Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/796 E. 2020/392 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/796 Esas
KARAR NO : 2020/392
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/07/2016
KARAR TARİHİ : 23/09/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı taraf ile davalı taraf arasında 23.06.2015 tarihinde mermer alım sözleşmesinin imzalandığını, davacı taraf sözleşme bedelinin %25’i peşin olmak üzere 97.000,00-USD ödediğini, davalı tarafın son dönemlerde gönderdiği mermerlerin ayıplı olduğunu, ve davacı tarafı zarara uğrattığını, davalı çalışanları tarafından 5. Tır toplam 347.911,00-USD tahsilatın toplamı: 369.250,00TL= 21.338,90-USD 13.01.2016 tarihi itibariyle borçlu olduğuna dair davalı tarafa döküm gönderildiğini, davalı çalışanı … isimli kişi ile davacı taraf 28.01.2016 tarihli maillerde toplantıda varılan mutabakat sonucu talep edilen iş sözleşmesinin gönderildiğini, söz konusu iş sözleşmesi incelendiğinde malzeme bedellerinin toplam değeri 169.344,90-USD olduğunu, davalının uhdesinde bulunan 46.241,15-USD ön ödeme olarak aldığı, davalının gönderdiği malzemelerin ayıplı ve kullanılamaz vaziyette olması ve bedelini almış olmasına rağmen malzemeleri göndermemiş olması nedeniyle davalıya Büyükçekmece 11. Noterliğinden 17.03.2016 tarihli 10281 yevmiye numarası ile ihtarname gönderdiğini, bu ihtarname ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin fesih edildiğini ve ihtarnamede davalının uhdesinde bulunan 46.785,60-USD ile ayıplı çıkan ve kullanılmayan ürünlerin bir kısım ürünlerin bedelinin ödenmiş olan kısmının 42.900,00-USD ‘nin davalıdan talep edildiğini, davalı tarafın uhdesinde bulunan bedeli haksız olarak ödememesi nedeniyle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine haksız bir şekilde itiraz ettiğini ve anılan icra takibinin durduğunu belirterek, sonuç olarak davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 23.05.2016 tarihli sözleşme gereği olası uyuşmazlıklarda Azeri Mahkemelerinin yetkili olacağı ve Azeri Hukuku’nun uygulanacağının belirtilmiş olduğu halde, davacı tarafın davalı tarafa …. İcra müdürlüğü’nün 2016-… esas sayılı dosya ile icra takibi başlattıklarını, takibe konu herhangi bir belge sunulmadığını, dava dışı … firmasının Azinko projesinde otel binasının mermer işlerini davacı … Ltd Şti’nin üstlendiğini söz konusu işlemlerin yapımına ilişkin … firması ile anlaşma yapıldığını, davacı tarafın davalı şirkete 31.07.2015 tarihinde l.Tır 458,44 M2, 31.08.2015 tarihinde 2.Tır 415,94 M2, 18.09.2015 tarihinde 3. Tır 415,03 M2 olmak üzere İstanbul’dan sevkiyatların yapıldığını, davalı tarafın 23.06.2015 tarihinde imzalanan sözleşmeye istinaden tüm malzemeleri 30.09.2015 tarihinde davacı tarafa sevk edilecek şekilde başka bir şirketten mermer plakaları tedarik ettiğini, davacı … 30.09.2015 tarihinde 52.625-USD ödemeyi yapmadıklarını 01.10.2015 tarihinde davacı tarafından gönderilen maillerde projenin 1 ay uzatıldığını 30.10.2015 tarihinde gerçekleşeceğini taahhüt ettiğini, davalı tarafa davacı taraftan, sıkıntı yaşanan mermerlerin iadesini istediklerini, buna rağmen davacı taraf mermerleri iade etmediğini, davacı tarafın kusurlu mermerler ile ilgili davalı tarafa ihtarname gönderilmediğini, davacı tarafın Azerbaycan yabancı uyruklu olduğunu ticari defterlerinin incelenmesinin mümkün olmadığını, talep edilen borç miktarının davalı defterleri ile bağdaşmayacağını, davacı taraf ile imzalanan sözleşme gereği imal edilmesi gereken 260.998,40-USD’lik malzemenin tamamının sevkiyata hazır olduğunu, davacı tarafın ödeme yaptığına dair hiçbir dekont vb belgeleri sunmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, %20’den aşağı az olmamak üzere karşı taraf aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile vekaleti ücretin davacı tarafa yüklenilmesini savunmuştur.
DELİLLER:
Sözleşme, borç dökümü, Gümrük beyannameleri, faturalar, mail yazışmaları, ihtarname, Tanık beyanları, icra dosyası, bilirkişi incelemesi,
GEREKÇE:
Dava taraflar arasındaki satış sözleşmesine istinaden davalı tarafça yapılan ön ödemenin iadesi talebine ilişkin olarak başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, sözleşmenin fesih edilmesi nedeniyle davacının ön ödeme nedeniyle bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, mahkememizin yetkisi ve alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce, 08/11/2017 tarihli celsede, taraflar arasında yetki anlaşması ile yetkilendirilen yabancı devlet mahkemesinin HMK 17 ve 18. Maddesine paralel olarak (belirli olması şartı MÖHK 47. Maddesi yönünden aranması gerekiğinden Azerbaycan mahkemeleri yetkili olduğu şeklindeki belirli olmak kriterinin taşımadığından davalının yetki ilk itirazının ve 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından, davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir. 18/07/2018 tarihli celsede ise; Türkiye Cumhuriyet ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasındaki hukuki, ticari ve cezai konularda yardımlaşma sözleşmesini onaylanmasının uygun bulunduğuna dair 04/05/1993 tarih 3966 nolu kanunun 15. Maddesi uyarınca akit taraflardan birinin vatandaşları salt yabancı olmalarında veya tarafın ülkesinde ikametgahları veya meskeni olmamalarından ötürü teminat akçesi vermekten muaf tutulması nedeniyle teminat yatırılması talebinin reddine, Sözleşmenin 9/1 maddesi uyarınca taraflar arasında sözleşme kapsamında olmayan konularla ile ilgili olarak yürürlükte olan Azerbaycan Hukukunun uygulanacağı düzenlenmiş ise de uyuşmazlığın sözleşme kapsamına giren konular ile ilgili olduğu, ayrıca 5718 sayılı yasanın milletlerarası yetkili başlıklı 40. Maddesi ” Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin iç hukukun yer itibariyle yetki kurulları tayin eder” hükmü haiz olup 6100 sayılı HMK’nın genel yetkili mahkeme başlıklı 6.maddesi “Genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir” şeklindeki düzenleme yine aynı yasanın sözleşmeden doğan yetki başlıklı 10. Maddesine göre sözleşmeden doğan davalar “sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir ” düzenlemesi karşısında davalı … yerleşim yeri ve sözleşmenin ifa edildiği yer İstanbul olduğu anlaşıldığından davalının takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı itirazının reddine karar verilmiştir.
Tarafların yasal ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak; defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia , savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek varsa takip tarihi itibariyle davacı alacağının saptanmasına ilişkin bir mali müşavir bir hukukçu bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler SM Mali Müşavir … ile İKÜ Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Dr. … tarafından sunulan 15/02/2019 tarihli raporlarında özetle; davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalı tarafça davacı tarafa toplamda 127.001.60- $ tutarında (377.235.56-TL) ihraçla ürün gönderdiğini, davacı tarafın davalı aleyhine başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… esas numarası ile 26.04.2016 tarihinde 133.582.24 TL asıl alacağına dayalı ilamsız takip başlatılmışsa da; davacı tarafından bu alacağa ilişkin herhangi bir belge fatura ödeme makbuzu vb bir belgenin dosyaya sunulmadığı gibi inceleme günü incelemeye gelmedikleri ve yerinde inceleme taleplerinin de bulunmadığı için davacı tarafın iddia ettiği alacağın olup olmadığının tespit edilemediğini, detaylıca verilen davalı tarafın 2015 ve 2016 yılı yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre, davacı tarafın davalı tarafa rapor içerisinde seri numaraları ve tarihleri belirtilen faturalarla toplam 377.235.56-TL tutarında hizmet ihraç ettiğini ve ürünleri gönderdiğini, gönderilen bu ürünlerin tutarlarına karşılık davacı taraftan ödeme yapılmadığını, böylece davalı taraf yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre davalının davacı taraftan 377.235.56- TL alacak kaydının olduğunun tespit edildiğini, ayıplı olduğu iddia edilen ürünlere ilişkin olarak ayıbın varlığının, açık ya da gizli ayıp olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, dava konusu uyuşmazlıkta satılan ürünlerde ayıbın varlığının kabul edildiği durumda, alıcının ayıbın varlığına ilişkin davalıya göndermiş olduğu e-mail’in varlığı sebebiyle, alıcı tarafından ihbar külfetinin yerine getirilmiş olduğunun kabul edilebileceği görüş ve kanaatine varıldığı hususları rapor edilmiştir.
Davacı vekilinin itirazları noktasında dosyaya sunulan belgeler e mail yazışmaları ve taraf beyanları dikkate alınarak davacıya toplam ne kadar ürün teslimatı yapıldığı, davacı tarafından ne kadar ödeme yapıldığı belirlenerek ayıplı ürün dışında fazla ödeme yapılıp yapılmadığı noktasında bilirkişi heyetinden alınan 24/09/2019 tarihli ek raporda özetle; davacı tarafın dava konusunun davalı tarafın uhdesinde bulunan 46.241,15-USD geri istemine ilişkin olduğunu beyan etmiş ise de, davacı tarafın dosya kapsamına sunduğu belgelerde davacı tarafın davalı yana yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir belge vb. Sunmadığının görüldüğünü, davacı tarafından davalı tarafa ayıplı ürünler dışında ne kadar ödeme yapıldığının tespit edilemediğini, davacı tarafından dosya kapsamına sunulan CD ‘de ürünlerin ayıplı olduğunu beyan etmiş ise de; fotoğraflar da yapılan inceleme de, ürünlerin ayıplı olup olmadığının uzmanlık alanları içinde olmadığından, bu husus da değerlendirme yapılamadığını, keza davacı tarafından sunulan fotoğraflarda ürünlerin taşıma sırasında mı, paketleme sırasında mı, yoksa teslim sırasında mı kırıldığının davacı tarafından ispata muhtaç olduğunu, davacı tarafın 31.11.2018 tarihli incelemeye katılmadığını ve yerinde inceleme talebinde bulunmadığını görülmüş olup, davacı tarafa kendilerinin dava konusundaki ticari defterler cari hesap extresi vb. Belgelerin sunulması için 21.12.2018 tarihinde mail atıldığını ve talep edilmiş ise de; davacı tarafından dosya kapsamına ve taraflarına herhangi bir belge sunulmadığını, bu kapsamda davacı tarafın davalı yana karşı yaptığı fazla ödemelerin tespit edilemediğini, dava konusu uyuşmazlıkta satılan ürünlerde ayıbın varlığının kabul edildiği durumda, alıcının ayıbın varlığına ilişkin davalıya göndermiş olduğu e-mail’in varlığı sebebiyle, alıcı tarafından ihbar külfetinin yerine getirilmiş olduğunun kabul edilebileceğini, davalı tarafın gönderilen ürünlerin açık mı gizli ayıp mı olduğunun tespiti istemiş ise de; davacı tarafından talep edilen mermerlerin niteliği özelliği boyutları vs özellikleri uzmanlık alanları dışında olduğundan, gönderilen mermerlerin resimlerden mermerlerin özellikleri yapılarının tespitinin yapılamadığını, talep edilen Mermerlerin Taşıma sırasında mı yoksa sevk sırasında mı kırıldığı, ayıplı olduğu davacı tarafından ispata muhtaç olduğunu, bu sebeple, gizli veya açık ayıp olduğunun tespit edilmediği hususları rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında mermer satışına ilişkin sözleşme yapıldığı, davacı vekilince sözleşme gereği müvekkilinin sürekli davalı uhdesinde para bulundurduğu, sipariş edilen ürünlere karşılık davalıya 46.785,60-USD ön ödeme yapıldığı, ön ödemeye ilişkin sipariş edilen malzemeler gönderilmediği gibi, yapılan ödemenin de iade edilmediğinden bahisle ön ödeme olarak gönderilen 46.785,60-USD’nin geri ödenmesine yönelik icra takibinde bulunulmuş ise de, davacı tarafından davalıya ön ödeme yapıldığını gösteren yazılı delil sunulmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli olan 54,40-TL nin peşin alınan 1.613,35 -TL nin mahsubu ile arta 1.558,95- TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ nin uyarınca hesap ve takdir olunan 16.640,31-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır