Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/858 E. 2020/699 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/858 Esas
KARAR NO : 2020/699
DAVA : Alacak (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2016
KARAR TARİHİ : 21/12/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uzun yıllardan bu yana davalı bankanın müşterisi olduğu ve çok sayıda hesabı bulunduğu, müvekkilinin geniş çapta ticaretle iştigal ettiği için kendisinden habersiz açılan kaç adet hesabı olduğunu bilmediği, müvekkilinin son zamanlarda kendisinden habersiz ve izni olmaksızın para çekildiğinin farkına vardığını, Müvekkili hesabından talimatsız ve bilgisi dışında aynı tutarda virmanlar yapılıp aynı gün içinde tek bir işlem izlenimi verilmeye çalışıldığı, … hesaplarından da aynı şekilde işlemler yapılıp %18 oranında vergi alınması gerekirken %24 oranında vergi alındığı, davalı banka çalışanlarının işlemler sırasında gerekli özeni göstermedikleri belirtilerek, müvekkillinin uğramış olduğu zararın şimdilik 10.000,00 TL, hatalı işlem tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddia ettiği işlemlerin başlangıç tarihi 1991 yılı olduğu için üzerinden 10 yıllık süre geçmesi nedeniyle zamanaşımına uğradığını, yine hesap ekstresi verildiği için geçmişe dönük itiraz yapılamayacağı, davacının iddialarının somutlaştırılması gerektiği, davacı adına açılan vadeli hesaplara tahakkuk ettirilen kar payları üzerinden kesilen stopaj vergilerinde bir hatanın sözkonusu olmadığı, davacının iddiasını somutlaştırması gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Davacının mevduat hesabından özen yükümlülüğüne aykırı bir şekilde banka yetkilileri veya 3. kişiler tarafından çekilen bedellerin faizi ile birlikte davacıya iadesi talepli davadır.
Deliller; Dosya Mevcudu, Bilirkişi İncelemesi.
Mahkememiz dosyasından 19/01/2018 havale tarihli bilirkişi ön raporu alınmıştır.
Bilirkişi ön raporunda; Davacı … davalı … A.Ş.nin … ve … Şubelerinde olduğu iddia olunan TL – USD ve EURO mevduat hesaplarından davacının izni alınmadan habersiz çekildiği iddia olunan binlerce işlemi kapsayan bankacılık İşlemlerine yönelik, dava dosyası içeriğinde davacı vekilince sunulan bazı mevduat hesapların fotokopi hesap ekstrelerinin bulunduğu, başkaca bir belge ve bilginin bulunmadığı tespit edilmiştir,
Mahkememizin 28/05/2018 tarihli duruşmasında, Dosyanın önceki bilirkişiye tevdiine ve davacı vekilinin talebi gibi bankacılık teftiş kurumunda çalışan iki bilirkişinin dosyaya eklenerek, … ‘den gelen cd, iddia ve savunmaları göz önüne alınarak ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan ek rapor 19/09/2018 tarihinde mahkememize sunulmuştur. Raporda; davacı ile davalı banka arasında çok eski yıllara sirayet eden bir ticari ilişki bulunmaktadır. Bu uzun zaman dilimi içinde davacıya onlarca vadeli hesap açılmıştır.
Her vadeli hesap vade sonunda temdit nedeniyle kapatılıp tekrar yeniden açılmış, bu nedenle yine onlarca ek hesap türetilmiştir. Davacı bir kez vadeli hesap açıp, ta ki hesap üzerinde bir tasarrufta bulununcaya kadar vadeli hesaplar bankaca temdit edilmektedir. Hesapların temdit edildiği gün/tarihte hesap sahibi bankaya gelmediği için tüm bu temditler bankaca otomatik olarak yapılmaktadır. İşte her yeni temdit işlemi sırasında vadeli hesap yeni bir ek numarası almaktadır.
Davacı temdit günleri bankaya gelmediği için haliyle hesabın yeni aldığı ek numaraları da takip etmesi ya da bilmesi mümkün değildir. Belirtilen nedenlerle vadeli hesaplar onlarca ek numarası almıştır. Dolayısıyla davacının ilk hesap açtığı sırada hesap cüzdanında görülen hesap numarası dışındaki diğer ek numaralarından bilgisi olamamıştır. Bu durum sistemin doğal işleyişiyle ilgilidir.
Davacının bilgisi dışında otomatikman vadeli hesaplar nedeniyle oluşan ek numaraların verilmiş olması davalı banka çalışanlarının usulsüz bir işlem yaptığı anlamına hiçbir şekilde gelmez. Davacının bu yöndeki iddiaları rutin bankacılık uygulamaları karşısında dayanaksız kalmıştır. Davacının vadeli hesaplarından yasal mevzuata aykırı olarak yüksek oranda vergi/stopaj kesintisi yapıldığına ilişkin somut bir olguya/işleme yapılan inceleme sırasında rastlanılmamıştır.
Davalı bankadan temin edilen ücret ve masrafları gösteren ekstreye göre toplam 12,74 TL (2-2+3+0,54 +1.05+1,05+1,90+3=) tutarında masraf alınmıştır Davacının belirttiği 547.330,00 TL’lik masraf 20.08.2003 tarihinde alınmıştır. Bu meblağdan “ 000 000 “ atıldığında alınan masraf 0,54 YTL’dir.
Davalı bankada inceleme sırasında sistemden alınan hesap cüzdanı yazdırma bilgilerine göre, 13.10.2015, 08.08.2015, 28.06.2016 tarihlerinde hesap cüzdanı yazdırılmış olması nedeniyle, davacı hesaplarının içeriğinden ve akıbetinden haberdar edilmiştir.
Davacının tüm iddiaları yukarıda ayrı başlıklar altında tek tek irdelendiğinde, bankacılık mevzuatı dışı usulsüz bir işleme rastlanılamamıştır. Davacının elinde bulunan hesap ekstresinin sistemden alınması sırasında bir sorun nedeniyle bir kısım hesap hareketlerinin mükerrer olarak ekstreye yansımış olduğu görülmektedir. Bu belirtilen işlemler tek tek irdelenip, bankanın orijinal hesap ekstreleriyle karşılaştırıldığında, davacı nezdindeki ekstrenin bir kısım bölümlerinin mükerrer olarak basılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumun teknik bir sorundan kaynaklamış olabileceği düşünüldüğünde, davacı elindeki ekstrede gözüken bazı mükerrer kayıtların usulsüz işlem olarak algılanamayacağı, çünkü, yanlar arasında delil anlaşması bulunduğu için davacı bankanın orijinal kayıtlarına itibar edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
Bilirkişiler tarafından davalı bankada bizzat yerinde yapılan inceleme ile dosya içeriğinde toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucunda, banka kayıtlarına göre usulsüz bir işleme rastlanılmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 22/10/2018 tarihli duruşmasında, Davacı vekilinin müvekkilinin tatbike medar imza örneklerinin bulunduğu yerlerini bildirmesi için 2 haftalık süre verilmesine, bildirildiğinde ilgili yerlerden celbine ve davalı bankaya müzekkere yazılarak davacıya ait dekontların ıslak imzalı asıllarının istenmesine, imzalı dekontlar geldiğinde davacıya ait imza incelemesi için dosyanın Dosyanın ATK’na gönderilerek imza incelemesi yönünde rapor alınmasına karar verilmiştir.
Müzekkere cevapları geldikten sonra Mahkememiz dosyası imza örneklerinin bulunduğu belge asılları ile birlikte Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir.
Adli tıp kurumunun 15/05/2020 tarih … sayılı raporunda; “İnceleme konusu dekontlarda … adına atılı basit tersimli imzalar ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel …’in eli ürünü olduğu hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR.” denilmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan rapor doğrultusunda dekont üzerindeki imzaların davacı … ‘in eli ürünü olduğu tespit edilmiş, Mahkememiz tarafından alınan 19/09/2018 tarihli bilirkişi ek raporu ve dosya içeriğinde toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucunda banka kayıtlarına göre usulsüz bir işleme rastlanılmadığı tespit edilmiş olduğundan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL red harcının, peşin alınan 683,20 TL ‘den düşümü ile arta kalan 628,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır