Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/751 E. 2019/680 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/751 Esas
KARAR NO: 2019/680

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/08/2017
KARAR TARİHİ: 09/07/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketi ile davalı borçlu şirket arasındaki sözleşme ile müvekkili şirketin davalı şirketin alt taşeronu olarak… Konsolosluğu’nda gerek düzenli olarak gerek sigortalı işçi çalıştırılmak suretiyle, gerekse bu iş için gerekli malzemeleri temin etmek suretiyle temizlik hizmeti sunduğunu, bu sözleşme kapsamında verilen hizmetler gereği müvekkili şirketin davalı tarafa düzenli olarak fatura kestiğini, davalının faturaların bir kısmını eksik ödediğini, bir kısmını hiç ödemediğini, bunu nüzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, itirazın iptaline ve davalı aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında taşeronluk sözleşmesi bulunmadığını, davacı şirkete herhangi bir borçlarının olmadığını beyan ederek; davanın reddine ve davacı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Mahkememizce İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, dosyanın tetkikinde davacının davalı aleyhine 44.201,10TL üzerinden takip başlattığı, ödeme emrinin 11/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 11/08/2017 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların yasal ve ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak; defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia, savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek varsa takip tarihi itibariyle davacı alacağının saptanmasına ilişkin mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı defterlerinin TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, her üç defter sonuçlarının birbiri ile ilgili belgelerle uyum arzettiği, defterlerin delil niteliği taşıdığı, davalı yanın davacı yana icra takip tarihi itibari ile 60.867,83TL borcu olduğunun tespit edildiği, ifade edilmiştir.
Mahkememizce davalı şirketin bağlı olduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak 2017 dönemine ait BA formları celp edilmiş ve bilirkişi ek raporu alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi ek raporunda özetle; davalı tarafın 2017 yılında … Vergi Dairesine davacıdan almış olduğu hizmetlere ilişkin 12 adet fatura karşılığı KDV hariç 101.956,00TL lik faturaları Form BA ile beyan ettiği, cari hesap dayanağını oluşturan ve takibe dayanak yapılan faturaların incelemesinde, söz konusu faturaların sözleşmede kararlaştırılan hizmet bedeline uyumlu olduğu, faturaların davalıya tebliğ edildiği ifade edilmiştir.
BA formu içeriği ile vergi uygulaması gözetildiğinde genel ispat kuralları çerçevesinde hiç bir kimsenin kendi aleyhine delil oluşturmayacağı düşünüldüğünde davalı tarafın resmi bir kuruma dava konusu hizmeti teslim aldığına yönelik beyanı kendisini bağlayacaktır. Davalı tarafların çelişkili davranış yasağına (venire factum de propium) hareket etmesi halinde ilk beyana itibar olunması uygun görüldüğünden davalı tarafın da davacı taraf ile arasında sözleşme olmadığı yönündeki beyanına itibar edilemez.
Öte yandan davacı kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan alacaklı gözükmektedir. Ancak davalı tacir olduğundan davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına da dayanmıştır. Ne var ki davalı şirkete inceleme gün ve saatinde hazır olması gerektiği konusunda ihtarat yapılmasına rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını sunmaktan ısrarla kaçınmıştır.
HMK. 219. maddesine göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari deferlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da uyuşmazlığa TTK.nun 87/2. maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabibir.
Somut uyuşmazlık yönünden bakıldığında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararlarında da açıklandığı üzere HMK. 220. maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki HMK. 220. maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerın mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Eş söyleyişle, belirtilen bu durumda ticari defterlerde HMK.. 219. ve sonraki maddeleri anlamında “belge” niteliğindedir.Ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen TTK. 82. maddesi değerlendirildiğinde ve aynı kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla kesin delil olduğu öngörülmüştür.
Takibe ve davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.)
Somut olayda, davacı tarafın açıkça delil olarak dayanmasına ve mahkememizce de o yönde ara kararı verilip, gereği yerine getirilmesine rağmen, davalı taraf, kendisine ait ticari defterleri bilirkişi incelemesine esas olmak üzere mahkemeye sunmamış, dolayısıyla, bilirkişi incelemesi dosya kapsamındaki deliller ve davacı tarafın ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılmıştır. Bu durumda HMK. 220. maddesi uyarınca, davacı tarafın davalıya ait ticari deferlere ilişkin açıklamasının, yani icra takibinin dayanağının oluşturan fatura konusu malların davalıya teslim edildiğinin davalı defterleri içeriğinden anlaşılacağı yönündeki davacı iddiasının doğru bulunduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının usule uygun tutulduğu, faturaların da kayıtlı olduğu sabittir. Davalı tacir olarak defter tutmak yükümlülüğünde olması ve yapılan ihtarata rağmen defterlerini sunmaması ve davalının takibe konu faturaları BA formu ile resmi kuruma bildirdiği hususu ve açıklanan hususlar gözetildiğinde ve somut olayda taraflar arasındaki ilişkiye konu fatura davacı defterlerinde kayıtlı olup buna göre davacı alacaklı görünmekle birlikte, davalı ticari defterleri incelenmemiş, bununla birlikte davalının dava konusu fatura dönemine ilişkin BA formu incelendiğinde faturanın vergi olarak bildirilmiş olduğu görülmüştür. Bu durumda alacağı oluşturan faturaya konu hizmetin davalı tarafa tesliminin ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekmiştir (Yargıtay 19.HD.’nin 10/04/2017 tarihli 2016/7490 E., 2017/2932 K.sayılı emsal kararı).
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacının davasının kabulüne ve tarafların tacir olduğu gözetilerek asıl alacak tamamen ödeninceye kadar taleple bağlı kalınarak takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %10.75 oranında temerrüt faizi uygulanmasına ve asıl alacağın, faturaya dayalı, likit, davacı defterinde kayıtlı olması, miktarın hesabına yönelik inkar olmaması karşısında asıl alacağın %20 sine isabet eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile
Davalının İst. … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 44.201,10TL üzerinden devamına,
Asıl alacak tamamen ödeninceye kadar takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %10,75 temerrüt faizi uygulanmasına,
Asıl alacağın %20 si olan 8.840,22TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 3.019,38-TL karar ilam harcından, peşin alınan 31,40-TL nin mahsubu ile noksan kalan 2.987,98- TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına
3- Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 67,40- TL, davetiye gideri: 166,50-TL, bilirkişi ücreti: 700,00-TL olmak üzere toplam: 933,90-TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.212,12-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5- Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır