Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/395 E. 2021/276 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/395
KARAR NO : 2021/276
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2017
KARAR TARİHİ : 07/04/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında yapılan müteakip sözleşmeler ve mail yoluyla yapılan karşılıklı mutabakatlara istinaden, müvekkili şirket tarafından davalı şirket hastanesine (Medical Park) uluslararası hastalar yönlendirildiğini, yönlendirilen uluslararası hastalar sebebiyle varılan cari hesap mutabakatı gereğince, müvekkili tarafından verilen hizmet karşılığında davalıya 01.04.2016 tarih ve 60.538,27 TL bedelli (KDV Dahil); 01.04.2016 tarih ve 50.720,83 TL bedelli (KDV Dahil) iki adet hizmet faturası kesildiğini, bu verilen hizmetlere istinaden müvekkili tarafından davalı şirketten 04.11.2015 keşide tarihli 25.000,00 TL avans çeki 19.09.2015 tarihinde teslim alındığını, bakiye fatura bedellerinin ödenmesi için davalı şirkete …. Noterliği’nin 11.04.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, İşbu ihtarnamenin davalı şirket çalışanı … imzasına 12.04.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı bakiye fatura bedellerini kendisine ödeme süresi olarak ihtarname ile verilen son günü (15.04.2016 tarihi) itibariyle ödemediğini, davalının ödememe yapmaması üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalı şirketin takibe, borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmiş ise de; herhangi bir ödeme belgesi sunmadığını, kaldı ki; ihtarnameyi tebliğ aldığı tarihten itibaren yasal itiraz süresi içerisinde faturalara itiraz etmediğini, 6102 sayılı TTK 21/2 fıkrasında;”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” denildiğini, taraflar arasındaki cari hesap ekstresi ve ticari defter kayıtları incelendiğinde, davalı borçlu şirketin almış olduğu hizmet karşılığında ödemesi gereken iki adet faturadan kaynaklanan bakiye borcun bu güne kadar ödemediğinin açıkça görüleceğini belirterek, borçlunun … İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı icra takibine yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davacı tarafa keşide edilen … Noterliğinin 15.04.2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile, davacı tarafından gönderilen faturalara itiraz edildiğini ve söz konusu faturaların iade edildiğini, müvekkili şirket tarafından keşide edilen ihtarname davacı tarafa tebliğ edilememiş olsa da, taraflar arasında akdedilen Sağlık Hizmetleri Sözleşmesinin 8. maddesinin; “İş bu sözleşme ile ilgili olmak üzere taraflar arasında yapılacak olan her türlü tebligat, taraflara ait olduğu işbu sözleşme ile beyan edilen sözleşmenin başlangıç kısmında taraflara ait olduğu bildirilen adreslerine yapılacaktır.” hükmünü içermesi ve söz konusu ihtarnamenin sözleşmede belirtilen adrese keşide edilmesi nedeniyle, müvekkili şirketin faturalara itiraz etmemesi ve faturaların içeriğinin kabul edilmiş sayılmasının söz konusu olmadığını, iddiaların aksine, müvekkili şirketin, davacıdan taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, davacının icra inkar tazminatı talep edebilmesi için müvekkili şirketin borca itirazında kötüniyetli olması gerektiğini, izah olunan hususlar doğrultusunda, müvekkili şirketin kötüniyetinin bulunmadığını, icra inkar tazminatı talep edebilmenin bir diğer koşulunun ise, alacağın likit olması gerektiğini, akdedilen sözleşmeye istinaden taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, işbu cari hesap ilişkisinden kaynaklanan herhangi bir alacağın belirlenmesinin ancak ticari defterler ve cari hesap ekstreleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile mümkün olduğunu belirterek, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER:
Sağlık Hizmetleri Sözleşmesi, faturalar, çek fotokopileri, taraflar arasında verilecek hizmet ile ilgili olarak mail yolu ile yapılan görüşme ve mutabakat dökümleri, … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyası, …. Noterliği’nin 11.04.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin tebliğ şerhli sureti, bilirkişi incelemesi.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura ve cari hesaba dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/1-2. maddesi “[1] Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
[2] Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmünü amirdir.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… E. sayılı dosyasının tetkikinden; iki adet faturadan kaynaklı olarak davacı-alacaklı tarafça, davalı-borçlu aleyhine 86.259,10-TL asıl alacak, 322,58-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 86.581,68-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe davalı tarafından süresi içinde borca, tüm fer’ilerine itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Tarafların yasal ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak; defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia , savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek varsa takip tarihi itibariyle davacı alacağının saptanmasına ve fatura konu hizmetlerin yerine getirip getirmediğine ilişkin mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, sunulan 06/07/2018 tarihli raporda özetle; birinci hesaplamada; mahkemece kabul edildiği takdirde, davacı şirket tarafından kesilen ihtarname ekinde davalıya 21.04.2016 tarihinde tebliğ edilen açık fatura bedellerinden oluşan cari hesap bakiyesi 86.259,10- TL asıl alacağa 21.04.2016 tarihinden 29.04.2016 takip tarihe kadar 201,27-TL işlemiş faiz dahil edildiğinde 86.460,37 TL toplam alacağının olacağını, ancak takdirin mahkemeye ait olduğunu, ikinci hesaplamada; mahkemece dava ve takip konusu yapılan davalı şirketin ticari defterlerinde muhasebe kaydı bulunmayan 2 adet faturanın varlığı kabul edilmediği takdirde; davalının davacıya ödemiş olduğu 25.000,00TL çek bedelinden dolayı alacağı olacağı hususları rapor edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, sözleşme kapsamında faturaya konu hizmetin verilip verilmediği, taraflar arasındaki mail yazışmalarında yapılmış bir hesap mutabakatı olup olmadığı, var ise hesap mutabakatının faturalar ile uyumlu olup olmadığının noktasında hastane işletmesi ve sağlık sektörü alanında uzman bilirkişi eklenerek bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, sunulan 05/03/2019 tarihli ek raporda özetle; … İcra Müdürlüğümün 2016/… Esas Sayılı dosyasında 29.04.2016 tarihinde 86.259,10- TL ana borç ve 322,58- TL işlemiş Avans Faizi ile yekunda 86.581,68-TL davacının talep ettiği alacak tutarının likit olmadığını, taraflarca düzenlenmiş ve onaylı kesin hakediş olmadığından, alacağın varlığının tespiti için yargı kararının gerektiği, bu nedenle %20 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatı talebi hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğunu, dava konusu hangi hastalara davacının hizmet verdiğinin ve bu hastaların tedavileri sebebiyle davalı hastaneye ödenen ücretlerden dolayı davacının ücrete hak kazandığının, ya da, söz konusu listelerde isimleri bulunan hangi hastaların tedavilerinden dolayı davacının ücrete hak kazandığının ve eğer böyle bir ücrete hak kazanılmış ise bu ücretlerinin miktarlarının ne kadar olduğunun ve bu ücretlerin hangi ölçülere ve esaslara göre belirlendiğinin incelemeye tabi tutuları davalı ve davacı yanın ticari defter ve belgeleri ile dosya kapsamından tespitinin mümkün olmadığını, dava konusu alacak hususunda kanaat bildırebilmek için, davacı şirketin hizmet verdiği hastaların kimler olduğunun tespiti ve bu hastaların nihai takdirinin mahkemeye ait olmak üzere, bilgisine başvurulması gerektiğini, aksi halde davalı tarafın ticari defterlerine ve vergi beyannamelerinde göstermediği dava konusu fatura münderecatlarının (hasta yönlendirme danışmanlık hizmetinin sunulup sunulmadığının) doğruluğunun tespitinin mümkün olamayacağını, yalnızca taraftar arasında düzenlenen faturanın alacak hakkı doğurmayacağı, faturayı düzenleyen davacı tarafın verdiğini iddia ettiği hizmetin ispata muhtaç olduğunu rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı vekilince 01/04/2016 tarihli ve 60.538,27 TL bedelli, 01/04/2016 tarihli ve 50.720,83TL bedelli iki adet faturaya istinaden takip başlatılmış ise de, salt fatura düzenlenmiş olması kişileri borçlu kılmayıp, ayrıca fatura içeriğindeki hizmetin de verilmiş olduğunun ispat edilmesi gerekmekte olup, davaya konu faturalar davalının ticari kayıtlarında yer almayıp, davacı tarafından ayrıca hizmetin verildiği de ispat edilememiş olduğundan davanın reddine dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca, alınması gereken 59,30-TL karar ilam harcının peşin alınan 1.478,60-TL den düşümü ile arta kalan 1.419,30-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 12.055,62-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır