Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/427 E. 2023/328 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/427 Esas
KARAR NO : 2023/328
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2017
KARAR TARİHİ : 26/04/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ile davalı arasında “Yetkili Satıcılık Sözleşmesi” akdedildiğini, davalı tarafın müvekkili şirketten satın aldığı malları ödemeyince …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetle yetki ve borca itiraz ettiği, ticari defter ve kayıtlarda yapılacak bilirkişi incelemesi ile alacağın kanıtlanacağı, faiz yönüyle sözleşmenin 5/f Mad.de vadesinde yapılmayan ödemeler için aylık %2 +Kdv vade farkı ayrıca %1,5 +Kdv temerrüt faizi uygulanacağının taraflarca kabul edildiği, buna rağmen sadece aylık %2 gecikme faizi dikkate alınarak faiz işletildiği ve takibe başvurulduğu, bu nedenlerle davalının itirazının iptaline, takibin devamına, dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin anılan icra takibindeki dosya kapsamında borcu bulunmadığı, borcun dayanağının somut bir şekilde ortaya konulmadığı, davalı tarafından dosyaya konulan ispat etmeye elverişli tüm dökümanlar üzerinde inceleme yapılması gerektiği, davacı tarafından müvekkiline gönderilen tüm malların ödemesinin müvekkili tarafından yapıldığı ve yapılmakta olduğu, müvekkilinin hali hazırda 28.510,00 TL borcu olduğu, bu borcunda senede bağlanmış olduğundan mezkur icra dosyası ile bir ilgisi olmadığı, bunun dışında müvekkilinin bir borcu olmadığı, müvekkiline gönderildiği iddia edilen mallara ilişkin teslim ve tesellüm evraklarının varlığının araştırılması gerektiği, kimler tarafından gönderildiği, bizzat müvekkiline uygun biçimde teslim edilip edilmediğinin araştırılması gerektiği, evraklar üzerinde müvekkilinin imzası olması halinde, müvekkilinin el ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılmasını istedikleri, bu kapsamda sayın mahkemeden müvekkilinin imza örneklerinin alınmasını talepleri ve resen göz önüne alınacak nedenlerle davanın reddi, haksız ve kötü niyetli icra takibi başlatmakta %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Taraflar arasındaki yetkili satıcılık sözleşmesi gereği ödenmeyen mal bedelinin tahsili için …. İcra müd. 2017/… esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine davalının itirazı sonucu İİK 67. madde gereği açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı.
Deliller: Dosya içeriği, Bilirkişi incelemesi, …. İcra müd. 2017/… esas sayılı dosyası,
Mahkememiz dosyasından 04/06/2018 tarihinde bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda:
İbraz edilen …’nin 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin ticari defterlerin TTK md, 64/4 sayılan ve VUK. uyarınca tutulması zorunlu ticari defterlerde;
TTK 64/3. maddesi uyarınca ibraz edilen 2015 ve 2016 yılları defterleri elektronik ortamda e defter olarak tutulmuştur.
TTK 64/4. maddesi uyarınca 2015 ve 2016 yılları defter beratları kanuni süresinde verilmiştir.
TTK 65. maddesi ve VUK kayıt nizamı hükümleri uyannca defterler ve gerekli diğer kayıtlar Türkçe tutulmuştur.
Defterlerin davacı lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılmıştır,
Davacının 01.06.2018 tarihinde defter incelemesi sırasında sunduğu cari hesap ekstresinde davalıya ait fatura ve ödemelere İlişkin devam eden ve sürekli bir ticari ilişki olduğu görülmüştür. Davacının sunmuş olduğu cari hesap ekstresinde 16.03.2017 takip tarihinde 286.819,00 TL alacak bakiyesinde olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyasından 02/10/2019 tarihinde bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda:
Davacının 01.06.2018 tarihinde defter incelemesi sırasında sunduğu cari hesap ekstresinde davalıya ait fatura ve ödemelere ilişkin devam eden ve sürekli bir ticari ilişki olduğu görülmüştür. Davacımn sunmuş olduğu cari hesap ekstresinde 16.03.2017 takip tarihinde 286.819,00 TL alacak bakiyesinde olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafından davalıya … Noteri’nin 12.12.2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile borcunun ihtarnamenin düzenlendiği tarihi itibariyle 229.796,34 TL tespit edilmiştir.
171.005,00 TL tutarında önceden alınmış çek davalı firmaya iade edilmiş ve buna istinaden çek toplamı olan 171.005,00 TL tutarında yeniden çek tahsilatı olarak davalının cari hesabına işlendiği tespit edilmiştir.
Davalının beyan ettiği 171.005,00 TL tutarındaki ciro prim faturası dosyada mevcut değildir. Ayrıca davacının defterlerinde tespit edilmemiştir.
Mahkememiz dosyasından 21/09/2021 tarihinde heyetten bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda:
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Madde 21’de faturanın tanımı verilmiş olup faturanın tebliğinden itibaren 8 günlük itiraz süresi ve süresinde itiraz edilmediği takdirde ilgili fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Fatura içeriğine 8 gün içerisinde itirazda bulunulmadığı takdirde sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu anlamı doğmaktadır. Faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabulü anlamını gelmez. Uyuşmazlık halinde, işin yapılmış olduğunun, eğer fatura konusu mal ise de teslim edilmiş olduğunun kanıtlanması gerekir. Satış sözleşmelerinde ise malın teslim edildiği, teslim makbuzu, sevk irsaliyesi, irsaliyeli fatura ile ispat edilir. Kuşkusuz, bu belgelerin imzalı ve imzaların, alıcıya veya alıcının çalışanına ait olması gerekir. Yalnız, imzanın alıcı veya çalışanı yanında, başka biçimde teslim almaya yetkili sayılabilecek kişiye ait olup olmadığının da değerlendirilmesi gerekir. Uygulamada, bu belgelere, sadece kime ait olduğu anlaşılamayan imza atıldığına veya sadece ismin yazıldığına sıklıkla rastlanılmaktadır. Bu durum alacaklının aleyhine olup malın teslim edildiğine ilişkin ispat külfeti davacı/alacaklıya ait olmaktadır. Bu sebeple çoğu Yargıtay kararında sevk irsaliyesinde teslim alanın adı, soyadı, mümkünse TC kimlik numarası imzası bulunması gerektiği , teslim edilen kişilerin SGK lı çalışanlar olup olmadığını da itiraz olması halinde incelemekte olup, teslim ile görevli kişilerin kime teslim ettiklerine dikkat etmeleri gerektiği belirtilmektedir.
Yargıtay …Hukuk Dairesi 2020/… E. , 2020/… K. Sayılı ilamında
“Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Davalı tarafından dosyaya aslı sunulan 15.10.2010 tarihli irsaliyeli faturada teslim alan hanesinde davacı şirket ortağı olduğu iddia edilen …’ın isim ve imzası bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece öncelikle imzanın …’a ait olup olmadığı araştırılarak, inkâr halinde imza incelemesi yaptırılması, imzanın …’a ait olduğunun tespiti durumunda faturaya konu malların teslim edildiğinin kabulü yoluna gidilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen hükmün bozulması gerekmiştir.” Diyerek imzaya itiraz halinde imza incelemesinin yapılması gerektiği yolunda karar vermiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan tabloda yazılı dekontlarda ki tutarların tamamı davacı defter kayıtlarında davalı cari hesabına alacak kayıt edildiği, diğer bir anlatımla davalının iddia ettiği söz konusu ödemeler davalının borcundan düşülmüş olduğu ve halihazırda 229.819,00 TL borç bakiyesi olduğu anlaşıldığı,
Taraflar arasında mutabakat imzalandığı ve sonrasında 31.12.2015 tarihli 1.303,69 TL bedelli ve 30.09.2016 tarihli 5.302,74 TL bedelli prim faturalarının davacı adına düzenlendiği ve bu hususun malların teslim alındığına dair kanaat oluştursa da ; Yargıtay’ın yerleşik kararlarında malın teslim edildiğine ilişkin ispat külfetinin davacı/alacaklıda olduğu ve malın teslimine itiraz halinde yetkili kişilerin malı teslim alıp almadığı yönünde inceleme yapılması gerektiği belirtildiğinden itiraza konu 11 adet imzasız ve 22 adet imza itirazı olan irsaliyeler hakkında gerekli imza incelemesinin yapılması yada sözleşme konusu malın teslime edildiğine dair başkaca değerlendirilmesi gerektiği hususu tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyasından 16/03/2023 tarihinde yeni bir Mali Müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Raporda:
Davacı …Ş.’nin ticari defterleri Usul Yönüyle tetkik edildiğinde (yerinde bilirkişi incelemesinde); Davacının davaya konu 2016-2017 yıllarında E-DEFTER mükellefi olduğu, ilgili yıllarda envanter defterinin açılış tasdiklerinin TTK. Md. 64 ve devam eden maddeleri ile VUK 220-226 maddeleri hükmü uyarınca yasal sürede usule uygun şekilde noterden yaptırıldığı, dönemlerde “yevmiye ve defter-i kebir”in ise 13.12.2011 tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “ ELEKTRONİK DEFTER TUTMA TEBLİĞİ” hükümleri uyarınca ticari defter tekil numaralarını zamanı içerisinde oluşturduğu, defter bildirimlerini zamanı içerisinde yapmış olduğu, 6102 sayılı TTK 64. maddesinde sayılan ve tutulması zorunlu olan ticari defterlerinin HMK 222/2. mad. hükmüne uygun yasanın ön gördüğü şartları taşıdığı görülmüş olup,
Davacının ticari defter sonuç kayıtlarında; davalı şirkete düzenlediği satış faturalarından (2015 dönemi 141.086,09 TL+ 2016 dönemi 265.029,32 TL+ 2017 Yılı 11,33 TL= ) fatura toplamı 406.126,74 TL.’den davalının keşide ettiği çekle ödemesi (171.005,00 TL.) ve davacı firmaya kestiği CİRO faturası 5.302,74 TL. düşüldüğünde davacı …Ş. nin davalı …’dan 229.819,00 TL ALACAKLI olduğunun, farklı bir ifade ile davalının BORÇLU olduğunun kayıtlı olduğu,
Davalı …’ın dosyaya sunduğu işletme defterleri tetkik edildiğinde, davaya konu dönemler 2016-2017 yıllarında işletme defterinin açılış tasdiklerini yasal süreye uygun yaptırdığı,
Davalı firmanın davacı …’in düzenlediği tüm irsaliye ve faturalardan sadece 05/09/2016 … nolu (e-arşiv fatura) 3.042,63 TL. tutarlı mal alımı faturasını vede 31.12.2016 Tarih … nolu 11.33 TL.lik nakliye bedeli faturasını işletme defterine kaydetmediği, bu iki fatura dışında diğer tüm (irsaliyelere konu) faturaları ticari defterlerine (İşletme Defterine) kaydettiğinin tespit, bu kayıtların celp edilen BA ve BS formları ve davacı ticari defter ve kayıtları ile uyumlu olduğu, Davalı vekilinin bir kısım irsaliyelerdeki malların teslim almadığı yönünde 07/05/2021 tarihli Dilekçesinde listelediği 33 adet irsaliyeler ayrıca tetkik edildiğinde ise, raporun IV maddesinde detaylı tetkik edildiği üzere;
… nolu irsaliyelerdeki malların direkt davalı …’a kesildiği ve bu irsaliyelerin faturalarına karşı davalının Vergi Usul Kanunu tanzim, teslim, bildirme-tebliğ, itiraz süreleri ile Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu’nun ilgili düzenlemelerine göre 8 günlük yasal sürede Noter, KEP vb. yollar ile bir itirazına rastlanmadığı gibi davalının ticari defterlerinde tüm bu faturaların kayıtlı olması nedeniyle davalının tüm bu irsaliye ve faturalardan haberdar olduğu, davaya cevap ve itiraz dilekçeleri ile dışında davalının ticari defterlerine işlediği fatura ve irsaliye konusu mallarla ilgili davacı tarafa TTK 18 maddesi kapsamında bir itiraz ve bildiriminin bulunmadığı ve yargılama aşamasından yapılan irsaliye imza itirazına itibar edilemeyeceği, … nolu irsaliyelerdeki malların … tarafından farklı illerde bulunan (Hakkari, Bingöl, Silopi, Bitlis, Sımak vb) farklı firmalara gönderildiği ve irsaliyelerin iş bu farklı firmalara fatura edildiği, farklı bir ifade ile davacı tarafından bu irsaliyeler nedeniyle davalı …’a faturalama yapılmadığı ve cari hesabına herhangi bir BORÇ KAYDI olmadığının tespit edildiği,
Davalının beyan ettiği 171.005,00 TL tutarında ciro prim faturasının dosyada mevcut olmadığı ve böyle bir faturanın hem davacının hemde davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit edildiği,
Netice itibariyle; Davacının ticari defter sonuç kayıtlarında, davalı firmaya düzenlediği satış faturalarından (2015 dönemi 141.086,09 TL+ 2016 dönemi 265.029,32 TL+ 2017 Yılı 11,33 TL= ) fatura toplamı 406.126,74 TL.’den davalının keşide ettiği sıralı vadeli çeklerle ödemesi (171.005,00 TL.) ve davacı firmaya kestiği CİRO faturası 5.302,74 TL. mahsup edildiğinde, davacının davalı …’dan 229.819,00 TL ALACAK kaydı olduğu. Ancak; davacı ticari defterlerinde kayıtlı olan, davalının ticari defterlerinde ise kayıtlı olmayan vede yerinde incelemede davalıya teslim edildiğine dair irsaliyesi ibraz edilemediğinden 05.09.2106 Tarihli kdv dahil 3.042,63 TL. tutarındaki faturadaki malların davacının alacak tutarından düşülmesi gerektiği kanaati hasıl olmuş ve NETİCETEN; davacı …S. nin davalı …’dan hem Takip Tarihinde (T.T: 08/05/2017) hemde Dava Tarihinde (D.T: 08/05/2017) 226.776,37 TL alacaklı olduğu tespit edilmekle, bilirkişi raporunun denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli olduğu göz önüne alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıda şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın kısmen kabulüne, …. İcra Dairesi 2017/… Esas sayılı dosyasına müteveffa davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, 226.776,37 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-45.355,27 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 15.491,09 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4,898,16 TL’nin düşümü ile eksik kalan 10.592,93 TL eksik harcın davalıdan ( mirasçılardan ) müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 34.748,69 TL vekalet ücretinin davalıdan ( mirasçılardan ) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı( mirasçılar) taraf vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 9.606,82 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya(mirasçılara) ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan (36,00 TL ilk masrafı+ 865,00 TL posta masrafı+ 5.150,00 TL bilirkişi ücreti =)6.051,00 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %79,06 kabul ) nazaran 4.783,92 TL’sinin davalıdan ( mirasçılardan ) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça yatırılan 4,898,16 TL peşin harcın davalıdan ( mirasçılardan ) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır