Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1144 E. 2018/275 K. 19.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1144 Esas
KARAR NO: 2018/275
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/12/2017
KARAR TARİHİ: 19/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 25.İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, takibe konu olan borç taraflar arasındaki ticari/hizmet ilişkisinden kaynaklanmakta olduğunu, 21/09/2015 tarihli 7.405,76 TL bedelli faturanın 4.645,44 TL lik bakiyesi, 22./04/2016 tarihli 5.244,66 TL bedelli fatura, 22./04/2016 tarihli 6.855,91 TL bedelli fatura, 22./04/2016 tarihli 4.906,38 TL bedelli fatura, 22./04/2016 tarihli 5.514,33 TL bedelli fatura, 22./04/2016 tarihli 10.571,40 TL bedelli fatura, 22./04/2016 tarihli 1.737,14 TL bedelli faturalar gereğince müvekkilinin davalı şirketten alacaklı konumunda olduğunu, Davalının, borca itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar gerçeği yansıtmadığını, davalı tarafından müvekkili şirkete gönderilen 10.01.2017 tarihli mutabakat mektubunda ” şirketimizde bulunan zari hesaplarınızda 31 aralık 2016 tarihinde 39.594,17 (A) alacağınız bulunmaktadır. Mutabakatınızın bildirilmesini rica ederiz” şeklinde bir ifade ile müvekkili şirkete 39.594,17 TL borçlu olunduğun kabul ettiğini, Bu nedenler ile fazlaya ilişkin tüm hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla Davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline ve fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2017/7153 E. sayılı takibinin 39.475,26 TL takip miktarı için kaldığı yerden devamına, bu miktara takip tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına, borçlunun itirazının tamamen haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, Tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı, müvekkil ile … başvuru sözleşmesi kapsamında ticari faaliyette bulunduğunu, Sözleşme kapsamında .. ile başvuru merkezi olarak görev yapan bayileri çalışmalarında; “Bayi, müşteri ile irtibat sağlayıp, satışı gerçekleştirir; sözleşme, başvuru formu gibi belgeleri teslim alıp …’e gönderir. Bayi, …’in kendisine zimmetlediği Kredi Kartı Tahsilat Cihazını (P.O.S.) kullanarak, müşteriden tahsilatı … banka hesaplarına yapar. Müşteriden doğrudan kendi hesabına tahsilat yapması bayilik sözleşmesine aykırıdır. Müşteriye fatura … tarafından düzenlenir.” denilmiştir. Davacının dava konusu komisyonları tahsil edebilmesi için, aracılık yaptığı müşterilerin borçlarının …’e ödenmiş olması gerektiğini, davacının bu çalışma usulünü bildiği halde, bedeli … tarafından tahsil edilmemiş satışları için de komisyonları talep etmekte olduğunu, … Bayilik sözleşmesi fesih olsa bile, müşteri tahsilatları gerçekleşen satışlar için davacının hesabına komisyon paylarını aktarmış olduğunu, Dolayısıyla davacı kestiği fatura tutarlarının tamamını değil, müşterilerden tahsil edilen kısım kadarını müvekkilden talep edebileceğini, Davacının talep ettiği tutarın müşterilerden tahsil edilmemiş kısım olduğunu, bu nedenle alacak tahakkuk etmediğinden davacının talep ettiği kadar alacağı bulunmamakta olduğunu, Her ne kadar takip konusu faturalar müvekkiline teslim edilmiş ise de yukarıda belirtilen çalışma şekli nedeniyle faturalara itiraz edilmediğini, hak edişler gerçekleştikçe davacıya ödemeler yapıldığını, tahsil edilemeyen tutarlar için ödeme yapılmadığını, Fatura içeriği satışların yapıldığının ispatı gerektiğini, Müvekkiline ait ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde davacının talep edebileceği tutarın tespit edilebileceğini, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından sunulan 14/03/2018 havale tarihli dilekçesinde; davadan vazgeçtiklerini, feragat nedeniyle gereğinin yapılmasını, Davalı vekili tarafından sunulan 15/03/2018 havale tarihli dilekçesinde; davacı tarafından sunulan feragat beyanını kabul ettiklerini, yargılama giderleri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını, feragat nedeniyle davanın neticelendirilmesini talep etmiştir.
Davadan feragat HMK 307. maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davacının, talep ve sonuçlarından kısmen veya tamamen vazgeçtiği bir taraf işlemidir. Feragat bildirimi de HMK’nun 309.maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Harçlar kanununa göre alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcınının, peşin alınan 674,14 TL ‘den mahsubu ile kalan 638,24 TL ‘nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iadesine,
3-Davalı tarafça talep edilmediğinden vekalet ücreti konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/03/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır