Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/593 E. 2020/733 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/593 Esas
KARAR NO : 2020/733

DAVA :Genel Kurul Kararının İptali İstemli
DAVA TARİHİ : 30/05/2016
KARAR TARİHİ : 24/12/2020

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkilinin, davalı şirketin 29.600.000 TL toplam sermayesi içinde 4.983.350.- TL ‘lik sermayeye karşılık gelen 996,67 adet hisse ile %17 pay sahibi ortağı olduğunu, şirketin diğer ortaklarının … Holding A.Ş, …, … olduğunu, şirketin büyük hissesinin sahibi durumunda bulunan … Holding A.Ş.’nin, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcılığı görevlerini yürüten diğer pay sahipleri … ve … tarafından yine aynı şekilde yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcısı sıfatıyla temsil edildiğini, dava konusu edilen 30.03.2016 tarihli genel kurulun 4, 5, 6 , 7 ve 8 nolu kararların oy yasağı ihlal edilerek karar alındığını, dava konusu edilen 4 nolu karar ile davalı şirketin 2015 yılı faaliyet dönemine ilişkin olarak bilanço ve kar/zarar tablosunun tasdikine karar verildiğini, oy çokluğu ile alınan bu kararın, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı … (%20,5) ile yönetim kurulu başkan yardımcısı …’ın (%17) gerek şahıslarına ait paylardan doğan oy hakları ile, gerekse yine organ üye sıfatıyla yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcısı olarak temsil ettikleri diğer pay sahibi… Holding A.Ş.’nin (%45,5) paylarından doğan oyların kullanımı neticesinde alındığını, bu bakımdan, T.T.K.nın 436/2 maddesine göre oy yasağı kuralı ihlal edilmek suretiyle, T.T.K. m. 424 hükmü çerçevesinde kendi yararlarına ibra etkisi doğuracak şekilde bir karar alınmasını sağladıklarını ve alınan 4 nolu kararın, emredici oy yasağını ihlal ettiğinden geçersiz olduğunu, ilk olarak bu yönden iptali gerektiğini, finansal tabloların (bilanço ve kar/ zarar/ gelir tablolarının) tasdiki ile ilgili kararın, hesap verme ve dürüstlük ilkelerine de uygun olmadığını, özensiz ve gerçek durumu yansıtmaktan uzak olduğunu, müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemlerde her yıl istisnasız davalı şirketin 23-24 milyon TL civarında kar elde ettiğini , mevcut yönetim kurulu üyelerinin 19.09.2014 tarihinde yönetim kuruluna seçilmesinden itibaren, diğer iştirak şirketlerde de olduğu gibi izahı mümkün olamayacak şekilde hızla kar kaybına uğradığını, tüm bu nedenlerle, 4 nolu finansal tabloların tasdikine ilişkin kararın, hem ihlal edilen oy yasağı nedeniyle, hem de hesap verilebilirlik ilkesine aykırı olması nedeniyle kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılığı gözetilerek iptali gerektiğini, 30.03.2016 tarihinde yapılan 2015 yılı Olağan Genel Kurulda 5 nolu gündem maddesi olan yönetim kurulu ibrası için yapılan oylamada, yönetim kurulu üyesi ve pay sahibi …’ın, 996 adet müvekkilinin olumsuz oyuna karşılık, 3689 adet olumlu oyla ve oy çokluğu ile ibrasına karar verildiğini, diğer Yönetim Kurulu Üyesi …’ın da yine aynı şekilde 996 adet müvekkilinin olumsuz oyuna karşılık, 3689 adet olumlu oy ve oy çokluğu ile ibrasına karar verildiğini, Yönetim Kurulunun diğer üyesi … için yapılan oylamada , müvekkilinin 996 adet olumsuz oyuna rağmen, 4.923 adet olumlu oyla ve oy çokluğu ile ibrasına karar verildiğini, bu oylamalar neticesinde alınan karara müvekkili usulüne uygun şekilde yazılı olarak muhalefet şerhi sunduğunu, muhalefet şerhi tutanağa derç edilerek ek yapıldığını, oy yoksunluğu nedeniyle oy hakkını bizzat kullanmak olanağına sahip bulunmayan bir pay sahibinin, (somut olayda … Holding A.Ş.; … ve …’ın) aynı sonuca üçüncü bir kişiye temsil yetkisi vererek ulaşmasının (dolanması) da mümkün olmadığını, yönetim kurulu üyesi …’ın ibrasında, yasal temsilci sıfatının (Yönetim Kurulu Başkanı ve imza yetkilisi) bulunduğu … Holding A.Ş.’nin oylarının genel kurulda kullanımı için, Av. …’na temsil belgesi verdiğini, onun marifetiyle kendi yararına oy kullanılmış olmasının (dolanılmasının), temsilin, temsil edilen uhdesinde netice doğuracağına dair kanuni hüküm temelinde geçersiz olacağını, bu nedenle 5 nolu ibra kararının da kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık sebebiyle iptaline karar verilmesi gerektiğini, 30.03.2016 tarihinde yapılan 2015 yılı Olağan Genel Kurulda 6 nolu gündem maddesi olan yönetim kurulu seçimi için yapılan oylamada, 996 Adet müvekkilinin olumsuz oyuna karşılık, 4.923 adet yönetim kurulu üyesi hakim ortakların olumlu oyu ve oy çokluğu ile …, … ve …’nün 3 (üç) yıl süre ile Yönetim Kurulu Üyesi seçilmesine karar verildiğini, bu oylamalar neticesinde alınan karara, müvekkilinin usulüne uygun şekilde yazılı olarak muhalefet şerhi sunduğunu, muhalefet şerhi tutanağa derç edilerek ek yapıldığını, Yönetim Kurulu Seçimine ilişkin 6 nolu kararın, TTK.436/1 hükmüne aykırı şekilde oy yasağı ihlal edilerek karara bağlandığından öncelikle oy yasağı yönünden iptal edilmesi gerektiğini, kanuna uygun oylama yapılsaydı oy yasağına tabi olan oyların geçersiz olacağını, geriye sadece müvekkilinin 996 adet olumsuz oyu ile kararın alınmasının mümkün olmayacağını, 30.03.2016 tarihinde yapılan 2015 yılı Olağan Genel Kurulda 7 nolu gündem maddesi olan yönetim kuruluna TTK.’nun 395 ve 396. Maddelere istinaden yetki verilmesi için yapılan oylamada, 996 Adet müvekkilinin olumsuz oyuna karşılık, 4.923 adet yönetim kurulu üyesi hakim ortakların olumlu oyu ve oy çokluğu ile karar verildiğini, bu oylamalar neticesinde alınan karara, müvekkilince usulüne uygun şekilde yazılı olarak muhalefet şerhi sunulduğunu, muhalefet şerhi tutanağa derç edilerek ek yapıldığını, Yönetim Kurulu üyeleri, kendileri ile şirket arasındaki bir iş ve işlem olarak kabul edilen şirketle işlem yapmak ve şirketle rekabet yapmak gibi TTK.395 ve 396’de düzenlenen yasağı, kanunen geçersiz oylarla aştıklarını, 4.923 adet olumlu oyun tamamının geçersiz olduğunu, 7 nolu kararının da kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık sebebiyle iptaline karar verilmesi gerektiğini, 30.03.2016 tarihinde yapılan 2015 yılı Olağan Genel Kurulda 8 nolu gündem maddesi olan yönetim kurulu üyelerinden … ve … yararına kişi başı net aylık 20.000 TL huzur hakkı verilmesinin, diğer yönetim kurulu üyesi … için huzur hakkı verilmemesi için yapılan oylamada, 996 Adet müvekkilinin olumsuz oyuna karşılık, 4.923 adet yönetim kurulu üyesi hakim ortakların ve yine bu iki yönetim kurulu üyesinin kontrolündeki …Holding A.Ş.’nin olumlu oyu ve oy çokluğu ile karar verildiğini bu oylamalar neticesinde alınan karara, müvekkilince usulüne uygun şekilde yazılı olarak muhalefet şerhi sunulduğunu, muhalefet şerhi tutanağa derç edilerek, ek yapıldığını, alınan kararda huzur hakkı olarak karar alındığını ancak gerek tutarın fahiş olması gerekse yönetim kurulu üyelerinden … için huzur hakkı verilmemesi gözetildiğinde, yönetim kurulu üyelerinden … ile … için karara bağlanan aylık net kişi başı 20’şer bin TL’lik ödemelerin gerçekte bir ücret niteliğinde olduğunu ve bunun da azlık pay sahiplerinin kar payı alma haklarını zedelediğini, 30.03.2016 tarihinde yapılan 2015 yılı Olağan Genel Kurulda 9 nolu gündem maddesi olan 2015 yılı ve geçmiş yıllar karlarının dağıtımı için yapılan oylamada, 996 Adet müvekkilinin olumsuz oyuna karşılık, yönetim kurulu üyesi hakim ortaklar … ve … ile bu iki yönetim kurulu üyesinin yönetim ve kontrolü altında bulunan …Holding A.Ş. ‘ye ait toplam 4.923 adet olumlu oy ve oy çokluğu ile Geçmiş Yıllar Karlarının hiç dağıtılmamasına ve 2015 yılı faaliyet dönemine ait karın ise, sadece kanun ve ana sözleşme gereği tenzili gereken miktarlar ayrıldıktan sonra kalan kısmından net 2.635.000.-TL’sının 31.03.2017 tarihine kadar ortaklara dağıtılmasına karar verildiğini, bu oylamalar neticesinde alınan karara müvekkilince usulüne uygun şekilde yazılı olarak muhalefet şerhi sunulduğunu, muhalefet şerhi tutanağa derç edilerek, ek yapıldığını, dağıtılmayan geçmiş yıllar kar tutarının 206.560.511,85 TL’sına ulaştığını, geçmiş yıllar karının keyfi olarak ortaklara dağıtılmamasının, azlığın mağdur edildiğini, kararın haksız ve kötü niyetle alınmış bir karar olduğunun ve iptali gerektiğini belirterek 30/03/2016 tarihli 2015 yılı genel kurulunda alınan 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 nolu kararların kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduklarının tespiti ile iptaline karar verilmesini TTK.449 ncu maddesi uyarınca huzurda dava konusu edilen kanuna ve usule aykırı Genel Kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılmasına ve ayrıca TTK.448 uyarınca davanın açıldığının Davalı Şirket yönetim kurulu tarafından uygun vasıtalarla ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalı şirketin ve … Holding A.Ş ‘ni kuran …, davacı …, …ve …’ın babası olduğunu, …’ın 14/06/2014 tarihinde ani gelişen kalp durması sonucu bilincinin kapandığını, fiili ehliyetinden yoksun kaldığını, kızı … tarafından vesayet altında alınması talebinde bulunduğunu, İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasıyla dava açtığını, alınan karar ile… vesayet altına alındığını, ve vasi olarak davacının kız kardeşi …’ın vasi olarak atandığını, …’ın 02/02/2016 tarihinde vefat ettiğini, …’ın I.grup ve II.grup A bendinde yer alan tüm iş ve işlemlerde imzasının gerektiğini, şirket yönetim kurulunun toplanıp imza sirkülerinde gerekli değişiklikleri yapmamaları ve …’ın yaşadığı ağır sağlık sorunları nedeniyle 31/10/2014 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında yeniden seçim yapıldığını, yönetim kuruluna …, … ve …’nün seçildiğini, davacının , davalı müvekkili şirkette 31/10/2014 tarihine kadar yönetim kurulu başkan yardımcılığı yaptığını ve şirketin tüm işleyişinden bilgi sahibi olduğunu, müvekkili şirketin 30/03/2016 tarihinde yapılan 2015 yılı faaliyet dönemine ilişkin olağan genel kurul toplantısında “Finansal Tabloların (ayrıtınlı bilanço, gelir tablosu) tasdikine” ilişkin kararın iptali bakımından ortaya getirilen iddianın haksız, yersiz ve dayanaksız olduğunu, davacının, toplantı gün ve saatine kadar mali tabloları, diğer belge, rapor ve bilgi v.s’nin incelemediğini, finansal tabloların tasdiki kararının TTK md 436/1 de yer alan “oydan yoksunluk” kuralı ihlal edilerek alınmış bir karar olduğunun iddia edildiğini, iddiaların haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, genel kurulun finansal tabloların tasdiki kararı bakımından oy kullanılmasının şahsi bir iş olarak nitelendirilmesinin mümkün olamayacağını, davacının 31/10/2014 tarihinde yapılan genel kurulda yönetim kurulu üyesi seçilmemesi üzerine her durumda ve fırsatta davalı müvekkili şirkete karşı asılsız ve dayanaksız iddialarla dava açtığını, davacının kendi dönemini kapsayan 30/09/2015 tarihli 2014 yılı faaliyet dönemine ilişkin yapılan genel kurul toplantısında özel denetçi atanması talebinin kabul edilmediğini, bunun üzerine bir kısım kararların iptali için davacı tarafından davaların açıldığını, dava konusu edilerek iptali istenen 30/03/2016 tarihli 4 nolu kararın alınmasından önce davacının gündem maddesiyle ilgili hiç söz dahi almadığını, genel kurulda alınan kararlarla ilgili olarak davacının bilgi edinme hakkının ihlal edilmediğini, mali tabloların tasdikine ilişkin kararların iptaline karar verilemeyeceğini, genel kurulda görüşülen ve tasdik edilen bilanço ve gelir tablosunun davacının iddia ettiği gibi 1 sayfadan ibaret olmadığını, muhasebe stardatlarına, usulüne ve dürüstlük ilkesine uygun surette hazırlandığını, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin genel kurulun iptali istenen 5 no’lu kararın usule, yasaya, şirket ana sözleşmesine ve iyi niyet kurallarına uygun olarak alınmış bir karar olduğunu, oylamanın her bir yönetim kurulu üyesi için ayrı ayrı yapıldığını, davacının peşin fikir ve kararla hazırlamış olduğu yazılı muhalefetini toplantı divanı başkanlığına verdiğini, davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinden … ve …’ın A…Holding A.Ş’nin oy hakkından yoksun olması sonucunu doğuramayacağını, oydan yoksunluğun devreye girebilmesi için… Holding A.Ş’nin kendisini veya bir yavru şirketini ibra etmesi gerektiğini, iptali istenen ibra oylamasının TTK 436 hükmünün kapsamının dışında kaldığını, dava konusu edilen genel kurulda alınan 6 nolu kararla 3 kişilik ve 3 yıl süre ile görev yapacak yönetim kurulu seçildiğini, yönetim kurulu üyeliklerine …, … ve …’nün seçildiğini, bu kararında da diğer kararlar gibi kanuna, ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına uygun bir karar olduğunu, bu kararda kullanılmış olan oyların TTK madde 436 kapsamında olmadığını, bu karar alınırken davacının muhalif kalmadığını, olumsuz oy kullandığını, karar alındıktan sonra önceden hazırladığı yazılı muhalefetini sunduğunu, davacının yönetim kurulu üyesi seçiminin pay sahibi bakımında kişisel nitelikte bir işlem olduğunu iddia ettiğini, yönetim kurulu seçiminin kesinlikle pay sahibi bakımından kişisel nitelikte bir iş olmadığını, müvekkili şirketin 30/03/2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında gündemin 7.maddesinde görüşülerek alınan kararda yönetim kuluna TTK madde 395 ve 396 gereğine yetki ve izin verilmesine karar alındığını, alınan kararın kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına uygun olarak alındığını, iptalini gerektirecek şartların olmadığını, müvekkili şirketin önceki yıl genel kurullarında yönetim kurulu üyelerine bu yetki ve iznin hep verildiğini ve basiretli gayret ve çalışmaların eseri olarak şirketin sürekli ve düzenli olarak büyüdüğünü, davacı tarafın müvekkilinin…A.Ş’nin 30/03/2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınmış olan 01/04/2016 tarihinden itibaren … ve …’a aylık net 20.000,00 TL kişi huzur hakkı ödenmesine dair 8 no’lu kararın oy kullanma yasağına, kanuna, ana sözleşemeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu iddia ettiğini, Türk Ticaret Kanunu ve ticari örf ve adet gereği yönetim kurulu üyeliğinin ücret mukabili yapılmasının esas olduğunu, müvekkili şirketin ana sözleşmesinde de bunun yasaklanmadığını, yönetim kurulu üyelerine ödenecek olan huzur hakkı, ücret, ikramiye gibi hususlarda, şirket ana sözleşmesinde belirli değil ise TTK 413 maddesi uyarınca bunu belirlemenin genel kurulun görevi ve yetkisi olduğunu, genel kurulun bu yetkisinin devredilemez nitelikte olduğunu, müvekkili şirketin mevcut yönetim kurulu üyelerinin aynı zamanda şirkette aktif olarak da çalıştıklarını, yönetim kurulu üyeliğinin görevinin bu kapsamda ücret ve/veya huzur hakkı verilmeksizin yapılamayacağını, yönetim kurulu üyelerine ödenecek olan huzur hakkı tutarının yüksek olmadığını, huzur hakkının belirlenmesinde yönetim kurulunu üyelerini kapsayacak bir oydan yoksunluk halinin söz konusu olmadığını, bu kararın alınması sırasında yönetim kurulu üyelerinin oy kullanmış olmalarının da hukuka aykırılık olmadığını, kar dağıtımına ilişkin genel kurulun 9 nolu kararında, geçmiş yıllar karının dağıtılmaması için kesinleşmiş, davacının hiç bir şekilde muhalefet etmediği ve olumlu oy kullandığı önceki yıl genel kurul kararlarının olduğunu, davacının bunların iptalini talep ve dava etmediğini ve o kararların varlığını ve geçerliliğini muhafaza ettiğini, alınan kararların kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına uygun olarak alındığını, kararların iptalini gerektirecek şartların olmadığını, dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davalı şirketin 30/03/2016 tarihinde gerçekleştirilen 2015 yılı olağan genel kurulunda alınan 4-5-6-7-8-9 nolu kararların iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER: Davalı şirkete ait sicil dosyası, 2015 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler, bilirkişi incelemesi.
Davalı şirketin son sicil kaydı alınıp incelendiğinde, yönetim kurulu üyelerinin …, …, … olduğu tespit edilmiştir.
30/03/2016 tarihinde yapılan 2015 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağı ve ekindeki hazirun cetveli incelendiğinde, toplantıya payının toplam itibari değeri 13.465.000,00 TL olan 2.693 adet pay sahibi … Holding A.Ş’nin vekaleten, paylarının toplam itibari değeri 6.168.300,00 TL olan 1233,66 adet pay sahibi …’ın vekaleten, payının toplam itibari değeri 4.983.350,00 TL olan 996,67 adet pay sahibi …’ın asaleten, paylarının toplam itibari değeri 4.983.350,00 TL olan 996,67 adet pay sahibi …’ın toplantıya vekaleten katıldığı, şirketin sermayesi ve payların toplam itibari değerinin 29.600.000,00 TL olduğu ve tüm pay sahiplerinin katılımı ile toplantının gerçekleştiği, toplantıda alınan;
4 nolu karar incelendiğinde, şirketin 2015 yılı bilanço ve kar/zarar hesaplarının okunarak müzakere edildiği, yapılan oylama sonucunda finansal durum tablolarının 996 adet olumsuz olay karşılık 4923 adet olumlu oy ile oy çokluğu ile tasdik edildiği, davacı …’ın karara muhalif olduğunu belirterek muhalefet şerhini içeren dilekçe verdiği ve bu şerhin tutanağa eklendiği,
5 nolu karar incelendiğinde, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olduğu, yönetim kurulu üyesi …’ın 996 adet olumsuz oya karşılık 3689 adet olumlu oy ile oy çokluğu ile ibra edildiği, …’ın 996 adet olumsuz oya karşılık 3926 olumlu oy ile ibra edildiği, …nün 996 adet olumsuz oya karşılık 4923 adet olumlu oy ile ibra edildiği, davacı …’ın söz alarak karara muhalif olduğunu belirttiği ve tutanağa eklenmek üzere muhalefet şerhini verdiği,
6 nolu karar incelendiğinde, şirketin yönetim kurulu üyelerinin seçilmesinin genel kurulun onayına sunulduğu, yönetim kurulu üyeliklerinin 3 yıl süreyle görev yapmak üzere …, … ve…nün 996 adet olumsuz oya karşılık 4923 adet olumlu oy ile seçilmesine karar verildiği, davacı …’ın söz alarak karara muhalif olduğunu belirttiği ve tutanağa eklenmek üzere muhalefet şerhini verdiği,
7 nolu karar incelendiğinde, yönetim kuruluna TTK’nın 395, 396.maddelerine istinaden yetki verilmesine 996 adet olumsuz oya karşılık 4923 adet olumlu oy ile karar verildiği, davacı …’ın söz alarak karara muhalif olduğunu belirttiği ve tutanağa eklenmek üzere muhalefet şerhini verdiği,
8 nolu karar incelendiğinde, mevcut ve yeni seçilen yönetim kurulu üyelerine ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi hakların belirlenmesinin genel kurulun onayına sunulduğu, yapılan oylamada 01/04/2016 tarihinden itibaren yönetim kurulu üyesi … ve …’a her birine aylık net 20.000.00 TL huzur hakkı ödenmesine 996 adet olumsuz oya karşılık 4923 adet olumlu oyla karar verildiği, davacı …’ın söz alarak karara muhalif olduğunu belirttiği ve tutanağa eklenmek üzere muhalefet şerhini verdiği,
9 nolu karar incelendiğinde, şirketin 2015 yılı ve geçmiş yıllar karlarının dağıtımının müzakere edildiği, yönetim kurulunun teklifinin kabulü ile 2015 yılı faaliyet dönemine ait karı kanun ve ana sözleşme gereği tenzili gereken miktarlar ayrıldıktan sonra geriye kalan kısmından net 2.635.000,00 TL’nin 31/03/2017 tarihine kadar ortaklara dağıtılmasına, kalan karın olağanüstü yedek akçe olarak ayrılmasına, geçmiş yıllar karlarının dağıtılmamasının 996 olumsuz oya karşılık 4923 adet olumlu oy ile karar verildiği, davacı …’ın söz alarak karara muhalif olduğunu belirttiği ve tutanağa eklenmek üzere muhalefet şerhini verdiği görülmüştür. Davacı tarafından muhalefet edilen maddelere ilişkin yazılı muhalefet şerhlerinin tutanağa ekli olduğu görülmüştür.
TTK’nun iptal sebepleri başlıklı 445. Maddesinde “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” denilmektedir.
TTK’nun iptal davası açabilecek başlıklı 446. Maddesinde “a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” denilmektedir.
TTK 445 ve 446.maddelerine göre davanın süresinde açıldığı, davacının toplantıda hazır olup alınan kararlara muhalefet ettiği görülmüştür.
Davalı şirketin ticari defter ve belgeleri incelenerek davacı tarafından iptaline karar verilmesi istenen gündem maddelerinin TTK 445.maddesine göre kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığının tespiti yönünde rapor tanzim etmesi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. 22/12/2017 tarihli rapor incelendiğinde, davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelendiği, toplantıda alınan 5 nolu kararın yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olduğu, alınan ibra kararının boydan yoksunluk sebebiyle iptali söz konusu olabileceği, toplantı gündeminin 7. Maddesi uyarınca genel kurul kararı açısından TTK 395-396’daki izinlerin verilmesi kararının TTK 436/1 oydan yoksunluk hükmü kapsımına girecek olmakla birlikte yerleşik yargıtay içtihadı uyarınca her bir yönetim kurulu üyesi açısından yeter sayı hesaplandığında, yalnız yönetim kurulu üyesi …’ın için verilen kararın nisap yönünden iptali söz konusu olacağı, dava konusu diğer genel kurul kararları yönünden iptal sebebinin bulunmadığı bildirildiği ayrıca raporda kar payı dağıtılmaması ve huzur hakkı ile ilgili alınan maddeler yönünden uzmanlıklarının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Alınan rapora itiraz edilmesi ayrıca bazı kararlar ile ilgili olarak uzmanlıklarının bulunmadığının bildirilmesi nedeniyle heyete finans uzmanı eklenerek aynı heyetten ek rapor alınmıştır. Ek rapor incelendiğinde, davalı şirketçe 2015 yılında raporlanan net dönem karı ile birlikte, öz kaynakların toplam kaynaklar içeresindeki payının %70,4’ten %74,1 düzeyine çıkmış olmasının kaynak yapısının güçlü olduğunun göstergelerinden biri olduğunu, toplam varlıklarının %88,4’lük bölümünün durağan varlıklar olması nedeniyle likitide yönünden riskli bir yapıya işaret ettiğini, 2015 yılı itibariyle raporlanan faaliyet sonuçlarına göre yaklaşık 7,8 milyon düzeyinde net kar elde ettiğini, iki yönetim kurulu üyesine 01/04/2016 tarihinden itibaren ayrı ayrı ve aylık net 20.000,00 TL tutarında huzur hakkı ödenmesinin finansal yönden hakkaniyet kurallarına uygun görülmediğini, dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle iptali gerektiği, iptali talep edilen 9.gündem maddesi uyarınca alınan kar dağıtımıyla ilgili karar yönünden ise iptal koşullarının oluşmadığı, diğer gündem maddeleriyle ilgili olarak kök rapordaki görüşlerinin tekrarlandığı görülmüştür.
Alınan rapora ve ek rapora itiraz edilmesi nedeniyle ikinci bir bilirkişi heyetinden rapor alınması karar verilmiştir. 24/06/2019 tarihli heyet raporu incelendiğinde; 4 nolu gündem maddesinin iptali talebine gerekçe olarak davacı tarafça TTK 436.maddesinde düzenlenen oydan yoksunluk ve finansal tabloların hesap verilebilirlik ve dürüstlük ilkesine uygun olmadığı iddialarına dayanılmıştır. Bilançonun onaylanması TTK’nun 436.maddesinin 1. fıkrası anlamında kişisel nitelikte iş ve işlem değildir. Bu yasanın TTK’nun 436.maddesinin 2.fıkrası üzerinden genişletilerek ve bilançonun onaylanmasının ibra anlamına geleceği ileri sürülerek genişletilmesi mümkün değildir. Davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin, mali yapısının bilirkişiler tarafından incelendiği ve sonuç olarak 4 nolu gündem maddesini iptal koşullarının bulunmadığının görüş olarak bildirildiği görülmüştür. 5 nolu gündem maddesi yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkindir. TTK’nun 436. Maddesinde ” Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz. Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” denilmektedir. TTK 436/2 fıkrasına göre yönetim kurulu üyelerinin ibrası sırasında yönetim kurulu üyelerinin oy kullanma yasağı bulunmaktadır. Yerleşik yargıtay uygulamasına göre yönetimde görevli kimselerin oyları düşüldükten sonra geriye kalan oylar ibra için yeterli ise aykırılığın iptale yol açmayacağı yönündedir. Davacı taraf… Holding A.Ş yönetim kurulu üyelerinin … ve … olduklarını ve davalı şirketin %45,49’una sahip… Holding A.Ş oyunun … ve …’ın ibralarında kullanılamayacağını iddia etmektedir. TTK 446/2 fıkrasının sadece yönetim kurulu üyelerinin ibrasında yönetim kurulu üyelerinin oy kullanamayacağını düzenlemekte olup … Holding A.Ş’nin oydan yoksun sayılamayacağı dikkate alındığında; yönetim kurulu üyesi … ve …’ın oyları geçersiz sayılsa dahi … Holding A.Ş’nin oyları ile ibra edilebilecekleri, diğer yönetim kurulu üyesi … pay sahibi olmadığından 996,67 adet paya karşılık 4923,33 adet olumlu oy ile ibra edilebildiği bu nedenle bu kararın iptali koşulunun oluşmadığı, yönetim kurulu seçimine ilişkin 6 nolu gündem maddesine ilişkin alınan kararın TTK 4436/1 maddesine aykırı olmadığı, yönetim kurulu üyelerini kendilerine ait payların yönetim kurulu seçiminde kullanamayacaklarına dair bir düzenleme bulunmadığından iptal koşulunun oluşmadığı yine 7 nolu karar açısından TTK 395-396’daki izinlerin verilmesinin TTK 436/1 oydan yoksunluk hükmü kapsamına girecek olmakla birlikte Yargıtay İçtihatları uyarınca her bir yönetim kurulu üyesi açısından yeter sayı hesaplandığında alınan kararın iptali koşulu oluşmadığı, gündemin 8 nolu maddesi açısından şirketin öz varlığının oldukça iyi durumda olduğu bu nedenle belirlenen huzur hakkının yüksek olmadığı, bu maddenin iptali koşulunun oluşmadığı, gündemin 9 nolu maddesiyle ilgili olarak şirketi mali bakımdan güç duruma düşürmeyecek olmasına rağmen, ortakların kar payı elde etme menfaatinin gözetilmediği, gerek 2015 yılı karını gerekse dağıtılmayan karların, daha yüksek oran ve miktarda dağıtılması mümkün iken kar dağıtımının cüzi olması nedeniyle 9 nolu gündem maddesinin objektif iyiniyet kuralarına aykırılık dolayısıyla iptal koşulunun oluştuğu yönünde raporda görüş bildirildiği tespit edilmiştir.
Davalı tarafça dosyaya uzman raporu sunulmuştur.
İki bilirkişi raporu arasında çelişki olması nedeniyle dosya üçüncü heyete tevdi edilmiş, alınan rapor incelendiğinde; davalı şirketin finansal verileri ve mali tabloları incelendiğinde tabloların
muhasebe ilkelerine göre hazırlandığı, genel kurula sunulan bilanço ve kar/zarar tablosunun kurumlar vergisi beyannamesi ekindeki tablolarla uygunluk arz ettiği, bu nedenle 4. Maddenin iptali koşulunun oluşmadığı, yönetim kurulu üyelerinin ibrasıyla ilgili olarak 5.madde açısından ise … Holding A.Ş’nin davalı şirketteki pay oranının %45,49 olduğu, … Holding A.Ş paylarının %69’una … ve …’ın sahip olduğunu, … Holding A.Ş’nin davalı şirkete doğrudan kontrol ederek hakimiyeti altında bulundurduğundan TTK 195.maddesine göre hakim pay sahibi olan … Holding A.Ş’nin de kendisini doğrudan kontrol eden hakim pay sahibi durumundaki yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy hakkı bulunmadığını bu nedenle bu maddenin iptali koşulunun gerçekleştiğini, 6 numaralı gündem maddesi açısından yönetim kuruluna üye seçme hususunun TTK 436/1 maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden iptali koşulunun oluşmadığını, 7 nolu gündem maddesi açısından TTK 195.maddesi anlamında … Holding A.Ş hakim ortak olduğundan TTK 436/1 kapsamında bu şirketin sahip olduğu oyları hakim ortaklar ile davalı şirket arasındaki şahsi işte kullanamayacağından TTK 395 ve 396.madde kapsamında izin vermeye ilişkin kararın … ve … açısından iptali şartlarının oluşmadığı, … açısından ise iptal şartlarının oluştuğu, 8 nolu gündem maddesi açısından ise ücret belirleme kararının sınırını dürüstlük kuralının çizeceğini, yüksek belirlenen ücretin transfer fiyatlaması yoluyla örtülü kazan niteliğinde olduğu eleştirisinin yapıldığını, ödenecek ücretin belli bir kimsenin şahsı dikkate alınarak mı belirlendiği yoksa subjektif mi yoksa genel olarak mı belirlendiğini dikkatte alınarak dürüstlük kurullarına aykırı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, davalı şirketin yönetim kurulunun 3 kişiden oluşmasına rağmen … ve … için aylık 20.000,00 TL ücret takdir edildiği, bu ücret tespitinin yönetim kurulu için olmadığı, sadece yönetim kurulunda bulunan pay sahipleri için yapıldığının anlaşıldığını, yönetim kurulu üyelerinin tamamı için ücret belirlemesinin yapılmaması, davalı şirkette pay sahibi olmayan yönetici … için ücret belirlenmemesi, isim belirtilmek suretiyle pay sahibi üyeler için belirleme yapılmasının alınan kararın subjektif bir düzenleme niteliğinde olduğunu gösterdiğini, belirlenen ücretin yıllık karın %6’sına denk geldiğini, karın tamamını dağıtılmamasına karar verilmesi buna karşılık şirketin uygulamasına ters olacak şekilde pay sahibi olan yönetim kurulu üyeleri için aylık net 20.000,00 TL ücret belirlenmesinin dürüstlük kuralına aykırı olup örtülü kar transferi taşıdığını bu nedenle iptali gerektiğini, 9 nolu gündem maddesi açısından ise 2015 yılı karının tamamının dağıtılmaması ve geçmiş yıl karlarının dağıtılmaması kararının objektif gerekçesi bulunmadığı, 206.000.000,00 TL dağıtılmamış kar var iken bunların sermayeye ilave edilmemesi, uzun yıllar kar elde edilmesine rağmen pay sahiplerine hiç kar payı dağıtılmaması en azından 2015 yılı karı açısından alınan kar dağıtmama kararının iptali gerekli kıldığı yönünden rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde;
Gündemin 4.maddesinin iptali nedeninin TTK 436.maddesi anlamında değerlendirilemeyeceği, finansal verilen incelendiğinde, mali verilerin muhasebe ilkelerine göre hazırlandığı ve şirketin kurumlar vergisi beyannamesi ekindeki tablolarla mutabık olduğu anlaşıldığından bu maddenin iptali koşulları oluşmamıştır.
Yönetim kurulu üyelerinin seçimi ile ilgili 5.maddesi değerlendirildiğinde ise TTK 436/2 fıkrasına göre şirketi yönetim kurulu üyeleri ile yönetimde görevli imza yetkisine haiz kişiler yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamazlar. Yönetim kurulu üyeleri …, … ve …’den oluşmaktadır. Yönetim kurulu üyeleri hem kendi ibralarında hem de diğer yönetim kurulu üyesinin ibrasında oy kullanamaz. Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre oy yasağı bulunan üyenin oyu çıkartıldığında geriye kalan geçerli oy ibra için yeterli ise yönetim kurulu üyesinin ibra edilmiş sayılmaktadır. Bilirkişi raporları arasındaki görüş farklılığına neden olan husus davalı şirkette büyük oranda pay sahibi olan … Holding A.Ş’nin yöneticilerinin … ve … olduğu, bu kişilerin aynı zamanda davalı şirketin de yöneticisi olması nedeniyle, … Holding A.Ş adına verilen oyların ibrada TTK 436/2 maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Yargıtay 11 Hukuk Dairesine ait16/02/2015 tarih 2014/14570 esas 2015/1944 karar nolu ilamında “Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; her ne kadar davacıların muhalefetleri olmaması nedeniyle genel kurul kararının iptali davası görülemez ise de, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 436. maddesi hükmünün emredici nitelikte olması nedeniyle bu madde hükmüne aykırı hareket edilmesi halinde kullanılan oylar geçersiz olup, bu oylar ile alınan genel kurul kararları da geçersizlikle malul olacaktır. Somut olayda mahkemece oy kullanma yasaklısı olan yönetim kurulu üyelerinin yönetim kurulunun ibrası oylamasında oy kullandıkları gerekçesiyle genel kurulda alınan 3. maddenin iptaline karar verilmiştir. Ancak iptali istenen davalı şirket genel kurul tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 436/2. maddesi gereğince, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz. Davalı şirketin altı ortağı bulunup, davacılar da dahil olmak üzere beş ortak yönetim kurulu üyesidir. Yönetim kurulunda olmayan ortak sadece …A.Ş’dir. Davalı şirket yönetim kurulu üyesi olan …’ın şirketin ortağı…A.Ş’nin temsilcisi olduğu savunulsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 436/2. maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri ibra oylamasında ancak kendilerine ait oy hakkını kullanamayacak olup yönetim kurulu üyesi olmayan şirketi temsilen oy kullanmaları mümkündür. Bu durumda, mahkemece yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmalarının sonuca etkili olup olmadığı üzerinde durularak oluşacak sonuç çerçevesinde karar vermek gerekirken, sonuca etkisi değerlendirilmeden yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denildiği görülmüştür. Yargıtay ilamında da anlaşılacağı üzere 6102 sayılı TTK’nun 436/2 maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri ibra oylamasında ancak kendilerine ait oy hakkını kullanamayacak olup yönetim kurulu üyesi olmayan şirketi temsilen oy kullanmaları mümkündür. Dolayısıyla … Holding A.Ş adına kullanılan oylar geçerlidir. Yönetim kurulu üyelerinin ibrası ile ilgili kararda olumsuz ve olumlu oy sayıları yazılır. Yukarıda da belirtildiği üzere geçersiz oylar çıkartıldığında kalan oy miktarı ibra için yeterli ise iptal koşulu oluşmayacaktır. Hazirun cetveline göre … Holding A.Ş’nin oy oranı 2693 adettir. Davacı … kendine ait olan 996 oy ile olumsuz oy kullanmıştır. … ve … yönetim kurulu üyesi olması dolayısıyla kullandıkları oylar geçersizdir ancak … Holding A.Ş’nin olumlu oyu ile yönetim kurulu üyelerinin ibrası gerçekleştiğinden bu maddenin iptali koşulu oluşmamıştır.
Yönetim kurulu seçimine ilişkin 6 nolu gündem maddesine ilişkin alınan kararın TTK 436/1 maddesine aykırı olmadığından bu maddenin iptali koşulu oluşmamıştır.
7 nolu genel kurul kararı açısından TTK 395-396’daki izinlerin verilmesinin TTK 436/1 maddesi anlamında oydan yoksunluk kapsamına girecek olmakla birlikte, … Holding A.Ş oyları ile ve Yargıtay İçtihatları uyarınca her bir yönetim kurulu üyesi açısından yeter sayısı hesaplandığında alınan kararın iptali koşulu oluşmamıştır.
8 nolu gündem maddesi açısından ise yönetim kurulu 3 kişiden oluşmasına rağmen sadece pay sahibi bulunan yönetim kurulu üyeleri için aylık net 20.000,00 TL ücret belirlenmiş olup, pay sahibi olmayan diğer yönetim kurulu üyesi … için ücret belirlenmediğinden, belirlenen ücretin isme göre subjektif olduğu, pay sahiplerine örtülü kar transferi niteliği taşıdığından dürüstlük kuralına aykırı olduğu ayrıca şirketin elde ettiği karın %6’sına denk gelen miktarda ücret belirlemesi yapıldığı dikkate alındığında bu gündem maddesinin iptali koşulunun oluştuğu sonucuna varılmıştır.
9 nolu gündem maddesi açısından ise şirketin durumunun iyi olmasına rağmen ortakların kar payı elde etme menfaatinin gözetilmediği, gerek 2015 yılı karının gerekse dağıtılmayan karların daha yüksek oran ve miktarda dağıtılması mümkün iken kar dağıtımının cüzi olması nedeniyle bu maddenin objektif iyiniyet kuralarına aykırılık nedeniyle iptali koşulunun oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davacının davasının kısmen kabulü ile 8 ve 9 nolu gündem maddelerinin iptaline, 4,5,6 ve 7 nolu kararların iptali için açılan davanın ise reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile, davalı şirketin 30/03/2016 tarihinde gerçekleştirilen 2015 yılı olağan genel kurlunda alınan 8 ve 9 nolu kararların iptaline,
Davacının , 4-5-6-7 nolu kararların iptali için açtığı davanın reddine,
2-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinde 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinde 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 62,70 TL ilk masrafı, 11.250,00 TL bilirkişi ücreti, 707,40 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 12.020,10 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak takdiren 4.000,00 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 30,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın ilgilisine iadesine,
7-Bu dava sebebiyle 54,40 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 29,20 TL’nin mahsubu ile kalan 25,20 TL hacın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı,, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. . 24/12/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır