Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/952 E. 2018/715 K. 11.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/952 Esas
KARAR NO : 2018/715

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/09/2015
KARAR TARİHİ : 11/06/2018

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın hazır beton, şehir mobilyaları tasarım, imalat ve pazarlama, şehrin muhtelif sahalarında projelendirme, rekreasyon uygulamaları sahasında maruf … Büyükşehır Belediyesinin iştiraki olarak kurulmuş olan ve halen de bu şekilde ticari sahada faaliyet gösteren kamu kurumu vasfını haiz ticari bir şirket olduğunu, Müvekkili şirketin 2011 yılından bu yana davalı firma ile muhtelif tarihlerde …, .., …, …, …, …, … ve sair ihale kayıt numaraları altında 4734 Kamu İhale Kanun ve 4735 Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu çerçevesinde Üretim Sonu Hizmetleri Sözleşmeleri yaptığını, Bu sözleşmeler devam ederken davalı firmanın bir kısım personelinin müvekkil şirkete yazılı müracaatla “a) Alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunur, Bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatları ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından, b) Aynı alt işveren tarafından ve aynı ış sözleşmesi çerçevesinde farklı kamu kurum veya kuruluşlarında çalıştırılmış olan işçilerden iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanlara, 4734 sayılı Kanunun 62 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında farklı kamu kurum ve kuruluruna ait işyerlerinde geçen hizmet sürelerinin toplamı esas alınarak çalıştırıldığı son kamu kurum veya kuruluşu tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir.” hükmünü içeren 4857 Sayılı İş Kanunun 112. maddesinin 1 fıkrasını a ve b bentleri gereği Kıdem Tazminatı, İhbar Tazminatı ve İzin Ücreti alacaklarının davalı firmaca ödenmediğinden bahisle bu alacaklarının müvekkili şirketçe Ödenmesini talep ettiklerini, bunun üzerine müvekkili şirketin davalı firmaya 12 Mart 2015 tarihinde … 33. Noterliği kanalıyla …. yevmiye nosu ile çektiği ihtarnamede, ” .. iş akdi feshedilen işçilerin kıdem tazminatlarını hesaplanarak tarafınızca ödenmesi, ödemenin yapıldığına dair evrakın ve idaremize sunulan iş kapsamında çalıştırılan işçilere ait işe giriş çıkış, yıllık izin ücreti vd. Bilgilerin yer aldığı özlük dosyalarının kamilen iş bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 iş günü içinde idaremize tebliğ edilmesi, aksi takdirde firmanızın idaremizdeki alacaklarından kesinti yapmak suretiyle ödemenin yapılacağı hususu. .”ihtar olunduğunu bu ihtarnameye mukabil 23 Mart 2015 tarihinde … 8. Noterliği Kanalıyla … yevmiye nosu ile cevap veren davalı firma “evrakları yetiştiremeyeceğini” beyandan öte tatmin edici bir cevap vermediğini, Davanın kabulüne, Müvekkili şirketçe davalı firma personeline ödenen 159.972,35 TL Kıdem Tazminatı, İhbar Tazminatı ve İzin Ücretlerinin ödeme tarihi itibari ile işleyecek faizi ile birlikte davalı firmadan tahsiline, Muhakeme masrafı ve vekalet ücrctının karşı tarara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu alacak işçilik alacaklarının ödenmesine ilişkin rüeu talebi olduğundan ihbar, kıdem ve ücret alacağına ilişkin davalarda çözüm yeri 5521 ve 4857 sayılı kanunlar gereğince iş mahkemesi olduğunu THK 146 ve 147. maddeleri gereğince açılan rücu ile ilgili davalarda dava konusu talepler dikkate alınarak konu iş mahkemesinde görülmelidir. Aşağıda da ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere taraftar arasındaki sözleşme muvazaalı olnmst sebebiyle 4734 ve 4735 sayılı kanun ile 5393 sayılı kanunların uygulama olanağı bulunmadığını. Davacı … A. S ‘nin rücu talebiyle huzurda açmış olduğu davada, deliL dilekçesi ve ekinde sözleşmelerle şartnamelerin tebliğ edilmediğini, her sözleşme ve şartnamenin kendi içerisinde farklı hükümleri olabileceği düşünülerek ayrı değerlendirilmesi gerektiğini. Kime ve hangi sözleşmeye dayanarak hangi kalemler için ödeme yapıldığı dava dilekçesinde belirtilmediğini. Bu hususa ilişkin her türlü itiraz ve beyan hakkını da saklı tuttuklarını, davalının ağırlıklı olarak inşaat işi ile uğraşmakta olup, bunun yanında davacı … A.Ş. nin … Tesislerinde üretim Sonu Hizmetleri kapsamında esas amacı araç (forklift, kamyon vs.)kiralama olan …, …, .., …, …., …, …. sayılı ihaleler ile iş aldığını, ancak davacı kamu iştiraklı bir firma olması nedeniyle kolaylıkla işçi alımı yapamadığından kiraladığı araçlar yanında işçi temini amacıyla da hizmet alımnı ihale dosyasına dâhil ederek firma üzerinden işçi temin edildiğini, “davalının evrak üzerinde işveren gözüktüğünü. ” davalının, davacı … A.Ş. ‘nin ihalesine girmek suretiyle makine ve personel temini sağlayacak üretim sonu işleri sözleşmesi ihalesini aldığında, ihale şartnamesi ve davacı İston’la imzaladığı tip sözleşme kapsamında, ihale konusu işin yapım süresi ite sınırlı olmak ve sadece bu iş için çalıştırılmak üzere, davacı tarafından sayıları ve isimleri liste halinde belirlenen ve el altından davalıya verilen işçileri almış, bu kapsamda işçilerin görüntüde belirli süreli iş sözleşmeleri yapmış, ardı ardına alınan ihalelerle sözleşmeleri yenileyerek aynı işçilerle çalıştığını ihaleler süresince işçilere dair her iürlti emir ve talimat yetkisi davacıda olduğu gibi hangi işçi ile ne kadar sürede çalışılacağını belirleyen de asıl işveren … AŞ.. olduğunu davacı … AŞ’nin emir ve talimatları doğrultusunda da ihale sonunda işçilerin iş sözleşmesi sona erdirildiğini işe alma ve işten çıkarma yetkisi tamamen … AŞ de olduğunu yani burada gerçek anlamda bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinden bahsedilmeyeceği gibi dava konusu olan işçilerin esasında … AŞ’nin işçileri olduğunu davalı ile davacı şirket çırasındaki sözleşme muvazaalı olup aralarındaki sözleşmelerin muvazaalı olduğu kesinleşmiş yerel mahkeme kararlarıyla da şahittir, (ek: … 4. iş mah,: 2014/559e. 2015/168k, 2014/560e. 2015/169k. 2014/557e. 2015/171, 20l4/558e. 2015/172k. kararları ve … 3. iş mahkemesi 2012/106 e. sayıl: dosyası)konuya ilişkin gerek bir kısım işçiler gerekse çgsb’nin açılmış davalarda verilmiş ve kesinleşmiş mahkeme kararları da bulunduğunu, bir kanunun veya kesinleşen bir yargı kararının geçersiz saydığı bir sözleşmeye rücu hakkını dayandırmak hukuken mümkün olmadığını TBK 19, maddesine göre “bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için, kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır ” hükmüyle muvazaa olgusu açıklandığını, bu bağlamda taraf iradelerini yansıtmayan geçersiz muvazaalı sözleşmeler uyarınca davacının kendi işçilerine ödediği tazminatları davalıdan ialep hakkı olmadığını, Muvazaa olgusu davacı işçiye karşı ileri sürülemez ise de muvazaalı işlemi yapan iki davalı arasındaki ilişkide davalılar birbirlerine karşı muvazaa olgusunu ileri sürebilecekleri.. (Yargıtay 7 H.D. 2014/15657 E. Ve 2014/22723 K SAYILI 16.12.2014 tarihli ilamı). Davacının aynı tesiste ay m faaliyet kolunda iş yapmaya devam ettiğini, ancak davalının 05.09.2014 yılından itibaren davacıdan ihale alamamış herhangi bir hizmet alım sözleşmesi akdedemediğini, davacının yaklaşık 5 yıl boyunca alınan işçilerden bir kısmını kendi kadrosuna geçirip, bir kısmını … Büyükşehir Belediyesinin farklı iştiraklerine kaydırmış, bir kısmını da ihaleler sonunda işe almayarak aynı işçilerle yeni ihale alıcısı firma üzerinden aynı şekilde işe devam edebilecekken işçilerin iş akdini feshettiğini, 05.09.2014 tarihinde…öncesi …’un talimatıyla işten çıkartılan 100’e yakın işçinin mağduriyetini düşünen davalının, davacıya ihtaren bildirdiği üzere, şartlarını zorlayarak kıdem tazminatlarına mahsuben işçilere 1.000,00 TL ödeme yaptığını. (F.K: 19 Ödeme. Dekontu -Ayrıca …’nun tüm işçilik alacakları ödenmiştir. ) Kime ödeme yapılacağının listesini dahi Davacının verdiğini, ancak davacının, kötü niyetli olarak yaklaşık 7 ay sonra bu kısmi ödemevi nazara almadan ve ödeme kalemlerini belirtmeksizin sadece kendisine karşı işe iade, davası açmayan işçilere ödeme yaptığını, davacının ödemeler dâhil işçilere karşı her aşamadaki tutumunun keyfi olduğunu, davacı tarafından dava dilekçesinde mesnetsiz beyanlar ite taraflar arasında noter aracılığıyla çekilen ihtarlardan bahsedilmişse de sui niyetle yer verilmeyen hususun davalıya davacı şirkete; işçilere yönelik bir kısım ödemelerin yapıldığı ve işbu ödeme belgelerinin de kendilerine ibraz edileceği, kaldı ki istenilen belgeler ihale şartnameleri uyarınca zaten uhdelerinde olduğu da İhtarın bildirildiğini (ek: Üsküdar 9. noterliğinin 09.10.20İ5 tarihli 2H92H yevmiye no’lu ihtarnamesi )ancak davacının; davalıca işçilere kısmi ödeme yapıldıktan tam 7 uy sonra kıdem – ihbar – vs. haklardan hangisi için olduğu halen bilinmeyen ödemeler yaptığını bu noktada davacı tarafından yapılan fazla ve mükerrer ödemeleri kabul etmediklerini yine bu ödemelerin davalıya karşı nasıl ve ne şekilde rücu edilebileceğine iiişkin sözleşmede de herhangi bir düzenleme olmadığını, davacının asıl amacı ihale ve şartnameler uyarınca davalı tarafından kendilerine teslim edilen yaklaşık 1.5 milyon TL tutarındaki teminat mektuplarını nakde çevirmek olduğunu hali huzırda devam etmekte olan 40 civarında işçinin işe iade, kıdem ve ihbar tazminatları talepli açmış oldukları davaların devam ettiğini (ek) davalı aldığı ihalelerle işi tamamlamasına rağmen davacı kesin hak edişini yapmayarak davalıyı oyalamakta, davalar sonunda mağdur etliği tüm işçilerinin bütün tazminat yükünü uhdesindeki teminat mektupları üzerinden yüklemeyi amaçladığını davalıya davacının, yargı kararlarıyla da sabit- muvazaalı işçi çalıştırdığı aleni olduğunu, bu sebeple varolan muvazaa bertaraf edilerek davacı tarafından yapılan ödemelerin kötii niyetli olarak tümüyle davalıya rücu edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, dava konusu ödeme yapılan işçilerin tazminat sorumluluğu da asıl işveren olan … AŞ’de olduğunu, … Raporlarıyla sabit olduğu üzere işe alma ve işten çıkarma ve kesin olarak … A.Ş.’ye ait olduğundan davacının ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü olmadığını, bununla beraber ihaleler süresince işe alınan işçilerden hangileri ile tazminat ödenenler de dâhil- davacının hali hazırda çalışmaya devam etmekte olduğunu da bilmemekleyiz, bu hususun da maddi gerçeğin ortaya çıkması ve yapılacak hesaplamada nazara alınmak üzere davacı şirketten sorulmasını talep ettikleri, Öte yandan taraflar arasındaki gerçek iradeyi ortaya koymayan ve muvazaalı olduğu kesin olarak Yargıtayca onanan, daracının rücu talebine esas tuttuğu sözleşmeleri kabul etmemekle birlikte, Sayın mahkeme bu sözleşmeler üzerinden değerlendirme yapacaksa; Sözleşme ve şartnamelerin hiç birinde ücret ödemeleri dışında sair tazminat (kıdem, ihbar, işe iade vs.) alacaklarının müvekkil firma tarafından ödeneceğine veya davacı tarafından müvekkile rücu edilebileceğine ilişkin bir hüküm de yoktur. Şeklinde cevapta bulunarak, davanın reddine, karar verilmesini lalep etmiştir,
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Hazır beton, şehir mobilyaları tasarım, imalat ve pazarlama, şehrin muhtelif sahalarında projelendirme, rekreasyon uygulamaları sahasında maruf … Büyükşehır Belediyesinin iştiraki olarak kurulmuş olan ve halen de bu şekilde ticari sahada faaliyet gösteren kamu kurumu vasfını haiz ticari bir şirket olan davacı şirketin 2011 yılından bu yana davalı firma ile muhtelif tarihlerde 2011/183938, 2011/188970, 2012/89556, 2013/60282, 2013/87590, 2013/51295, 2014/164757 ve sair ihale kayıt numaraları altında 4734 Kamu İhale Kanun ve 4735 Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu çerçevesinde Üretim Sonu Hizmetleri Sözleşmeleri yaptığı, bu sözleşmeler devam ederken davalı firmanın bir kısım personeline ödenen 159.972,35 TL Kıdem Tazminatı, İhbar Tazminatı ve İzin Ücretlerinin ödeme tarihi itibari ile işleyecek faizi ile birlikte davalı firmadan tahsili talepli davadır.
Deliller; ticari defterler, bilirkişi incelemesi,
Yargıtay 23. Hukuk dairesinin 23.06.2016 tarih, 2016/4941 Esas, 2016/3879 Karar sayılı ilamı ile mahkememizin görevsizlik kararı bozularak, yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
Mahkememiz dosyası arasına alınan bilgi, belgeler üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmış, 22/01/2018 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Davacı … A.Ş. ve davalı … A.Ş. nin ticari defterlerinin süresinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, 6102 sayılı TTK mn 64/3 ve 6100 sayılı HMK nın 222 Md uygun olduğu ve sahipleri lehine delil teşkil edeceği, dava konusu 2015 yılında ödenen 159.972.35 T.L. nin 2015 yılı yevmiye defterinin 522 523-621 sayfalarına 15/09/2015 tarihinde … yevmiye no ile kaydedildiği, davalı tarafın Altınuzade de bulunan Şirket merkezinde HMK 218. madde gereği yapılan yerinde incelemede dava konusu 159,972.35 TL kayıtlara alınmadığı görülmüştür. Konu ile ilgili herhangi bir borç alacak tahakkuku da yapılmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki “Hizmet Alım Sözleşmesi” (İKN 2013 60282) m,22 hükmünde, yüklenicinin çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarının ilgili mevzuat bu konuyu düzenleyen emredici hükümler ve genel şartname 6. Bölümde belirlenmiş, yüklenicinin bunu aynen uygulamakla yükümlü olduğu: m,36 da “yüklenicinin üretim yaptığı süre içerisinde çalıştıracağı işçilerin iş ve sendika kanunu, vergi kanunları ve SGK’dan doğan mükellefiyetlerden bizzat kendisinin sorumlu olduğu” düzenlenmiş olup sözleşme ve eklerinde hüküm bulunmayan hallerde ilgisine göre 4734 ve 4735 sayılı Kanun hükümleri bu Kanunlarda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlerin uygulanacağı (m,35) belirlenmiştir,
Mahkememiz dosyasında, davalı yüklenici çalıştırmış olduğu işçilerin iş vc sendika kanunundan doğan mükellefiyetlerinden kendisi sorumlu olmasına rağmen mezkur ödemelerin davalı tarafından yapılmaması üzerine, davacı şirket tarafından ödemeler yapılmıştır.
TBK m,168 (BK m, 147) uyarınca, diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef otur.
Dava konusu ihtilafta, yüklenici davalının çalıştırmış olduğu işçilerin iş Kanunu. SGK, Vergi Kanunları gereğince davalı yüklenici tarafından ödenmesi gerekirken ödeme yapılmaması üzerine işçi alacakları davacı şirket tarafından ödenmiş olduğundan TBK m.168 gereği davacının ödemiş olduğu tutarı davalıdan rücuan talep etmek hakkı doğduğundan 159.972.35TL Asıl Alacak, 4.417.87TL dava tarihi itibari ile işleyecek faiz olmak üzere toplam 164.390,22TL dava tarihindeki alacak hesaplandığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın kabulü ile 159.972,35 TL asıl alacak, 4.417,87 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 164.190,22 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 10.927,71 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.731,93 TL harcın düşümü ile eksik kalan 8.195,78 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 15.547,79 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan ( 2.731,93 TL peşin harç + ilk masraf 31,80 TL + bilirkişi ücreti 1.200,00 TL + 246,45 TL posta masrafı ) toplam 4.210,18 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafça yapılan masrafların kendi üstünde bırakılmasına, yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/06/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır