Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/917 E. 2018/1367 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/917 Esas
KARAR NO : 2018/1367
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 08/09/2016
KARAR TARİHİ : 19/12/2018

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Ltd.Şti. isimli şirkette muhasebeci olarak çalıştığını, şirket müdürü … ‘ın müvekkiline 05/03/2014 tarihinde … Noterliğinin … Yev. no.lu evrakı ile her türlü şirketi temsilen vekalet verdiğini, şirket ticari faaliyetlerini sürdürürken iş yeri sahibi … den bir çek işlemi yaptığını, bu işlem sırasında müvekkili …’tan vekaletine istinaden şirketi temsilen … adına aval imzası istendiğini, müvekkilinin de vekalete istinaden şirket müdürünün adına aval olduğunu, ancak daha sonra çek ödenmeyince davalı şirketin … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibi yaptığını, ancak bu icra takibinde müvekkili hakkında borçlu gibi işlem yapıldığını, müvekkilinin işyerinde sigortalı ve asgari ücretle çalışan bir eleman olduğunu, böyle büyük bir rakamda çeke aval olmasınon hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu, belirterek, öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilerek takibin dava sonuna kadar durdurulmasına, yapılacak yargılama sonucunda müvekkilinin alacaklı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline, Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının hukuken dinlenebilirliğinin bulunmadığını, Türk Ticaret Kanunu 372. Maddesi “Şirket adına imza yetkisini haiz kişiler şirketin unvanı altında imza atarlar. 40 ıncı maddenin ikinci fıkrası hükmü saklıdır.(2) Şirket tarafından düzenlenecek belgelerde şirketin merkezi, sicile kayıtlı olduğu yer ve sicil numarası gösterilir.” şeklinde düzenlendiğini, Limited şirketlerde şirket adına yapılan işlemlerde şirketin ünvanı ile yetkilisinin imzasının bulunmasının gerektiğini, çekteki ciroda limited şirket ünvanı üzerine isim yazarak imzalayan kimse temsile yetkili ise cironun şirket adına yapıldığının kabulünün gerektiğini, imza temsile yetkili kişiye ait değil ise imza şirketi bağlamayacağından imza atan kimsenin şahsen sorumlu olduğunu, terse çevrildiğinde tüzel kişilik adına ciro yapılmak isteniyorsa tüzel kişiliğin unvanının yazılmasının gerektiğini, tüzel kişiliğe ait ünvan yazılmamış ise cironun şahsi olarak atıldığı ve şahsen sorumluluğunun gerektireceğinin açık olduğunu, davaya konu kambiyo senedi incelendiğinde; çekin ön yüzü dava dışı … ve davacı … tarafından avalimdir ibaresi yazılmak sureti ile imzalandığını, davacının aval sıfatı ile atmış olduğu imzanın açığa atıldığını, şirketi temsilen atılmış olsa idi şirket kaşesi üzerine atılmasının gerektiğini, T.T.K.nun 701/3 maddesi gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayacağını, aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadının yazılması gerekli değildir. Bu nedenle şirket kaşesi olmaksızın bağımsız olarak davacı tarafça atılan imza TTK hükümlerine göre aval sayıldığını, T.T.K. madde 702’de “(1) Aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur. (2) Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir” hükümlerinin yer aldığını belirterek, sonuç olarak, kötüniyetle açılan usul ve yasaya aykırı davanın reddine, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
… İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının ödeme emri ve dayanak kayıtlarının fotokopisi celp edilmiş, tetkikinde, davalı … A.Ş. tarafından davaya konu 65.000,00-TL bedelli çeke istinaden davacı … ile birlikte çek keşidecisi aval ve diğer cirantalar aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı vekili takibe dayanak yapılan çeke müvekkilinin şirketi temsilen … adına aval imzası istendiği ve vekalete istinaden şirket müdürü adına aval olduğunu, çekten dolayı her hangi bir sorumluluğunun bulunmadığını iddia etmiştir. Takibe dayanak yapılan çek incelendiğinde; keşidecisinin … Şti., lehtarı … Şti. olduğu, lehtar ciranta … Şti. ‘den davalı … A.Ş.’ye ciro edilmek suretiyle devredildiği, çekin ön yüzeyinde hem davacının hem de ciranta … yetkilisi … tarafından aval sıfatı ile imzalanmış olduğu görülmüştür. Davacı vekili, çeki müvekkiline verilen vekalete istinaden şirket müdürünün adına aval olunduğunu iddia etmiş ise de; çekin ön yüzeyinde hem davacının hem de şirket yetkilisi …’ın ayrı ayrı aval sıfatı ile imzasının bulunmaktadır. T.T.K.nun 701/3 maddesi gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılacağı bu nedenle davacı tarafça atılan imza TTK hükümlerine göre aval sayıldığı, TTK 702. maddesi uyarınca aval veren kişi kim için taahhüt altına girmiş ise, aynen onun gibi sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Kaldı ki, davacının iddiasının davalı faktoring şirketine karşı ileri sürebilmesi için davalı şirketin çekin iktisabında ağır kusur ve kastı bulunduğu ispatlanması gerekmektedir. Bu itibarla davacının iddiaları ve davalının çekin iktisabında ağır kusur ve kastı bulunduğu ispata elverişli yasal delillerle kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı vekili İİK 72. Maddesi uyarınca, kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de; takibin durdurulmasına yönelik mahkememizce verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığından, tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 35,90-TL red harcının peşin alınan 111,01-Tl den düşümü ile arta kalan 75,10-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 7.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıy a iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır