 2012 yılı Şubat ayında yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 360. maddesi hükmünce iş sahibinin eserin reddi ve bedel ödemekten kaçınma, bedelden tenzil ve ücretsiz onarım ya da onarım bedeli seçimlik haklarından hangisini kullanabileceği konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp sonucuna uygun karar verilmesi, iade edilen ürünlerin bulunmaması halinde kendi elinde olması sebebiyle ispat külfeti kendisine geçen yüklenicinin ayıp incelemesi yaptırmaması ve ürünleri muhafaza etmemesi sebebiyle bedele hak kazandığını kanıtlayamamış olacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile davanın kabulü doğru olmamış, ” gerekçesi ile bozma kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Bozma sonrası yeniden yapılan yargılama neticesinde; usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmış, Usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmuş, bozma yönünde işlem yapılarak, davacı vekiline Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde ayıplı ürünler halen davacı elinde bulunup bulunmadığı sorulmuş, bu hususta beyanda bulunması ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere ibraz etmesi için süre verilmiş olup, davacı vekilince ayıplı ürünler ibraz edilmediği gibi bu hususta da beyanda bulunmadığı ve mazeret bildirmeksizin duruşmaya da katılmadığı görülmüştür.
Davacı vekilinin, takip etmediği dosyanın davalı vekilince takip edilmesi nedeni ile yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde ayıplı olduğu ileri sürülen ürünler davalı tarafça teslim edildiği, süresi içerisinde ayıp ihbarı bulunulduğu kabul edilmekle, davacı vekiline ayıplı olduğu ileri sürülen malları teknik bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırmak sureti ile sunması için süre verilmiş, ancak verilen süre içerisinde ayıplı ürünler ibraz edilmediğinden, ispat külfeti kendisine geçen davacının ayıp incelemesi yaptırmaması ve ürünleri muhafaza etmemesi sebebi ile bedele hak kazandığı kanıtlanamadığından, davanın reddine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı tarafça alacak miktarının % 40’ından az olmamak üzere tazminata da hükmedilmesi talep edilmiş ise de, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi uyarınca alacaklının (davacının) tazminatla sorumlu tutulabilmesi için takibinde haksız ve kötü niyetli olması gerekir. Dava kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddedilmiş olup, davacının (alacaklının) takipte haksız olmasının yanında, kötü niyetli olduğunu gösterir delil bulunmadığından (kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından), davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere,
1-Davanın REDDİNE
2-Davalı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90-TL red harcının peşin yatırılan 86,60-TL harçtan mahsubu ile arta kalan 50,70- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen posta ve tebligat giderinden oluşan 50,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir edilen 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE
7-…120 maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır