Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/638 E. 2018/12 K. 12.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/638 Esas
KARAR NO : 2018/12
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2017
KARAR TARİHİ : 12/01/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı/alacaklı görünen …, müvekkili şirket … ‘nın lehdar, … İnş. San. Ve Tic. A.Ş.’nin keşidecisi olduğu …bank … … şubesine ait 14.000-TL bedelli, 30/06/2017 keşide tarihli … çek no.lu tacir çeki müvekkil şirketten sonra cirantası olan … Orman Ürünleri- … …’tan …bank’a verilmiş sonrasında da bankanın uhdesindeyken kaybolduğundan dolayı … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … e. sayılı dosyadan çek iptal davası açıldığını, … Savcılığının … soruşturma no.lu dosyasından suç duyurusunda bulunulduğunu, çek iptali davasına rağmen davalının … 12. icra müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından … 1. Asliye Ticaret mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasından verilen ihtiyati haciz kararına istinaden açılan icra takibi ile ilgili müvekkili aleyhine yapılan işlemlerin yarattığı mağduriyetin en kısa sürede giderilmesi için işbu davayı açtıklarını, dava konusu çekin kaybından dolayı çeki uhdesinde bulunduran bankanın teminat yatırarak açmış olduğu çek iptal davası devam etmekle birlikte buna dair Savcılık soruşturması da devam etmekteyken, usulen çeki elinde bulunduran kişi iyi niyet iddiasındaysa ilgili mahkıemeye çeki ibraz edip istirdat için davacı bankaya dava açma süresi verilmesini talep etmeliyken, doğrudan ihtiyati haciz kararı alınması, paravan cirantalarla ilgili ihtiyati haciz talebinde bulunulmaması davalının kötü niyetine karine teşkil ettiğini, tamamen müvekkili şirketin bilgisi dışında gelişen çekin çalınması ve sonrasında bir şekilde tedavüle sokularak 16.06.2017 tarihli ödemeden men yasağına rağmen ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuki olarak kabul edileyeceğini, zira, çek iptal davasını açan …bank ilgli mahkemeye ( … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … e.) oluşabilecek mağduriyete istinaden teminat da yatırdığını, bu durum dolayısıyla çeki elinde bulunduran kötü niyetli 3. şahsın ilgili mahkemeye çeki ibraz ederek yargılamanın sonunu beklemesi gerekirken doğrudan ihtiyati haciz kararı verilmesi dolayısıyla uhdesinde yüzlerce çalışan barındıran büyük bir firma olan müvekkilinin tüm araçları ve hesaplarına haciz tatbik edildiğini, aynı zamanda müvekkili şirket merkezinde 14.07.2017 cuma günü saaat 18.00 de … 2. icra müdürlüğü’nün … tal. sayılı dosyasından fiili haciz yapıldığını haciz baskısı altında olan müvekkili tarafından huzurdaki dosyanın bulunduğu … hesabına EFT olarak ödeme yapılmak durumunda kalındığını, 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası hala derdest olup dosya karara çıkmadığından söz konusu takibin hukuka aykırı olduğunu, çeki bulan tarafın ilgili mahkemeye çeki ibraz etmesi gerekirken ihtiyati haciz kararı alınabilmesi mümkün olmamakla birlikte, halihazırdaki durum dolayısıyla haciz baskısı altında oldukları için tüm talep ve dava hakları mahfuz kalmak kaydı işbu takip miktarını 14.000- TL nin ilgili icra müdürlüğünün banka hesabına eft yapıldığını, hal böyle iken çek üzerindeki sonraki cirantaların tümünün birbiriyle organik bağlantısı olduğu ve/veya kılıfına uydurulduğu gerçeğinin nazara alınarak çeke dair borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini, Müvekkilinin , davalıya söz konusu çekten kaynaklanan bir borcu bulunmamakla birlikte kesinleşen icra takibiyle ilgili daha fazla mağdur olmamak için İ.İ.K. 72. Maddede belirtilen hususlar gereğince ilgili icra takibinin durdurulmasına ve mevcut tüm hacizlerin kaldırılmasına ve icra Müdürlüğü’ne yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi için öncelikle ve ivedilikle tedbir kararı verilerek hacizlerin kaldırılmasını yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tedbir talebinin reddine, icra takibinin usulüne uygun gerçekleştiğini, müvekkilinin yetkili hamil olduğunu, alacaklı sıfatına haiz olduğunu, müvekkilinin davaya konu senette iyi niyetli hamil durumunda olduğunu, çekin veriliş koşullarını ve verilme sebebini araştırmak durumunda olmadığı gibi, bunu bilebilecek durumda da olmadığını, davacı tarafından ileri sürülen def’ilerin senedi düzgün ciro zinciri ve teslim yoluyla teslim alan iyiniyetli müvekkili olan hamile karşı ileri sürülemeyeceğini,bu sebeple müvekkil aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay 19. HD. 31.03.2011 T. E:2010/8658, K:2011/4208 sayılı ilamınında dava konusu çeki ciro yolu ile kendisinden önceki dava dışı hamillerden devralan, davalı alacaklının çek üzerindeki imzanın davacı keşideciye ait olmadığını bilerek, iktisap ettiği ve bu nedenle takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu ispat edilmediği halde mahkemece aksi düşüncelerle İİK’nun 72/5.maddesi uyarınca, davalı alacaklı aleyhine tazminata karar verilmesinde isabet görülmediğini ve hükmün bozulmasına karar verildiğini, bu hususlar ışığında iyiniyetli hamil olmaları göz önüne alınarak kötü niyet tazminatının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının kendi imzasını ret etmediği sürece çekten dolayı borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini, davacının kendi imzasına ve kaşesine itiraz edilmemiş, başka cirantanın imza ve kaşesine sahte olduğu, diğer cirantaların paravan olduğu iddiası ile iş bu davayı açtığını, TTK. nun 818 / c maddesinin atfıyla çekler içinde geçerli olan 677 nci maddesinden ve Yargıtay 12. HD.nin 2013/12522 E, 2013/20709 K sayılı ve 4.6.2013 tarihli ve Yine 12. HD. Nin 2015/29918 E. 2016/10773 K. Sayılı 12.4.2016 tarihli kararında bahsetmek sureti ile, ” 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 677. maddesi hükmü gereğince; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.” hükmünü içerdiğini, anılan hükme göre, ticari senetteki geçersiz imzanın sadece kendisi yönünden hükümsüzlük sonucu doğurduğunu, senetteki her imza diğerlerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağladığını, imzaların bağımsızlığı ilkesi, poliçeye atılı her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade ettiğini, geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamayacaklarını, geçersiz bir imza sahibini bağlamaz ise de, ciro zincirini de koparmaz. …. imzaların istiklali prensibi gereği lehtarın ciro imzasının lehtara ait olmamasının keşideci borçluyu sorumluluktan kurtarmayacağından ” denilmek suretiyle konunun açıklandığını, yasanın açık hükmü gereğince davacı çekteki kendi imzasını inkar etmediği için hamile karşı sorumluğu devam ettiğini, keşideci’nin takibin iptalini talep etme hakkı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği bu nedenle haksız ve mesnetsiz davanın reddine ve aynı zamanda davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilerek, yargılama gideri ve ücreti vekâletin karşı yana yükletilmesini talep etmiştir.
… 12. İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyasının tetkikinde; davalı … tarafından dava konusu 14.000,00 TL bedelli çeke istinaden çek bedeli, takip öncesi işlemiş faiz, çek tazminat bedeli ve komisyondan oluşan toplam 15.483,14-TL miktar üzerinden davacı lehtar … Şti ile dava dışı keşideci ve cirantalar aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dava, davacının lehtarı, dava dışı … şirketin ciranta olduğu icra takibine konu 14.000,00-TL bedelli çekteki cirantanın imzasının sahte olduğu iddiasıyla davalı-takip alacaklısına karşı İİK’nın 72. maddesi hükmü uyarınca açılan borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Bu itibarla Uyuşmazlığın çözümünde imzaların bağımsızlığı (istiklali) ilkesinin tartışılması gerekmektedir.
Sahte imza bir başkasının imzasının taklit edilmesi hali olup; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ‘nun 677. maddesi hükmü gereğince; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali şahısların imzalarını veya imzalayan veya adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içirirse diğer imzaların geçerliliği bundan etkilermez”. Anılan hükme göre ticari senetteki geçersiz imza sadece kendisi yönünden hükümsüzlük sonucu doğurur. Senetteki her imza diğerlerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağlar. İmzaların bağımsızlığı ilkesi gereğince poliçeye atılı her geçerli imzanın (keşidecinin,cirantanın,avalistin,kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını,geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. İmzaların bağımsızlığı (istiklali) ilkesi ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılmasına olanak tanımaz. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz ise de ciro zincirini de koparmaz. (Poroy/Tekinalp Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, Gözden geçirilmiş 20.bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2010.s:143, Bilgen Mahmut,Uygulamada Kambiyo Senetleri,Adalet Yayınevi,2010 1.Bası, s:528), (Yargıtay HGK 06.07.2011 tarih 2011/19-413 E.2011/476 K.sayılı kararı ve Yargıtay 19 HD. 02.05.2012 tarih 2011/14950 E. 2012/7342 K.; 17.02.2011 tarih 2010/7937 E. 2011/2072 K.; 23.02.2011 tarih 2010/7369 E. 2011/2344 K.; 31.03.2011 tarih 2010/8614 E. 2011/4185 K.; 18.04.2011 tarih 2011/3624 E. 2011/5149 K.; 04.05.2011 tarih 2010/11439 E. 2011/6131 K.sayılı karaları) Poliçeler bakımından getirilmiş olan bu ilke 6102 sayılı TTK.nun 818. maddesi yollamasıyla çekler hakkında da uygulanır.
Somut olayda davacı lehtar, dava konusu çekteki kendi imzasını inkar etmemiştir. Bu durumda yukarıda açıklanan imzaların istiklali prensibi gözetilerek davacı lehtarın, dava dışı çek cirantanın çekteki ciro imzasının sahteliğini ileri süremeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90-TL red harcının peşin yatırılan 239,09-TL harçtan mahsubu ile arta kalan 203,19- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesapve takdir olunan 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-…120 maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yanlara İADESİNE,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim
e-imzalıdır e-imzalıdır