Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/407 E. 2019/547 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası birleştirilmiştir.
ESAS NO : 2017/407 Esas
KARAR NO : 2019/547
DAVA : Menfi Tespit – İstirdat Davası
DAVA TARİHİ : 22/06/2016
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/09/2016
KARAR TARİHİ : 30/05/2019

ASIL DAVA : Davacı vekili ibraz ettiği dava dilekçesi ile ; davalı … Aş tarafından müvekkilinin keşide edilen … Noterliğinin 14 Haziran 2016 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, davalı banka ile dava dışı … Danışmanlık … Aş arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin kefili olduğu ve dolayısı ile asıl borçlu tarafından ödenmemiş bulunan 17 kalemden oluşan toplam 340.861,45TL’nin 24 saat içerisinde ödenmesinin ihtar edildiğini, müvekkilinin dava dışı asıl borçlu şirketin hissedarı olması nedeni ile bu şirkete davalı banka tarafından 11/10/2012 tarihinde açılan kredi sözleşmesinin müvekkilinin kefil olarak imza attığını ancak kredinin açılmasından sonra düzenli olarak kredinin ödendiğini ve borcun kalmadığını, yeni Borçlar Kanunun yürürlüğe girmesi kapsamında davalı banka genel kredi sözleşmesinin yenilenmesi gerektiğini ve bu nedenle usulen müvekkilinin yeni sözleşmeye imza atması gerektiğini belirterek müvekkilinin imzaya davet ettiğini, müvekkilinin de bilgilendirilmediği genel kredi sözleşmesine sadece imza attığını, daha sonra da asıl borçlu şirketin ortaklığından çıktığını, davalı bankanın dava dışı şirkete kredi vermeye devam ettiğini ve borcun ödenmemesi üzerine müvekkilinin boş olarak imzaladığı genel kredi sözleşmesinin kefalet limiti ve sair boş yerlerinin onun bilgisi dışında doldururak borçlandırmaya çalıştığını ve belirtilen ihtarnemeyi kedişe ettiğini, yapılan işlemin TBK 20.maddesine ayrıkı olduğunu yine Borçlar Kanunu gereği kefillerin kefalet limiti, kefalet süresi gibi hususları elle yazması gerektiğini ancak sadece müvekkilinin imzası bulunduğunu yazıların müvekkiline ait olmadığını belirterek davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama sırasında ödeme yapılması zorunda kalınması halinde yapılacak ödemelerin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; kredi sözleşmesindeki tüm yazı, rakam ve imzaların davacıya ait olduğunu, davacının basiretli tacir olma gereği nedeni ile boş bir sözleşmeyi imzaladığının düşünülemeyeceğini, davacının şirket hissedarlığının aynı soyadlı başkasına devir ettiğini, söz konusu devrin muvazzalı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava menfi tespit / istirdat talebine ilişkindir.
Deliller ; Genel kredi sözleşmeleri, yazı incelemesine ilişkin bilirkişi raporu, kat ihtarı,
Birleşen Dosya Yönünden;
DAVA : Davacı banka vekili dilekçesinde ; müvekkili banka ile dava dışı … Danışmanlık … Aş arasında iki adet genel kredi sözleşmesi imzalandığını, 12/10/2012 tarihli kredi sözleşmesi ile 400.000,00TL, 20/11/2013 tarihli kredi sözleşmesi ile 500.000,00TL limitle kredi açıldığını, davalınında kefil olarak imza attığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, yine ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca ve ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, 21/05/2015 tarihine kadar davalının asıl borçlu şirkette hissedar olduğunu, 30/12/2014 tarihinden itibaren ortaklıktan ayrıldığı tarihe kadar aynı zamanda şirket temsilciside olduğunu, çekilen kredilerin şirket yararına kullanıldığını davalının haksız ve kötü niyetli olduğnu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde ; aynı alacakla ilgili olarak açılan menfi tespit davasının derdest olduğunu bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını 2013 tarihli kredi sözleşmesindeki kefalet akdinin geçerli olmadığını, banka kayıtları incelendiğinde davaya konu kredi alacağının 2015 ve 2016 yıllarında kullandırıldığını, bu tarihlerde müvekkilinin şirket hissedarlığını devir ettiğini, kendi hissedarlığı ve yöneticiliği döneminde davaya konu kredinin kullanılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava itirazın iptaline ilişkindir.
Deliller ; ….İcra Dairesinin … esas nolu dosyası, genel kredi sözleşmeleri, bilirkişi incelemesi,
Banka tarafından …’e çıkartılan 13/06/2016 tarihli kat ihtarı ile 340.861,45TL’nin ödenmesi talep edilmiştir. Davacı bunun üzerine 22/06/2016 tarihinde menfi tespit davası açmıştır. Davacının menfi tespit davası açmasında hukuki yararı vardır. Kat ihtarı akabinde banka tarafından 25 Ağustos 2016 tarihinde icra takibi yapılmış takibe itiraz üzerine banka tarafından 08/09/216 tarihinde itirazın iptali davası açılmıştır. Her iki davanın açılmasında da davacıların hukuki yarırı olup davanın niteliği gereği derdestlik durumu söz konusu değildir.
Davacı ile dava dışı şirket arasında 17/13/2017 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalanmış bu sözleşmeye … tarafından 400.000,00TL bedelli Borçlar Kanuna uygun şekilde kefil olunmuştur. Daha sonra 20/11/2013 tarihinde dava dışı … Danışmanlık…Aş ile 500.000,00TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye 500.000,00TL bedelli …’in müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu görülmüştür.
Asıl borçlu şirketin sicil kayıtları incelendiğinde ; …’in hissedar iken 21/05/2015 tarihinde hissesinin tamemen devir ettiği ve bu tarihten itibaren yöneticilik sıfatının da kalktığı (21/05/2015 tarihinde şirketin tek pay sahibinin … olduğu) görülmektedir.
Bilirkişi rapor ve ek raporunda da belirtildiği üzere davaya konu kredilerin kullandırıldığı tarihler 11/01/2016, 09/10/2015, 20/08/2015, 12/10/2105 olup bu tarihlerde … asıl borçlu şirkette hissedar olmadığı gibi yöneticisi de değildir.
Kefil tarafından sözleşmedeki yazı ve rakamlara itiraz edilmesi nedeni ile sözleşme asıl alınarak, kefilin mahkeme huzurunda yazı ve rakam örnekleri de alınarak 20/11/2013 tarihli sözleşmedeki kefil ile ilgili bölümdeki yazı ve rakamların …’in el ürünü olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, 26/07/2018 tarihli raporda kefil isim, soyisim ve adres bilgileri ile ilgili yazıların …’in el ürünü olduğu ancak kefalet limiti, kefalet türü ve kefalet tarihi bölümündeki yazıların ve rakamların …’in el ürünü olmadığına dair rapor düzenlendiği görülmüştür.
Borçlar Kanunun 583.maddesine göre, “kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır” denilmektedir. Buna göre yazı incelemesine ait bilirkişi raporundada belirtildiği gibi kefaletle ilgili kısımlardaki kefilin sorumlu olduğu azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil ibaresine ilişkin yazılar kefilin el ürünü olmadığından kefalet sözleşmesi geçersizdir.
Yagırlamanın devamı sırasında … tarafından … İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyasının 21/04/2017 tarihinde 494.439,68TL, 29/09/2017 tarihinde ise 41.716,98TL olmak üzere toplam 536.156,66TL ödeme yapıldığı görülmüş, … vekili yapılan ödemelerin istirdatını isteyerek eksik harcı yatırmıştır.
Toplanan tüm delil ve alınan bilirkişi raporlarına göre 20/11/2013 tarihli sözleşmedeki kefalet akdi Borçlar Kanunun 583.maddesine uygun değildir. Kredinin kullandırıldığı tarihler itibari ile … asıl borçlu şirkette hissedar olmadığı gibi yönetici de değildir. Tüm bu nedenlerle 21/11/2013 tarihli sözleşmeye istinaden 11/01/2016, 09/10/2015, 20/08/2015, 12/10/2105 tarihlerinde kullandırılan kredi borcundan kefil olduğu iddia edilen …’in sorumlu tutulması mümkün değildir. Asıl dava açısından davacı menfi tespit davası açmış ise de yargılamanın devamı sırasında icra dosyasına ödeme yapmak durumunda kalmıştır. İcra dosyası incelendiğinde takibin 25/08/2016 tarihinde başlatıldığı ayrıca … Asliye Ticaret Mahkemesinin … değişik iş nolu dosyası ile bankanın ihtiyati haciz kararı aldığı, icra müdürlüğünce ihtiyati haciz kararı gereğince haciz işlemlerine başlanıldığı, hacizlerin konulduğu, … tarafından 01/09/2016 tarihinde itiraz edildiği, haciz baskısı altında ayrıca hacizlerin kaldırılması için davacı tarafça icra dosyasına ödeme yapılmak zorunda kalındığı anlaşılmıştır. En son tarihli duruşmada davalı vekili icra dosyasına yatırılan paranın icra dosyasına … tarafından itiraz edilmesi sebebi ile icra müdürlüğünce müvekkiline ödeme yapılmadığını, yatırılan paranın icra dosyasında mevcut olduğunu bildirmiş olup, tüm bu nedenlerle asıl davanın kabulü ile davacı tarafından … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yatırılan 536.156,66TL’nin davacıya iadesine, birleşen davanın ise reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
A- Asıl davanın kabulü ile ;
Davacı tarafından … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yatırılan 536.156,66TL’nin davacıya iadesine,
1-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden 35.396,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafından yatırılan toplam 9.156,21TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 600,00TL bilirkişi ücreti ile 512,00 TL tebligat ve müzekkere gidere olmak üzere toplam 1.112,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
6-Bu dava sebebi ile 36.624,86TL harç alınması gerektiğinden, peşin alınan 9.156,21TL harcın mahsubu ile eksik alınan 27.468,65TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
B-Birleşen davanın reddine,
1-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 26.490,72 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Kullanılmayan gider avansının iadesine,
4-Bu dava sebebi ile 44,40TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden, peşin alınan 4.077,31TL’den mahsubu ile fazla alınan 4.032,91TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/05/2019

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır