Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1106 E. 2018/552 K. 11.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1106 Esas
KARAR NO : 2018/552

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2017
KARAR TARİHİ : 11/05/2018

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 4.4.2012 tarihinde Taşıt Tanıma Sistemi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile taraflar arasında ticari ilişki kurulduğunu, sözleşmenin 4. maddesinde, sözleşmenin 3 yıl geçerli olacağının kararlaştırıldığını ancak davalının “ fesih “ başlıklı maddeyi ihlal ederek sözleşmeyi zamanından önce fesih ettiğini, sözleşmenin 6. maddesinde “ … müşterinin bu sözleşmedeki edimlere uymaması veya sözleşmenin zamanından önce feshi durumunda; müşteri, taşıt başına 200-ABD doları + DV yi …’a öder…” hükmünün yer aldığını, sözleşmenin süresinden önce davalı tarafından feshedilmiş olduğundan, sözleşme hkmü gereğince, araç başına 200-USD+KDV olmak üzere toplamda 24 adet araç için cezai şart tazminatı ( sözleşme fesih faturası ) adı altında fatura düzenlenerek davalıya gönderildiğini, fatura tutarının vadesinde ödenmediğinden, davalı şirket hakkında … 1. İcra Müdürlüğü(nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını ve davalı tarafça takibe itirazda bulunulduğunu, itiraz dilekçesinde icra Müdürlüğünün yetkisine, takibe konu faturaya itiraz edilerek faturanın iade edildiği ve borçlarının olmadığı iddiasında bulunduklarını, sözleşmenin 9. maddesinde, … Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olacaklarının kararlaştırıldığını bu nedenle yetki itirazının geçersiz olduğunu, davalının, borcunun olmadığına yönelik itirazlarına ilişkin olarak da, davalının faturayı kabul etmediğini iade ettiklerini, borçlarının olmadığını iddia ettiğini, davalının faturayı iade etmiş olmasının onun borçlu olmadığı ve/veya borçtan kurtulduğu anlamına gelmediğini, sözleşmenin davalı tarafça feshedildiği ve bunun neticesinde de fatura düzenlendiğini, faiz miktarının ve oranının sözleşmede yer alan aylık % 4 gecikme faizi oranına uygun olarak talep edildiğini belirterek, sonuç olarak, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı olmak üzere, davalı borçlunun irca takibine vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalının asıl alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sözleşmenin 2.1.7. maddesi gereğince yapılan iskontodaki değişiklikleri taraflarına bildirmediği gibi, verilen iskontoları sözleşmede yazan rakam kadar yapmadığını, sözleşmenin yapıldığı tarihten beri kesilen faturaların bilirkişi vasıtası ile incelenmesi halinde bu maddeye uygun hareket edilmediğinin anlaşılacağını, bu itibarla sözleşmeyi fesihte haklı olduklarından cezai şartı ödeme zorunluluklarının bulunmadığını, sözleşmede kaç araç olacağının açıkca belirtilmediğini, bu yönden 24 araç için cezai şart uygulanmasının sözleşme şartlarına aykırı olduğunu, aylık % 4 faiz uygulanmasının çok fahiş olduğunu, bunun hakkaniyete uygun hale getirilmesi gerektiğini belirterek, davacının dava açma hakkı olmadığından dava ve talep hakları zamanaşımına uğradığından davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.
Davacı vekili; 04/05/2018 tarihli dilekçe ile; işbu itirazın iptali davasından feragat etiğini, feragat beyanları doğrultusunda, herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını bildirdiği, 10/05/2018 tarihli dilekçe ile de; yokluğunda karar verilmesini talep ettiği, vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin de 04/05/2018 tarihli dilekçe ile, davacı tarafça davadan, tüm taleplerine ilişkin feragat edilmesi halinde kendilerinin de mahkeme masrafları ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, feragate ilişkin yokluğunda karar verilmesine muvafakatinin olduğunu bildirmiştir.
6100 Sayılı H.M.K’ nun 307. maddesinde feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış olup aynı yasanın 309. maddesinde feragat ve kabul beyanının dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, hüküm ifade etmesinin karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı, feragat ve kabulün kayıtsız ve şartsız olarak yapılması gerektiği ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği belirtilmiştir. Yine aynı yasanın 311. maddesinde de feragat ve kabulün kati bir hükmün hukuki neticelerini doğuracağı hüküm altına alınmıştır. Açıklanan yasal hükümler ışığında davacının feragatinin usulüne uygun olduğu anlaşılmış ve feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 35.90-TL’nin peşin alınan 205,91-TL. den düşümü ile arta kalan 170,01-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraf vekilleri karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerinden, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır