Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/745 E. 2019/511 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/745 Esas
KARAR NO : 2019/511
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2017
KARAR TARİHİ : 29/05/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı müvekkili şirket tarafından, borçlu davalı şirkete karşı … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından cari hesap bakiye alacağına ilişkin olarak icra takibi yapıldığını, takibe borçlu şirketin 14.11.2016 tarihinde itiraz ettiğini, borçlu tarafından yapılan itirazda müvekkiline borcu olmadığını, müvekkilinin kendisine ödemiş olduğu tüm bedellerin belli kalemlere mahsup edildiği yönünde bir itirazda bulunduğunu, borçlunun yaptığı itirazın yersiz, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, gerçekleşmiş olan faktoring işlemine binaen müvekkili şirket tarafından ödemelerin yapıldığını, lakin borçlu faktoring şirketinin haksız, yasaya aykırı ve kötü niyetli kesintiler ile müvekkilinden fazla tahsilat yaptığını, başlatılan icra takibi ile haksız alınan bedellerin geri istendiğini, bunun üzerine borçlu şirket tarafından icra dosyasına 8.852,00-TL ödeme yapıldığını, geri kalan kısmına ise itiraz edildiğini, karşı tarafın itiraz ettiği bedellere ilişkin açıklamanın, taraflarınca mail vasıtası ile gönderdiklerini, davalı tarafın vekili vasıtası ile taraflarına gönderdikleri hesap ayrıntısı ile karşı tarafın da ikrarında olduğu üzere müvekkili şirketten haksız alınan fazla ödemelerin; 5.000,00-TL 30.08.2016 Tarihli vadesi gelmemiş çeke ilişkin risk toplamı olup, işbu çek vadesinde ödenmediğini, bu nedenle vadesinde ödenmiş çeke ilişkin herhangi bir ekstra ödeme almanın yasal olmadığını, 20.066,00-TL menfi tespit davasına konu doğmuş ve doğabilecek zararlar toplamı: davalı … şirketinin kendisine yapılan ödemelere ilişkin böyle bir sebeple kesinti yapmasının hiçbir yasal dayanağının olmadığını, ( kabul anlamına gelmemek kaydıyla) böyle bir alacağın ileride doğması ihtimalinde bile işbu durum ayrıca yargılamayı gerektirici bir durum olduğunu, böyle bir sebebin, borçludan fazla ödeme almayı gerektirici bir durum olmadığını, karşı tarafın, kötü niyetli bir şekilde fazla tahsil yapılan bedelleri tam olarak geri ödemediği gibi açılan takibe de kötüniyetli olarak ve süreci uzatmak için itiraz ettiğini, davalı borçlunun, zaman kazanmak için icra takibine itiraz etmesinin kötü niyetini açıkça gösterdiğini, dava konusu takbin yerinde olduğunu, taraflar arasında borcun baki olduğunu, müvekkili şirket tarafından faktoring işlemi karşısında üzerine düşen tüm sorumluluklar yerine getirdiğini, ödeme aracı olarak verilen tüm çeklerin karşılığının davalı şirkete ödendiğini, karşı taraf, son derece kötü niyetle fazla ödeme olarak verilen çekleri taraflarına teslim etmediği gibi, fazla yapılmış olan ödemeyi de taraflarına iade etmediğini, yaptığını ileri sürdüğü kesintilerin ise muhtemel masraflar adı altında bahsedilen haksız, yasaya aykırı ve farazi masraflardan ibaret olduğunu, müvekkili şirketin banka yolu ile fazla ödendiğini, geri ödeme talep ettiğinde itiraz görmüş olan 21.290,00-TL bedel nedeniyle davalı zımnında alacağı bulunduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik, takip miktarı olan 21.290,00-TL alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeni ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve
dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, dava dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların gerçeği yansıtmadığını, müvekkili ile davacı şirket arasında 03.01.2007 tarihinde faktoring sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasındaki faktoring sözleşmesi doğrultusunda davacı 20.10.2015 tarihli faktoring işlemiyle … Tic. Ltd. Şti. (“… ” Veya “Dava Dışı Şirket”) tarafından keşide edilmiş … Seri Numaralı, 15.02.2016 Keşide Tarihli 50.000,00 TL miktarlı çekin (“Menfi Tespit Davasına Konu Çek”) de aralarında bulunduğu üç adet çeki müvekkiline ciro etmek sureti ile devir ettiğini, usulüne uygun olarak yapılan faktoring işlemi neticesinde müvekkili tarafından … Makina’ya 82.950,00 TL tutarında finansman sağlandığını, bahse konu tutarın,faktoring işlemiyle aynı tarih olan 20.10.2015 tarihinde diğer davalının hesabına müvekkil şirket tarafından ödendiğini, tüm bu süreç ertesinde, dava dışı … müvekkil aleyhine, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasını ikame etmek suretiyle, menfi tespit davasına konu çek’in de aralarında bulunduğu birçok çekin, iradesi dışında, şirketin muhasebecisi tarafından imzalanmak suretiyle düzenlendiğini idda etmiş, ertesinde de iradesi dışında tedavülde olan bu çekten dolayı öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve ertesinde yine bu çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile söz konusu çekin iptaline karar verilmesini talep ettiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesinin söz konusu ihtiyati tedbir talebini yerinde görerek herhangi bir teminat dahi almaksızın işbu çek hakkında ihtiyati tedbir kararı verdiğini, ertesinde de söz konusu dava dosyasının … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla birleştirme kararı verdiğini, yine söz konusu çek hakkında … tarafından yapılan başvuru üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Sor. numaralı dosyasından da arama ve el koyma kararı alındığını, bu bakımdan taraflarınca gününde ibraz edilen çekin karşılığı ödenmediği gibi, çek aslı da banka tarafından alıkonulmak suretiyle savcılık dosyasına gönderildiğini, müvekkilinin söz konusu çekin bedelinin yasal süresinde ödeneceğine güvenerek, davacı tarafa finansman sağladığını, bu haliyle müvekkilin iyi niyetli hamil olduğunu söz konusu çek vadesinde ödenmediği gibi, müvekkili şirket, aleyhine ikame olunan bir menfi tespit davası ile karşı karşıya kaldığını, bu durum da müvekkili firmanın maddi zarara uğramasına sebep olduğunu, müvekkil firmanın, faktoring işlemleriyle kendisine devir edilmiş olan tüm çeklerin, keşidecileri ve cirantaları bakımından düzenli aralıklarla Kredi Kayıt Bürosu (“KKB”) nezdinde finansal sorgulamalar yapmakta ve bu sorgulama sonuçlarını müşterileri ile paylaşmakta olup finansal sorgulama sonuçları negatif olan çeklerin, sözleşme gereğince ilgili müşteri tarafından muteber çekler ile değiştirilmesi ya da bedellerinin nakden depo edilmesi gerektiğini, davacı tarafından faktoring işlemine konu edilen çekler bakımından yapılmış olan KKB sorgulamaları neticesinde de, bazı çeklerin keşicilerinin finansal durumlarının bozulduğu, işbu firmalar tarafından keşide edilmiş olan başkaca çeklerin karşılıksız çıkmaya başladığı ve bahse konu çeklerin tahsilinin oldukça riskli hale geldiğinin tespit edildiğini, davacının faktoring işlemine konu etmiş olduğu çeklerden bazıları, müvekkili tarafından yasal süresinde muhatap bankalara ibraz edilmişse de; işbu çeklerin bedelinin gününde tahsil edilemediğini, söz konusu çeklere ilişkin olarak davacıdan kısmi tahsilatlar yapılmışsa da, davacının borçlarını ödemekte zorlandığı, mali durumunun bozulduğunun tespit edildiğini, müvekkili firmanın, ihtarname tarihi itibariyle alacak bakiyesi olan 876.197,38-TL’nin ödenmesi, bu ödeme yapılana kadar, müvekkili şirketin elinde bulunan tüm kıymetli evraklar ile sair mal ve haklar bakımından, rehin, hapis ve mahsup hakkının kullanılacağı davacıya ihtar olunduğunu, davacı tarafından faktoring işlemine konu edilen ve ibraz tarihinde ödenmeyen çekler bakımından faktoring sözleşmesinin 20. Maddesinde yer alan temerrüt faizi oranı (Aylık %3) uygulandığını, bu durum taraflar arasındaki cari hesap hareketlerinden de açıkça anlaşılacağını, davacı tarafın temerrüt faizini dikkate almaksızın alacaklı olduğunu iddia etmesinin hukuka uygun olmadığını, işbu takip borçluları ile müvekkil firma arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki bulunmaması sebebiyle işbu icra takiplerinde muhataplardan, fazlaya ve faiz oranlarına dair talep hakkımız saklı tutulmak kaydıyla, ticari avans faizi (Yıllık %9,75) talep edildiğini, müvekkilinin söz konusu çekler bakımından temerrüt faizi oranı üzerinden (Aylık%3) hesaplanacak faiz tutarını tahsil edemediği gibi, faktoring işleminde uygulanan faiz miktarını dahi tahsil edemediğini, bu haliyle bir değerlendirme yapıldığında müvekkili şirketin, işbu çekler sebebiyle ortaya çıkan faiz tutarından mahrum kaldığını belirterek, sonuç olarak, hukuka aykırı olarak ikame edilen işbu davanın reddine karar verilmesini, lacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yrgılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline kar verilmesini savunmuştur.
Uyuşmazlık; faktoring sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı ve davalı vekilinin dava ve cevap dilekçesinde dayanmış oldukları deliller dosyaya ibraz edilmiş, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya fotokopisi, … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyası aslı, … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası, … İcra Müdürlüğünün … E .sayılı takip dosyasının uyapa kayıtlı evrakları celp edilmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine davaya konu faktoring sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağına istinaden 30.142,20 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin süresi içerisinde borca itiraz ederek takip durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın ve ekli icra dosyasının tetkikinden davacı-alacaklı tarafça yapılan ilamsız icra takibine davalı-borçlu tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Tarafların yasal ticari defter ve kayıtları ile dosyaya sunulan belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak; defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia , savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek varsa takip tarihi itibariyle davacı alacağının saptanmasına ilişkin alınan raporda özetle; incelemeye ibraz edilen davacı şirkete ait 2015 yılı yevmiye ve kebir defterlerinin açılış beratlarının yasal süresinde alınmış olduğunu, ancak kapanış beratlarının alınmamış olduğunu, envanter defterinin açılış tasdikinin yasal süresinde yaptırılmış olmakla birlikte, kapanış beratlarının yasal süresi içerisinde alınmamış olan defterlerin usulüne uygun tutulmadığını, davacı yanın incelemeye ibraz ettiği cari hesap ekstresine göre, 17.02,2016 ihtarname tarihi itibarıyla davalı … şirketine 850.582,54- TL borçlu olduğunu, 31,10.2016 takip tarihi itibariyle ise davalı yandan 32.035,43- TL alacaklı göründüğü, bununla birlikte takibin 30.142,20- TL üzerinden başlatıldığını, incelenen davalı şirkete ait 2015 vc 2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdik/beratların yasal süresinde yaptırılmış olduğunu, bu anlamda sunulan defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, davalı yanın incelemeye ibraz ettiği cari hesap ekstresine göre 31.10.2016 takip tarihi itibarıyla davacı yana 32.029,20- TL borçlu olduğunu, zira 08.08.2016 tarihinde, davacı şirket vekilinin cari hesap talebine cevaben göndermiş olduğu e-posta metninde, davacı yanın alacağının 32.029,20- TL olduğunu kabul ettiğini bununla birlikte rapor içerisinde yer verilen kalemler yönünden ihtiyat kesintisi yaparak bakiye borcu icra dosyasına ödemiş olduğu görülmekle, davalı şirketin bu yönde bir tasarrufla bulunup bulunamayacağı konusu uzmanlık alanı dışında kaldığından, bu hususta takdirin mahkemeye ait olacağı hususları rapor edilmiştir.
Davalı vekilinin temerrüt faizine ilişkin itirazları noktasında taraflar arasındaki sözleşme uyarınca temerrüt faiz alacağı bulunup bulunmadığı, varsa tutarının hesaplanması noktasında alınan ek raporda özetle, öncelikle davalı yanın sözleşmeyi feshinin ve buna dayalı olarak davacı hesabını kat etmesinin haklı nedenlere dayanıp dayanmadığı hususunun tespiti uzmanlık alanına girmediğinden, buna bağlı olarak davacı yanın temerrüde düşürülüp düşürülmediği, dolayısıyla davalı şirketin hesap kat tarihinden itibaren yapılan ödemelere kadar temerrüt faizi işletip işletemeyeceği yönünden herhangi bir değerlendirme yapılamadığını, takdirin mahkemeye ait olmak üzere, davalı yanın temerrüt faizi talep edebileceğini ve buna göre de fesih ihtarnamesi tarihi olan 17.02.2016 tarihinden itibaren, kambiyo senetleri sayesinde yapılmış olan tahsilat miktar ve tarihleri de dikkate alınmak sureti ile Faktoring Sözleşmesi uyarınca aylık %3 oranı üzerinden temerrüt faizi işletebileceğinin kabulü halinde, davalı yanın takip tarihi itibarıyla davacı yandan 9.706,26 TL alacaklı olacağını, davalı yanın kök rapora karşı beyan dilekçesinde yer verdiği, Menfi Tespit Davası kapsamında maruz kalmış ve kalabilecek olunan gider ve masrafların hesaplanması, icra müdürlüklerinde yapılabilecek hesaplama olup, uzmanlık alanı çerçevesinde değerlendirilemediği hususları rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı şirket tarafından, davalı ile aralarındaki faktoring işlemine binaen fazladan yapılan tahsilat nedeniyle cari hesap alacağına dayalı 30.142,20 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı … şirketi tarafından borcun 8.850,20 TL’lik kısmı kabul edildiği, bakiye kalan 21.291,00 TL’lik kısmına itiraz edildiği anlaşılmıştır. Davalı yan 17/02/2016 tarihli … Noterliğinin … Yevmiye sayılı ihtarnamesi ile taraflar arasındaki faktoring sözleşmesinin feshinin ihbarı ile hesabın katı ile hesap kat tarihi olan 17/02/2016 tarihi itibariyle toplam 876.197,38 TL alacağın en geç 24 saat içinde ödenmesi için ihtar gönderildiği, takip tarihi olan 31/10/2016 tarihi itibari ile de davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya 32.029,20 TL borçlu olduğu görülmüştür. Takip tarihi itibariyle davalı … şirketinin kendi ticari defter kayıtlarına göre davacıya 32.029,20 TL borçlu olduğu, nitekim davacı şirket vekilinin cari hesap talebine göre cevaben göndermiş olduğu e-posta metninde, davacı yanın alacağının 32.029,20 TL olduğunu kabul ettiği, bununla birlikte rapor içerisinde yer verilen kalemler yönünden ihtiyaç kesintisi yaparak bakiye borcun icra dosyasına ödenmiş olduğu görülmüştür. Davalı yanın davacıya verdiği mail cevabında yapılan kesintilerin 5.000,00 TL vadesi gelmemiş çeklere konu risk toplamı, 613,00 TL karşılıksız çıkan çeklerin geri ödendikleri tarihe kadar işlemiş temerrüt faizi, 20.066,00 TL menfi tespit davasına konu doğmuş ve doğabilecek zararların toplamı olarak 25.679,00 TL düşüldükten sonra kalan bakiye 6.350,20 TL olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın da davalı … şirketi tarafından yapılan kesintilerin yerinde olup olmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Bu itibarla davalı vekili her ne kadar menfi tespit davasına konu 50.000,00 TL tutarlı çekten dolayı doğmuş veya doğabilecek zararlar ile vadesiz gelmemiş çeklere konu risk toplamından dolayı bir takım kesintiler yapmış ise de takip tarihi itibariyle söz konusu çeklerden dolayı uğranılan bir zarar bulunmadığı, ileride doğabilecek zararlar için zarar miktarı ve davacının sorumluluğu belirlenmeden kesinti yapılamayacağı, davacıya gönderilen mail cevabında temerrüt faizi adı altında 613,00 TL bedel talep edildiği, bu bedelin de cari hesap alacağından mahsup edilmek suretiyle takibin 30.142,00 TL miktar üzerinden başlatılmış olması dikkate alındığında davalının takip dosyasına yaptığı kısmi itirazın haksız olduğu kanaatine varılmakla davalının takip dosyasına yaptığı kısmi itirazın reddine, takibin devamına karar verilmiştir. Davalının takip dosyasına yaptığı itirazın haksız olması yanında, alacağın likit yani belirlenebilir olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçeyi yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İle
Davalının … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
2-İhtilaf konusu asıl alacak miktarı olan 21.291,00 TL’nin %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli olan 1.454,38 karar ilam harcının, peşin alınan 363,58-TL nin mahsubu ile noksan kalan 1.090,80 – TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına
4- Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 399,58-TL, davetiye gideri: 116,00-TL, bilirkişi ücreti 600,00-TL olmak üzere toplam:1.115,58 -Tl. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6- Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine ,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır