Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/382 E. 2020/740 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/382 Esas
KARAR NO : 2020/740
DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/04/2017
KARAR TARİHİ : 29/12/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından … poliçe numaralı, 04/06/2016-2017 tarihlerini kapsar ve … Mahallesi, … Sokak, N: … bodrum adresindeki taşınmazın sigortalandığını, 20/09/2016 tarihinde kanalizasyon sularının geri tepmesi neticesinde mezkur mahalde su baskının meydana geldiğini, sigortalının yapmış olduğu başvuru sonucunda … sayılı hasar dosyasının açıldığını ve yapılan inceleme sonucunda sigortalıya 8.346,00TL ödeme yapıldığını, ödeme tarihinin 06/10/2016 olduğunu, davalıya hasar ödemesi için tebligat çıkarıldığını, davalının hasarı ödemeyeceğini beyan ettiğini beyan ederek, 8.346,00TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığı çözmekte idari yargının görevi olduğunu, dava dışı sigortalının su basmalarına karşı gerekli tedbirleri almadığını, istifleme için zeminden yüksek raf dolap kullanılmadığını, hasara maruz binanın onaylı kanal bağlantı projesinin bulunmadığını, yağmur sularının uzaklaştırılması için tesislerin yapılmasının ve işletilmesinin ilgili belediyelerin sorumluluğunda olduğunu, müvekkilinin bir kusuru olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce hasar dosyası celp edilerek incelenmiş, dosyaya konulmuştur.
Mahkememizce hasarın meydana geldiği adresin mimari projesi ve yapı ruhsatı … Belediyesi Başkanlığı’ndan istenilmiş ve incelenerek dosyaya konulmuştur.
Mahkememizce mahallinde bir inşaat mühendisi, bir jeoteknik – çevre jeolojisi mühendisi ve sigorta eksperinden oluşan bilirkişi heyeti refakate alınarak keşif yapılması suretiyle, zararın meydana gelmesinde davalının kusurunun olup olmadığı, zarar miktarının tespiti hususlarında rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; … tarafından 21/09/2016 tarihinde belirtilen adreste kanal arıza başvurusunun alındığı ve açıldığı, sunulan eksper raporuna göre yoğun yağışlar sebebiyle yağmur suyunun kanalizasyondan geri geldiği ifadelerine yer verildiği, sokağın yaklaşık %5-7 eğimli olduğu, hasar gören binanın inşaat tekniğine uygun olarak yapıldığını, hasarın yoğun yağışlar nedeniyle kanalizasyon suyunun tepmesi ile oluştuğu, bunun nedeninin … ‘nin sorumluluğunda olan yağmur suyu kanallarının yetersizliği ya da tıkanması olduğu, davacı tarafça ödenen zarar bedelinin gerçek zararın altında olduğu ifade edilmiştir.
Mahkememizce daha önce rapor alınan bilirkişi heyetine bir tekstil mühendisi bilirkişi de dahil edilerek meydana gelen zararın, ödenen hasar bedeli ile uyumlu olup olmadığı, hasara uğrayan malların belirlenen bedellerinin serbest piyasa rayiç bedellerine uygun olup olmadığı hususlarında ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi ek raporunda; takdir edilen mal bedellerinin serbest piyasa rayiç bedellerine uygun olduğu ifade edilmiştir.
Mahkememizce, inşaat mühendisi … ‘na keşif konusu mahalde yerinde inceleme yetkisi verilerek binaya ait pis su giderleri bağlantılarının ve kot yüksekliğinin parsel bacasına nereden bağlandığının tespiti yapılarak bu durumun kusur durumuna etki edip etmeyeceği hususunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi ek raporunda özetle, binaya ait pis su giderlerinin bağlantılarının ve kot yüksekliğinin parsel bacasına nereden bağlanmasının kontrol, denetim ve gözetim, proje tasdikinin davalının sorumluluğunda olduğunu, bu alanlarında onarım ve kontrolünün davalının sorumluluğunda olduğu ve bu nedenle kusur durumunda bir değişiklik olmayacağı ifade edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava; TTK 1472.maddesi uyarınca, davacı sigortacının, sigortalısına ödemiş olduğu hasar bedelini, davalıya rücu etme talepli açmış olduğu alacak davasıdır.
Sigortacının rücu hakkı, ödediği tazminat ölçüsünde ve gerçek zarar miktarını aşmamak kaydıyla geçerlilik taşır. Halefiyet kuralı, sadece mal ve sorumluluk sigortalarında ön görülmüş olup can sigortalarında, sigortalının rücu hakkı yoktur. Sigortacının rücu hakkı kural olarak, sigorta konusu rizikoyu gerçekleştiren kişiye karşı kullanılır. Nitekim TTK’nın 1472.maddesinde de bu doğrultuda düzenlemeye yer verilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, davaya konu hasarın, yağan yağmurlar nedeniyle, davalının sorumluluğunda olan kanalizasyon borularındaki atık suların geri tepmesi sonucunda meydana geldiğini, binanın inşaat tekniğine uygun olarak yapıldığı ve binaya ait pis su giderlerinin bağlantılarının ve kot yüksekliğinin parsel bacasına nereden bağlanmasının kontrol, denetim, gözetim ve proje tasdikinin davalının sorumluluğunda olduğuna ve bunların bakımından da davalının sorumlu olduğuna kanaat edilerek, davacı tarafından dosyaya sunulan eksper raporundan hasarlanması nedeniyle fiyatı belirlenen malların fiyatının piyasa rayiç değerlerine uygun olduğu görülmekle, davacının, davasının kabulüne karar verilmiş ve kabul edilen miktara halefiyet ilkesi gereğince ödeme tarihi olan 06/10/2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının Davasının KABULÜ İLE,
8.346,00TL nin 06/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 570,12-TL karar ilam harcından peşin alınan 142,53-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 427,59-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 178,53- TL ( başvurma, vekalet harcı ve peşin harç) davetiye, posta gideri: 319,30-TL, keşif harcı: 253,80TL, bilirkişi ücreti 2.400,00TL olmak üzere toplam: 3.151,63- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT 13/2 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların yatırdıkları gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır