Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/446 E. 2018/660 K. 30.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/446 Esas
KARAR NO : 2018/660

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/05/2017
KARAR TARİHİ : 30/05/2018

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin …., Sanal Ofis, Hazır Ofis ve Toplantı Odası alanlarında hizmet veren uluslararası bir kuruluş olduğunu, davalı şirketin müvekkilinden toplantı odası hizmeti talebinde bulunduğunu ve bu toplantı odası tahsis hizmeti karşılığında toplam 10.572,80 TL tutarında bir bedel ödenmesinin kararlaştırıldığını, söz konusu tutar için davalı tarafa fatura tanzim ve tebliğ edildiğini, ödemelerin faturaların düzenlenme tarihlerinden itibaren 7 gün içerisinde yapılacağının da davalı tarafın kabulünde olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketin talebi gereği davalı şirkete üç farklı toplantı odası tahsis ettiğini, söz konusu hizmete karşılık davalı tarafın ödemekle yükümlü olduğu bedel 10.572,80.TL dir. Söz konusu bedel için iki ayrı fatura düzenlendiğini, ancak davalı şirket sözleşme uyarınca, 28.10.2016 tarihli fatura ile belirlenen 4.248,00 TL ve 08.11.2016 tarihli fatura ile belirlenen 6.324,80 TL tutarındaki bedeli faturaların düzenlenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ödemesi gerekirken, faturanın tanzim tarihinden itibaren aylar geçmiş olmasına rağmen müvekkili şirkete sağladığı hizmet karşısında hak etmiş olduğu ücreti ödemediğini, söz konusu fatura alacaklarının vadesinde ödenmemesi sebebiyle davalı şirket hakkında … 24. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından yasal süresi içinde borca ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, müvekkili şirketin alacağının faturalandırıldığını ve likit bir alacak olduğunu, davalı tarafın itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu ve müvekkili şirketin alacağını geciktirmeye yönelik olduğunu, mal ve hizmet tedarikini içeren sözleşmelerde ödeme borçlusunun temerrüdünün şartları ve temerrüdün sonucu olan temerrüt faizi bakımından düzenlemeler içeren Türk Ticaret Kanunun 1530’uncu maddesinin 2 vd. da yer alan fıkralar uyarınca alacaklı kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen; borçlu gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse; ödeme günü veya süresi sözleşme ile kararlaştırılmışsa alacaklının ihtar çekmesine veya fatura düzenlemesine gerek kalmaksızın temerrüde düşeceğini ve alacaklı sözleşmede öngörülen tarihte veya ödeme süresini takip eden günden itibaren şart edilmemiş olsa dahi faize hak kazancağını, yine aynı maddenin 7. fıkrası uyarınca alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hâllerde uygulanacak faiz oranını ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderin tutarını Türkiye Cumhuriyet … Bankası her yıl ocak ayında ilan ettiğini, söz konusu faiz oranının 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda öngörülen ticari işlere uygulanacak gecikme faizi oranından en az yüzde sekiz fazla olması gerektiğini, müvekkili şirketin hizmet tedarikini içeren sözleşme uyarınca yükümlülüğünü yerine getirdiğini ancak davalı şirketin sözleşmede kararlaştırılan süre içerisinde borcunu ödemediğini, bu nedenle asıl alacağa karşı vade tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesini borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazının tek amacının müvekkili şirketin alacağına kavuşmasını geciktirmek olduğunu belirterek, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talepve dava etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır.
… 24. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasında, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine davaya konu 2 adet faturadan kaynaklanan alacak için 10.572,00- TL asıl alacak ve 107,73- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10,679,73- TL miktar üzerinden takip başlattığı, davalı şirketin süresi içerisinde borca itiraz ederek takip durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın ve ekli icra dosyasının tetkikinden davacı-alacaklı tarafça yapılan ilamsız icra takibine davalı-borçlu tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Takibe dayanak yapılan faturalar ve davacı şirket sorumlu tarafından gönderildiği belirtilen e-mail yazışması dosyaya ibraz edilmiştir.
Tarafların yasal ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak; defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia , savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek varsa takip tarihi itibariyle davacı, alacağının saptanmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişisinden alınan raporda özetle; davalı şirketin inceleme gününde ticari deftelerini ibraz etmediğini, davacı şirketin incelenen 2016 yılı ticari defterlerinde davalı ile olan hesap hareketlerini … no.lu ceri hesap kodlarında takip ettiğini, düzenlemiş olduğu faturaların bu hesabın borcuna , yapmış olduğu tahsilatları ise bu hesabın alacağına raporun 3. sayfasındaki cari hesap ekstresinde görüleceği üzere 2016 yılı ticari defterlerinde kayıt altına aldığını, davacının incelenen ticari defterlerinde; davalıdan 31.12.2016 tarihi itibariyle 0,80-TL tutarında alacaklı olduğunu ancak, davacı şirketin 10.572,00-TL yi şüpheli Ticari Alacaklar hesabına virman ettiğini, davacının incelenen 2016 yılı ticari defterlerinde davacı şirket tarafından davalıya 10.572,80-TL tutarında 2 adet toplantı odası bedeli açıklaması ile satış faturası düzenlendiğini, düzenlenen faturanın davacı şirket defterlerinde kayıt altına alındığını, düzenlenen faturaların davalı yana kargo veya posta yolu ile teslim edildiğine dair belge sunulmadığı, fatura bedelinin ödenmemiş yani açık faturalar olduğu, davalının faturaya 8 gün içinde itiraz etmediğini, faturanın usulüne uygun olarak düzenlendiğini, davacı şirketin icra takibine konu ettiği faturalara ticari defterlerinde kayıt altına aldığı ve davacı şirketin icra takip tarihi olan 16.12.2016 tarihi itibari ile davalıdan 10.572,80-Tl fatura alacağının bulunduğunu, davacının 16.12.2016 tarihinden itibaren asıl alacağa % 9 yasal faiz talep edebileceğini, yanlar arasındaki ilişkinin ticari iş olması nedeni ile … Bankası kısa vadeli avans ( reeskont ) faizinin takip tarihinden itibaren somut olaya tatbikinin takdirinin mahkemeye ait olduğu hususları rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı taraf, davalının talebi gereği davalı şirkete üç farklı toplantı odası tahsis edildiğini, söz konusu hizmete karşılık davalı adına iki farklı fatura düzenlendiğini iddia etmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamış ancak takip dosyasında, borcun tamamına ve dayanak faturalara itiraz etmiştir.
Takibe konu edilen borcun kaynağı hizmet sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Hizmet sözleşmesi iki tarafa borç yükleyen akitlerden olup, akdi ilişkinin varlığını ve akde konu hizmetin verildiğini davacı, hizmet bedelinin ödendiğini ise davalı ispatlamakla yükümlüdür.
Buna göre eldeki davada davacının akdi ilişkinin varlığını (hizmetin verildiğini) ispatlaması gerekir. Yani ispat yükü davacıya düşmektedir. Ve davacının bu hususları hukuki muamelenin niteliğine ve miktara göre HUMK` nun 288/1. maddesi uyarınca yazılı belge ile (yasal delillerle) kanıtlaması gerekmektedir.
Somut olayda; Taraflar arasında yapılmış bir hizmet sözleşmesi bulunmamaktadır. Davalı şirket sorumlusu tarafından gönderildiği iddia olunan e-maillerin ise toplantı odası rezervasyonun gerçekleştirilmesine ilişkin olup rezervasyon yapılmış olması hizmetin verildiği anlamına gelmediği, faturaların davalı yana teslim edildiğine dair dosyaya belge sunulamadığı, yerleşmiş Yargıtay içtihatları uyarınca karşı tarafın akdi ilişkiyi inkar etmesi halinde faturayı tanzim edenin öncelikle akdi ilişkiyi ispat etmesi gerektiği somut olayda davalının faturaları inkâr ettiği, davacının dosyaya sunmuş olduğu faturaların ihdası için muteber bir borç ilişkisinin varlığını gerektirdiği, bu faturaların hukuki sonuç doğurması için faturayı tanzim eden ile adına fatura tanzim edilen arasında borcun doğumuna yönelik bir sözleşmenin olması gerektiği, davacının karşı tarafla olan davalı ile fatura sebebini oluşturan akdi ilişkiyi ve akdi ilişkiye konu hizmetin verildiğini ispat edemediğinden, davanın reddine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gerekli olan 35,90 -TL karar ilam harcının peşin alınan 128,98 – TL nin düşümü ile arta kalan 93,08-Tl harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …e-imzalıdır Hakim …e-imzalıdır