Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1058 E. 2018/463 K. 20.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1058 Esas
KARAR NO : 2018/463

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2017
KARAR TARİHİ : 20/04/2018

……Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … plakalı aracı … Trafik /Artı Trafik Polilçesi kapsamında sigortaladığını, sigortalı aracın 31.1.2016 tarihinde Şişli’de park halinde olan … plakalı aracın ön ve arka kısımlarına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı …’a ait aracın sürücüsü olay mahallinden firar ettiğini, kazanın oluşumunda … plakalı aracın sürücüsünün 2918 sayılı KTK’nun 84/2 maddesini ihlal ettiği yönünde tespitte bulunulduğunu, ekspertiz incelemesinde aracın muhtelif kısımlarındaki hasar ve değişmesi gereken parça ve malzemeler tespit edildiğini, müvekkilinin, ekspertiz raporunda belirtilen hasar miktarını … poliçesi kapsamında zarar gören aracın kasko sigortası olan … A.Ş.. ye ödediğini, zararın meydana gelmesinde sorumluluğu bulunan …’dan söz konusu tutarı rücuen talep ettiği, ancak tavalı tarafından her hangi bir bir ödeme yapılmadıı gibi açılan takibe de haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın kabulü ile, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, borçlunun takibe haksız ve kötü niyetli itirazı nedeni ile % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; arabasının plakasının çalındığını, emniyet güçlerine 2016 yılında bildirdiğini ancak daha önce kaza yaptığı için yaklaşık 2 ay arabasının tamirde kaldığını, maddi durumu iyi olmadığı için yaptıramadığını, kendi aracının Zorunlu trafik sigortasının olduğunu, 20.4.2018 tarihli ön inceleme duruşmasında ise; kendisinin araçla ilgisinin olmadığını, aracın çalındığını, davanın reddini talep etmiştir.
…… Dava, trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. “28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı vekili, davalının sigortalısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde zarar görenlere poliçe kapsamında ödeme yaptığından bahisle yaptığı ödemelerin zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesi genel şartlarına aykırılık sebebiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırılıktır. Davalı gerçek kişi olup sigortalı araç hususi bir araçtır.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince somut olayda davanın görülmesinde tüketici mahkemeleri görevlidir.Bu nedenle mahkemece tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle tüketici mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken asliye hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.” ( … 17. Hukuk Dairesi 21/01/2016 tarih … Esas … Karar) … 17. Hukuk Dairesinin bozma ilamında belirtildiği üzere; davacı vekili, davalının sigortalısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde zarar görenlere poliçe kapsamında ödeme yaptığından bahisle yaptığı ödemelerin zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesi genel şartlarına aykırılık sebebiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup, davalının sorumluluğun kaynağı, davacı ile yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırılık olduğu, davalı gerçek kişi olup sigortalı araç hususi bir araç olduğu, bu nedenle davanın görülmesinde Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere,
1-HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE
2-… Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde davacı tarafın müracatı halinde dosyanın görevli … Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde davacı tarafın müracat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır