Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/213 E. 2018/1361 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/213 Esas
KARAR NO : 2018/1361
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2017
KARAR TARİHİ : 19/12/2018

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … markalı madeni yağların satışı ve satış faaliyetlerinin geliştirmesi konusunda karşılıklı hak ve yükümlülükleri düzenleyen 01.01.2012 tarihli bayilik sözleşmesi ve bu sözleşmenin eki niteliğinde ariyet demirbaş senedi akdedilmiş olup, işbu belgeler ayrıca davalı … tarafından da müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ariyet demirbaş senedi uyarınca müvekkili şirket davalı şirkete değeri tarafların mutabakatı ile 7.000- Dolar olarak kararlaştırılan bir takım ekipman ve emtiayı ariyet olarak verdiğini ve bunun karşılığında davalı şirketin de bir takım diğer yükümlülükleri ile birlikle müvekkil şirketten olmak üzere toplamda 55 ton madeni yağ (… Serisi, … Serisi ve … CT U)W-30) almayı taahhüt ettiğini, ne var ki sözleşmede kararlaştırılan işbu satın alma taahhüdüne rağmen; davalı şirket taralından ne yıllık alım taahhütleri ne de toplam alım taahhüdünde gösterilen tutarlarda alım gerçekleştirilmediğini, taraflar akdedilen sözleşme ve ariyet demirbaş senedi ile ayrıca davalı şirket tarafından alım taahhüdüne uyulmaması ve/veya sözleşmenin ihlal edilmesi ve/veya sözleşmenin herhangi bir şekilde feshedilmesi durumunda ve/veya sözleşmenin davalı şirket tarafından alım taahhüdü yerine getirilmeden önce herhangi bir şekilde son bulması durumunda; müvekkili şirketin ekipman ve emtiaların iadesi talep edebileceğini ve böyle bir talep durumunda davalı şirketin ekipman ve emtiaları 20 (yirmi) müvekkili şirkete teslim edeceğini, davalı şirketin teslimde gecikmesi durumunda gecikilen her hafta için 500 USD cezai şart ödeyeceği ve teslimin talep tarihinden itibaren en geç 1 ay içerisinde gerçekleşmemesi durumunda müvekkili şirketin ekipman ve emtianın değeri olarak tespit edilen 7.000-USD’yi davalı şirketten talep edebileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkil şirket tarafından … Noterligi’nin 07.11.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı şirkete; taraflar arasındaki sözleşme gereği yüklenmiş bulunduğu satın alma taahhüdünün miktar/sözleşme süresi göz ününe alınarak hesap edilecek eksik kalan kısmının tamamının, sözleşmenin 6.3 (1.3.) maddesi uyarınca süz konusu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 15 (onbeş) gün içerisinde satın alınarak sözleşmesel yükümlülüğünün yerine getirilmesi aksi halde sözleşme’nin müvekkili tarafından haklı nedenle fesh edilerek, feshin hüküm ve sonuçlarının işletileceği ve yasal prosedürün başlatılacağının bildirildiğini, bu ihtarnameye cevap olarak davalı şirketin, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca kendisine tanınan 15 (onbeş) günlük sürenin dolmasından sonra … Noterliğinin 25.11.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; alım taahhüdüne uymadığını açık bir şekilde kabul ettiği ve bu ihlaline gerekçe olarak da kötü niyetli ve haksız şekilde müvekkili şirketin peşin satış yaptığı iddiasını ileri sürdüğünü, sonrasında müvekkili şirket tarafından … Noterliğinin 06.12.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; davalı şirketin ihtarnamesindeki iddiasının gerçeği yansıtmadığı, aksinin kabulü durumunda dahi Bayilik sözleşmesinin 2.3. maddesi uyarınca müvekkil şirketin ürün bedellerini peşin olarak talep etme hakkı bulunduğunu, kendisine tanınan sürede alım taahhüdünü yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmenin “Sözleşmenin Haklı Sebeple Fesih” başlıklı 63 (1.3.) madde uyarınca tek taraflı olarak feshedildiğini, sözleşmenin feshi sebebiyle söz konusu ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 20 gün içinde, ariyet demirbaş senedinde yazılı ekipman ve emtiayı müvekkil şirketin adresine iade ve teslim etmesi, teslimde gecikilen beher gün için ariyet demirbaş senedinde yazılı olduğu üzere 500- USD (beşyüz Amerikan doları) tutarında ayrıca cezai şart talep edileceği,ihtarnamenin tebliğ edilmesinden itibaren 1 ay geçmesine rağmen ekipman ve emtianın halen iade edilmemiş olması halinde, ekipman ve emtianın değeri olarak 01.01.2012 tarihli ariyet demirbaş senedi ile taahhüt edilen 7.000- USD’nin cezai şart ile birlikte tahsili amacıyla müvekkil şirketin fazlaya İlişkin alacak ve diğer yasal başvuru hakları saklı kalmak kaydı ile hukuki prosedür başlatacağını davalı şirkete bildirildiğini, söz konusu ihtarnameyi tebliğ alan davalı şirket, müvekkil şirketin kendisine ariyet olarak vermiş olduğu ekipman ve emtiayı teslim etmek yerine, müvekkili şirkete başka bir ihtarname göndererek aynı şekilde bir takım soyut gerekçeler ileri sürerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun şekilde sözleşmeyi kendilerinin feshettiğini, ki sözleşme ihtarname tarihinde müvekkil şirket tarafından haklı nedenle zaten feshedilmiş durumda olduğunu, ariyet konusu ekipman ve emtiayı müvekkili şirketin gelip teslim alması gerektiğini iddia ettiğini, böylelikle de müvekkili şirketin davalı tarafın salt sözleşme ile yüklenmiş olduğu edimleri yerine getirmekten kaçınmak amacıyla soyut bahaneler ürettiğinden emin olduğunu ve davalı tarafın bu ihtarnamesine herhangi bir cevap vermediğini, davalı şirketin icra takibi öncesinde müvekkil şirkete göndermiş olduğu ihtarnamelerdeki, müvekkil şirketin davalı şirkete peşin haricinde mal satışı yapmamış olması gerçeği yansıtmamakla birlikte aksinin kabulü durumunda dahi sözleşmeye göre müvekkili şirketin ürünlerin bedelini peşin talep etme hakkı bulunduğunu, bununla birlikte müvekkili şirketin taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 1.4. maddesi uyarınca sözleşmeyi hiçbir sebep göstermeden tek taraflı şekilde feshetme hakkının bulunduğunu, bu sebeple ölürü müvekkili şirketin taraflar arasındaki sözleşmeyi feshederek davalı şirketten ariyet konusu ekipman ve emtiayı talep edebilmek için davalı şirketin alım taahhüdünü yerine getirmemiş olmasına dahi gerek bulunmadığını, davalı şirket tarafından alım taahhüdüne uyulmamasının müvekkili şirketten kaynaklandığının iddia edilmesinin ne hukuk ne de mantık ile açıklanabilir bir yönünün bulunmadığını, davalı şirketin müvekkili şirkete gönderdiği ikinci ihtarnamede ariyet konusu ekipman ve emtiayı müvekkili şirketin davalı şirketten teslim alabileceğini beyan ettiğini, bu beyanın hukuken herhangi bir sonucunun bulunmadığını, davalıların bu şekilde beyanda bulunmalarının amacı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargıya taşınması durumunda müvekkili şirketi ispat sorunu ile uğraştırmaktan ve ekipman ve emtiayı iade etmekten kaçınmaktan başka bir şey olmadığını, sonuç olarak davalı tarafın müvekkili şirkete göndermiş olduğu ihtarnamelerdeki iddiaların hepsi haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve açık bir şekilde kötüniyetli olduğunu, müvekkili şirketin haklı taleplerine karşılık davalı şirket tarafından kötüniyetli şekilde bir takım soyut ve gerçeklerle bağdaşmayan iddialar ileri sürülerek mülkiyeti müvekkili şirkete ait ekipman ve emtia müvekkili şirkete iade edilmediğinden dolayı taraflar arasındaki sözleşme ve ariyet demirbaş senedi uyarınca, müvekkili şirket tarafından, tarafların ekipman ve emtianın değeri olarak tespit ettiği 7.000- USD ve teslimde gecikilen 10 gün için öngörülen cezai şart bedeli olarak 5,000 USD’nin davalılardan tahsili amacıyla davalılar hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … E. nolu dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların …. İcra Müdürlüğü’nün … E, nolu dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi iddiaları gerçeklerle örtüşmediğini belirterek itirazın haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle, davalılar tarafından yapılan itirazın davalı şirket yönünden tamamen iptaline, davalı … yönünden ise kefil olarak sorumlu olduğu 7.000,00-USD yönünden iptali ile takibin devamına alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükme dilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın piyasada bulunan aynı özellikteki marka değeri sahip ürünlere göre müvekkiline yönelik “yüksek fiyat” uygulamasında bulunduğunu, davacının piyasadaki diğer müşterilerine aynı ürünleri müvekkili şirkete nazaran çok daha düşük fiyata tedarik ettiğini, davacı tarafından bilerek ve isteyerek müvekkiline yönelik yapılan bu yüksek fiyat uygulaması neticesinde müvekkili şirketin aynı piyasada faaliyet gösteren diğer firmalarla rekabet etme kabiliyetinin hukuka aykırı bir şekilde sınırlandırıldığını, müvekkili şirketi İçişleri Bakanları bünyesinde faaliyet yürüten Emniyet Müdürlüğüne ve Emniyet Müdürlüğü’nün yan kuruluşlarına hizmet veren bir firma olduğunu, müvekkili şirketin ve Emniyet Müdürlüğü arasında yapılacak olan işlere yönelik farklı alanlarda taahhütler bulunduğunu, davacı tarafın müvekkili şirkete yönelik bilerek ve isteyerek yürüttüğü yüksek fiyat politikası neticesinde müvekkili şirket emniyet müdürlüğüne vermiş olduğu taahhütleri yerine getirebilmek için davacı dışında piyasada faaliyet gösteren diğer firmalardan mal temin etmek zorunda kaldığını, bu firmaların bire bir aynı özellikteki malı davacıdan çok daha düşük fiyata müvekkiline sattığını, davacı şirketin piyasa teamüllerinin aksine yalnızca peşin para karşılığında müvekkiline mal temin edebileceğini ilettiğini, yani davacı müvekkiline tedarik ettiği malın peşinen bedelini almadan mal teslimi yapmadığını, davacının tüm iyi niyetli görüşmelere rağmen yalnızca peşin para karşılığında mal teslimi yapabileceğini ifade ettiğini, ticari tahammüllere ve madeni yağ sektörünün yerleşik uygulamalarına göre davacının herhangi bir peşin ödeme almadan malı müvekkiline teslim etmesi ve teslim edilen malın satılmasıyla birlikte bedeli tahsil etmesi gerektiğini, davacı bu uygulamayı kabul etmediği için ve piyasaya göre aynı nitelikteki malı yüksek fiyatla müvekkiline satmaya çalıştığı için davacının şirketine ait … markalı yağların satışı doğal olarak kısıtlı kaldığını, satışın kısıtlı kalmasıyla birlikte müvekkilinin bayilik sözleşmesinde ifade edilen miktarda satış gerçekleştiremediğini, sözleşmede ifade edilen miktarda satışın gerçekleşmemesi müvekkilinin değil davacının sebebiyet verdiği bir durum olduğunu, dolayısıyla sözleşmeyi hilal eden tarafın davacı olduğunu, bu duruma rağmen … İcra müdürülüğünden başlatmış olduğu ilamsız takipte müvekkilinden 5.000 USD- cezai şart talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının aynı icra takibinde 01.01.2012 tarihli ariyet demirbaş senedini gerekçe göstererek 7.000- USD emtia bedeli talebinde bulunduğunu, davacı bu talebinde de haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı tarafa ihtarnameye cevap olarak gönderdikleri … Noterliğinin 21.12.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamelerinde açık bir şekilde bayilik sözleşmesini tek taraflı feshettiklerini bu fesih nedeniyle doğacak zararlardan davacının maddi ve manevi anlamda sorumlu olduğunu ve müvekkili şirkette bulunan davacıya ait demirbaş senedindeki yazılı emtiaları göndermiş olduklarını, ihtarnamenin tebliğinden itibaren en geç 3 gün içerisinde müvekkili şirketten teslim alabileceğini, teslim alamaması durumunda müvekkili şirketin bu emtialara dair herhangi bir sorumluluğu kabul etmeyeceğini açıkça ifade etmelerine rağmen bahse konu emtiaların davacı tarafından bilerek teslim alınmadığını, sonrasında ise teslim alınmayan emtiaya ilişkin hukuka aykırı bir şekilde ilamsız icra takibi yapıldığını, sonuç olarak, davanın reddine karar verilmesini, tüm mahkeme masraflarını ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını savunmuştur.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin fesih edilmesi nedeni ile ariyet bedeli ve ceza-i şart alacağına dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/1-2. maddesi “[1] Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. [2] Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmünü amirdir.
Dosyanın ve celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün … E, nolu dosyasının tetkikinden, davacı-alacaklı tarafça emtia bedeli olarak 7.000,00-USD asıl alacak, cezai şart olarak 5.000,00- USD TL asıl alacak ile kamu bankalarının USD mevduatına uyguladığı faiz oranı üzerinden hesaplanan işlemiş faizi ile birlikte toplam 12.006,90-USD tutarı üzerinden davalı-borçlular aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe davalılar tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Tarafların bildirmiş olduğu deliller dosyaya ibraz edildikten sonra, tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosyaya sunulan belgeler üzerinde belirlenen uyuşmazlık konularında bir finans uzmanı, bir akaryakıt uzmanı bilirkişisinden alınan raporda özetle; taraflar arasındaki mal alım taahhüdüne davalı tarafın uymadığı, bu durum sözleşmenin davacıya verdiği yetkiye de dayanarak haklı sebeple fesih nedeni olmakla birlikte, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin feshine ilişkin hükmün satıcı davacının ihtarına rağmen 15 gün içinde taahhüdün yerine getirilmemesi durumunda fesih hakkının doğacağı anlaşıldığı, sözleşmenin feshi karşısında ariyet olarak alınan demirbaşların iadesi süresi içerisinde gerçekleştirilmediği bu sebeple ariyet sözleşmesinde belirlenen; sözleşme konusu ariyetlerin süresinde teslim edilmemesi nedeni ile 7.000,00-TL tutarına kadar şahsen müteselsil kefil sıfatı ile kabul ettiği, bu itibarla davacının haklı olarak sözleşmeyi fesih ettiği, fesih sonrasında ise daha önce ariyet olarak verilen menkul malların ya da bedelin davacı firmaya iadesi gerektiği, bu iade borcu veya sözleşme ile tespit edilen 7.000,00-USD bedeli bakımından davalının temerrüde düştüğü. USD bazında temerrüt faizini ödemekle yükümlü bulunduğu rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı ile davalı şirket arasında … markalı maden yağları satışı konusunda 01/01/2012 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi ve bu sözleşmenin eki niteliğinde ariyet demirbaş senedi düzenlendiği, diğer davalı … bu anlaşmadan doğmuş ve doğacak her türlü yükümlülük, taahhüt ve borçlarına 7.000,00-USD ye kadar müteselsil kefil sıfatı ile kefil olduğu anlaşılmıştır. Sözleşme uyarınca sözleşme süresi içinde davalı bayinin, davacı satıcıdan asgari toplam 55 ton motor yağlarına ilişkin satın alma taahhüdünde bulunduğu, ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davalının alım taahhüdünü yerine getirmediği, sözleşmenin davacı tarafça haklı nedenlerle fesih edildiği anlaşılmıştır. Kaldı ki; uyuşmazlığın ariyet demirbaş senedinde yazılı ekipman ve emtianın iade edilmemesi nedeni ile ariyet bedeli ve ceza-i şartın istemine ilişkin olup, taraflar arasında düzenlenen ariyet demirbaş senedinde “satıcının hiçbir sebep göstermeksizin dilediği zamanda ve hiçbir süre vermeksizin taraflar arasında akdedilmiş bulunan anlaşma şartları doğrultusunda anlaşmanın sona ermesi ve/veya satıcı tarafından fesih edilmesi halinde işbu eşyanın iadesinin talep hakkı bulunduğunu kabul ile bu hakkını kullandığı takdirde, davalı firmanın, hiçbir iddia ve itirazda bulunmayacağı ve eşyayı 20 gün içerisinde derhal satıcıya iade ve teslim edeceği, 20 günden sonra teslimde gecikilen beher için için satıcıya 500,00-USD ceza-i şartı vereceği ve bu eşyayı kendi malı gibi iyi koruyacağı ve herhangi bir şekilde ziyanı halinde veya satıcının iade talebinden itibaren en geç 1 ay içinde iade edilmediği ve/veya her hangi bir şekilde hasarlanması halinde teslim edilen ekipmanın değeri olarak 7.000,00-USD bedelini satıcıya tazmin edeceği, bu bedel üzerinden fahişlik def’inde veya indirim talebinde bulunmayacağı, diğer davalı …’ ün ise teslim alınan ekipmanların herhangi bir bir nedenle satıcıya iade edilmemesi halinde bu taahhütnamede belirtilen değerini ödeme borçlularına; 7.000,00-USD tutarına kadar şahsen müteselsil kefil sıfatı ile kefil olduğu” anlaşılmıştır.
Bu itibarla davalı firmanın, sözleşmenin davacı firma tarafından feshi halinde ariyet demirbaş senedi uyarınca, ariyet olarak verilen ekipmanları 20 gün içerisinde derhal satıcıya iade ve teslim taahhüdünde bulunduğu, 20 günden sonra teslimde gecikilen her gün için satıcıya 500,00-Dolar ceza-i şart ve ekipmanların teslim edilmemesi halinde ekipman değeri olarak saptanan 7.000,00-USD bedelini satıcıya tazmin edeceğini kararlaştırılmış olduğu, sözleşmenin … Noterliği’nin 06/12/2016 tarih, … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile davacı tarafından fesih edildiği, ihtarnamenin 08/12/2016 tarihinde davalı firmaya tebliğ edildiği, 20 günlük süre içerisinde ekipmanların bizzat davalı tarafından davacı firmaya iade ve teslim edilmediği, davacı firmanın ekipman değeri olarak kararlaştırılan 7.000,00-USD ‘ile ayrıca 20 günden sonra gecikilen her gün için 500,00-USD ceza-i şartı talep etme hakkı bulunduğu, takip tarihi itibariyle davacının 5.000,00-USD ceza-i şart alacağı bulunduğu kanaatine varılmakla, davanın kabulü ile, davalılar tarafından yapılan itirazın davalı şirket yönünden tamamen iptaline, davalı … yönünden ise kefil olarak sorumlu olduğu 7.000,00-USD yönünden iptaline, takibin devamına karar verilmiştir.
Davalıların takip dosyasına yaptıkları itirazın haksız olması ve alacağın likit olması nedeni ile hükmedilen asıl alacak miktarı üzerinden % 20 oranında davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İle
Davalıların …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile takibin davalı şirket yönünden 12.000,00- USD asıl alacak, 6,91 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.006,91- USD, davalı kefil … yönünden kefille sorumlu olduğu 7.000,00- USD asıl alacak miktarı yönünden takibin devamına,
Takip tarihinden itibaren 12.000,00- USD (davalı kefil … yönünden 7.000,00- USD ile sınırlı olmak üzere) asıl alacağa kamu bankalarının 1 yıllık USD mevduatına uyguladığı en yüksek faizin ödeme emrinde talep edilen yıllık %3 temerrüt faiziyle sınırlı olmak üzere uygulanmasına,
Asıl alacak miktarı olan 12.000,00- USD (davalı kefil … yönünden 5.000,00 USD’nin karşılığı olan 19.278,50- TL ile sınırlı olmak üzere) takip tarihindeki kur karşılığı olan 46.268,40 TL’nin % 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 3.054,15- TL karar ilam harcından, peşin alınan 562,08 -TL harcın mahsubu ile noksan kalan 2.492,07- TL bakiye ilam harcının ( davalı …’ün 1.218,48-TL ye kadar olan kısmından sorumlu olmak üzere ) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 598,08- TL, davetiye posta gideri: 130,00- TL, bilirkişi ücreti:1.500,00- TL olmak üzere toplam: 2.398,08-TL. yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.268,10- TL vekalet ücretinin (davalı …’ün 3.127,90-TL ye kadar olan kısmından sorumlu olmak üzere ) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır