Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/571 E. 2023/391 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/571 Esas
KARAR NO : 2023/391
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/06/2017
KARAR TARİHİ : 16/05/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 16.06.2006 tarihinde imzalanan … Bayilik Sözleşmesi uyarınca … bayilik kodu ile davalı şirketin Bayii olarak faaliyete Başladığını, taraflar arasındaki söz konusu sözleşmenin 5 yıl süreli olarak imzalandığını ancak tarafların 16.06.2011 tarihinden itibaren de bayilik faaliyetinin devamı konusunda anlaşmaları neticesinde sözleşmenin belirsiz süreli hale geldiğini, davalı tarafça herhangi bir gerekçe göstermeksizin … Noterliği’nin 19.09.2016 tarih ve … yevmiye numaralı fesih bildirimi ile Bayilik Sözleşmesi’nin söz konusu ihbarnamenin müvekkile tebliğinden itibaren 3 ay sonunda geçerli olmak üzere feshedildiğinin tarafına bildirildiğini, müvekkili şirketin, sözleşmenin fesih tarihine kadar ürün ve hizmet bakımından sözleşmede belirtilen tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, müvekkili şirket tarafından … Noterliği’nin 05.10.2016 tarih … yevmiye numaralı cevabi ihtarname ile sözleşme feshine itiraz edildiğinin bildirildiğini, davalı tarafça bu itiraza itibar edilmeyip müvekkil şirketin faaliyet ekranlarının kapatılması nedeniyle iş yapamaz hale getirildiğini, açıklanan nedenlerden dolayı açılan alacak davasında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL bedelli söz konusu davasında müvekkili şirketin uğradığı maddi zararlar ile kazanç kaybı zararları ile denkleştirme ve rekabet yasağı nedeniyle tazminat taleplerinin sözleşmenin haksız feshedildiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 16.06.2006 tarihinde … Bayilik Sözleşmesi imzalanmış olup, işbu sözleşmenin müvekkil şirket tarafından Türk Ticaret Kanunu’nun 121/1 maddesi uyarınca üç aylık fesih öneli şartına uyulmak suretiyle … Noterliği’nin 19.09.2016 tarihli … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile feshedildiğini, müvekkili şirket tarafından feshi halinde bayinin hak, tazminat ve zarar talebinde bulunamayacağının açıkça hüküm altına alındığını, bu kapsamda basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü olan davacı şirketin, sözleşme serbestisi ilkesi doğrultusunda mutabakata varılan ilgili madde ile bağlı olduğu, sözleşmenin feshi nedeniyle her hangi bir hak talep edemeyeceğini, davacı şirketin tarafından iddia olunan tüm zarar ve tazminat taleplerinin davacı şirketin böyle bir talepte bulunma hakkı olmadığından reddi gerektiğini, taraflar arasında akdedilen … Bayilik Sözleşmesi’nin Türk Ticaret Kanunu’nun 121/1 hükmü uyarınca üç aylık fesih öneline uyularak olağan fesih ile feshedildiğini, bahsi geçen sözleşmenin olağan fesih ile feshedilmesi hasebiyle davacı şirketin denkleştirme tazminatı talep edemeyeceğini, zira davacı şirketin, dava konusu sözleşme ile “Münhasır Yetkili Bayi” kılınmadığını, davacı şirket eski bayinin faaliyet lokasyonundaki müşteri portföyü müvekkil şirketin müşteri portföyü olup davacı şirketin müşteri portföyü olmadığını, Türk Ticaret Kanunu’nun denkleştirme tazminatını düzenleyen 122.maddesinin 5. Fıkrası gereği davacı şirkete tekel hakkı verilmediği hususunda tarafların mutabık kaldığını, bu anlamda dava konusu sözleşme münhasırlık kaydı (tekel kaydı) içermediğinden, denkleştirme isteminin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle bu talebin reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı şirkete bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, bayilik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı olarak açılmış denkleştirme alacağının tahsili, rekabet yasağından kaynaklı tazminat ve yoksun kalınan kardan kaynaklı olarak tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesi ve 27.08.2021 tarihli talep sonucunun açıklanmasına yönelik dilekçede özetle; taraflar arasında 16.06.2006 tarihinde 5 yıllığına … Bayilik sözleşmesi imzalandığını, 16.06.2011 tarihinden sonra sözleşmenin belirsiz süreli hale getirildiğini, davalının … Noterliğinin 19.09.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeyi haksız olarak feshetmiş olduğunu, işbu haksız fesih sebebi ile davacının zarara uğradığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin haksız feshi nedeniyle Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri nazara alınarak yoksun kalınan kar ve uğranılan maddi hak kayıpları (Müspet zarar) için 1.000,00 TL, TTK 122. Maddesinde ifade edilen denkleştirme tazminatı olarak 4.500,00 TL, TTK 123. Maddesinde ifade edilen rekabet yasağı anlaşması dolayısıyla olarak 4.500,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL tazminatın sözleşmelerin feshedildiği 22.12.2016 tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiş olduğu görülmüştür.
Yargılama esnasında her ne kadar 21.01.2019 tarihinde 3 kişilik heyetten rapor alınmış ise de söz konusu raporun hüküm kurmaya elverişli olmaması sebebiyle tarafların itirazlarını da karşılar mahiyette yeni bir heyetten kök ve ek raporlar alınmış olup işbu kapsamda alınan raporlarda özetle;
Taraflar arasındaki … – Bayilik Sözleşmesinin bünyesinde franchise sözleşmesi ve acentelik sözleşmesi unsurlarını barındıran bir bayilik sözleşmesi olduğu, davacıya belirli bir bölgede tekel hakkı tanınmamış olduğu anlaşılmakla, dava konusu sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi niteliğinde olmadığı,
Davalı şirket, belirsiz süreli olan dava konusu sözleşmeyi 3 aylık feshi ihbar süresine uyarak feshettiği için, davacı TTK m.121/4 de öngörülen başlamış işlerin tamamlanmaması dolayısıyla uğranılan zarar tazminatı talep edemeyeceği,
Acentenin TTK m.122 hükmüne göre denkleştirme talep edebilmesi için acentenin tekel hakkına sahip olmasının şart olmadığı, tekel hakkının varlığının acentelik ilişkisi dışındaki sözleşmelere dayanarak denkleştirme talebi bakımından arandığı, Davacının, bayilik sözleşmesine konu edilen abonelik sözleşmelerinin davalı ad ve hesabına akdederek kazandırdığı müşteriler dolayısıyla acente sıfatını taşıdığı, davacının bu sıfatıyla TTK m.122’deki şartları mevcutsa denkleştirme talep edebileceği,
Denkleştirme Tazminatının, TTK m .122/2 uyarınca acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamayacağı, Mali yönden yapılan incelemede denkleştirme tazminatının azami miktarının 221.707,44TL olduğu, Sayın Mahkemece hakkaniyete uygun düştüğüne kanaat getirildiği ihtimalde, bu miktarı aşmayan bir tazminata hükmedilebileceği,
TTK m.123 hükmüne göre rekabet yasağı tazminatının talep edilebilmesi için, rekabet yasağı doğuran bir yazılı anlaşmanın yapılması ve anlaşma hükümlerini içeren ve müvekkil tarafından imzalanmış bir belgenin acenteye verilmesi gerektiği; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 20.maddesinin TTK m.123 hükmü kapsamında bir yazılı rekabet yasağı anlaşması olarak kabul edildiği ihtimalde, dava öncesinde ve 07.09.2017 tarihli dilekçe ekinde dosyaya sunulduğu tarihe kadar davalı tarafından imzalı bayilik sözleşmesinin dolayısıyla rekabet yasağı anlaşmasının davacı bayiye teslim edilmemiş olduğu anlaşıldığından, davacının TTK m.123 hükmü kapsamında rekabet yasağı tazminatı talep edemeyeceği sonucuna varıldığı,
Bununla birlikte Sayın Mahkemece aksine kanaat getirildiği ihtimalde ise, davacı bayinin talep edebileceği Rekabet Yasağı Tazminatının tutarının 86.229,75 TL olacağı mahkememize bildirilmiştir.
Yargılama esnasında davacı vekili tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan 27.08.2021 tarihli dilekçede özetle Sözleşmenin feshi nedeniyle Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri nazara alınarak yoksun kalınan kar ve uğranılan maddi hak kayıpları (Müspet zarar) için 1.000,00 TL talep edildiğini ve işbu talep bakımından bedel artırımında bulunulmadığını, TTK 122. Maddesinde ifade edilen denkleştirme tazminatı alacağı olarak talep edilen 4.500,00 TL alacak taleplerini 217.207,44 TL artırarak toplam 221.707,44 TL talep ettiklerini, TTK 123. Maddesinde ifade edilen rekabet yasağı anlaşması alacağı olarak talep edilen 4.500,00 TL alacak taleplerini 81.729,75 TL artırarak toplam 86.229,75 TL alacak talebin bulunduklarını nihayetinde toplam 304.437,19 TL alacak taleplerinin sözleşmenin feshedildiği tarih olan (… Noterliğinin 19.09.2016 tarih ve … yevmiye numaralı fesih bildiriminde ifade edildiği üzere fesih bildiriminin tebliğ edildiği 22.09.2016 tarihinden itibaren 3 ay sonra feshedilmiş sayıldığından 22.12.2016 tarihinden itibaren) 22.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiş olduğu görülmüştür.
Bayilik sözleşmesi; çerçeve niteliğinde, süreklilik arz eden ve üreticinin belirli bir bölgede satılmak üzere bir kısım malı bayiye gönderdiği, buna karşılık bayinin de üreticinin dağıtım ağına dahil olarak sözleşme konusu mal veya hizmeti kendi adına ve hesabına satmayı ve ayrıca, bu mal ve hizmetlerin sürümünü arttıracak faaliyetlerde bulunma yükümlülüğünü üstlendiği bir sözleşme tipidir.
Genel olarak portföy tazminatı, acentelik sözleşmesi sona erdikten sonra, bu ilişkinin devamı boyunca acentenin kişisel gayretiyle yarattığı müşteri çevresinden akidinin halen yararlanması, acentenin ise yararlanmaması nedeniyle uğradığı kaybın karşılığıdır. 6102 sayılı TTK’nın 122. maddesinde açıkça “denkleştirme istemi” olarak tanımlanan, doktrinde de “müşteri tazminatı”, “portföy tazminatı”, “portföy akçesi” olarak da ifade edilen bu tür tazminatın talep edilebilmesi için kanunun 122. Maddesinin “(1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra;
a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa,
acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.
(2) Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.
(3) Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz.
(4) Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir.
(5) Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır.” şeklindeki düzenlemesinin atfıyla somut olay bakımından da taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik sözleşmesi kapsamında işbu sözleşmenin tek satıcılık yetkisi vermesi ve sözleşmenin bayi aleyhine haksız olarak sonlandırılmış olması halinde bayi işbu kanuni düzenleme uyarınca diğer koşulların varlığı halinde denkleştirme / portföy tazminatı talep edebilecektir.
Somut olay bakımından taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin 6.1. Maddesinin “…; SÖZLEŞME ile SÖZLEŞME konusu faaliyeti icra etmek için BAYİ’yi, sözleşme ekinde belirlenen yerlerde münhasır yetkili olmaksızın tayin etmiştir. BAYİ de SÖZLEŞME’nin şartları çerçevesinde bu şekilde tayini kabul etmektedir. “, 7.1. Maddesinin “BAYİ, işbu sözleşme konusu faaliyetler içerisinde yer alan GSM Abonelik Sözleşmesi, Abonelik Sonrası işlem sözleşmeleri, taahhütnameleri ve formları ile …’nın düzenlediği kampanya sözleşmelerini, … adına ve hesabına akdedecek ve bu iş ve işlemlerde …’ya aracılık hizmeti verecektir.”, rekabet yasağının düzenlenmiş olduğu 20. Maddesi, sözleşmenin feshi şartlarının düzenlenmiş olduğu 35. Maddesinin 35.1. “BAYİ’nin işbu sözleşmenin 38. Maddesinde belirtilen mücbir sebep halleri dışında işbu sözleşme kapsamında belirlenmiş olan yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmemesi halinde …, yazılı olarak bildirmek kaydıyla işbu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkına sahiptir.”, 35.3. “…, 30 (otuz) takvim günü öncesinden yazılı olarak bildirmek kaydıyla her zaman işbu sözleşmeyi feshetme hakkına sahiptir.” şeklindeki düzenlemeler uyarınca davalı tarafça işbu sözleşmenin 35.3. Maddesindeki düzenleme uyarınca herhangi bir sebebe dayamaksızın sözleşme ilişkisinin yazılı ihtar ile sonlandırılmış olduğu, feshin haksız olduğundan söz edilemeyeceği, yapılan bir sözleşmenin sona erdirilmesinin, sözleşme ilişkisine devam edilmek istenilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu, her ne kadar bilirkişi raporunda aksi yönde görüş belirtilmiş ise de taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin karma bir bayilik sözleşmesi niteliğinde olduğu ve tek satıcılık sözleşmesi niteliğinde olmadığı, taraflar arasındaki ilişki ister acentelik isterse bayilik olarak kabul edilsin, TTK’nın 122. maddesi uyarınca denkleştirme (portföy) tazminatı talep edebilmek için davacıya sözleşmede tekel hakkı verilmiş olması gerektiği, somut olay bakımından davacıya sözleşme ile tekel hakkının verilmemiş olduğu görülmekle davacının denkleştirme portföy tazminatı isteminde bulunamayacağı kanaatine varılarak işbu talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafça davacıya keşide edilen ihtarname ile davalının olağan fesih hakkını kullanmış olduğu görülmüştür. Müspet zarar, kusursuz olan tarafın temerrüde düşen taraftan sözleşme yürürlükte kaldığı sürece isteyebileceği bir tazminat türüdür. Sözleşmeden kusurlu olarak dönen taraftan istenebilir. Kâr kaybı ise kârdan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Fesih hakkı, başka bir kimseye zarar vermek, zora sokmak veya yasa dışı bir yarar sağlamak için kullanıldığı taktirde bu hakkın kötüye kullanılması söz konusu olmaktadır. Fesih hakkının hakkın kötüye kullanılmasını teşkil etmeyecek şekilde kullanılması gerekir (Bknz. … Mahkemesi14. Hukuk Dairesinin 2018/… Esas, 2019/… Karar Sayılı, 16/05/2019 Tarihli ilamı ). Somut olay bakımından davalının belirsiz süreli olan dava konusu sözleşmeyi 3 aylık feshi ihbar süresine uyarak feshettiği için, davacının TTK m.121/4 de öngörülen başlamış işlerin tamamlanmaması dolayısıyla uğranılan zarar tazminatı talep edemeyeceği kanaatine varılarak davacının yoksun kalınan kar ve uğranılan maddi hak kayıpların tazmini talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Türk Ticaret Kanununun Rekabet yasağı anlaşması başlıklı 123. Maddesinin “(1) Acentenin, işletmesine ilişkin faaliyetlerini, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonrası için sınırlandıran anlaşmanın yazılı şekilde yapılması ve anlaşma hükümlerini içeren ve müvekkil tarafından imzalanmış bulunan bir belgenin acenteye verilmesi gerekir. Anlaşma en çok, ilişkinin bitiminden itibaren iki yıllık süre için yapılabilir ve yalnızca acenteye bırakılmış olan bölgeye veya müşteri çevresine ve kurulmasına aracılık ettiği sözleşmelerin taalluk ettiği konulara ilişkin olabilir. Müvekkilin, rekabet sınırlaması dolayısıyla, acenteye uygun bir tazminat ödemesi şarttır.
(2) Müvekkil, sözleşme ilişkisinin sona ermesine kadar, rekabet sınırlamasının uygulanmasından yazılı olarak vazgeçebilir. Bu hâlde müvekkil, vazgeçme beyanından itibaren altı ayın geçmesiyle tazminat ödeme borcundan kurtulur.
(3) Taraflardan biri, diğer tarafın kusurlu davranışı nedeniyle haklı sebeplerle sözleşme ilişkisini feshederse, fesihten itibaren bir ay içinde rekabet sözleşmesiyle bağlı olmadığını diğer tarafa yazılı olarak bildirebilir.
(4) Bu maddeye aykırı şartlar, acentenin aleyhine olduğu ölçüde geçersizdir.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca somut olaya bakıldığında taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin 16.06.2006 tarihinde 5 yıllığına düzenlenmiş olduğu ve belirsiz süreli hale geldiği, sözleşmenin düzenlendiği tarih itibari ile eski TTK’nın yürürlükte olduğu, davacının yeni 6102 sayılı TTK hükümleri uyarınca rekabet yasağına ilişkin tazminat isteminde bulunabilmesi için rekabet yasağı anlaşmasının yazılı şekilde yapılması gerekmekte olup buradaki yazılı şekil, TBK m. 12/2 hükmündeki genel kural gereğince, anlaşmanın geçerlilik şartıdır. Dolayısıyla, yazılı şekle uyulmaması durumunda, rekabet yasağı anlaşması geçersiz olacağından taraflar arasında akdedilmiş usulüne uygun bir rekabet yasağı anlaşmasının bulunmadığı görülmekle davacının işbu talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. Maddesinin 4. Fıkrasının “(4) Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1- Davacının davasındaki tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
2-Alınması gerekli olan 179,90-TL karar ilam harcının başlangıçta dava açılırken peşin olarak alınan 170,78-TL peşin harç ile yargılama esnasında yatırılan 5.105,09 TL ıslah harcı toplamı olan 5.275,87 TL’den mahsubu ile bakiye artan 5.095,97 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
4-Davalı yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT m.13/4 hükmü uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflar tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.