Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/643 E. 2021/331 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/643
KARAR NO : 2021/331
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/10/2012
KARAR TARİHİ : 21/04/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, … Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben verdiği 22/10/2012 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin 29/11/2002 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasında ağır şekilde yaralandığını, uzun süren tedavi süreçleri ve geçirmiş olduğu operasyonlara rağmen tam olarak şifa bulamadığını, tam teşekküllü hastane tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporuna göre %90 oranında malul ve bakıma muhtaç duruma düştüğünü, olaya ilişkin ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporları ile kazaya karışan araçlardan … plakalı aracın asli kusurlu, … plakalı aracın ise tali kusurlu bulunduğu, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığını, müvekkilinin kalıcı sakatlık zararıyla ilgili olarak davalı … hesabına başvurulduğunu, …nın poliçe limiti kadar ödeme yaptığını, ancak bakım zararlarının ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 36.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın iki yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, dava tarihi itibariyle bu sürenin dolduğunu, bu nedenle öncelikle zamanaşımından reddi gerektiğini, davacının müvekkili kuruma başvuruda bulunduğunu, kendisine ödeme yapılarak ibraname alındığını, bu şekilde müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, müvekkili kurum dava tarihinden önce temerrüte düşürülmediğinden işlemiş faizde istemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İşbu dosya,… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26/11/2013 tarih, 2012/ … E, 2013/ … K. Sayılı görevsizlik kararına istinaden mahkememize gönderilmiş, esasa kaydı yapılarak yargılama sürdürülmüştür.
DELİLLER:
… Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/ … E. Sayılı dosyası, kaza tespit tutanağı, tedavi evrakları, trafik kayıtları, ruhsat, banka havale makbuzu, hasar dosyası, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 17/02/2010 tarihli kararı ve Yargıtay onama kararı, sürücü belgesi, ATK raporu, bilirkişi incelemesi,
GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu maluliyet nedeniyle bakım zararının tahsiline ilişkindir.
Mahkememizden verilen 16/06/2014 tarih ve 2014/… Esas, 2014/… Karar sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiş olup, anılan kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi nedeni ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/21804 E. 2017/3624 Karar ve 04/04/2017 tarihli ilamıyla ” 6098 Sayılı TBK’nun 54.maddesinde tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar, bedensel zararlar kapsamında sayılmış, ZMSS Genel Şartlarında da sakatlık nedeniyle ayrı, tedavi giderleri nedeniyle ayrı teminatlar verilmiştir.
Sakatlık tazminatı hesaplanırken mağdurun meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre elde edeceği gelirdeki azalma hesaplanırken, bakıcı giderleri ise, mağdurun bakımı, hastaneye gidip gelmesi, ilaçları, gerektiğinde sürekli yanı başında bulunması gereken hasta bakıcı-yardımcı maaş ve ücretleridir.
Daimi iş gücü kaybı tazminatı ile yaşam boyu bakım giderleri farklı tazminat kalemleri olup, yaşam boyu bakıcı giderlerinin sakatlık teminatı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Dairenin kökleşen içtihatları da bu yöndedir.
Bu halde yaşam boyu bakıcı giderlerinin tedavi giderleri teminatından olduğunun kabulü ile mahkemece, maluliyetin niteliği, davacının bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde bakıcı ihtiyacının süresi ve bakıcı gideri konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde ve yanılgılı değerlendirme sonucu davalı tarafından poliçe limitleri kadar ödeme yapılmış olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozma kararı verilerek, dosya mahkememize iade edilmiş, yeniden esas defterine kaydı yapılarak, usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılama sürdürülmüştür.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu m.91 gereği, işletenlerin KTK.’nun 85.maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yasaca yaptırımları zorunlu kılınan ve KTK.’nun kapsamında motorlu bir aracın kara yolunda işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamayı amaçlayan sorumluluk sigortasıdır.
Davacının sosyal ekonomik durumu araştırılmış, tedavi, trafik, … kayıtları celp edilmiş, maluliyet hesabı ve kusur yönünden Adli Tıp Kurumundan, kusur oranı ve tazminat miktarı konusunda yerel bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Kaza, 29/11/2002 tarihinde sigorta teminatları süresi içinde meydana gelmiştir.
Kazaya karışan araçlardan … plakalı aracın Müflis … Sigorta A.Ş.’ye
19/02/2002-19/02/2003 tarihleri arasında sigortalandığı anlaşılmıştır.
Teminat limitleri kaza tarihi itibari ile ölüm ve sakatlık şahıs başına 250.000,00-TL ile sınırlıdır.
Davacının maluliyet oranının tespiti yönünden Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’ndan alınan 10/06/2019 tarihli raporda; davacının 29/11/2002 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 85/9523 sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:Gr1 XII (32a…….1) A %5 E cetveline göre: %4.2 (dörtnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği mütalaa olunmuştur.
Adli Tıp Kurumu raporunda, davacının bakıcı yardımına muhtaç olup olmadığı hususunun değerlendirilmemiş olduğu anlaşılmakla, maluliyetin niteliği, davacının geçici veya sürekli iş göremezliği sebebiyle bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde ihtiyacın süresinin tespiti noktasında ATK dan rapor alınmasına karar verilmiş olup, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan 27/07/2020 tarihli raporda; davacının, 29/11/2002 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası neticesi meydana geldiği bildirilen sağ alt ekstremitede hareket kısıtlılığı arızası nedeniyle iyileşme süreci içinde 9 (dokuz) aylık dönemde ilk 1 (bir) ay başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği mütalaa edilmiştir.
Dosyanın bir trafikçi ve bir aktüerya uzmanı bilirkişiden oluşacak heyete tevdi ile, kusur ve tazminat miktarının belirlenmesi noktasında rapor alınmasına karar verilmiş olup, sunulan 04.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle, 04.06.2003 tarihli Bilirkişi … tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda, … plakalı aracın sürücüsü … Kırık’ın 6/8 ve … plakalı aracın sürücüsü … in 2/8 oranında, Bilirkişi … tarafından 07.12.2008 tarihli tanzim edilen bilirkişi raporunda, … plakalı aracın sürücüsü … ‘ın %75 ve … plakalı aracın sürücüsü … ‘in %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş olup kusur oranlarına uyulduğunu, … plakalı aracın sürücüsü … ‘ın; meydana gelen trafik kazasında %75, oranında kusurlu olduğunu, … plakalı aracın sürücüsü … ‘in; meydana gelen trafik kazasında %25 oranında kusurlu olduğunu, … plakalı aracın sürücüsü …’in; meydana gelen trafik kazasında kusurunun olmadığını, davalının müştereken ve müteselsilen %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre; davacı …’in 1 aylık bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 250,87- TL. olduğunu, davacının raporda belirlenen maddi zararının tedavi gideri teminat limiti içinde kaldığını, davalının bakıcı gideri yönünden 30.10.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediği, hususları rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporları incelendiğinde; davacının 29/11/2002 tarihli kaza neticesinde meydana gelen maluliyeti nedeni ile, kazadan sonraki bir aylık süre boyunca bakıcı yardımına muhtaç olduğu ve bakım gideri nedeni ile 250,87-TL bakım gideri zararının bulunduğu, hesaplanan tazminat miktarının tedavi gideri teminatında olduğu anlaşılmakla, 2918 Sayılı Kanunun 88/1.maddesi gözönünde tutularak, davanın kısmen kabulü ile; 250,87- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan
alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 250,87- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL karar ilam harcının peşin alınan 106,95-TL den düşümü ile arta kalan 47,65- TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yatırmış olduğu 59,30-TL- TL peşin harç, davalı tarafından yatırılması gereken karar ilam harcından düşüldüğünden, 59,39-TL-nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 24,45-TL ( başvurma ve vekalet harcı ) davetiye, posta gideri:718,90- TL, bilirkişi ücreti: 1.200,00-TL,olmak üzere toplam:1.943,35- TL yargılama giderinden kabul/red oranı (%0,69 ) üzerinden hesaplanan 13,40- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 23/11/2018 tarihli ve 25/02/2020 tarihli her biri 562,00- TL olan 2 adet ATK fatura bedelinin davacı tarafça kurum hesabına yatırıldığına dair dekontlar dosyaya sunulmadığından, toplam 1.124,00-TL ATK fatura bedelinin davacıdan tahsili ile ATK kurum hesabına yatırılmasına, kararın ifası için Adli Tıp Kurumuna müzekkere yazılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 250,87- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT’ uyarınca hesap ve takdir olunan 5.362,37-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır