Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/33 Esas
KARAR NO : 2018/1153
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2017
KARAR TARİHİ : 31/10/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankadan 21.08.2007-22.09.2011 tarihleri arasında 8 adet taşıt, kobi ve ticari kredi kullandığını, anılan kredilerin ödeme planlarının sunulduğu, ödeme planlarına göre toplam 150,000,00 -TL faiz ödendiğini, Rekabet Kurulu Başkanlığının 2011-4-91 sayılı soruşturma raporu ile 12 adet bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı kanunun 4 maddesini ihlal ettiklerinin tespit edildiğini, Rekabet kurulu kararının iptali yönünde bankalarca davalar açılmış ise de yapılan itirazlar reddedilip kararın kesinleştiğini, bu kapsamdaki 12 bankanın kendi aralarında kartel oluşturmak suretiyle suni olarak kredi faiz oranlarını artırdıkları, bu nedenle bankalara 172.165.155,00- TL idari para cezası verildiğini, müvekkilinin 21.08.2007-22.09.2011 döneminde davalı bankadan kullandığı kredilere yüksek faiz uygulanmak suretiyle zarara uğratıldığı, müvekkilinin uğramış olduğu zararın tespiti gerektiğini, davalı bankanın 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki kanunun 57. Ve 58 m. Göre, davalı bankanın müvekkilinin zararını tazmin etmesi gerektiğini, müvekkiline uygulanan yüksek faiz nedeniyle zararının tespiti ve zararın doğduğu tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte şimdilik 1,500,00 TL ile müvekkile verilen zararın 3 katı tutarında 4.500,00 TL tazminatın müvekkile ödenmesine karar verilmesi talep edildiğini, müvekkilinin 21.08.2007-22.09.2011 döneminde davalı bankadan kullandığı kredilere yüksek faiz uygulanmak suretiyle zarara uğratıldığını, müvekkilinin uğramış olduğu zararın tespitinin gerektiğini ve davalı bankanın 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 57. ve 58 maddesine göre davalı bankanın müvekkilinin zararını tazmin etmesi gerektiğini, müvekkilin uygulanan yüksek faiz nedeniyle zararının tespiti ve zararın doğduğu tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte şimdilik 1.500,00- TL ile müvekkile verilen zararın 3 katı tutarında 4.500,00 TL tazminatın müvekkile ödenmesine karar verilmesini, avans faizi uygulanarak dava günündeki karşılığı tespit edilecek zarara ve hükmedilecek tazminata dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilen kredinin kullandınm tarihleri ve davacının zarardan haberdar olduğu tarih dikkate alındığında 1 yıllık zamanaşımı suresinin geçtiğini, davacının iş bu davayı 4054 sayılı kanununun 57 ve 58. maddelerine dayanarak açtığından ve haksız fiil sorumluluğuna dayandığından, Haksız Fiil zamanaşımına uğradığını, bu nedenle bu kredi yönünden tazminat talebinin zamanaşımı itirazları doğrultusunda reddine karar verilmesini, davanın rekabete aykırı eylem sebebiyle olurluğu iddia edilen zararın tazminine ilişkin olduğunu, rekabete aykırı eylemin dayanağı olarak da Rekabet Kurulu tarafından verilen kararın gösterildiğini, Rekabet Kurulu kararı hakkında müvekkili Banka tarafından İdari vargıda bir iptal davası açıldığını, davanin … İdare Mahkemesinin 05/12/2014 tarih ve E. … K. … sayılı kararı ile reddedildiğini, red kararı temyiz edildiğini, Danıştay … Daire Başkan İlanın … E. Ve … K. sayılı dosyası üzerinden temyiz talebinin red edildiğini, karar düzeltme talepleri ile ilgili henüz nihai kararın verilmediğini, HMK 165. gereğince Rekebel Kurulu kararına karşı açılmış davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini, davacının Rekabet Kurulu kararının incelediği konut, taşıt ve ihtiyaç kredilerine ilgili dönem olan 21/08/2007 ila 04/11/2008 tarihleri arasında müvekkili bankada konut, taşıt ve ihtiyaç kredilerisi kullanmış olması olması gerektiğini, Rekabet Kurulu kararında “Adı geçen bankaların ilan edilen konut, taşıt ve ihtiyaç kredilerine faiz oranları incelendiğinde tamamının 23- 24,10,2008 tarihlerinde ilan edilen konut, taşıt ve ihtiyaç kredisi faiz oranlarında artış yaptığının görüldüğünü, zararın varlığı kabul edilse bile davacının krediyi 23-24.10.2008 tarihleri arasında kullanmış olması halinde ancak zararının tazminini istelebileceğini, bu ihlal nedeni ile davacının zarara uğradığının da aynca davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, davacının talebine dayanak gösterdiği Rekabet Kurulu incelemesi (158) …’ın ihracat kredilerinde bir artış yapmak için … ile ortak hareket elmek istediği ve bu kapsamda faiz oranını Libor+500 seviyesine çekmeyi önerdiğinin anlaşıldığını, …’ın söz konusu teklifinin … tarafından değerlendirildiği ve …’nin ihracat kredilerinde birlikte hareket edilerek yapılacak bir artıştan elde edilebilecek faydanın az olması gerekçesi ile öneriyi kabul etmediği belirtilmiş ve … tarafından getirilen önerinin uygulamaya geçtiğine dair bir ifade bulunmadığını da tespit edildiğini, davacının ticari krediler konusunda belirtilen tespitler dışında ticari krediler açısından Rekabet Kurulunda başkaca bir tespitte bulunulmadığı ve bu konuda inceleme yapılacak bir konu tespit edilmediği göz önüne alındığında bir zararın söz konusu olmasının mümkün olmadığını, Rekabet Kurulu kararında da ticari krediler ile ilgili açıklanan konu dışında da bir tespit bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini, Medeni Kanunun 6. maddesi gereğince davalının sorumluluğu için aranan şartların varlığım ispat etmekle yükümlü olanın davacı olduğunu, Rekabet Kurulunun ticari krediler açısından bir tespiti bulunmadığı göz önününe alındığında bir zararının doğmadığını haksız fiil sorumluluğunun doğabilmesi için gereken unsurlardan birinin de hukuka aykırı fiil sonucunda belirli bir zararın ortaya çıkması olduğunu, aksi durumda herhangi bir tazminat sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, fiil ile zarar arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını belirterek davanın reddinini savunmuş, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık; 4054 Sayılı Rekabetin Koruması Hakkındaki yasadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, davalı banka tarafından mevduat, kredi hizmetlerinde, kredi faizlerinin belirlenmesinde kartel oluşturmak suretiyle rekabeti engelenip engellenmediği, rekabetin engellenmesi halinde davacının fazladan faiz ödemesi yapıp yapmadığı, zarara uğrayıp uğramadığı, uğranılan zararın tespiti ile 4054 sayılı yasanın 58. Maddesi uyarınca tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Davalı vekili zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de; 5326 Sayılı kabahatler kanunun 2. maddesinde idare yaptırım gerektiren eylemlerin kabahat niteliğinde suçlar olarak nitelendirildiği 5326 sayılı kabahatler kanunun 16. Maddesi ise idari para cezası idari yaptrım türler arasında sayıldığı, yine aynı kanun soruşturma zamanaşımı başlıklı 20/4 maddesinde nispi idari para cezasını gerektiren kabahatlerde zamanaşımı süresi 8 yıl olarak düzenlendiğinden, 8 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacının, davalı bankadan kullanmış olduğu kredi bilgileri/ kredi hareketleri, kredi kullanımını gösteren mevduat hesap hareketleri ve kredi sözleşmesinin sureti celp edilmiştir.
Davaya konu Rekabet Kurulu tarafından verilen kararın iptali için … İdare Mahkemesinin … E., … kararının temyiz edilmesi üzerine Danıştay … Daire Başkanlığının … E., … K. Sayılı dosyası üzerinden temyiz talebinin reddine karar verildiği, bu red kararına karşı karar düzeltme talebinde bulunduğu ve dosyanın karar düzeltme aşamasında olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davaacının davalı bankadan kullanmış olduğu krediler nedeniyle davalı bankanın kartel şeklinde hareketle kredi oranlarını yüksek tutup tutmadığı, davacının zararı bulunup bulunmadığı, dayanak yapılan rekabet kurulu kararını ticari kredileri kapsayıp kapsamadığı tespiti noktasında bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; davalı bankanın kullandırdığı kredilerin Rekabet Kurulu Kararı dahilinde değerlendirilmesinin kabulü halinde, davalı bankanın 05.09.2007-05.07.2011 tarih aralığında ticari nitelikli taşıt ve ticari kredilere uyguladığı akdi faizin denetlenebilmesi için, Rekabet Kurulu Kararında adı geçen 12 banka dışında kalan diğer bankalar arasından seçilebilecek 12 bankanın _ 05.09.2007, 01.08.2008, 08.11.2010, 23.12.2010, 12.05.2011, 30.05.2011 ve 05.07.2011 tarihlerinde ticari taşıt ve taksitli ticari kredilere fiilen uyguladıkları akdi faiz oranlarının celp edilmesi halinde daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabileceği, diğer yandan en önemlisi de, yeni TTK’nun 8 m. hükmü uyarınca ticari nitelikli kredilerin bahse konu Rekabet Kurulu Kararına konu edilmesinin bir çelişki olacağı düşünülerek, dava konusu kredilerin ticari nitelikli kredi olması nedeniyle, 4054 sayılı Rek.Kor.Hak. K’nun 4 m. kapsamında değerlendirilemeyeceği hususları rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu doğrultusunda Rekabet Kurulu kararında adı geçen 12 banka dışında 5 bankaya müzekkere yazılarak, 05/09/2007-2011 tarihleri arasında ticari taşıt ve taksitli ticari kredilere fiilen uygulanan akdi faiz oranları sorulmuş, gelen cevaplar doğrultusunda bilirkişiden alınan ek raporda özetle; davacıya kullandırılan kredilerle eş dönemde emsal nitelikteki kredilere kartel dışında kalan 5 bankanın uyguladığı ortalama faiz oranları tek tek mukayese edildiğinde, davalı bankanın daha düşük faiz oranı ile davacıya kredi kullandırmış olduğu tespitine ilişkin rapor düzenlenmiştir.
Davacı, davalı bankadan 21/08/2007-22/09/2011 tarihleri arasında kullandığı 8 adet taşıt, kobi ve ticari kredilerde Rekabet Kurulu kararına göre davalı bankanın da aralarında bulunduğu 12 bankanın kartel oluşturacak şekilde rekabet ihlalinde bulunduğunu ve uygulanan yüksek faiz nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek tazminat talebinde bulunmuştur.
Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararında; davalı bankanın da aralarında bulunduğu 12 bankanın birlikte hareket ederek mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda faiz karteli oluşturdukları ve rekabeti ihlal ettikleri tespit ve kabul edilmiştir.
Dosya kapsamından; Rekabet Kurulu’nun kararı üzerine, karara konu bankaların açtıkları iptal davalarının ve bu kapsamda da davalı …Ş. tarafından açılan davanın … İdare Mahkemesi’nin 23.01.2015 tarih ve … sayılı kararı ile reddedildiği, kararın Danıştay … Dairesi’nin 16.12.2015 tarih ve … sayılı ilamı ile onandığı, davanın karar düzeltme aşamasında olduğu ve İdare Mahkemesinin kararının henüz kesinleşmediği anlaşılmış ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, Rekabet Kurulu kararı içerik ve özü itibariyle tüketici niteliğindeki bireylere kullandırılan konut, ihtiyaç ve taşıt kredilerini kapsadığı, davacıya kullandırılan ticari nitelikli kredilerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, kaldı ki davacıya kullandırılan kredilerle eş dönemde emsal nitelikteki kredilere kartel dışında kalan 5 bankanın uyguladığı ortalama faiz oranları tek tek mukayese edildiğinde, davalı bankanın daha düşük faiz oranı ile davacıya kredi kullandırmış olduğu, faiz karteli nedeniyle davacının fazla ödeme yapmadığı ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 57. maddesi uyarınca tazmin edilmesi gereken bir zararın oluşmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 35.90-TL red harcının peşin alınan 102.47-TL den düşümü ile arta kalan 66,57- Tl harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca uyarınca hesap ve takdir olunan 2.180, 00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır