Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1142 E. 2019/235 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1142 Esas
KARAR NO : 2019/235
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2017
KARAR TARİHİ : 20/03/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan İhtiyati Haciz davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı müvekkil şirket arasında akdedilen danışma ve yönlendirme hizmeti sözleşmesine ilişkin faturaların ödenmemesi üzerine icra takibi başlattıklarını, bu takibe davalı tarafça haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, müvekkili şirketin Taksim Talimhane de yer alan oteller bölgesindeki otellerin danışma ve yönlendirme hizmetini sağladığını, davalı ile müvekkili arasında bahse konu hizmete ilişkin olarak 2012 Ocak ayında başlayacak şekilde sözleşme akdedildiğini, hizmet ifası devam etmekte iken, davalının faturaları ödememeye başladığını beyan ederek davalının itirazının iptaline ve asıl alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 2012 Ocak ayında imzalanan sözleşmenin 31/12/2014 tarihi itibari ile davalı müvekkili tarafından feshedildiğini, takibe konu faturaların Eylül 2015- temmuz 2016 aylarına ilişkin olduğunu, fatfraların sözleşme sonlandıktan sonra düzenlendiğini, faturaların davalı müvekkilinin defterlerine kayıtlı olmadığını, faturaların davalı müvekkiline gönderilmediğini, takibin mesnetsiz ve haksız olduğunu, davalının sözleşmeyi sözleşmenin 6. Maddesinin 2 nolu bendinde yer alan hüküm gereği feshettiğini, sözleşmenin 31/12/2014 tarihinde hukukça ve fiilen sona erdiğini, davacının sözleşme sona ermesine rağmen fatura kesmesi ve takip yapmasının kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini ve takip miktarının % 20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde özetle ; davalının oteller bölgesine araç ve yaya girişi sadece müvekkil tarafından kontrol ve yönlendirme hizmeti veren giriş – çıkış kapılarından yapıldığını, fesih öncesi ve sonrasında davalı yanın aldığı hizmet nedeniyle sorumluluğun tespit edilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin talebi doğrultusunda beyoğlu Belediyesine 1 nolu celsenin 2 nolu ara kararı gereği müzekkere yazılmış olup , ilgili idarece verilen cevabi yazıda ; ” Belediye hudutları dahilinde ki Talimhane Bölgesinde 2015-2016 yıllarında bir takim güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesine ilişkin davacı şirket veya başka şirketler tarafından hizmet verildiğine ilişkin belediyemizde bilgi ve belge mevcut olmadığı, bölgenin asayiş ve güvenliği Emniyet güçleri ve zabıta elemanlarımızca sağlanmakta olup, bunun dışındaki otel hizmetlerine ilişkin sözleşmeler belediyemizin bilgisi dışında olduğu ” ifadelerine yer verilmiştir.
Mahkememizce …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesi sonucunda davacının davalı aleyhine 14.968,46 TL lik ilamsız takip başlattığı, davalının itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce davacı ve davalının yasal ve ticari defterleri üzerinde muhasebe ve finan uzmanı bilirkişiye inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu alınmıştır. Alınan bilirkişi raporu ticari defterlerin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu ifade etmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 01/01/2012 tarihli hizmet sözleşmesinin ” işin süresi ” başlıklı 6. Maddesinde ” sözleşme 01/01/2012 tarihinde başlar, 31/12/2012 tarihinde sona erer, ancak sözleşme bitiminden 1 ay önce fesih ihbarı yapılmadığı takdirde sözleşmenin hizmette ilgili hükümlülükleri aynen devam eder, ücret konuları ayrıca düzenlenir, otel tek taraflı olarak her zaman sözleşmeyi tazminatsız olarak feshetme hakkına sahiptir” hükmü düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından davalı şirketin 21/11/2014 tarihli dilekçesinde 2015 yılında sözleşmeye yenilenmeyeceği beyan ettiği, bu dilekçenin davacı şirkete 25/11/2014 tarihinde şirket kaşesi karşılığında tebliğ edildiği, anlaşılmıştır.
Davacı şirketin icra takibine koyduğu alacağa konu faturaların sözleşmenin feshinden sonra düzenlendiği görülmüştür.
Mahkememizce davalı tarafın 21/11/2014 tarihinde sözleşmeyi sözleşme şartlarına uygun olarak feshettiği kabul edilmiş ve davalının davacıya borcu olmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının yararına yönelik kötüniyet tazminatı hükmedilmesi yönündeki talebin
mahkememizce incelenmiş olup reddine karar vermek gerekmiştir. Şöyleki kötüniyet tazminatına hükmedebilmek için alacaklının takibinde haksız ve kötüniyeti olması , alacaklının açtığı itirazın iptali davasının kısmen ya da tamamen reddedilmesi, davalıca talep edilmesi şartlarının bir arada olması gerekir. Somut olayda bu şartların tamamı mevcut olmadıından davalının bu talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE İle
2-Davalının % 20 kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 44,40-TL ilam harcının peşin alınan 180,79-Tl den düşümü ile arta kalan 136,39-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 13 gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır