Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/250 E. 2018/326 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/250 Esas
KARAR NO: 2018/326
DAVA :İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 14/03/2017
KARAR TARİHİ: 28/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin yurtiçi ve yurtdışı kargo taşımacılığı alanında hizmet veren, ait olduğu sektörün lider kuruluşlarından olduğunu, davalı şirketin talepleri üzerine verilen kargo hizmeti neticesinde müvekkil şirketin, davalı borçludan fatura karşılığı 1.484,20-TL tutarında asıl alacağı bulunduğunu, müvekkil şirketin davalı/borçluya ait taşıma işlemlerini gerçekleştirdiğini, bu taşıma ilişkisi sonucu karşı tarafın ödemesi gereken hizmet bedeli borcunun doğduğunu, ancak davalı/borçlu, söz konusu sözleşmeden kaynaklanan hizmet bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca kez müracaat edilmiş ise de, bugüne kadar her hangi bir olumlu neticenin elde edilemediğini, bunun üzerine davalı tarafa karşı İstanbul 14. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak davalı/borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının kendisine tebliğ edilen ödeme emrine rağmen borcunu ödemediğini, borca, takibe, faize ve tüm fer’ ilerine itiraz ettiğini, davalının yetki itirazı haksız olduğunu, icra takibinin yetkili İcra Müdürlüğünden başlatıldığını, davalı/borçlu taraf vekili itiraz dilekçesinde, müvekkili şirketin icra takibini yetkisiz icra müdürlüğünden başlattığını iddia ettiğini, ancak, müvekkili şirket ile davalı/borçlu şirket arasında akdedilen sözleşme hükümleri gereğince, sözleşme hükümlerinden kaynaklanacak ihtilafların çözümünde ihtilafların çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili kılındığını, HMK hükümleri uyarınca yetki anlaşmalarının diğer mahkemelerin yetkisini bertaraf eder nitelikte olduğunu, İ.İ.K. madde 50 ve H.M.K. madde 17 gereğince, tarafların sözleşme ile belirlemiş olduğu İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, davalı/borçlu şirketin icra müdürlüğünün yetkisine itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı/ borçlu tarafın borca, faize ve takibe itirazının haksız olduğunu, davalı tarafın isteği üzerine kendilerine kargo taşıma hizmetinin tam ve eksiksiz olarak verildiğini, ancak verilen kargo taşıma hizmetinin bedelinin davalı tarafça haksız ve kötüniyetli olarak ödenmediğini, davalı, taşıma kural ve koşullarını bilerek hizmet talep ettiğini, buna rağmen sunulan hizmetin bedelini ödememesinin kötü niyetli olduğunu, davalının faize itirazının da kötüniyetli olduğunu, davalı/borçlunun borcuna takip öncesi herhangi bir şekilde faiz işletilmediğini, takip sonrası uygulanan faizin ise usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkil şirketin alacağının, davalı/borçluya verilen hizmeti likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin verdiği kargo hizmetinin karşılığı olarak düzenlenen 19.07.2016 tarihli hesap ekstresi uyarınca, takip konusu alacağın varlığı ve miktarı itibariyle taraflar arasında kesin ve belirli olduğunu, bu sebeple tamamen alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazların reddedilerek, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne; davalı/borçlunun haksız ve kötüniyetli borca, faize, takibe itirazlarının iptaline, davalı/borçlu aleyhine %20 ’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/1-2. maddesi “[1] Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. [2] Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmünü amirdir.
Dosyanın ve ekli icra dosyasının tetkikinden davacı-alacaklı tarafça yapılan ilamsız icra takibine davalı-borçlu tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı, davalının hizmet sözleşmesinden kaynaklanan bakiye 1.484,20-TL borcunu ödemediğini belirterek icra takibine geçmiş olup, alacağın açık hesaptan kaynaklanan alacağa dayanmıştır.
Tarafların yasal ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, yalnızca davacı taraf ticari defterlerini ibraz ettiğinden, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede Serbest Mali Muhasebeci Mali Müşavir Celal Özket’den alınan 28/11/2017 tarihli raporda özetle; taraflar arasında mevcut bir taşıma sözleşmesi olduğunu ve bu sözleşme ile davacı kargo taşıma şirketinin, davalıya taşıma hizmetleri vermeyi üstlendiğini, davacı defterlerinin TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğunu, her üç defter sonuçlarının birbiri ile ve ilgili belgelerle uyum arz ettiğini, defterlerin delil niteliği taşıdığını, davacı yanın, davalı yandan icra takip tarihi itibariyle 1.484,20-TL fatura alacağı olduğunun tespit edildiğini, takip talebinde 1.484,20-TL asıl alacak talep ettiğini, talebinin yerinde olduğunu, alacağa ilişkin 17.5.2016 tarihli 1.484,20-TL bedelli fatura ekinde, davalı tarafından düzenlenmiş konişimento, hava taşıma konişimentosu, düzenlenen faturanın davalı firmaya teslim edildiğine ait barkod bilgilerinin yer almadığının görüldüğünü, ancak davacı şirketin mahkemenin yerinde inceleme kararı gereği şirket merkezinde yapılan incelemede, şirket muhasebe servis yetkilileri tarafından verilen bilgide, şirketin bir süre önce siber saldırıya uğradığından, bir takım bilgi ve belgelere ulaşamadıklarının bildirildiğini, icra takip tarihinden itibaren davacının talepleri doğrultusunda avans faizi uygulanması gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücreti hakkıdaki takdirin mahkemeye ait olduğu rapor edilmiştir.
Davalı vekili, bilirkişi raporuna yönelik itirazında; davacı firmanın üzerine düşen edimleri tam ve zamanında yerine getirmediği, davacı firmanın vermesi gereken hizmeti zamanında vermemesi dolayısı ile müvekkili firmanın mağdur olduğunu, bu nedenle davacıya her hangi bir borcunun bulunmadığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında mevcut bir taşıma sözleşmesi olduğu ve bu sözleşme ile davacı kargo taşıma şirketinin davalıya taşıma hizmeti vermeyi üstlendiği, verilen hizmet karşılığında davacı şirketin açık hesap alacağı olup, alacağa ilişkin 17/05/2016 tarihli 1.484.20-TL bedelli fatura alacağı bulunduğu, davalı vekilince bilirkişi raporuna yapılan itirazda verilen hizmetin inkâr edilmediği yalnızca davacı firmanın üzerine düşen edimlerini tam ve zamanında yerine getirmediği ve hizmetin zamanında verilmemesi nedeni ile davalı firmanın mağdur olduğunu iddia edilmiş ise de; iddiasını ispata elverişli yasal delillerle kanıtlayamadığı, bu itibarla davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle 1.484,20-TL alacaklı olduğu kanaatine varılmakla, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan fatura alacağının tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İle
Davalının İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün…E.sayılı takip dosyasına yaptığın itirazın iptali ile takibin devamına,
Asıl alacak olan 1.484,20 TL ‘nin %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 101,37 -TL karar ilam harcından peşin alınan 31,40-TL nin mahsubu ile noksan kalan 69,97- TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 67,40-TL, davetiye gideri: 103,00-TL, 600,00-Tl bilirkişi ücreti olmak üzere toplam: 770,40- TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiği için hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ nin 13/2. Maddesine göre tayin ve takdir olunan 1.484,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda davanın miktarı yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır