Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/670 E. 2019/506 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/670 Esas
KARAR NO : 2019/506
DAVA : Ortaklıktan Çıkma Olmadığı Takdirde Ticari Şirketin Fesih ve Tasfiyesi
DAVA TARİHİ : 14/06/2016
DAVA TARİHİ : 05/04/2019
KARAR TARİHİ : 23/05/2019

ASIL DAVA: Davacı … mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkilinin … ile birlikte davalı şirketin hali hazırda ortağı olduğunu, davalı şirketin 27/08/2007 tarihinde kurulduğunu, davalı şirketin kurulduğu tarihten bu yana olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığını, yıllık faliyet raporlarının ortaklar arasında müzakere edilmediğini, kazanç kar paylaşımı yapılmadığını, tüm bu durumların şirketin kötü yönetildiğini gösterdiğini, müvekkilinin şirketin faaliyetlerinden ve karlılık durumundan haber alamadığını, şirket ortaklarının her birinin münferid imza ile şirketi yönetmekte yetkili olduklarını ancak fiilen bu yetkinin … tarafından kullanıldığını, …’ün gerek şirket adına gerekse kendi adına pekçok banka hesabı açmış olmasına rağmen şirket muhasebesinin şirket adına açılan hesaplar üzerinden değil kendi adına açılmış banka hesapları üzerinden yürüttüğünü bu nedenle müvekkilinin şirket hesaplarını takip edemediğini, …’ün davalı şirket ile aynı adresi gösterdiği bir çok şirket kurduğunu, sadakat yükümlülüğü ile rekabet yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bu şirketlerin … Ltd Şti, Nab Yapı .. Ltd Şti ve … Ltd Şti.ve … isimli şahıs firması olduğunu, …’ün bu şirketlerde müvekkilini haberi olmadan müdür tayin ettiğini, şirket hesabından …’ün hesabına yüklü miktarlarda transferler yapıldığını, şirket mal varlığının … tarafından kendi çıkarları için kullanıldığını, davalı şirketin merkez adresinden taşınarak demirbaşları ile defterlerinin bir depoya taşındığını, tüm bu nedenlerle güven duygusunun zedelenmesinden dolayı davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkilinin çıkma payının ödenerek şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 28/07/2016 havale tarihli dilekçesinde ; davalı şirket adına kayıtlı bir kısım araçların ve taşınmazların davalı şirket müdürü olan … tarafından, kurmuş olduğu … Ltd Şti’ye devir edildiğini bildirerek ilgili faturaları dilekçesine eklemiştir.
CEVAP: Davalı şirketin sicil kaydı incelendiğinde iki ortaklı olduğu, ortaklarından birinin … diğerinin ise … olup her ikisininde şirketi münferiden temsile yetkili oldukları görülmüştür. Asıl dava ortaklardan … tarafından açılmış olup, davalı şirketi iş bu dava da diğer ortak ve münferiden temsile yetkili bulunan … temsil edeceğinden taraf teşkilinin sağlanması açısından davalı şirkete temsil kayyımı atanmasına gerek kalmamıştır. … ayrıca davalı yanında müdahil olma talebinde de bulunmuştur. Davalı … hem müdahale dilekçesinde hemde dolayısı ile şirketi temsilen şirket adına vermiş sayıldığı cevap dilekçesinde davacının iddialarının doğru olmadığı, şirketin maddi sıkıntılar çektiği dönemlerde elinden geldiğinde hem şirkete hemde davacıya borç para vererek şirketin ayakta kalmasını sağladığını, şirket kayıtları incelendiğinde şirkete 3.692.000,00TL borç verdiğinin anlaşılacağını, başka şirketlerde ticari faaliyetlerde bulunuyor olmasının rekabet yasağını ihlal anlamına gelmediğini, şahsi hesaplar ile şirket hesaplarını karıştığı hususlarının da doğru olmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Asıl dava ortaklıktan çıkma olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesine ilişkindir.
BİRLEŞEN DAVA : Davacı … vermiş olduğu dava dilekçesinde davalı şirketin iki ortaklı olduğunu, diğer ortak … tarafından haklı sebep olmaksızın şirketin fesih ve tasfiyesi için dava açıldığını, müvekkilinin sorunları çözmek için yapmış olduğu girişimlerin sonuçsuz kaldığını, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sarsıldığını, ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıklar bulunduğu belirterek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP : Davalı şirketin sicil kaydı incelendiğinde iki ortaklı olduğu, ortaklarından birinin … diğerinin ise … olup her ikisininde şirketi münferiden temsile yetkili oldukları görülmüştür. Birleşen dava ortaklardan … tarafından açılmış olup, davalı şirketi iş bu dava da diğer ortak ve münferiden temsile yetkili bulunan … temsil edeceğinden taraf teşkilinin sağlanması açısından davalı şirkete temsil kayyımı atanmasına gerek kalmamıştır.Dava dilekçesi şirketi temsilen … vekiline tebliğ edilmiş davalı şirketi temsilen … vekili duruşmadaki beyanında cevap vermek için süre istemediklerini birleşen davada ki iddiaları kabul etmediklerini, açmış oldukları asıl davanın kabulüne karar verilmesini istediğini belirtmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Birleşen dava şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi isteminedir.
Deliller ; Davalı şirkete ait sicil dosyası, davalı şirket adına kayıtlı taşınmaz kayıtları ve bir kısım taşınmazların devrine ilişkin akit tabloları, şirket adına kayıtlı araç kayıtları ve bu araçların devrine ilişkin belgeler, şirkete ait ticari defter ve belgeler, bilirkişi incelemesi.
TTK’nın 636.maddesinde limited şirketler açısından sona erme sebepleri ve sona ermenin sonuçları düzenlenmiştir. Buna göre; (1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer:
a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle.
b) Genel kurul kararı ile.
c) İflasın açılması ile.
d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde.
(2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.
(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
(4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.
(5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
Haklı nedenle fesih sebepleri bu maddede tek tek sayılmamış olup haklı sebepler ilgili olarak TTK’nın Kollektif şirketlerle ilgili 245.maddesinde sayılan nedenlerden faydalanmak mümkündür. Buna göre;(1) Haklı sebep, şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkânsız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olmasıdır; özellikle;
a) Bir ortağın, şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması,
b) Bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirmemesi,
c) Bir ortağın kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını veya mallarını kötüye kullanması,
d) Bir ortağın, uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı, üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesi,
gibi hâller haklı sebeplerdendir.
(2) (a), (b) ve (c) bentleri gereğince kendisinde fesih sebebi doğmuş olan ortağın dava hakkı yoktur.
TTK 636.maddesine göre haklı neden var ise şirketin fesih ve tasfiyesi yerine öncelikle ayrılma akçesi ödenerek fesih ve tasfiye istenen ortağın şirketten çıkmasına karar verilmesine mahkemece resen karar verilebilecektir. Asıl dava da davacının öncelikli isteğide ayrılma akçesinin ödenerek şirket ortaklığından çıkmaya yöneliktir. Bu talebin kabul edilebilmesi içinde öncelikle haklı nedenin ispat edilmesi gerekmektedir.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanarak dosyaya bırakılmıştır. Şirkete ait iki aracın …’ün ortağı olduğu İda …Ltd Şti’ye fatura edildiği yine şirekete ait … ve … nolu parsellerin …’e satış yolu ile mülkiyetinin geçtiği toplanan belgelerden anlaşılmıştır.
Her iki tarafa şirkete ait tüm menkul, gayrimenkul, demirbaş listesinin sunmaları için süre verilmiştir. Davacı taraf ayrılma akçesinin ödenerek şirketten ayrılmak istediğinden öncelikle şirket adına kayıtlı gayrimenkullerin bulunduğu yer mahkemelerine talimat yazılarak taşınmazların rayiç değerinin tespiti istenilmiş ve alınan raporlar dosyaya bırakılmıştır. Daha sonra mahkememizce resen atanan mali müşavir, finans uzmanı, makine mühendesi ve hukukçu bilirkişi vasıtası ile öncelikle davalı şirketin fesih için haklı neden oluşup oluşmadığını ve haklı neden oluşmuş ise TTK 636.maddesi gereğince talimat yolu ile alınan raporlarda dikkate alınarak, heyette bulunan makine mühendisince araçlarında değer tespiti yapılarak davacı ortağın ayrılma akçesinin hesaplanması istenmiştir. Limited şirketlerde de şahıs şirketlerinde olduğu gibi ortakların aynı amacı gerçekleştirmek üzere müşterek gayret ve birbirlerine karşı güven ilişkisi içerisinde bulunmaları şirketin devamı için zorunludur. Dava konusu şirket iki ortaklı olup ortaklar arasında anlaşmazlık bulunduğu, yönetim ilişkisinde güven ortamının kalmadığı, fesih ve tasfiye için haklı nedenlerin oluştuğu raporda da saptanmış ayrıca ayrılma akçesi de hesaplanmıştır.
TTK 636.maddesine göre davacının şirket ortaklığından çıkmasına karar verilebilmesi için diğer şirket ortağının şirket faaliyetlerine devam etmesinin istemesi gerekmektedir. Ancak dava konusu olayda diğer ortak olan …’de şirketin devamını talep etmemektedir. Hatta …’de birleşen dosya ile şirketin fesih ve tasfiyesini istemektedir. Bu nedenle TTK 636.maddesine göre şirket ortağı olarak faaliyetini sürdürmek isteyen ortak bulunmadığından şirketin fesih ve tasfiyesinden başka seçenek bulunmamaktadır. Asıl dava da diğer ortak …’ün işlem ve eylemleri nedeni ile özellikle şirkete ait taşınmazların bir kısmının mülkiyetinin …’e geçirilmesi nedeni ile (akit tabloları incelendiğinde …’ün taşınmazı satan davalı şirket temsilcisi hemde taşınmazları alan sıfatı ile işlem yaptığı anlaşılmaktadır) davacı …’nin haklı nedenle şirketin feshi ve tasfiyesine karar verilmesi talebi mahkememizce haklı bulunmuş olup asıl dava yönünden fesih ve tasfiye talebinin kabulüne karar verilmiş, birleşen dava açısından ise bir şirket hakkında iki kez fesih ve tasfiye kararı verilemeyeceğinden, asıl dava nedeni ile fesih ve tasfiye hükmü kurulması nedeni ile birleşen davanın konusunun kalmaması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar vermek gerekmiştir. Asıl dava açısından davacı haklı olduğundan … lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir etmek gerekmiş, birleşen dava yönünden davacı tarafından yapılan yargılama giderleri haklılık durumu dikkate alınarak davacı üzerinde bırakılmıştır ve birleşen dosyadaki davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A- Asıl Dosya Açısından;
1-Davanın kabulü ile … nde … sicil no ile kaytılı …nin fesih ve tasfiyesine,
2-Tasfiye memuru olarak mali müşavir …’un atanmasına,
3-Tasfiye memurunun kararın kesinleşmesi ile işe başlamasına, göreve başlama tarihniden geçerli olmak üzere aylık tasfiye memuruna aylık 700,00TL ücret takdirine, 6 aylık hesaplanan 4.200,00TL ücretin davacı tarafça mahkeme veznesine depo edilmesi halinde tasfiye memurunun göreve başlamasına,
4-Davalı şirketin tescil ve ilan giderleri, noter defter tasdik vs masrafları için 3.000,00TL masrafın davacı tarafça mahkeme veznesine depo edilmesine,
5-Davacı tarafça karşılanacak tasfiye ücreti ve giderlerinin tasfiye sırasında davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğniden 2.725,00TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 7.300,00TL bilirkişi ücreti, 443,60TL talimat keşif harcı, 300,00TL araç ücreti ve 1.176,01TL tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplamda 9.219,61TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının iadesine,
9-Bu dava sebebi ile 44,40TL maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden, peşin alınan 29.20TL’nin mahsubu ile, bakiye 15,20TL karar ve ilam harcının davalı şirketten alınarak hazineye irad kaydına,
B-Birleşen Dosya Açısından ;
1-Birleşen dosyanın konusunun kalmaması sebebi ile bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
4-Bu dava sebebi ile alınması gereken 44,40TL karar ve ilam harcı peşin alındığnıdan yeniden alınmasına yer olmadığına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı,kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/05/2019

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır