Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/286 E. 2018/766 K. 26.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/313 Esas
KARAR NO : 2018/767

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/03/2017
KARAR TARİHİ : 26/06/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava niteliği itibari ile destekten yoksun kalma nedeni ile oluşan zararların tazmini talepli zorunlu trafik sigortacısı aleyhine açılan tazminat davası olduğunu, uyuşmazlık her ne kadar haksız eyleme dayalı ise de davalının sorumluluğu sigorta hukukundan kaynaklandığını, Müteveffa …, davacı-müvekkil ile birlikte yaşamakta ve davacı -müvekkillerin tüm ihtiyaçları müteveffa tarafından karşılanmakta olup, davacı-müvekkiller müteveffanın ölümünden dolayı mütveffanın desteğinden mahrum kaldığından davacı sıfatına sahip olduklarını, her ne kadar Karayolları Trafik Kanununun 90.maddesi ve buna bağlı olarak düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile destek şahsın kusurunun destekten yoksun kalan kişilere yansıyacağı düzenlenmiş ve kazanın meydana gelmesinde davalı-şirketin işleteni olduğu … plakalı araç sürücüsü müteveffa … tam kusurlu olsa da davaya konu trafik kazası Karayolları Trafik Kanununun 90.maddesinde 26.04.2016 tarihinde yapılan değişiklikten önce 24/08/2015 tarihinde meydana geldiğinden kusurun destek görenlere bahsedilmesinin mümkün olmadığını, davacı-müvekkil, iş bu davayı açmadan önce 18.08.2016 tarihinde davalı-şirkete başvurarak Karayolları Trafik Kanunun 97. Maddesindeki yükümlülüğünü yerine getirmiş ve davalı-şirket nezdinde … nolu hasar dosyası açıldığını, … plakalı aracın ZMMS poliçesine bağlı olarak 01.10.2009 tarihli kazaya ilişkin açılan … nolu trafik hasar dosyasının Güvence Hesabın Genel Müdürlüğünden celp edildiğinde de iddialarının doğru olduğu anlaşılacağını, Davalı-şirket, 20.09.2016 tarihli … ref. Nolu yazı cevabında hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı gerekçesi ile davacı-müvekkillerin talebini reddettiğini, davalı-şirket talebin karşılanmayacağını bildirdiğinden davacı-müvekkilin dava açma hakkı doğduğunu, trafik ekiplerince düzenlenen 01.10.2009 tarihli trafik kazası tespit tutanağı ile meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsü …’un asli kusurlu olduğu tespit edildiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığının … sr. Ve … K. Sayılı soruşturma dosyası celp edildiğinde de iddiamızın doğru olduğu anlaşılacağını, yargılama sırasında konusunda uzman bilirkişiler eşliğinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda davacı-mücekkillerin eşi …’un asli kusurlu olduğu ve kazaya etken 3.kişi veya teknik bir arızanın bulunmadığı anlaşılacağını, davacı-… kaza tarihinde 28 yaşında olduğunu, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından kullanılan tablo yarında evlenme ihtimali %27 olup davacı-müvekkilin evlenme ihtimali bulunmadığını, davacı-…, müteveffanın eşi olup tüm ihtiyaçları ölen eşi tarafından karşılanan ev hanımı bir bayan olduğunu, davacı-müvekkilin dört çocuk sahibi olduğu ve mutaassıp bir çevrede yaşadığı dikkate alındığında kendisine destek verecek yeni bir kimse ile evşenme şansı bulunmadığını, bugün itibari ile kaza tarihinden yaklaşık 7 yıl geçmesine rağmen davacı-müvekkilin hala evlenmemiş olması da bu iddialarını doğruladığını, iş bu sebeplerle davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili güvence hesabı, Sigortacılık Kanunu ve Güvence Hesab Yönetmeliği gereğince sadece kaza tarihi itibariyle Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası düzenlenmeyen aracın sürücüsünün dışındaki başka araç sürücüleri veya üçüncü şahısların (yayalar-araç içinde yolcu olarak bulunan kişilerin) uğramış olduğu, maluliyet, ölüm halinde ise destekten yoksun kalma tazminatlarını ödemekle yükümlü olduğunu, kanun ve Yönetmelik gereğince Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası tanzim edilmeyen kendi kusuruyla kazaya sebebiyet veren …. plakalı traktör sürücüsü olan müteveffa …’dan dolayı davacı ve çocukları için Destekten Yoksun Kalma Tazminatı talep edilemeyeceğini, davanın reddinin gerektiğini, Sigortacılık Kanunun 14/b maddesi uyarınca müvekkilim kurum, Zorunlu Trafik Sigortası bulunmayan araçlar nedeniye yaptığı tazminat ödemeleri için, zarara sebebiyet veren ve Zorunlu Trafik Sigortası yaptırmamış olan aracın işletenine, sürücüsüne ve diğer sorumlulara (ve bunların mirasçılarına) kusuru nispetinde rücu eder ve ödediği tazminat masraflarıyla bilikte tahsil edeceğini, tehlike sorumluluğunda tazminatın tayini kusur sorumluluğundaki kurallara bağlı bulunması sebebiyle TBK 52/1 maddesinde öngörülen kazaya sebebiyet veren kusurlu araç sürücüsü yani davacıların desteğinin müterafik kusuru tazminatın tayininde dikkate alınması gerektiğini, tazminat hukuku açısından desteğin kendisinin talep etmesi halinde nasıl müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim gerektiriyorsa, müteveffanın desteğinden yoksun kalan davacı açısından da aynı şekilde desteğin kusurunun kendilerine yansıması, bu nedenle müvekkili kurum açısından da müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmasını gerektiğini, dava konusu trafik kazasında ise kazaya sebebiyet veren müteveffa kusurlu bulunduğu için, desteğin kusurunun davacılara yansıması nedeniyle tazminat istemi eski TBK 5271 maddesi gereğince tamemen kaldırıldığını, şayet davacılara iş bu davaya konu trafik kazası ile ilgili olarak müvekkilim kurum tarafından herhangi bir tazminat ödemesi yapılması halinde trafik kazasında ölen sürücünün kusuru nedeniyle mirasçısı olarak terkrar davacı olan eşe ve çocuklarına rücu edileceğinden, alacaklı ve borçlu sıfatı davacı tarafta birleşmiş olacağından dolayı davanın reddi gerektiğini, bu nedenle Borçlar Kanununun 135, Maddesi gereğince alacaklı ve borçlu sıfatı davacı tarafta birleşmekte olduğunu, aynı kanunun aynı maddesi gereği borç sona ermekte olup davacılara hem tazminat ödemesi yapılıp hem de rücuen alacak davası açılamayacağından dolayı davanın reddi gerektiğini, 14.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı kanunun 4. Maddesi gereğince, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinin birinci fıkrasına aşağıda belirtilen; “g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” Bentleri eklenmiştir, 01.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarfnın A.6/b bendi gereğince, “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri” teminat dışında kalan hallerden biri olarak belirlendiğini, zarar tespit edilmesi gerektiğini, davacı taraf, kazaya sebebiyet veren … plakalı araç açısından kusuru ve bunun sonunda bir zararın oluştuğunu ispatlaması gerektiğini, ayrıca bu zarar miktarı bilirkişi marifetiyle tespit edilmesini, ayın Mahkemenin, İddia edildiği üzere dava konusu trafik kazasına sebebiyet veren … plakalı araç açısından kusur incelemesi yaptırması gerektiğini, güvence Hesabı’nın sorumluluğu teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumunun ödemiş olduğu tazminat varsa tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesi gerektiğini, iş bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; 01/10/2009 tarihinde tek taraflı, zorunlu mesuliyet sigortası bulunmayan … plakalı traktör ile yaptığı kaza neticesinde davacıların murisi …’un vefat etmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminat talepli davadır.
Deliller; bilirkişi incelemesi, Güvence Hesabı nezdinde … sayılı hasar dosyası dosyası,
Mahkememiz dosyası arasına alınan bilgi, belgeler üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmış, 11/04/2018 günlü bilirkişi raporunda kazada … plakalı araç sürücüsü …’un gerçekleşen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, Güvence hesabının sorumluluğu kusur oranı ile sınırlı olacağından %100 kusurlu olduğu dosya içeriği bilirkişisince hesaplandığından alacaklı ve borçlu sıfatı davacı tarafta oluştuğu, kazaya karışan başka araç veya şüpheli tespit edilemediğinden, devamla müteveffanın kendi eylemi sonucu tek taraflı trafik kazasına neden olduğunu olayda üçüncü kişilere yüklenebilir herhangi bir kusur veya suç bulunmadığı, bu nedenlerlede oluşan kusur nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanmadığı bildirilmiştir.
5684 sayılı Sigorta Kanununun 14. maddesinde Güvence Hesabının oluşturulma amacı ve hangi hallerde başvuru yapılacağı düzenlenmiştir. Kanunun 14/l maddesine göre; Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas \edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması Ihalinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat tmiktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur.
Yasanın 14/2/b maddesinde Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, Güvence hesabına başvuru yapılacağı düzenlenmiştir.
Güvence Hesabına yapılan başvurular sebebiyle yapılacak tazminat ödemelerinde “ilgili zorunlu sigortanın” teminat miktarları dikkate alınmaktadır. Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9/1/b maddesinde de yasanın 14/2/b mad yapılan düzenlemenin aynısı yer almıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/11. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Ancak; Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 16. Md. de ”Rücu hakkının kullanılması” başlığı altında yer alan düzenlemede; Hesaptan ödeme yapılması halinde rücu edilecek kişiler sayılmış olup, (a) fıkrasında, “Zorunlu sigorta yaptırmayan veya geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu sigortaları yaptırmayan kişilere” rücu edileceği belirtilmiştir. Yine yönetmeliğin 16/c md. de ; Zarardan sorumlu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine,rücu edileceği düzenlenmiştir. Bu durumda sigorta yaptırmayan kişinin ölümü halinde de, murislerinin hak ve borçlarına miras yoluyla halef olan mirasçıları açılacak rücu davasının muhatabı olmaktadır. Dolayısıyla, destek zararı talep eden kişiler 3. Şahıs sıfatıyla destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecek iseler de, aynı zamanda mirasçı olmaları sebebiyle, murislerinin hak ve borçlarını devralmış olmalarından dolayı destekten yoksun kalan sıfatıyla aldıkları tazminatı, mirasçı sıfatıyla geri ödeme durumunda kalacaklarından alacaklılık ve borçluluk sıfatlarının birleşmesinden söz edilecek olup, bu bağlamda Mahkememiz dosyasında Kazaya karışan başka araç veya şüpheli tespit edilemediği, müteveffanın kendi eylemi sonucu tek taraflı trafik kazasına neden olduğu, olayda üçüncü kişilere yüklenebilir herhangi bir kusur veya suç bulunmadığı, Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 16. Md. deki ”Rücu hakkının kullanılması” durumunda alacaklı ve borçlu sıfatı davacılar üzerinde birleşeceğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 355,22 TL’den mahsubu ile artan 319,32 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 11.070,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Davalı tarafça yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/06/2018

Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır