Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/23 E. 2019/220 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/23 Esas
KARAR NO : 2019/220
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2017
KARAR TARİHİ : 13/03/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ticari şirket olduğunu, tacir vasfına haiz olduklarından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 17 vd. maddeleri uyarınca yetki sözleşmesi yapma hak ve yetkileri bulunduğunu, borcun ve sorumluluğun dayanağı olan 15/10/2014 tarihli sözleşmenin 8. maddesinde taraflar yetki anlaşması yaparak, çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu kararlaştırdıklarını, davalı yanın yetki itirazları yerinde olmadığından reddi ile yetki itirazının kaldırılması gerektiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında 15/10/2014 tarihinde Döküm Fabrikası Sökümü ve Satışı ile ilgili sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 1. maddesinde döküm atıklarının bertarafını yapan firmanın davalı firma olduğunun, 2.maddesinde üretim sahasında mekanik söküm işleri yapıldıktan sonra, sökülecek ara bölme duvarların molozlarının da davalı tarafından bertaraf edileceğinin, 6. Maddesinde, iş bitiminin tüm söküm çalışmalarının bitirilmesi, kum kulesi üzerindeki çatının ana bina çatısı ile aynı hizaya getirecek şekilde yeniden yapılması, sökülmüş demir hurdaların, teçhizatların, ponoların, … yerleşkesi dışına çıkarılması; söküm sırasında ortaya çıkan molozların, inşaat atıkları, dökümhane kumu ve yağların çevre mevzuatına uygun bir şekilde bertaraf edileceğinin, yine 6. maddesinde davalının söküm, taşıma ve atıkların bertarafı sırasında davalının … çalışanlarına, … mallarına ve … gayrimenkullerine vereceği muhtemel zararlar ve çevre mevzuatına aykırı bertaraftan dolayı …’ya rücu edilecek tazminatlara karşı 800.000,00-TL teminatlı 3. şahıs mali sorumluluk sigortası yaptıracağının kararlaştırıldığını, davalı tarafından …, sıra numaralı sevk irsaliyelerine de süresinde itiraz etmediğini, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 07/04/2015 tarih ve 14:30-16:45 saatleri arasında yapılan denetim sonucunda … Seri numaralı tutanak tutulmuştur, iş bu tutanakta; müvekkil firmanın faaliyetlerine ilişkin ÇED belgesi ve çevre İzin belgesi’nin bulunduğunu, işletmede bulunan dökümhanenin söküldüğü, evsel ve endüstriyel atık suların arıtma tesisine verildiği, iç izleme analiz raporlarının bulunduğu, endüstriyel atık yönetim plânın onaylandığı ve tehlikeli atıkların lisanslı tesislere verildiği, işletmede sökümü yapılan dökümhaneden kaynaklanan tehlikesiz atıkların ( hurda demir) toplama, ayırma belgesi, geri kazanım lisansı olmayan … San. Ve Nak. Tic. Ltd. Şti.’ne verildiği ve buna ilişkin sevk irsaliyesinin bulunduğu, söz konusu işletmeler hakkında 15/10/2014 tarihli sözleşmenin bulunduğu tespit edilmiş olup, denetime ilişkin bilgi ve belgelerin tutanak ekinde alındığını, davalı yanın kusurlu eylemleri neticesinde sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesinden ve davalı yanın kendinden kaynaklı nedenlerle taraflarına 04/06/2015 tarih ve 5038 sayılı idari para cezası uygulandığını, müvekkil şirket aleyhine kesilen bu para cezasının sözleşme uyarınca ve şahsında yanılgıya sebebiyet veren davalının sorumlu olduğunun açık olduğunu, müvekkil şirket tarafından, söz konusu idari para cezası 09/07/2015 işlem ve valör tarihli dekont ile … Bankası A.Ş. aracılığıyla ödendiğini, taraflarınca ödenen bu paranın sorumlu olan davalıdan tahsili için davalı yana ihtarname keşide edildiğini fakat bu güne kadar taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle davalı yan hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün 2015/37961 E. sayılı dosyasından ilamsız takip yapıldığını, bu takibe de 08/01/2016 tarihinde yetkiye ve borca itiraz edilerek takip durdurulduğunu belirterek, sonuç olarak; davalı yanca icra dosyasına yapılan yetkiye ve borca itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalı yanın likit olan alacağa yaptığı haksız ve mesnetsiz itirazı nedeni ile asıl alacak miktarının %20’si oranında taraflarına icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil firmanın adresi takip talebinden de anlaşılacağı üzere Gebze/Kocaeli olduğunu, müvekkil firma aleyhine başlatılacak takiplerde Gebze İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan icra takibine karşı yaptıkları itiraz neticesinde ikame edilen itirazın davasının da yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili firmanın adresinin Gebze/Kocaeli olması sebebi ile müvekkili firma aleyhine başlatılacak itirazın iptali davasında da Gebze Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava dilekçesinde sözü edilen idari para cezasının müvekkili firma açısından ticari iş olarak nitelendirmenin mümkün olmadığını, her iki tarafın şirket olması, aralarındaki tüm davaların Ticaret Mahkemesinde görülmesi anlamı taşımadığını, davacının, her ne kadar davayı taraflar arasında 15.10.2014 tarihli sözleşmeye dayandırılmaya çalışılsa da, davacıya bakanlık tarafından kesilen idari para cezasının sözleşme kapsamı dışında olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki dışı dava sebebi ile görevli mahkemelerin genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu belirterek mahkememizin görevine itiraz ettiklerini, itirazın iptali davalarında dava zamanaşımının, itiraz tarihinden itibaren 1 yıl olduğunu, takibine 08.01.2016 tarihinde itiraz ettiklerini, itirazın iptali davası 08.01.2017 tarihine kadar açılması gerekirken davacı tarafça huzurdaki davanın 09.01.2017 tarihinde açıldığını, bu sebeple zamanaşımı itirazında bulunduklarını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 04.06.2015 tarih ve 5038 sayılı tutanak ile davacı aleyhine kesilen idari para cezası taraflar arasındaki 15.10.2014 tarihli sözleşmeye dayanılarak müvekkilinden talep edildiğini ancak söz konusu idari para cezasının müvekkilden rücuen talep edilmesinin mümkün olmadığını, 15.10.2014 tarihli sözleşmenin hurda satışına dair değil, 4.200 m2 kapalı alan içerisinde bulunan atıl haldeki … döküm fabrikasının sözleşmenin 2 numaralı maddesinde belirtilen makina ve techizalar haricindeki diğer makine ve techizatların sökümü ve satışı hususunda olduğunu, tesis içindeki teçhizatların satışı için öncelikle sökümü gerekmekte olup söküm işi sözleşme ile müvekkili firma tarafından üstlenildiğini, müvekkili firmanın sözleşme gereği almış olduğu tesisin sökümünü gerçekleştirmesi üzerine davacı tarafından makine ve teçhizatlara dair fatura kesilmesi gerektiğini, davacı tarafın makine ve teçhizat faturası kesmek yerine KDV muafiyetinden yararlanmak için faturaların bir kısmını hurda faturası olarak kestiğini, 15.10.2014 tarihli sözleşme hurda satışına dair bir sözleşme olmayıp tesis içindeki makine ve teçhizatların satışına ilişkin olduğunu, davacının KDV ödememek uğruna hurda faturası kesmesi sebebi ile kendisine Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca uygulanan idari para cezasının müvekkili firmaya yüklenebilecek bir ceza olmadığını, müvekkili firmanın toplama, ayırma belgesi, geri kazanım lisansına sahip olmamasının müvekkiline kusur atfedilmesini gerektirmediğini, 15.10.2014 tarihli sözleşmenin hiçbir yerinde toplama, ayırma belgesi, geri kazanım lisansına sahip olduğuna dair müvekkilinin hiçbir beyanın yer almadığını, sözleşmenin, hurda satışına dair değil tesis içindeki makine ve teçhizatların satışına ilişkin olması müvekkili firmanın toplama, ayırma belgesi, geri kazanım lisansına sahip olmasını gerektirmediğini, tamamen davacının kusuru ile hurda faturası kesilmesi sonucu toplama, ayırma belgesi, geri kazanım lisansına sahip firmaya zorunluluğunu oluşturduğunu, bu durum müvekkilinin kusurundan kaynaklanan bir durum olmayıp davacı tarafıdan kesilen hurda faturası sebebi ile davacıya bakanlıkça uyglanan para cezasını müvekkili firmadan talep edilmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesinde 15.10.2014 tarihli sözleşmenin 6. maddesinde söküm, taşıma ve atıkların bertarafı sırasında müvekkil firmanın … çalışanlarına, … mallarına ve … gayrimenkullerine vereceği muhtemel zararlar ve çevre mevzuatına aykırı bertaraftan dolayı …’ya rücu edilecek tazminatlara karşı 800.000-TL teminatlı 3. Şahıs mali sorumluluk sigortası yaptırılacağı kararlaştırıldığı belirtildiğini ve ” çevre mevzuatına aykırı bertaraftan” kelimeleri koyu renkle yazıldığını, sözleşme maddesinin çok açık olduğunu, tesis içerisindeki makine ve teçhizatların müvekkili firma tarafından sökümü neticesinde ortaya çıkan atık maddenin bertarafı sırasında çevreye bir zarar verilmesi halinde davacıya karşı tazminatlardan müvekkili firmayı sorumlu tuttuğunu, müvekkili firmanın söküm sırasında ortaya çıkan atıkları çevreye zarar verecek şekilde bertaraf etse idi ve bu sebeple çevre mevzuatına aykırılık sebebi ile davacı tazminat ödemek zorunda kalsa idi, müvekkilden bu zararını talep edebileceğini, ancak dava konusu idari para cezası davacının kendi kusuru ile hurda faturası kesmesi sebebi ile mevzuata aykırılık oluşturmasından kaynaklandığını, söz konusu idari para cezasının tamamen davacıyı ilgilendiren bir ceza olup sözleşmeye dayanarak müvekkilinden rücu etmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından …. Noterliği’nin 08.12.2015 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarname ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının uyguladığı idari para cezası müvekkil firmadan talep edilmesi üzerine, müvekkili firma tarafından …. Noterliği’nin 14.12.2015 tarihli, 76250 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verildiğini, müvekkili tarafından gönderilen ihtarnamede de belirtildiği üzere müvekkili firma davacı tarafından bir kısım makine ve teçhizatlara hurda faturası kesilmiş olmasından dolayı zarara uğradığını, müvekkili firmanın, hurda faturası kesmiş olması sebebi ile davacıdan aldığı makine ve teçhizatları toplama, ayırma belgesi, geri kazanım lisanslı kaptan demir … Tic. A.Ş. firmasına hurda fiyatı üzerinden satmak durumunda kaldığını ve ciddi oranda maddi zarara uğradığını, sözleşmeye göre ifa edilmeyen bir husus bulunmadığını, müvekkilinin sözleşmedeki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, satın aldığı tesisi kazasız ve çevreye zarar vermeden sökümünü gerçekleştirdiğini, söküm neticesinde ortaya çıkan ve sözleşme gereği satın aldığı makine ve teçhizatların çevreye zarar vermeden nakliyesini gerçekleştirdiğini, ancak davacı KDV muafiyetinden yararlanmak uğruna müvekkili bilgisi dışında bir kısım makine ve teçhizatlara kestiği faturaları hurda olarak nitelemesi sonucu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından idari para cezasına çarptırıldığını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından müvekkili firmaya uygulanan hiçbir idari para cezası bulunmadığını, usule aykırı işlemin tamamen davacı tarafından yapılmış olup, müvekkili firmaya kusur atfedilemeyeceğini, …. Noterliği’nin 14.12.2015 tarihli, 76250 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşme uyarınca müvekkil firma tarafından davacıya teminat amaçlı verilen … Şubesinin … numaralı, keşide tarihi bulunmayan 300.000,00-TL bedelli teminat çeki müvekkili firmaya iade edilmediğinin bildirildiğini ve iade edilmesi için süre verildiğini, ancak davacı tarafından tamamen kötü niyetli olarak teminat çekinin halen iade edilmediğini belirterek, sonuç olarak, öncelikle davanın usulden reddine, davanın esasına girilmesi halinde haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, % 20’den aşağı olmamak kaydıyla haksız takip tazminatının davacıdan alınarak taraflarına verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2015/37961 Esas sayılı takip dosyasında davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine 104.627,25-TL asıl alacak, 571,87-TL işlemiş faiz takip ( takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari temerrüt faizi ) olmak üzere toplam 105.199,12-TL miktar üzerinden takip başlattığı, davalı şirketin süresi içerisinde borca itiraz ederek takip durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın ve ekli icra dosyasının tetkikinden davacı-alacaklı tarafça yapılan ilamsız icra takibine davalı-borçlu tarafından süresi içinde itiraz edilmiştir. Davalı vekili, her ne kadar itiraz tarihinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde itirazın iptali davası açılmadığından, davanın reddini talep etmiş ise de; 1 yıllık dava açma süresi, itirazın tebliğinden itibaren başladığı, takip dosyasına 08/01/2016 tarihinde icra takibine itiraz edilmiş ise de; itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmediğinden, 09/01/2017 tarihinde açılan davanın süresinde açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasında düzenlenen döküm fabrikası sökümü ve satışı ile ilgili sözleşme hükmü uyarınca bu sözleşmeden doğacak bütün uyuşmazlıklar ve ihtilaflar hakkında İstanbul Ticaret Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılındığından, HMK 17. maddesi uyarınca davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Tarafların dava ve cevap dilekçelerinde dayanmış oldukları deliller dosyaya ibraz edilmiş, davacı şirket hakkında uygulanan para cezasına ilişkin işlem dosyası ilgili bakanlıktan celp edilmiş, taraflar arasındaki sözleşmeye konu 300.000,00-TL lik çekin ibraz edilip edilmediği, ödeme yapılıp yapılmadığı hususları ilgili bankaya sorulmuştur.
Tarafların yasal ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak; uygulanan para cezasında davalının kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, rücu şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia, savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek varsa takip tarihi itibariyle davacı alacağının saptanmasına ilişkin bir çevre mühendisi, bir mali müşavir bilirkişisinden alınan raporda özetle; taraf defterlerinin TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğunu, her üç defter sonuçlarının birbiri ile ve ilgili belgelerle uyum arz ettiğini, defterlerin delil niteliği taşıdığını, HMK 222 hükmü gözetilerek takdirin mahkemeye ait olduğunu, taraflar arasında 15.10.2014 tarihinde Döküm Fabrikası Sökümü ve Satışı ile ilgili sözleşme düzenlendiğini, sözleşmedeki iş bitimi tanımında ” sökülmüş demir hurdaları, tesisatları, panoları, … yerleşkesi dışına çıkarılması” tanımı yer aldığı, bu açıdan yapılan sözleşmenin ” işletmede sökümü yapılan dökümhaneden kaynaklanan tehlikesiz atıkların ( hurda demirin ) uzaklaştırılması işlemini ” de içerdiğini, davalı …’ nin kanunen tehlikesiz atıkların (hurda demir) uzaklaştırılması hizmeti verebilmesi için toplama-ayırma belgesi, geri kazanım lisansı olması gerekli iken anılan belge ve lisansının bulunmadığından, Tekirdağ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü elemanlarınca tutulan 07 04.2015 tarih ve … Tutanak Seri No’lu Denetim Tutanağına istinaden davacı …’ya atıkların lisanslı tesise göndermediğinden dolayı 2872 Sayılı Çevre Kanunu Uyarınca Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ (2015/1) gereğince 46.501,00 * 3 =» 139.503,00 TL idari para cezası uygulandığı, idari para cezası 104.627.25 TL olarak ödendiği, uygulanan idari para cezası atık sahibine uygulandığı, atıktan kanun ve yönetmeliğe uygun olarak uzaklaştırmakta asıl sorumlu atık sahibi … firması olduğu, bu açıdan uygulanan idari para cezası uygun ve yerinde olduğu, davacı … ile davalı … arasında akdedilen sözleşmeye güre “söküm sırasında ortaya çıkan molozlar, inşaat atıkları, dökümhane kumu ve yağların çevre mevzuatına uygun bir şekilde bertaraf edilmesi davalı …’nin sorumluluğunda olduğu, davalı … firmasının kanunen tehlikesiz atıkların (hurda demir) uzaklaştırılması hizmeti verebilmesi için toplama-ayırma belgesi, geri kazanım lisansı olması gerekli iken anılan belge ve lisansı bulunmadığı halde böyle bir iş akdinde bulunması nedeniyle kusurlu olduğu düşünüldüğü, ancak davacı … firması sözleşmede tarif edilen tehlikesiz atıkların (hurda demir) uzaklaştırılması işini başka bir firmaya ihale ederken firmanın Çevre Mevzuatına uygun olarak toplama-ayırma belgesi, geri kazanım lisansı olup olmadığını araştırmakla yükümlü olduğu, işi başka bir firmaya ihale etse de, atık sahibi olarak tehlikesiz atıkların (hurda demir) Çevre Mevzuatına uygun olarak uzaklaştırılmasından birincil derecede sorumlu olduğu, davalı … firmasının da tehlikesiz atıkların (hurda demir) uzaklaştırılması işini gerekli belge ve lisansı olmadan yapması nedeniyle çevre mevzuatına uygun davranmadığından dolayı sözleşme gereği kusurlu olduğu rapor edilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri incelenerek; mevzuat kapsamında davalının sözleşme kapsamında belirtilen işleri yapabilmesi için lisans sahibi olmasının zorunlu olup olmadığı da dikkate alınarak, davacıya uygulanan idari para cezasında davalı kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında bilirkişi heyetinden alınan ek raporda özetle; davacının tarif edilen satışı yapabilmesi için 02/04/2015 tarihli ve 29314 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren atık yönetmeliğinin 5. Maddesi ı bendi ve aynı yönetmeliğin 9. Maddesinin g bendinde yer alan hükümler uyarınca, satış yaptığı firmanın ” atıkların toplama, ayırma belgesi/geri kazanım lisansına ” sahip olan bir işletme olması zorunlu olduğu, davacıya bu hükümlere uymaksızın tehlikesiz atıklarını uzaklaştırdığı için idari yaptırım uygulandığı, dava konusu tehlikesiz atıkların kanun ve yönetmeliklere aykırı olarak uzaklaştırılması ( satılması ) işlemi, davacının da belirttiği üzere sözleşme kapsamında üstlendikleri iş ve işlemlerin doğal bir sonucu ve devamı olduğu, davalı firma sözleşme gereği üstlendiği iş ve işlemler sonucunda sökümü gerçekleştirdiği makinaları ( davacının kestiği hurda demir faturası ile ) satın alarak tehlikesiz atıkların ( hurda demir ) uzaklaştırması işini üstlendiği, kanunen tehlikesiz atıkların uzaklaştırılması işlemini yapan işletmelerin toplama, ayırma belgesi, geri kazanım lisanslı olması zorunlu olduğu, davalı söz konusu lisansa sahip olmaksızın tehlikesiz atıkların uzaklaştırılması işini üstlenerek çevre mevzuatına aykırı hareket ettiği rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında 15.10.2014 tarihinde Döküm Fabrikası Sökümü ve Satışı ile ilgili sözleşme düzenlendiği, davalı firma sözleşme gereği üstlendiği iş ve işlemler sonucunda sökümü gerçekleştirdiği makinaları ( davacının kestiği hurda demir faturası ile ) satın alarak tehlikesiz atıkların ( hurda demir ) uzaklaştırması işini üstlendiği, davalı …’ nin kanunen tehlikesiz atıkların (hurda demir) uzaklaştırılması hizmeti verebilmesi için toplama-ayırma belgesi, geri kazanım lisansı olması gerekli iken anılan belge ve lisansının bulunmadığından, … Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü elemanlarınca tutulan 07 04.2015 tarih ve … Tutanak Seri No’lu Denetim Tutanağına istinaden davacı …’ya atıkların lisanslı tesise göndermediğinden dolayı 2872 Sayılı Çevre Kanunu Uyarınca Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ (2015/1) gereğince 46.501,00 * 3 =» 139.503,00 TL idari para cezası uygulandığı, idari para cezasının dava açma süresi içerisinde ödendiğinden, 3/4’üne tekâbül eden 104.627.25- TL olarak ödendiği anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; davalı firma sözleşme gereği üstlendiği iş ve işlemler sonucunda sökümü gerçekleştirdiği makinaları (davacının kestiği hurda demir faturası ile ) satın alarak tehlikesiz atıkların ( hurda demir ) uzaklaştırması işini üstlendiği, kanunen tehlikesiz atıkların uzaklaştırılması işlemini yapan işletmelerin toplama, ayırma belgesi, geri kazanım lisanslı olması zorunlu olduğu, davalı söz konusu lisansa sahip olmaksızın tehlikesiz atıkların uzaklaştırılması işini üstlenerek çevre mevzuatına aykırı hareket ettiği, davalının kusurlu eylemi nedeni ile davacıya idari para cezası uygulandığı, uygulanan idari para cezasının yerinde olduğu ancak uygulanan idari para cezasında davalının kusur ve sorumluluğu bulunduğundan; rücu şartları gerçekleşmiş olmakla, davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren idari para cezasının işlemiş ticari avans faizi ile birlikte iadesi gerektiğinden, davalının takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile 104.627,25-TL asıl alacak, temerrüt tarihinden itibaren mahkememizce hesaplanan 488,25-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 105.115,50-TL miktar üzerinden takibin devamına karar verilmiştir. Davalının takip dosyasına yaptığı itirazın haksız olması ve alacağın likit alacak olması nedeni ile davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İle
Davalının … İcra Dairesinin 2015/37961 E.sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 104.627,25 TL asıl alacak, 488,25 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam: 105.115,50 TL miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı olan 104.627,25 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık 10,50 oranında ve değişen oranlarda işleyecek ticari avans faiz oranı uygulanmasına,
Asıl alacak tutarı olan 104.627,25 TL’nin %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 7.180,43-TL karar ilam harcından peşin alınan 1.270,54-TL nin mahsubu ile eksik kalan 5.909,89-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Davacının yatırmış olduğu 1.270,54- TL peşin harç davalı tarafından yatırılması gereken karar ilam harcından düşüldüğünden, toplam bu miktarın 1.270,54-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 36,00-TL ( başvurma ve vekalet harcı ) davetiye, posta gideri:166,70- TL, bilirkişi ücreti: 1.200,00-TL olmak üzere toplam: 1.402,70- TL yargılama giderinden kabul/red oranı (%99,92) üzerinden hesaplanan 1.400,80- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ nin uyarınca hesap ve takdir olunan 11.159,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT’ nin uyarınca hesap ve takdir olunan 83,60- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır