Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/627 E. 2020/755 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/627 Esas
KARAR NO : 2020/755
DAVA : Acentelik Sözleşmesinin Feshinden Kaynaklı Denkleştirme Tazminatı
DAVA TARİHİ : 13/07/2017
KARAR TARİHİ : 29/12/2020

DAVA: Davacı vekili dava mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ile, taraflar arasında 27/04/2015 tarihli acentelik sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin davalı … şirketinin acentesi olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin, davalı tarafça keşide edilen …. Noterliğinin 03/06/2016 tarih … yevmiye nolu fesih ihtarnamesi ile 19/10/2016 tarihi itibariyle feshedildiğini, feshin haksız olduğunu, fesih yazısında herhangi bir gerekçe ileri sürülmeyerek TTK’nun 121.maddesine dayanıldığını, bu hali ile haklı bir gerekçe ile yapılan fesih bulunmadığını, TTK’nun 122.maddesi gereğince istenen tazminatta, uygulamada müşteri- portföy tazminatı olarak isimlendirilen ve sözleşme süresi boyunca acentenin yarattığı müşteri kitlesi, potansiyeli ve emeğine dayandırılan, belirle şartlarda acentelik sözleşmesinin sona erdirilmesine özgülenen, bunu takiben acente tarafından kazandırılan müşteri çevresini tek taraflı olarak karşılıksız kullanımı için ödenen bir karşılık olduğunu, müvekkilinin sözleşme süresince gayretleri ve emeği sonucu ekonomik değere sahip müşteri çevresi oluşturduğunu, ancak acentelik sözleşmesinin sona ermesi ile acentenin kazandırdığı müşteri çevresiyle ticaret yapıp gelir elde etmeye devam etmesine rağmen acentenin bu çevreyle devam eden ticari ilişkilerinden kaynaklanan ücret talep etme hakkını kaybettiğini, üst sınırın tespitinde TTK 122/2 uyarınca acenteye yapılan komisyon ve diğer ödemelerin ortalamasının geçilemeyeceğini belirterek şimdilik 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, acentelik sözleşmesinin 19/10/2016 tarihi itibariyle müvekkilince tek taraflı olarak feshedildiğini, TTK 121. Maddesine uygun olarak feshin yapıldığını, buna göre belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesinin, taraflardan her birince 3 ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedilebileceğini, sözleşme belirli bir süre için yapılmış olsa bile haklı sebeplerden dolayı her zaman fesholunabileceğini, davacının kusuru ile feshedildiğini, davacının faaliyetini gereği gibi yapmadığını, davacı acente ile aynı yıl faaliyete başlayan acentelerin aynı dönemdeki pirim üretimine bakıldığında davacının ortalamanın altında kaldığını, bunun da haklı fesih sebebi olduğunu, portföy tazminatı koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, TTK 122. Maddesine dayalı denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir.
DELİLLER: Acentelik sözleşmesi, fesihname, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi.
Denkleştirme istemi başlıklı TTK’nun 122. Maddesinde ” (1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra;
a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.
(2) Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.
(3) Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz.
(4) Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir.
(5) Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır.” denilmektedir.
Taraflar arasında düzenlenen 27/04/2015 tarihli “… ortaklarının poliçe yapma ve pirim tahsil etme yetkisine haiz acentelik sözleşmesi” imzalandığı, sözleşmenin 2. Maddesinde Türkiye sınırları dahilinde Doğa sigortaya temin ettiği ortaklara, yangın ve doğal afetler, mühendislik, nakliyat emtia kara araçları sorumluluk, motorlu kara taşıtları- kasko, ferdi kaza sigorta branşlarında ve doğa sigortanın çalışma ruhsatı bulunan tüm branşlarda sigorta sözleşmeleri tanzim ve imza etmeye, sözleşme primlerini tahsil ederek Doğa Sigorta’ya intikal ettirmeye davacının yetkilendirildiği görülmüştür.
Fesih ihtarnamesi incelendiğinde, söz konusu 27/04/2015 tarihli sözleşmenin TTK 121. Maddesi gereğince ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 aylık sürenin sonunda hüküm doğuracak şeklide feshedildiği görülmüştür.
Davalı tarafın sözleşmeyi feshinin haklı olup olmadığı, haksız ise denkleştirme tazminatı isteminin değerlendirilmesi için bilirkişiden rapor alınması karar verilmiş olup, mali müşavir tarafından düzenlenen 04/04/2018 tarihli rapor incelendiğinde, davalı tarafın sebep bildirmeden sözleşmeyi feshettiğini, son 5 yıllık faaliyeti sonucunda alınan ücret ve diğer ödemelerin ortalamasının alınarak portföy tazminatının hesaplanacağını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin süresi dikkate alınarak son 2 yılda elde edilen kazancın ortalamasının esas alınması gerektiğini, yıllık hakediş komisyon tutarının 530.333,00 TL olması nedeniyle son yıldaki 8 aylık komisyon tutarı olan 368.119,00 TL nin mahsubu suretiyle bulunan bakiye 4 aylık 162.214,00 TL portföy tazminatı alabileceği yönünde rapor tanzim edilmiştir. Taraflarca rapora itiraz edilmiştir. Aynı bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi ek raporunda tespiti yapılabilmesi için davacı tarafın poliçelerinin dosyaya sunulması veya numaralarının bildirilmesi ve heyete sigorta acenteliği konusunda uzman bilirkişi katılması gerektiği bildirilerek TTK 122. Maddesindeki 5 yıllık ortalaması tavanına göre 579.611,40 TL olarak hesaplandığının bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişinin ek raporu üzerine davacı tarafa ait poliçeler dosyaya sunulmuş, mahkemece bu defa dosya sigorta uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 04/12/2018 tarihinde vermiş olduğu raporda, davacının bulmuş olduğu müşterilerden 395 adet trafik poliçesinin Doğa Sigorta’nın farklı acenteleri tarafından, davacının sözleşmesinin feshinden sonra yapıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 20/03/2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini belirsiz alacak kapsamında 579.611,40 TL’ye çıkarmıştır.
Taraf vekillerince rapora itiraz edilmiş bunun üzerine dosya finans uzmanı ve kooperatif hesap uzmanına tevdi edilmiş, alınan rapor incelendiğinde davalı şirketin hali hazırda davacı şirket portföyüne poliçeler düzenlemeye devam ettiğini, sözleşme devam etmiş olsaydı fesih tarihinden 13/05/2019 tarihine kadar davacının en az 378.955,41 TL komisyon elde etmeye devam edeceğini, TTK’nun 122.maddesine göre sözleşmenin 27/04/2015- 19/10/2016 tarihleri arasında yürürlükte kaldığını, yürürlük süresinin 541 gün olduğunu, davalı şirket tarafından davacı şirketin elde ettiği komisyon gelirinin 706.009,81 TL olarak belirlediğini, bu miktarın 541 güne bölündüğünde günlük komisyon ortalamasının 1.305,00 TL olduğunu, bunun da 365 ile çarpılması halinde yıllık miktarın 476.325,00 TL olduğunu ve portföy tazminatının 476.325,00 TL olabileceği yönünde rapor verildiği görülmüştür.
Dava değeri itibariyle dosya 12/12/2019 tarihinde heyete tevdi edilmiştir.
Alınan birinci ve ikinci bilirkişi raporlarında davacının bir kısım talebi ile ilgili hesaplama yapıldığı, ikinci raporun sigorta uzmanı bilirkişi tarafından verildiği, raporda sadece sigorta türleri ile ilgili görüş bildirildiği, üçüncü raporda hesaplama yapıldığı, raporlar arasında çelişki olduğu görülmekle daha önceki bilirkişiler dışında dosyanın bir finans, bir ticaret hukukçusu, sigorta uzmanına tevdi edilerek tarafla ait ticari defter ve belgeler yerinde incelenerek, fesih haklı olup olmadığı, haksız ise dava dilekçesinde talep edilen tazminatların talep edilip edilemeyeceği ve miktarının tespiti yönünde rapor düzenlenmesi istenilmiştir. 15/11/2020 tarihli heyet raporu incelendiğinde, taraflar arasındaki sözleşmenin 27/04/2015 tarihi ile 19/10/2016 tarihleri arasında yürürlükte kaldığı, davacının sözleşme boyunca 9175 adet poliçe düzenlediği, bu poliçelerden 2577 adedinin iptal edildiği, iptal edilen kısım düşüldüğünde davacının net 6598 adet poliçe düzenlemiş olduğu belirtilerek poliçelerin tek tek tablo halinde gösterildiği, davacı şirketin sözleşmenin yürürlükte kaldığı dönemde elde ettiği komisyon gelirinin 708.199,77 TL olduğunu, portföy tazminatının son 5 yılın, taraflar arasındaki ilişkinin bu süreden daha az devam etmesi halinde ise ilgili sürenin ortalamasının alınması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 541 gün devam ettiği, günlük komisyon gelirinin 1.309,05 TL olup, 365 gün karşılığının 477.803,25 TL olduğunu, davalı … şirketi tarafından yapılan feshin TTK 121/1. Maddesi ve acentelik sözleşmesinin 22.maddesi hükmüne uygun olarak yapıldığı, davacı acente ile aynı yıl faaliyete başlayan acentelerin aynı dönemdeki prim üretimine bakıldığında, davacı acentenin ortalamanın altında üretim yapması halinin “acentenin kendi kusuru ile sözleşmenin feshine neden olması” kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu noktada acentenin tazminat hakkının düşmesinin hakkaniyete uygun olmayacağı, denkleştirme talebinin yok sayılamayacağı, denkleştirme talebinden önceden vazgeçilemeyeceği, davacı tarafından düzenlenen poliçelerden 395 adedinin sözleşmenin feshinden sonra da davalı tarafın başka acenteleri tarafından yapılmaya devam edildiği, bir başka söyleyişle davalının davacının müşteri portföyünü kullandığı, 6598 adet poliçenin 365’inin davalı tarafça yenilenmesi nedeniyle yenilenme oranın 16.70 olduğunu, yıllık 477.803.25 TL olarak belirlenen komisyon tutarının 16.70’inin 28.610,97 TL yaptığını, üst sınırın 477.803,25 TL olup hakkaniyet kıssasına göre değerlendirme yapıldığında ise 28.610,97 TL isteyebileceği, bunun mahkemece değerlendirilmesi gerektiği yönünde rapor verildiği görülmüştür.
TTK’nun 122. Maddesinin 2.fıkrasında bahsi geçen “tazminat acentenin son 5 yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısı bir süre devam etmişse faaliyetin devamı sırasında ortalama esas alınır” ibaresindeki ortalama üst sınırı, aşılamayacak miktarı göstermektedir. Mahkemece 5 yıllık komisyon miktarını 5 e bölünmesi suretiyle çıkan rakama göre denkleştirme tazminatı verilmesi üzerine kararı temyizen inceleyen Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2014/… Esas 2015/… Karar nolu ilamında; “somut olayda hesaplama yapılırken davacı acentenin davalı adına ne tür poliçeler düzenlediği, bu poliçelerin süreleri, davalının ne gibi önemli menfaatler elde edeceği ve hakkaniyet ilkesi gereği portföy tazminatı verilmesinin gerekip gerekmediği hususları tartışılmaksızın ortalamam komisyon alacağına göre hesap yapan bilirkişi raporuna dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiştir” denilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme tek satıcılık sözleşmesi olan acentelik sözleşmesidir. Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi raporlarda da belirtildiği gibi 27/04/2015- 19/10/2016 tarihleri arasında yürürlükte kalmıştır, davalı taraf fesihte herhangi bir sebep belirtmemiş olup en son bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere fesih TTK 121/1 ve acentelik sözleşmesinin 22.maddelerine uygun olarak feshedilse dahi davacı tarafın denkleştirme tazminatı istemesi mümkündür. Davacı taraf sözleşme boyunca iptal edilenler dışında 6598 adet poliçe yapmış, sözleşmenin feshinden sonra davacının müşterek portföyünden faydalanarak davalının 395 adet poliçeyi yenilediği tespit edilmiştir. 395 adet poliçe toplam poliçenin 16.70’ine denk gelmektedir. Yukarıda belirtilen yargıtay içtihadı gereğince taraflar arasındaki sözleşmenin süresi, davalının fesihten sonra yapmış olduğu poliçe miktarı dikkate alınarak yıllık komisyon ortalaması olarak tespit edilen 477.803,25 TL’nin 16.70’ine denk gelen 28.610,97 TL tutarındaki portföy tazminatı ile, davalı tarafın bir sonraki yılda da 395 adet poliçenin 16.70’i ( yaklaşık 23 adet poliçe) oranında poliçeyi yenilediği hakkaniyet gereği varsayıldığında; 28.610,97 TL / 16.70 = 1.713,23 TL daha davacının portföy tazminatı hak edebileceği (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27/02/2011 tarih 2014/1913 Esas 2014/3620 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava tarihinden sonraya ilişkin dönemde makul bir süre tazminat hesabı yapılabileceğinden), davacının talep edebileceği portföy tazminatı 28.610,97 TL + 1.713,23 TL = 30.324,20 TL olduğu sonucuna varılarak davacının davasının aşağıdaki şekilde kısmen kabul edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının Davasının KISMEN KABULÜ İLE,
30.324,20TLnin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.548,63 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 44.514,36 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 2.071,44 TL peşin karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 3.600,00 TL bilirkişi ücreti, 288,00 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.924,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak takdiren 400,00 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 1.200,00TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 1.000,00 TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
8-Bu dava sebebiyle 2.071,44 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan (başta 170,78 TL + değer arttırımı sırasında 9.727,55 TL olmak üzere toplam=) 9.898,33 TL’den mahsubu ile fazla alınan 7.826,89 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
29/12/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır